UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Onat Kutlar'ın Öyküleri

09 Oca 2010
eren

İshak (1959)

Karameke (2009?)

Karameke kitabında eksik ve hatalar var.

Kategori:

Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Yazarın öykülerini ölümünün 15. yıldönümünde okumaya başlayacağız. Güzel bir anma olacak. Flowers


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Onat Kutlar'ın öykücülüğü : Karameke

Onat Kutlar'ın bazı şiirleri için : bknz

Onat Kutlar'ın film ve senaryoları : bknz


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

YKY'nin İshak'ın 50. yıl özel baskısı hakkında YKY Bülten'de yayımladığı bir tanıtım. Kutlar'ın yaşamıyla ilgili notların yararlı olabileceği düşüncesiyle ekliyorum.

YKY Bülten Eylül '09


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Abdullah, taradığın metinler için teşekkürler. Ancak bu metinlerin hangi kaynaktan geldiği pek açık değil (en azından bana öyle gelmiyor). Mesela bu en son gönderdiğin metnin başlığı "Onat Kutlar Anlatıyor" (ki bunu pdf'te de görüyoruz), ama hangi yayının 10. cildinin 111. sayısından alındığı anlaşılmıyor. Buna benzer birkaç metin daha vardı sanırım. Belki de ben tam anlayamadım, bilmiyorum.


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

""
Abdullah, taradığın metinler için teşekkürler. Ancak bu metinlerin hangi kaynaktan geldiği pek açık değil (en azından bana öyle gelmiyor). Mesela bu en son gönderdiğin metnin başlığı "Onat Kutlar Anlatıyor" (ki bunu pdf'te de görüyoruz), ama hangi yayının 10. cildinin 111. sayısından alındığı anlaşılmıyor. Buna benzer birkaç metin daha vardı sanırım. Belki de ben tam anlayamadım, bilmiyorum.

İlk iletimin başına eklemiş, daha sonrakilerde ihmal etmişim yazıların kaynağını. Her birinin içine tekrar ekledim. Böylesi yeterli sanırım.


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

abdullah şahin dedi ki:
İlk iletimin başına eklemiş, daha sonrakilerde ihmal etmişim yazıların kaynağını. Her birinin içine tekrar ekledim. Böylesi yeterli sanırım.
Teşekkürler Good


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Münhasıran Onat Kutlar'la ilgili olmasa da 1950 kuşağı öykücüleriyle ilgili başvurulabilecek kaynaklardan biri. Tezin tamamını okuyabilir miyim, bilmiyoru, ama elimden geldiğince Onat Kutlar'la ilgili kısımlarını cımbızlamaya çalışacağım.

Yazınsal Kavrayışta Köklü Bir Değişim: Türk Öykücülüğünde 1950 Kuşağı, Jale Özata Dirlikyapan, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Bilkent Üniversitesi Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, Ankara


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Belki şu cümleyi de Onat Kutlar forumunun "tanıtım" cümlesi olarak kullanabilirdik:

""
"Çocuk, küçük, gümüş saplı anahtarlar gibi sayıları bir yana yığıyordu."
Bu cümle, ilk okuduğumda çok dikkatimi çekmişti. Ne yazık ki onun yer aldığı öyküyü ("Horozlar") okuyamayacağız.


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Onat Kutlar'ın da haikuya selam vermiş yazarlarımızdan olduğunu bilmezdim. Pera'lı Bir Aşk İçin Divan kitabından:

""
Senin İçin Dört Alçakgönüllü Hai-kai

I

Sisli ilkyaz bahçelerinde
Herkes kendine bir bahar dalı arıyor
Önce seninkini öğrendim bu sabah
Japon elması

II

Tankların ölü ağaçları arasında
Yapma çiçekler gibi bando
Bir köşede açmış diri güllerini
Japon elması

III

Bir mayıs ikindisi ıssız kentin
Patikalarında ölü güvercinler
Onları beklemiş bütün bir gün
Dalları bomboş japon elması

IV

Kırmızı akşam yıldızının uçurtması
Bahar esintisiyle sallanıyor
Omuzunun beyaz kuşlarına
Dönüyor siste japon elması

(Kaynak)


5+7+5 ölçüsüne uymuyor, hattâ adında haiku geçmese belki bunların haiku olduğunu düşünmezdim de.

Şu aşağıdaki de "Japon elması," daha çok bilinen adıyla "Cennet hurması" ya da "Trabzon hurması" (kaynak):

japon_elmasi.jpg

Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

İshak'ı 1950 kuşağı çerçevesinde tanıtan akıcı bir yazı:

"Öykücülüğümüzün eşiğinde Onat Kutlar", Kemal Varol, Kitap Zamanı, Sayı: 45

""
(...) 50 Kuşağı'nın ilk ürünü Demir Özlü'nün 1958 yılında yayımlanan Bunaltı adlı kitabı olur. Bir yıl sonra da Onat Kutlar'ın İshak, hemen ardından da Ferit Edgü'nün Kaçkınlar adlı kitapları yayımlanır.

Bunaltı ve Kaçkınlar'ı da belki İshak'ın etrafına destek yapıp BNA'ya (Bir Nefeslik Ara) konuk ederiz, ne dersiniz? Sait Faik'in "Plajdaki Ayna"sı da BNA adaylarından...


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Onat Kutlar'ın kitaplarının eşi Filiz Kutlar tarafından Terörle Mücadele Kanunu kapsamında mağdur edilen çocuklara bağışladığını, projenin zamanla dönüşüp Diyarbakır'da bir Onat Kutlar Kütüphanesi oluşturulmasına karar verildiğini Tevfik Taş'ın köşe yazısından ("Ustama saygıyla") öğrendim. Paylaşmak istedim:

""
Diyarbakır Sur Belediyesi Başkanı Abdullah Demirbaş tarihi bir Diyarbakır evini, bir Onat Kutlar Kütüphanesi’ne dönüştürmek için saptadı. İki katlı, dört odalı, salon olabilecek bir bodrumu olan, etkinlikler yapılabilecek geniş bir avlusu olan eyvanlı tarihi bir Diyarbakır evi artık müstakbel Onat Kutlar Kütüphanesi’dir.


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Çok güzel bir yazıymış Eren, teşekkürler. Flowers


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Hafta sonu Yusuf ile Kenan'ı izlesek diyorum. Artık hep birlikte mi olur, ayrı ayrı mı, ona siz karar verin. Film Google Video'dan bile izlenebiliyor (link) o nedenle erişim sorunu olacağını sanmıyorum. Onat Kutlar'a daha bütünlüklü biçimde bakabilmek için yararlı olacağı kanaatindeyim.
Cheers


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Ben de filmin peşine düşmüştüm tam. Yıllar önce izlemiştim filmi.

Cem Davran'ın çocuk görüntüsünden ve bir sahnede Avusturya İşçi Marşını okuduklarından başka bir şey kalmamış aklımda.

Güzel öneri. Ben varım. Good


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Ben de varım. Haftasonu matinemize bekleriz Here


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

""
Hafta sonu Yusuf ile Kenan'ı izlesek diyorum. Artık hep birlikte mi olur, ayrı ayrı mı, ona siz karar verin. Film Google Video'dan bile izlenebiliyor (link) o nedenle erişim sorunu olacağını sanmıyorum. Onat Kutlar'a daha bütünlüklü biçimde bakabilmek için yararlı olacağı kanaatindeyim.

Muhtemelen ben de katılırım.


Yusuf ile Kenan

Yönetmen: Ömer Kavur Senaryo: Onat Kutlar, Ömer Kavur Yapım Yılı: 1979 (Kaynak)

Ekşi Sözlük'te filmle ilgili epeyi şey söylenmiş (link). Sanırım Türkiye'de politik sinemanın ilk örneklerinden biri Yusuf ile Kenan. Filmde zaman zaman kör parmağım gözüne politik bir dille karşılaşmayı biraz da ona yoruyorum. Öte yandan film çocukların, üstelik sokak çocuklarının gözünden bakıyor dünyaya. Köylerinden çıkıp gelen iki kardeşin iki uca savrulmasını gerçekçi bir dille anlatıyor. Ekşi Sözlük'ten axellennox'un pek beğendiğim ifadesiyle:

""
sezercikli, yumurcaklı, ayşecikli klasik çocuk filmlerinden çok farklıdır. sokaktaki gerçek türk çocuğunu, kan davasından yetim kalmış türk çocuğunu, tinerci, kapkaççı, hırsız olmuş türk çocuğunu, orospu çocuğu olmuş türk çocuğunu anlatır. büyükler için, çocuklu bir filmdir.

(Kaynak)

yusuf_ile_kenan.jpg

Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Bir de Yusuf'la Kenan'ın deniz manzaralı evinde çaylarını yudumlayan zenginlerin karşısına çıkarıldığı sahne var. Belki sizin de dikkatinizi çekmiştir. Adamın arkasındaki duvarda bir resim asılı. Resimdeki kadın Fikret Otyam kadınlarına çok benzese de ressamın kim olduğundan emin olamadım. Belki resmi tanıyan birileri çıkar...

Yusuf ile Kenan 001.jpg

Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Bize bu figürler hemen Fikret Otyam ya da Nuri İyem'i anımsatsa da, belirli bir dönem çok yaygın olarak işlenmiş bir tema olduğu için kesin bir şey söylemek zor. Bana kalırsa üslup olarak her ikisine de benzemiyor resim. Belki erken dönem işlerinden biri olabilir ya da, dediğim gibi, hiç ilgisi olmayabilir.


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

İstanbul Büyükşehir Belediyesi' nin "sokakta çalışan çocuklardan herhangi bir hizmet (mendil almak ayakkabı botatmak v.s.) almayın ve onlara para vermeyin, bu şekilde onlara yardımcı olamazsınız dahası onlara ve diğer çocuklara bu şekilde zararınız olacaktır" içerikli bildirileri dağıttığını okuduğumda yani bir hafta önce bu film gelmişti hatırıma. Filmi tekrar izlemek üstelik neredeyse eş zamanlı izlemek benim içinde güzel olur. Peki bu akşam izlemeye ne dersiniz?


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Filmi indirerek izlemek isteyenler http://video.google.com/videoplay?docid=1009428152016888290# adresindeki Download video - iPod/PSP linkine tıklayarak filmin video dosyasını bilgisayarlarına indirebilir.


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Ben az sonra filmi izlemeye başlıyorum, herkesi beklerim eşzamanlı seyire...


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Az önce Yusuf ile Kenan'ı izledim. Yıllar önce izlemiştim bu filmi ama O.Kutlar'ı tanımaya çalıştığımız bugünlerde filmi yeniden izlemek gerektiğini düşündüm. Filmle ilgili can alıcı noktalara değinildi. Gerçekçi bir film Yusuf ile Kenan. Zaman zaman politik göndermeler uğruna yapaylığa düşse de, filmin genelinde bir samimiyet var. Filmdeki tipler, konuştukları dil (yerel ağız ve argoyu kastediyorum) son derece titizce işlenmiş. Filmden beğendiğim bir replik :

""
Kenan, Çarpık'tan (işvereni) azar işitirken :
- Ulan sana da bir iş verdik, tatava yapıp durma...

Rahatsız edicek kadar abartı bir argo yok filmde. Köyden gelen Yusuf İle Kenan'ın kullandığı yerel sözler, atasözleriyle de film boyunca karşılaşıyoruz.
""
Kenan, Farkonotti'yle kavga eden Çarpık'a :
- Boşver Ağam, it ilen çuvala girme...

Yusuf, Ağabeyi Kenan'a "Ede" diyor. Anadoluda kullanılan bir söz Ede:
""
ede : Büyük birader.
Ayrıca Anadolu'da "ağa / aka / ede / efe" gibi sözcükler de kullanılıyor kaynak : TDK

Taşra - İstanbul ayrımı kadar, kimsesiz çocukların dünyaları, emeğin kutsallığı gibi konular da değinen filme bir edebiyatçının, bir yazarın gözünün de değdiği anlaşılıyor. Eren'in alıntısında da değindiği gibi, Sezercik döneminin çok üzerinde bir film.
Cem Davran'ın (Kenan) böyle bir filmle sinemaya adım atması ama sonunu getirememesine; Tamer Çeliker'in (Yusuf) bu filmden sonra sinemadan uzak durmasına (nedenini bulamadım ama sinemaya yakışır bir yüzden uzak kalmışız diye düşünüyorum) ve Böcek'in (Yalçın Avşar), küçük yaşına rağmen oyunculuğuyla filmin en önemli karakteri olmasına rağpmen "Kaygısızlar" hariç yüzünü unutmamıza üzüldüm.


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Filmde gördüğüm birkaç eksikliği not etmek istiyorum. Bunların bir kısımı senaryoyla, bir kısmı yönetmenlikle ilgili sıkıntılar.

Filmin en başında Yusuf'la Kenan'ın babasının öldürüldüğü sahne pek gerçekçi görünmedi bana. Milyonlarca adam öldürme sahnesi çeşitlemesi olan sinema için pek baştansağma bir ölümdü adamınki. Bir de, yine o sahnede adamın çocuklarına amcalarının adresini verdiğini görüyoruz. Sormadan edemiyorum: "bir insan kardeşinin adresini kağıda yazılı olarak sürekli yanında taşır mı?" Belki kan davası olan insanlar böyle yapıyorlardır her ihtimale karşı, kim bilir?

Sonra çocukların yola iner inmez bir kamyonla karşılaşıp onu durdurmaları var ki, tuhaf geliyor. Daha yola inmeden kamyona el ediyorlar ve kamyon hemencecik duruyor. Üzerinde biraz daha çalışılmalıymış gibi geliyor.

Bunun gibi aksaklıkları düşünürken aradan geçen 30 yılı da hesaba katmak gerek belki. Bugünün sinemasıyla değil de dönem sinemasıyla karşılaştırmak daha geçerli değerlendirmeler yapmaya yardımcı olacaktır.


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Bu arada filmde kullanılan argonun yerli yerinde olduğunu düşünüyorum. O çocuklar başka türlü konuşsalardı inandırıcılıklarını yitirirlerdi bence.


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Yapı Kredi yayınları 1999 yılında yılında bastığı "İshak" ın önsözü olarak Onat Kutlar'ın "On Yedi Yıl Sonra" adlı bir yazısını kullanmış. Kutlar bu yazıyı İshak'ın belli ki on yedi yıl sonra ikinci kez basılması vesilesiyle 1976 yılında kaleme almış.

Yazı şöyle başlıyor:

""
Yeniden giriyorum yazıya. Ülkeme, çocukluğumun kentine döner gibiyim. Kağıtların ak denizine, esinlerle ürperen çayırlarına harflerin, anlamın derin vadilerine, kitatapların kalabalık sokaklarına...

Bu satılar bir öykü gibi içine çekiyor insanı.

""
Avcını iyisi uçarı vurur. İyi öykücü, akıp giden zamanın ritmine onu durdurmadan kalemini uydurandır. Bir süre birlikte döner o çarkla. Ve bir ölü noktayı geçince bırakır. Öyle gördük ustalarımızdan. Adımız da Hıdır.

...ve aynı tatla ama insanın içine bir hüzün doldurarak devam ediyor.

""
Kimin için yazıyorduk? Sait'in dediği gibi bir sınıfın en arka sıralarından birinde gizlice şiirler okuyan öğrenci için mi? Artık o öğrenciler Marighella ve Lenin okuyorlardı. İşçilerse nereden kitap alsınlar!..Okurla ortak bir dilimiz neredeyse yoktu. Kavgasına katıldığımnız insanlara ulaşamıyorduk. Ne yapmalı? ....
yazar artık bu bunalımı atlattı mı?.....Ama ben, ne kendi kitaplığımda bile kalmamış olan İshak'ı yeniden bastırmayı düşündüm arada yazdıklarımı yayımlamayı.

Onat Kutlar'ın henüz bir iki öyküsünü okumuş biri olarak bu yazının onu daha iyi anlamaya beni yaklaştırdığını düşünüyorum.


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Biz Onat Kutlar öyküleri okumaya başladığımız sırada, Cumhuriyet de yazarın ölümünün 15. yılı dolayısıyla 50 kuşağından başka yazarlarla Onat Kutlar üzerine görüşmüş. Demir Özlü, Hülya Uçansu, Ferit Edgü, Hulki Aktunç, Ali Özgentürk, Erden Kıral ve Adnan Özyalçıner'in kısaca Kutlar'ı hatırladıkları bu haberden Demir Özlü'ye ait pasajı aktarıyorum:

""
Onat hem hakiki bir insandı, hem de hakiki bir entelektüel. Yaşarken hep beraberdik. Benim on yıl ayrı düşmemde de. Şerri bugünlere de uzanan Sulhi Dönmezer’in (çünkü son olarak eski Ceza Yasası’nın maddeler sıralamasını değiştirerek, onu yeni bir ceza yasası diye yutturmuştur) fakültede protesto edilmesi olaylarının da içindeydi; 28 Nisan 1960’ta da beraberdik. Daha 20’li yaşlar çevresinde Fransız dilinde yayımlanan Max Stirner’in Unique et sa propriété (Tekil İnsan ve Onun Sahip Oldukları) adlı önemli kitabını, Beyoğlu’ndaki Saray Kitabevi aracılığıyla getirtip okumuştu. 1961’de Paris’e gidişimizde Lorca ile birlikte, ilk aldığı kitabın Laurence Sterne’ün Tristram Shandy'si olduğunu yazmıştım. Paris’e gitmeden önceki yıllarda birçok yazar içinde en çok Dostoyevski ile Camus üzerinde konuşup tartışırdık. Aşılmaz hikâyeler, çok güzel denemeler, görkemli şiirler yazdı. Türk yazınında bıraktığı iz kalıcıdır. Türk modernizminin ve büyülü gerçekçi yazının kurucularındandır. Bugün ortada dolaşanlara bakıyorum da, kimsenin kendi yüzeyselliği kendisini ilgilendirmiyor. Kendi alanında derinleşme ve hakiki olma (sahihlik) dönemi değil de yaldız dönemidir bu. Montparnasse Sokağı’nda, Cezayir Savaşı sırasında geceleri Sartre’la arkadaşlarının da oturduğu Falstaff kulübünde oturup, ilk metro başlayana kadar, kesemizin elverdiğince şarap içerek Bach’ın müziklerini dinlerdik.

Bir iki gün sonra -ne mutlu ki- Paris’e uğrayıp Select kahvesinin terasında oturacağım. Orada nostalji, anı, içe-dalım olarak düşünme, vb. sarmalında kültürün ve silinmez olmuş dostluğun derin izleri içinde buruk ama derin bir mutluluk duyacağım. Çünkü o terasta yalnız da otursam, onlar oradalar.

Kaynak: "Onat Kutlar'ı anlattılar", Cumhuriyet, 12 Ocak 2010


Re: Onat Kutlar: Yaşamı ve Yapıtları

Aynı metinden, öykülerini incelediğimiz bugünlerde bize de yol gösterebilecek bir bölüm. Yazarın gerçekliğe bakışıyla ilgili :

""
İyi bir film yapabilmek için iyi bir fikre sahip olmak gerekir. Ben bir filme başlamadan önce onunla konuşurdum. Ayrıca Onat’la “ Hakkâri’de Bir Mevsim” filminde birlikte çalıştık. Filmin senaryosunu yazdı. Gerçekçi bir yapı kurarken romanın fantastik yanını ıskalamadı. Belki de gerçekçilik romanda, filmde gerçekçi olma çabasıdır. Çünkü “Kurmaca söz konusu olduğunda gerçeğin gerçek olduğuna hiçbir zaman inanmamak gerekir” derdi. Onat Kutlar, benim kuşağımın ‘istinat duvarı’ydı.

Kaynak: "Onat Kutlar'ı anlattılar", Cumhuriyet, 12 Ocak 2010