Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

10 Tem 2008

abdullah şahin

Aslında konunun başlığı içeriğin ne olduğuna ilişkin yalın bir girizgâh oluşturmuş. Ben yine de niyetime dair kısa bir açıklamada bulunayım.

Bu başlık altında şu sıralar izlediğimiz, okuduğumuz eserler üzerine -listeye dinlediğimizi de katabiliriz- kısa, aydınlatıcı birkaç kelam etsek hem haberdar ol(a)madığımız yapıtlardan mahrum kalmamış oluruz hem de birbirimize yeni fikirler verebiliriz diye düşünüyorum.

Kategori:

Çay Ocağı

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Aslında Erbaş'ın dizesi üzerine ben de bir şeyler söylemek istedim; ama şiirin şiir olarak bağlamından uzak düşeceğini düşündüğüm için vazgeçtim. Daha çok "zaman"ın bir kap olarak değerlendirilmesindeki metafizik tutuma ilişkini bir eleştiriydi kafamda biçimlenen. Ama dedim ya, vazgeçtim.

Barış Acar tarafından Tem 10th, 2009 günü 18:28 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

The Bear (Ayı) adlı belgesel filmi izledim dün. Film, hayvan belgeselleri sevenlerin kaçırmaması gereken güzellikte. İlgililere : The Bear

Cihan Başbuğ tarafından Tem 16th, 2009 günü 11:36 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Şükrü Erbaş'ın, İnsanın Acısını İnsan Alır'ını Elif Çınar'la keşfetmiştim. Özellikle adı geçen şiirin satırları hâlâ aklımda. Özleme, ayrılığa dair duyguların betimleri akılda kalacak kadar farklı ve derin.

Nurten Öztürk tarafından Tem 16th, 2009 günü 13:09 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

The Bear (Ayı) adlı belgesel filmi izledim dün. Film, hayvan belgeselleri sevenlerin kaçırmaması gereken güzellikte. İlgililere : The Bear

Benim de severek izlediğim filmlerden biriydi "The Bear". Yönetmenle oyuncular arasındaki müthiş denge şaşırtmıştı beni. Bu arada oyuncu dediklerim iki sevimli ayı.

abdullah şahin tarafından Tem 16th, 2009 günü 13:19 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Şu sıralar Kitap-lık dergisinin "Ben Kimdir?" adlı 100. sayısını okumaya başladım. Forumumuzda zaman zaman karşılaştığımız birinci kişi anlatımına dair hoş açılımlar sunabileceğini düşündüğüm metinlerden, ara ara alıntılar yapacağım.

abdullah şahin tarafından Tem 16th, 2009 günü 13:29 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Forumumuzda zaman zaman karşılaştığımız birinci kişi anlatımına dair hoş açılımlar sunabileceğini düşündüğüm metinlerden, ara ara alıntılar yapacağım.

Abdullah, sözünü ettiğin dergiyi alamadım. Alıntıları ilgiyle izleyeceğim.

Nurten Öztürk tarafından Tem 16th, 2009 günü 14:48 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Daha doğrusu henüz herhangi bir öykü, edebiyat dergisi alamadım, baktığım kitapçılarda yoktu.

Nurten Öztürk tarafından Tem 16th, 2009 günü 15:32 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Abdullah, sözünü ettiğin dergiyi alamadım. Alıntıları ilgiyle izleyeceğim.

Nurten, yalnız bu sayı Kitap-lık'ın eski sayılarından biri. Sahafta denk geldi de aldım.

Alıntıları aktarmaya en kısa zamanda başlarım.

abdullah şahin tarafından Tem 23rd, 2009 günü 22:17 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Abdullah, alıntıları merakla bekliyorum; dergiye göz atma şansım oldu çünkü...
Tatilde daha çok Cheers dizisini izliyorum. 80'lerin efsane dizisini herkese öneririm. Dizi ve filmlerdeki espriler beni çok güldürmezdi bu diziye kadar...
Az önce Gilles'in Karısı (La Femme De Gilles) adlı filmi izledim. Farklı bir film, önerilir. Alıntı yağtığım kısımda filmle ilgili yerinde yorumlar var.

Cihan Başbuğ tarafından Tem 25th, 2009 günü 15:04 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Evet, Abdullah sonradan, konu ilgimi çektiğinden,alıntılar gelene kadar, metnin yayımlanan kısımlarına ve diğer başlıklara internetten bakayım dedim, o zaman farkettim eski sayı olduğunu. Yeni sayıyı alamadım ama netten başlıklara göz attım; ilgilenecek olanlar için bir iki başlık:
Necip Tosun - Yabancılaşma, Aydın Eleştirisi ve İroni: Oğuz Atay Öyküleri
Gürsel Korat - Romanda Tarih
Faruk Duman - Anlatıcı Kadınlar Hakkında
Son başlığı nette yayımlandığı kadarı ile okudum, metinle başlık çok örtüşmüyor diye düşündüm, yani biraz hayal kırıklığı yaşadım. Umarım metnin devamı beni haksız çıkarır.

Nurten Öztürk tarafından Tem 25th, 2009 günü 23:09 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Gani Müjde'nin Osmanlı Cumhuriyeti'ni izledim ve hiç beğenmedim. Bugünse Elegy'i izledim. Film, yaşı epey geçmiş bir entelektüelin genç ve güzel bir kıza olan aşkını anlatıyor. Aşkı yaşayan kişinin ne kadar bencil duygularla hareket ettiğini düşündüm film boyunca. İzleyenler varsa film üzerine konuşmak isterim. P.Cruz'un oyunculuğuna ve güzelliğine ise diyecek yok.

Cihan Başbuğ tarafından Ağu 16th, 2009 günü 21:32 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Son olarak Ahmet Erhan'ın 3 tane şiir kitabını okudum. Sevda Şiirleri, Resimli Ahmetler Tarihi, Öteki Şiirleri... Beğendiğim bir şairin küllüyatını tamamlamış oldum böylece. Bir de Sunay Akın'ın "Önce Çocuklar ve Kadınlar" kitabını okudum. Kitap gemiler üzerine fıkralardan (anektot) oluşuyor. Sunay Akın'In okuduğum ilk kitabı oldu, çok beğendiğimi söyleyemem. Kitaptan :

/.../ Ersin Tezcan, Elele dergisi'nin Eylül 1992 sayısında kendisiyle yapılan söyleşide ilginç bir iddia atar ortaya: "BEn istesem hiç"e" harfini veya herhangi bir harfi kullanmadan uzun bir roman yazabilirim." YAzar 5 tıl sonra ""E"siz Potkal" adlı bir kitap yayınlar. Kitabın sayfalarında e harfine hiç rastlanmaz!..
Okur, bir lipogramme ile, yani, bir harfin hiç kullanılmadığı bir metin ile karşı karşıyadır. Türkçede bir kitap oylumunda ilk kez denenmiş olsa da dünya edebiyatında lipogram örnekleri vardır. Fransız yazar Georges Perec, 1969'da yayınlanan "KAybolan" adlı kitabında e harfine küser. Wincet Wright'ın, 1939'da okur ile buluşan "Gadsby" adlı romanında, "e" yasaklı harfdir. Lope De Vega içlerinde sırasıyla "a,e,i,o ve u" harflerinin olmadığı 5 öykü
yazar. Milattan önce 3. ya da 4. yüzyılda yaşamış olan Larandalı Nestro'nun İlyada'nın İlk ŞArkısında hiç kullanmadığı harf ise "a"dır. Ersin Tezcan'ın daktilosunun "e" tuşunu kırarak yazdığı kitapta bir de şiir var:
Mutsuzluğun Şiiri
ıssız bir adada potkalı boş bir şair gibiyim
konuşacaklarımız aynı ayni bakışlarımdan kaçıyorsun
yorulunca molla gibi sözcük döküyorum yollara
harf balosunda intihar. bir ölü , iki yaralı

Potkal: Kaza veya başka bir olayı karadakilere bildirmek için gemilerden denize salınan, içinde mektup olan şişe.
alıntı :TDK

Cihan Başbuğ tarafından Ağu 22nd, 2009 günü 23:39 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

En son, bu gece, Uzunhikâye'den Yusuf Atılgan'ı okudum. Geri dönüp okumak birçok açıdan keyifliydi. Bazı yerlerde çok güldüm. Çok güldüklerimden birincisi Elif Çınar, ikincisi Çağdaş Acar... Bu arada farkettim ki, Eren'in yorumlarını, paylaşımlarını özlemişim.

Bunun dışında en son, Yaşar Kemal'in Bir Ada Hikayesi'ni okudum. İlk iki kitap bitti, üçüncüyü okumadan ara vermek gereği hissettim. Düşünüyorum.

Nurten Öztürk tarafından Ağu 23rd, 2009 günü 22:30 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Bunun dışında en son, Yaşar Kemal'in Bir Ada Hikayesi'ni okudum. İlk iki kitap bitti, üçüncüyü okumadan ara vermek gereği hissettim. Düşünüyorum.

Son cildini merakla beklediğim serilerden biri. Umarım usta yazar, beklentimizi boşa çıkarmaz.

abdullah şahin tarafından Ağu 23rd, 2009 günü 23:39 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

cihan dedi ki:

Bir de Sunay Akın'ın "Önce Çocuklar ve Kadınlar" kitabını okudum. Sunay Akın'In okuduğum ilk kitabı oldu, çok beğendiğimi söyleyemem.

Bu satırlar Sunay Akın'ın bir şiirini hatırlattı, bu dizeleri ilk okuduğumda da çok sevmiştim;

aşağıda
top oynayan arkadaşlarını gördüğü için
acelecidir
minarede ezan okuyan
çoçuğun sesi

Dilerim dizeleri doğru hatırlıyorumdur.

nurten aksakal tarafından Ağu 28th, 2009 günü 23:04 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Son olarak Empire Of The Sun, Elizabeth ve Moliere filmlerini izledim. "Empire Of The Sun" gibi bir klasiği bu zamana kadar izlememiştim. Savaşın gerçek acıları üzerine yapılmış en iyi filmlerden biri olduğu söylenir hep. İzledikten sonra ben de hak verdim. Elizabeth ise, 16. yy İngiltere'sinde Kraliçe Elizabeth'in yaşamöyküsünü anlatıyor. Diğerlerinden çok farklı olduğunu söyleyemeyeceğim bir film. Molier'i ise çok beğendim. "Finding Neverland"a çok benzettim. Molierein yaşamından çok onun neslendiği kaynakları anlatan, görülesi bir film...

Cihan Başbuğ tarafından Ağu 29th, 2009 günü 18:02 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Cihan'ın sözünü ettiği film, özellikle görselliğiyle aklımda kalıcı bir yer edinmişti. Bu filmden başka birkaç "Elizabeth" yapımı daha var. Özellikle bunlardan 1998 yapımı olan ve Geoffrey Rush'ın harika oyunculuğuyla taçlanan şu filmi izlemenizi öneririm: Elizabeth

abdullah şahin tarafından Ağu 30th, 2009 günü 12:35 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Önerini değerlendirip filmi izleyeceğim. Teşekkür ederim Abdullah...

Cihan Başbuğ tarafından Eyl 1st, 2009 günü 22:24 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

"[url=http://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%BCne%C5%9F_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu_(film)]Empire Of The Sun[/url]" filminden bahsedilmişken Christian Bale'in övgüye değer oyunculuğundan da söz etmek gerekir.
Hemen her şeye sahip bir çoçuk olan Jamie' i savaş yüzünden ailesi kaybeder ve savaş boyunca hayatta kalabilmek için neredeyse tek başına mücadele eder. Christian Bale muhteşem bir oyunculukla bu yalnız çocuğun kişiliğinin nasıl şekillendiğine, bakışlarında ve yürüyüşünde nasıl değişiklikler yarattığına tanık olmamızı sağlar. Diyebilirim ki bu filmi türlerinden ayıran en önemli fark bu oyunculuktur.

nurten aksakal tarafından Eyl 2nd, 2009 günü 17:00 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Güneş İmparatorluğu esasen Ballard'ın bir romanıdır. bkz. link

Barış Acar tarafından Eyl 2nd, 2009 günü 19:49 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Murathan Mungan'ın Lal Masallarını okuyorum. 3 masaldan oluşuyor kitap ve hatırlandığı gibi "Selvihan ile Murathan", forumda birlikte okuduğumuz bir öyküydü. Diğer iki öykü de en az onun kadar başarılı.
Abbas Kriostami'nin kısa filmlerini seyrettim. Bilindiği gibi Kriostami, İran sinemasının önde gelen yönetmenlerinden. Çocukların eğitiminden tutun da toplumun modernizasyonuna kadar birçok alanda önder olmaya çalışmış ve sinemasını zaman zaman da bu yolda kullanmış önemli biri Kriostami. Daha fazla bilgi için :
İran Sineması

İran Sineması 2

Cihan Başbuğ tarafından Eyl 2nd, 2009 günü 20:43 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Abbas Kriostami'nin kısa filmlerini seyrettim. Bilindiği gibi Kriostami, İran sinemasının önde gelen yönetmenlerinden. Çocukların eğitiminden tutun da toplumun modernizasyonuna kadar birçok alanda önder olmaya çalışmış ve sinemasını zaman zaman da bu yolda kullanmış önemli biri Kriostami.

Kriostami, zaman ayırıp izlemek istediğim, merak ettiğim yönetmenlerden biri. Ten adlı filmi, sık sık övülen yapımlarından biridir.

abdullah şahin tarafından Eyl 3rd, 2009 günü 7:40 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Barış Acar'In da bu konuda bize katkıları olacak mı?

Cihan Başbuğ tarafından Eyl 4th, 2009 günü 20:41 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Cihan Başbuğ dedi ki:

Fransız yazar Georges Perec, 1969'da yayınlanan "KAybolan" adlı kitabında e harfine küser.

Gözümden kaçmış Cihan'ın alıntıladığı bu bilgi. İnsan niye gerek duyar ki böyle bir yolla yazmaya.

Hem de yazmaya yeni yeni başlanmışken.

Cihan Başbuğ dedi ki:

Milattan önce 3. ya da 4. yüzyılda yaşamış olan Larandalı Nestro'nun İlyada'nın İlk ŞArkısında hiç kullanmadığı harf ise "a"dır.

Anlatılmak istenen duygunun bilenen sözcüklerin dışında başka sözcüklerle ifade edilmesini sağlamak için, daha fazla sözcük kullanmak böylelikle dili zenginleştirmek için bir yöntem olabilir.
Ben de, Oğuz Atay okurken, onun, günümüzde okuduğum pek çok metinde sıkça rastladığım "ve fakat" bağlaç ve edatını bir arada kullandığını gördüm. Demek dedim, bu kullanım Atay'dan yadigâr.

elif cinar tarafından Eyl 6th, 2009 günü 1:52 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Şu sıralar epey bir film izledim. Tony Takitani, 2008 yapımı , güzel bir film. Sevgiyi kendi kafamızda mı yaratıyoruz? Sevdiğimiz kişiye yüklediğimiz şeyler, sadece bizim gördüğümüz ya da görmek istediğimiz şeyler mi? Soruları üzerine düşündürüyor. Linkteki yorum o kadar etkili ki, ne söylesem tekrara düşeceğim. Lavanta Kokulu Kadınlar ise Ahu'nun önerisiyle izlediğim bir film. Güzeldi. Ahu'nun dediği gibi, İngilizce pratiği yapanlar için bire bir. Sword Of The Stranger da izlediğim ikinci ainmeydi. Anime dünyasına ısınmak için iyi bir filmdi. Bu türde fazla film izlemedim ama yavaş yavaş ısınıyorum.

Cihan Başbuğ tarafından Eyl 9th, 2009 günü 19:07 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Eylül ayı itibarıyla, Cihan'ın, 85 günlük seyahatnâmesini buradan tefrika etmesini bekliyordum.

Nurten Öztürk tarafından Eyl 11th, 2009 günü 0:07 sularında gönderildi.

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Tabiki Nurten zevkle. Ben cuma günü bir ameliyat geçirdim ve evde dinlenme zamanımı Oruç Auroba okuyarak geçiriyorum. Yürümek Üçlemesinden, Tümceler'i okuyorum. Üçlemeyi tamamladığımda kitap hakkında yazacağım. Ama sözcükler üzerine bu kadar uğraşan bir yazarı okumak zevk verici.

Cihan Başbuğ tarafından Eyl 14th, 2009 günü 11:55 sularında gönderildi.