UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

10 Tem 2008
abdullah şahin

Aslında konunun başlığı içeriğin ne olduğuna ilişkin yalın bir girizgâh oluşturmuş. Ben yine de niyetime dair kısa bir açıklamada bulunayım.

Bu başlık altında şu sıralar izlediğimiz, okuduğumuz eserler üzerine -listeye dinlediğimizi de katabiliriz- kısa, aydınlatıcı birkaç kelam etsek hem haberdar ol(a)madığımız yapıtlardan mahrum kalmamış oluruz hem de birbirimize yeni fikirler verebiliriz diye düşünüyorum.

Kategori:

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Gayet mantıklı, Eren. Bu başlıkta zaman zaman bir film hakkında yorum yapamadan, diğerleri biniyor ve takibi zorlaşıyor. Ayrışma zamanla beliren bir şey sanırım.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Son olarak Metin Üstündağ'ın Şiyir Sevişgenleri'ni okudum. Karikatür sevenler için önerilebilecek bir kitap. Ayrıca Metin Üstündağ, yaşamı ve kitapları incelenecek bir yazar. Denmeleri, aforizmaları hep ilgimi çekmiştir.

Ayrıca Avşar Timuçin'in Aşkın Diyalektiği'ni okudum. Aşkın "ne"liği üzerine muhteşem bir kitap. Kitapta aşk kavramıyla birlikte, aşkın çevresindeki her konunun tartışıldığı bir kitaptı. Aşkı bireyin belirleyip belirlemediği (gerçekten aşık mı oluyoruz, yoksa zaman ve ortama göre ihtiyaç kaynaklı bir istek sonucu mu doğuyor aşk?), kadın ve erkeğin aşk karşısındaki psikolojik tutumu, aşk ve özgürlük ilişkisi, bir kültür alanı olarak aşk, Aşkta sapmalar, cinsellik ve aşk ilişkisi, aşk ve edebiyat alt başlıklarıyla okumaya değer bir kitap.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Bandırma'da yaşıyorum. Bugün dünden daha şidetlenen fırtınalı bir hava vardı. Yorucu bir gündü. Yoruldum. Kendimi ödüllendirmek istedim bu yorgunluğum için. Kitapçıma uğradım. Sabahattin Ali'nin Yeni Dünya'sı ile Yusuf Atılgan'ın Bütün Öyküler'i gariptir sanki elime "al beni-al beni" diyerek dolaştı. Sevinçle aldım. Daha belediye otobüsüne binmeden "Evdeki" öyküsünü okumuştum. Güzeldi. O fırtınalı havayı bile daha bir sevimlileştirdi öykü. Günlük yaşamımıza kitabı-okumayı ne kadar bulaştırabilirz acaba? Bunun olumsuz yanları yok mudur? Bunun yanında, "geniş zamanlar ummak" bir parça hayal değil mi?
Mehmet


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

surucu32surucu dedi ki:
Bandırma'da yaşıyorum. Bugün dünden daha şidetlenen fırtınalı bir hava vardı. Yorucu bir gündü. Yoruldum. Kendimi ödüllendirmek istedim bu yorgunluğum için. Kitapçıma uğradım. Sabahattin Ali'nin Yeni Dünya'sı ile Yusuf Atılgan'ın Bütün Öyküler'i gariptir sanki elime "al beni-al beni" diyerek dolaştı. Sevinçle aldım. Daha belediye otobüsüne binmeden "Evdeki" öyküsünü okumuştum. Güzeldi. O fırtınalı havayı bile daha bir sevimlileştirdi öykü. Günlük yaşamımıza kitabı-okumayı ne kadar bulaştırabilirz acaba? Bunun olumsuz yanları yok mudur? Bunun yanında, "geniş zamanlar ummak" bir parça hayal değil mi?
Mehmet

Belki gözünüzden kaçmıştır: Yusuf Atılgan'ın "Evdeki" öyküsü forumda okuduğumuz ilk öykülerden biridir. Üstünden bu kadar zaman geçmesine rağmen, öyle sanıyorum ki öykü çoğumuzun belleğinde tazedir. Dilerseniz siz de bu fıtınalı günde öykünün size düşündürdüklerini bizimle paylaşın: "Evdeki"


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Formda öyküyle ilgili yazdıklarınızı okuyordum. Onları bitirdikten sonra daha iyi olur sanırım.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Yusuf Atılgan'ın "Evdeki" öyküsüyle ilgili yorumlar ilgili başlığa taşındı. (Forumda daha önce incelenmiş öykülerle ilgili yorumları öykünün başlığı altında sürdürüyoruz.)


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Beklentim oldukça düşük bir biçimde Winter's Bone'u izledim az önce. Tahminim çok ötesinde bir film çıktı. Özellikle karakterler ve olay örgüsü, bir 19. yy. klasiği atmosferi yaratmış. Dostoyevski ya da Yaşar Kemal kaleminden çıkmış gibi görünen bir metin, güçlü bir sinema diliyle birleşmiş. Tavsiye edilir.


Metin Üstündağ, "apartman haikuları"

Met Üst'ün şehir yaşamı ve bu yaşamı sürerkenki çelişkilerimiz üzerine yazdığı bozuk haikulardan oluşuyor kitap. Onun her zamanki gözlem yeteneği ve espri özgünlüğü de cabası. Kitaptan:

""
bütün gece kapıyı içerden
vurup duruyor da bir yalnız
kimse duyup açmıyor dışardan

S:17

""
evler bu kıyıda işler karşı kıyıda
kafalar bu şehirde bedenler memlekette
vaktiyle olduğu gibi günün çoğu yolda geçiyor

S:29

""
e peki bütün evler
kare ya da dikdörtgense
niye diyoriz ki daire

S:38

""
şiir can çekişiyor
süslenmiş düzyazı
yoruma gidiyor

S:80

kaynak: Metin Üstündağ, apartman haikuları, Sel Yayıncılık,Şubat 2010,İst


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Abbas Kiarostami'nin Aslı Gibidir filmini nihayet izleyebildim. Gerek muhteşem senaryo gerek Binoche'un oyunculuğu o kadar etkili ki, mutlaka izlenmeli!

certified-copy-asli-gibidir.png

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Sabahattin Kudret Aksal'ın güzel öykülerini okuyorum bu aralar. Garip bir mutluluk, bir parça hüzün...


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

"Aslı Gibidir"i çok merak ediyorum. Kiarostami'nin yaşamöyküsünden izler taşıdığını öğrenince başladı bu merak


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Cihan Başbuğ dedi ki:
"Aslı Gibidir"i çok merak ediyorum. Kiarostami'nin yaşamöyküsünden izler taşıdığını öğrenince başladı bu merak

Böyle izler taşıdığını ben de okumuştum. Ama film çok daha geniş bir çerçevede izlenebiliyor. Özellikle ilk kısmındaki sanat yapıtının orijinal ya da kopya oluşu üzerine yapılan tartışma (kopyanın orijinali yaşatmanın ve yüceltmenin yegâne yolu olduğu şeklinde özetlenebilecek tez) çok çağdaş bir tutumu özetliyor sanat tarihini içinde.

Filmin ikinci yarısında ise bu tez kadın-erkek ilişkisi içinde yeniden değer kazanıyor.

Çok dillilikle ve iletişimle birleşen bir takım temalar da var filmin içinde. Ama yerli yerine oturması zaman alacak.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Aslı Gibidir’i izlemeye çalışayım bugün. Barış Acar’ın önerisi mutlaka önemsenmeli bence.
“Sanat yapıtının orijinalliği”, “Kopya”, “Taklit” gibi sözcükler, Canetti’nin Kitla ve İktidar adlı eserinde okuduğum kısa, ama düşündürücü bir parçayı anımsattı bana;

""
Çamaşırcı bir adamın, alışılmışın dışında yükleri taşıyabilen bir eşeği vardı. Çamaşırcı adam onu beslemek için üstüne bir kaplan postu örtüp gece olunca onu başka insanların mısır tarlalarına götürdü; eşek onların mısırlarını doya doya yiyip tadını çıkardı. Kimse yaklaşmaya ve kovalamaya cesaret edemedi; çünkü herkes onu kaplan zannetti. Ama bir gün bir gözcü ona pusu kurdu. Üstünü toz grisi bir cüppeyle örtmüştü ve elinde av hayvanını öldürmek için yayını tutuyordu. Eşek onu uzaktan görünce, aşkla harekete geçti ve adamı dişi bir eşek zannetti. Bu yüzden anırarak ona doğru koştu. Gözcü eşeği sesinden tanıdı ve onu öldürdü. (s.366)

CANETTİ, Elias- Kitle ve İktidar, (Çev.Gülşat Aygen), İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 1998.

Tabi ki burada sanatsal bir “kopya”, “sanatta taklit” gibi bir konu yok. Ama kısa öyküde bizi çok farklı yönlerde düşünmelere sevk edebilecek şeyler olduğunu düşünüyorum.

Fotoğraf, Cem Arslan

esek.jpg

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

“Gerçek”, “gerçeklik”, “taklit” üzerinde çok şeyler söylenen ve söylenecek iki kavram. İki ünlü yazardan kısa iki alıntı yapmak istiyorum;

""
Gerçeklik ona inanmayı bıraktığında yok olup gitmeyen şeydir. (s.170)

DERLEME, Başka Dünyalar Mümkün - Bilim Kurgu, Siberpunk ve Siyaset, (Der.: K. Murat Güney; Çev.: Canay Özden, Elif Çopuroğlu vd.), İstanbul: Varlık Yayınları, 2007.

""
Gerçek, bir kez dışarı çıkarıldıktan sonra, ortada ölümden başka hiçbir şey bırakmayacak şey olabilir.
…Ya da şu; gerçek, düşlemin geciktirilmesi gereken yanı olabilir, yadsınan, çiğnenen, ihanete uğrayan yanı değil; indirgenemez olan yanı, ölümden önce bir kez tanıma isteğinden hiç vazgeçmediğim şey (başka bir deyiş: “Demek tanımadan öleceğim, vb.”) (s.208)

BARTHES, Roland, Bir Aşk Söyleminden Parçalar, (Çev.Tahsin Yücel), İstanbul: Metis Yayınları, 1993


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Dostlar bu başlığı kapatmamış mıydık? Acep neden yeniden dirildi, acep boşa mı gitti onca emeğimiz?


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Forum kullanıcılarına zorunlu açıklama:

""
Aslında uzun zamandır kilitliydi "Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız..." başlığı. Nedeni de yeni site yapısının birbirine eklemlenmiş upuzun yorumlar yerine, tek tek gönderilmiş özgün metinleri daha çok desteklemesiydi (Zaten bu başlığa gönderilen yeni yorumlara ulaşmanın zorluğunu fark etmiş olmalısınız). Geçen gün, bir-iki satırlık ruh durumu paylaşımı/ okuma önerileri vb. için açmanın yerinde olacağını düşündüm. Ancak özellikle belirtmeli ki, siteye göndereceğimiz iletiler bu niteliğin daha ötesinde içerik taşıyorsa bağımsız gönderi halinde hazırlamak çok daha faydalı olacaktır. Aksi takdirde işlevsizleştiği için kilitlediğimiz ve gönderilen onca iletiyi ayırmak için epey zaman ayırdığımız bu başlık yine bir sorun yumağına dönüşmeye başlayacak.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Arkadaşlar, sanırım yukarıdaki açıklama da kesin sınırlar belirlemekten epey yoksun. Bundan dolayı başlığı yeniden kilitlemekten başka çare kalmıyor.

Bu başlığın konusu içine girebilecek her türlü iletiyi, bağımsız bir gönderi olarak Çay Ocağı'nın altına "yeni başlık" olarak gönderebilirsiniz.