UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

10 Tem 2008
abdullah şahin

Aslında konunun başlığı içeriğin ne olduğuna ilişkin yalın bir girizgâh oluşturmuş. Ben yine de niyetime dair kısa bir açıklamada bulunayım.

Bu başlık altında şu sıralar izlediğimiz, okuduğumuz eserler üzerine -listeye dinlediğimizi de katabiliriz- kısa, aydınlatıcı birkaç kelam etsek hem haberdar ol(a)madığımız yapıtlardan mahrum kalmamış oluruz hem de birbirimize yeni fikirler verebiliriz diye düşünüyorum.

Kategori:

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
Salaam Sinema hakkında bir yorum bekledim. İzleyen yok mu acaba? Ya da anımsamadılar mı?

Yönetmenin adını türlü vesilelerle duydum; ancak filmini izledim.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Önceki gün izlediğim Efes Pilsen Blues Festivali'nden yeni bir şarkıcı kaldı bende: Shemekia Copeland (Adı Şemekia olarak okunuyor). Konserde tam tadını çıkaramadıysam da dinledikçe sesini daha çok beğeniyorum.

İzlemek isteyenler için: youtube link

Shemekia-Copeland.jpg

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Sevan Nişanyan'ın "Kelimebaz" köşesinden Çağdaş'a katkısı olacağını düşündüğüm bir yazı: Karakter


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

abdullah şahin dedi ki:
Bu arada Trier'in daha önce bahsettiğim gibi filmlerini izlemeye başladım. İlk olarak, Dogville filmini seçtim. Dünden beri film üzerine düşünüyorum. En kısa zamanda film üzerine Trier başlığıyla foruma bir şeyler aktaracağım.

Sabırsızlıkla bekliyorum. Ben filmi sinemalarda gösterimdeyken izlemiştim, yani beş yıldan fazla oldu. Tekrar izlesem iyi olacak. :roll:


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Signs, güzel bir kısa film. Yalnızlığın iyi bir anlatımı...


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Keep Talking'in yazarı "thelepermessiah" Raoul Servais'leri yayımlamayı sürdürüyor. Servais'nin 1979'da Cannes'da en iyi kısa film ödülü alan filmi:

Raoul Servais - Harpya


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Sürrealist Eylem'den Aras Keser, Nilgün Marmara üzerine güzel bir yazı kaleme almış:

""
bir sabah, bedenimin tüm hücrelerini ele geçirmiş bir acıyla uyandım. bundan böyle nereye baktığı bilinmeyen gözlerinizle her karşılaştığımda katlanacağım bir acıyla.

Nilgün Marmara

Alıntı: Nilgün Marmara Üstüne/Aras Keser


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
Signs, güzel bir kısa film. Yalnızlığın iyi bir anlatımı...

Şöyle aşklar filmlerde mi olacak hep , birde biz yaşasak ya dedirtiyor.

Not:Nereye bakacağımızı bilseydik , hepimiz bakardık.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Zaman zaman başlıklardaki konular birbirine çok yaklaşıyor, üst üste biniyor; buna karşın forum kullanıcıları açısından aranan her şeyin elden geldiğince bir düzen içinde kalmasını sağlamaya çalışıyoruz. Çağan'ın "Mendilimde Kan Sesleri" üzerine iletisi Şiire Dair başlığına taşındı.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

City of Life and Death adlı savaş filmini izledim az önce. Film , II. Dünya savaşı sırasında Japonların, girdikleri Çİn şehirlerinde, Çin'li sivil mahkumlara olan yaklaşımını anlatıyor. Filmin etkili,vurucu anlatımı için siyah beyaz olması tercih edilmiş ve film bu haliyle Schindler'in Listesine fazlaca benzemiş. Tabi film boyunca filmin bir de Japonlar tarafından yapılanı olsa da izlesek mi acaba diye düşünmeden edemedim. Savaş filmlerinde,bunu hep yaşarım. Bir de Japonlar ve çinlilerin ikinci dünya savaşındaki karşılaşmaları adına çok fazla bilgim olmadığını ve bu konuyu araştırmam gerektiğini anladım, önerisi olan var mı? Genel Dünya tarihi kitapları dışında...


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Az önce "Appertement" adlı filmi izledim. Film, geriye dönüşlerle, zaman zaman farklı çiftlerin de dahil olmasıyla, bir çiftin ilişkisini anlatıyor. Çok farklı bir sonu olan film, izlemeye değer. Yalnız, filmi izleyenler varsa lütfen fikir versinler. Issız Adam, bu film izlendikten sonra çekilmiş sanırım. O kdara çok benzerlik var ki... Taklit her zaman kötüdür Evil


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Az önce Dead Snow adlı Norveç filmini izledim. Fİlm, Norveç'te bir kasabada II. Dünya Savaşı sırasında ölen Nazi askerlerinin zombiye dönmesi ve bir grup gençle karşılaşmalarını anlatıyor. Çok fazla zombi filmi izlemedim ama bu filmi çok beğendim. Gerçek olmayan filmleri beğenmeyen biri olduğumu sanırdım ama yanılmışım... :mrgreen: Bir de aman Eren sen de dikkat et oralarda, zombiler falan neme lazım Crazy


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Bir yerde okudum, Metin Erksan,Sabahattin Ali'nin "Hanende Melek", Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Geçmiş Zaman Elbiseleri", Samet Ağaoğlu'nun "Bir İntihar", Sait Faik Abasıyanık'ın "Müthiş Bir Tren" gibi öykülerden kısa filmler (ya da dizi film) çekmiş. Sanırım bunları televizyon içn çekmiş 70'lerde. Acaba bulamaz mıyız bir yerden? Ben internette aradım biraz ama bulamadım.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
Acaba bulamaz mıyız bir yerden? Ben internette aradım biraz ama bulamadım.

Ben de çok merak ettim bu filmleri; lakin aramama karşın herhangi bir şey bulamadım.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

İzlediklerimizden bahsetmeye pek vakit yok bu aralar; ama izlemek için Gillo Pontecorvo'nun La battaglia di Algeri (Cezayir'in Savaşı) filminin peşine düştüm bu günlerde.

Bunun hemen ardından da Marlon Brando'nun rol aldığı Queimada filmini çekmiş yönetmen. Baktım 50-52 yaşlarında. Sistem çarklarında iyice bir öğütmeden üretmesine izin vermemiş yani... Kızdım. Hüzünlendim...


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Juliette Binoche ile Akram Khan'ın dans performası keyifle izlenecek cinsten. Olanak olsaydı da canlı izleyebilseydik.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Juliette Binoche'un sahneleme ve bedenini kullanma gücüne hep hayran olmuşumdur. Bu da hafızamda yer edecek güzel performanslardan biri oldu. Yükleyenin eline de fikrine de sağlık.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Tatilde Ken Loach'ın "Ae Fond Kiss" filmini izledim. İngilterede yaşayan Pakistanlı bir ailenin oğlu ile birey olabilmiş bir İrlandalı kızın aşkı çevresinde ; birey olma, gelenek, tabular, aşk ve özgür olmak kavramlarını inceliyor yönetmen. Fİlmde çocuklarını gelenekle yetiştirebilmek için onların gelişimlerini engelleyebilecek kadar zararlı olan ama yaşadığı toplumda normal karşılanan (bizdeki gibi) babanın davranışlarının, tepkilerinin konuşulması ve düşünülmesi gerekiyor. Acaba herkes tarafından normal karşılanan bu gelenek taşıyıcılığını (farklı türlerde binlerce örneği olan) muhafazakarlık olarak açıklamak yeterli mi? Fazla iyimser bir sözcük mü kullanıyoruz dilimizde? Düşünceli


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Son olarak Milan Kundera'nın Bilmemek adlı romanını okudum. Geçmişinden, ülkesinden uzun bir süredir uzak olan Irena'nın döndüğü ülkesinde bilmediği anları, yalnızlığını hatırlama sürecini anlatıyor roman. Sovyet etkisindeki Prag'ı bırakıp yeni sistemdeki Prag'a dönen Irena, bu sayede kapitalizmi, insanların alışkanlıklarını, toplumdaki değişimi görür ve sorgular. Bireyin kendisiyle birlikte toplumu da sorgulaması, herşeye uzak olması yalnızlık duygusunu arttırır. Fazla roman okumayan biri olarak, sıkılmadan okudum diyebilirim. (Hiperaktif olduğum için roman okuyamıyorum, dikkatim çabuk dağılıyor ve bu yüzden öykü,şiir, makale ya da bölümlerden oluşan kitaplar okuyabiliyorum. Bunu anlamam lise yıllarına denk geldi. Her sene bu durumu aşıp aşamadığımı kontrol için roman okurum. Smile )


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

cihan dedi ki:
Her sene bu durumu aşıp aşamadığımı kontrol için roman okurum.

Pekii durum ne, aşmış mısın?


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Uzun zamandan beri bu başlığa doğru düzgün bir şey yazmadım. Coenlerin son filmi buna vesile oldu. Çok sevdiğim yönetmenlerin son filmi için hayal kırıklığı tabiri çok doğru olmasa da çok kişisel bir film çektiklerinden olsa gerek filmin dünyasına girmekte zorlandım. Önceki filmlerinde tadından yenmeyen kara mizaha çok bariz yer vermekle beraber söylemeye çalıştıklarının çok düz olduğunu düşünüyorum. Yönetmenlerin sıkı takipçisi olma durumunun olumsuz yönlerinden biri olsa gerek filmlerinin karşısına hazır bilgilerle, bellirlenmiş bir beklentiyle oturuyorsunuz. Bundan olsa gerek filmi izlerken sürekli önceki filmlerle bağlantı kurma, filmi belli bir yere konumlandırma çabası filmle aranızda bir mesafe oluşturuyor. Filme dair çok bir şey yazamadım; çünkü film, üzerine yazılacak ve düşünülecek bir etki yaratmadı. Filmi izleyenlerin veya izleyecek olanların yorumlarını bekliyorum.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Stefan Zweig okumaları hakkındaki değerlendirmeler kendilerine ait bir başlığa taşınmıştır: "Stefan Zweig Okumaları Hakkında"


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Elif'in Şafak üzerine yazdıkları ilgili foruma, Sevgi Soysal forumuna taşındı.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Dün Fidel'in Yüzünden(La Faute à Fidel) adlı filmi izledim. Fİlm 70'li yıllarda Avrupa'daki sosyal ve siyasi değişimleri ailesinde de yaşayan küçük bir kızın gözünden bakıyor döneme. Filmi Costa Gavras'ın kızının çekmiş olması da ayrıca bir merak konusuydu benim için. Anna'nın annesinin ailesi koyu bir dindar ve gelenekçi bir aileyken, babası İspanyol asıllı devrimci bir ailenin avukat çocuğudur. Yönetmen; o evde büyüyen Anna'nın yaşadıklarını, çevresinde gördüklerini bir çocuğun gözünden aktarabilmiş. Önerilir.

Bu arada Nerten Aksakal'ı anlatılmaz bir kıskançlıkla izliyorum, Ankara'da olmanın en iyi yanı da bu olsa gerek , ha bir de Gökçek'i unutmayalım. Crazy


İstanbul'dan Nazım Geçti

Vera Tulyakova - Nazım Hikmet : ...


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Yaşadığım şehre yılda bir defa da olsa gelen tiyatro oyunlarını kaçırmamaya çalışıyorum. Bugün de Ankara Ekin Tiyatrosu'nun Heccav adlı oyununu izledim. oyun, Şair Eşref'in istibdat döneminde (Abdulhamit devri) yaşadığı olayları, yargılanma gerekçelerini ve bir kurgu olarak bugünlere gelip bu dönemde yaşayacaklarını anlatıyor. Oyunun ilk bölümündeki , hiciv şiirlerinden alıntı kısımlarla yapılan anlatım mükemmeldi. İkinci bölümdeki kurgu, uyarlama kısımları ise sözcük oyunları uğruna ilk kısımdaki başarısından uzaklaçtı. Yine de Eşref'i hatırlamak, şiirlerini dinlemek ve döneminin bu sivri dilli şairini anmak iyiydi. Ankara'da yaşayanlara önerilir.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Az önce Lucia El Sexo adlı filmi izledim. Julio Madem'in filmi, bir yazarın romanlarındaki kurmaca aşklarla gerçeğin iç içe girdiği bir öykü. Lucia ise, yazarın sevgilisi ve kurmaca dünyanın içinde yer alan bir karakter. Filmi çok beğenmedim, tersten başlayan ve yer yer gerçekle kurmacanın ayırt edilemediği bir film, bana göre. İzleyenler varsa görüşlerini bildirsinler lütfen, nedense film başından sonuna sıkıcılıktan başka bir his vermedi.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Sevgili arkadaşlar, bu başlık o kadar büyüdü ki artık okuduğum bir kitabı daha önce başkası okumuş mu, izlediğim bir filmi benden önce izleyip düşüncelerini paylaşan olmuş mu, tespit etmek neredeyse imkânsız hale geldi. Bu nedenle, bu başlığın bundan sonra yalnızca sinema (izlence) ağırlıklı olarak sürdürülmesini, edebiyatla ilgili notların kendilerine ait başlıklarda (Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği, Bir Köy Hekimi gibi) sürdürülmesini önermek istiyorum.

Esasında gönlümden geçen, okuduğumuz kitaplar üzerine notlarımızı geniş geniş kendilerine ait başlıklara aktarmak, daha sonra aynı kitabı okuyacak olanların bu notlar üzerinden tartışmalara katılmasına önayak olmak.

Forum katılımcılarının sinemaya olan merakı görmezden gelinecek gibi değil. O nedenle belki sinema başlıkları için de bir formül üretmek, onları da tartışmayı, üretimi ön plana çıkaracak biçimde yeniden düzenlemek konusunu daha sonra düşünebiliriz.