Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Eren'in Kemal Bilbaşar öyküsüne nazire denemesi aklıma yeni bir atölye çalışması fikri getirdi. Belki bizde yarım kalmış kimi öykü girizgâhları başka bir yazar tarafından yazılmayı bekliyordur.
Bir iki cümlelik de olsa başlanmış, yarım bırakılmış ya da tamamlanmayı bekleyen öykü parçalarını buraya not alırsak, kimbilir, faydası dokunabilir.
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Sanırım bu başlığı mesken tuttum kendime. (: Başladığım ancak devamını getirmekte (daha doğrusu, istediğim biçime erişmekte) zorlandığım birçok metin var. Bir örnek daha gelsin bakalım; kenarda biraz dursun. (:
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Barışım Nurten'ime katılıyorum ki hepiciği güpgüzel kıpkısalar sanki ama tabi isteyen uzatadabilirlikler hemen hemen tüm kıpkısalarda zihnimizde balıklar oynaşmasına izin veren akvaryumdayız ama okyanusta içimizde dedirten satırlar ... yüreciğine sağlık.... tuhaf mı olacak bilemedim ama felsefemiz azaldıkça daha mı tadlı ki öykü... kıpkısaları bundan çok sever oldum ben... hızlı yaşam akıtmalarımızın etkisinden çok, o düş boşluğu, soluklanmak için bir fuaye, hayal kurma levhaları gibi hissettirmelerinden belki...
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
"Git kendini çok sevdirmeden" dedi adam, ellerini sevgiyle tutan kadına. Kadının gözleri dolmuş, omuzları düşmüştü ellerini hızla kurtardı ve hışımla kapıya yöneldi tam çıkacakken adamın fısıltısı duyuldu;
Ama cümlem bitmedi ki "çok satan" bir kitap adı bu güzelim...
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Tekeldeki pasını enfes bir göğüs hareketiyle gole çeviren elif ba'mın cümleleri öykü kişilerine cümlenin içinde dedirtme uslubunu çok seviyorum yakıncacık buluyorum. Tanımadığın bir adamı ilk cümleden kırk yıllık cancigerin bulmak misali... Nasıl güzellerse girizgahlar elleşmesek dedirtiyorlar Barış'ım tek sıkıntı bu bende...
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
"Adamın birinin öykü okumayı seven bir köpeği varmış, kendine adamın öykü okumasını seven köpek mi demeli buna aslında. Adam ne kadar zamanda alıştırmışsa artık, bir de geceleri aya bakıp uluyormuş mu ne.
Köpeciği kucağında zorla tutarak, okşayarak ya da sevdiği mamalardan vererek mi okuyordu acaba öyküleri adam. Şartlanmadır canım o, seni gidi Pavlovcu hikaye anlatıcısı seni.Hadi öykü yazan desen şaşarım bak, ama neymiş canım öykü okumayı seven köpek.
Hiç olacak iş mi yahu, köpek bu, severmiymiş canım öyküyü. Çoğu insan bile sevmez, kitap alıp okumalarını geçtim, hazır okuyuversen bile sevmez.Ki adamda okuyor demiyor zaten öykü okumamı seven diyor.
Gerçi benim de türkü seven bir kedim vardı ya... O başka hikaye..."
Tam olarak niyet ettiğin bu değildi biliyorum ama atölye için, insanı dürtüyorsun gece gece mazallah türkü söyleyeceğim bizim kediye Barışım.
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Turgut, bu iki giriş birbirinden bağımsız sanırım değil mi?
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Eğer "Ben, o olabilirim. O, ben olabilir." ile başladığım örneği soruyorsanız, aslında değil.
Yazacağımı düşünerek -toplam üç kısım olarak tasarlamıştım- birinci, ikinci ve üçüncü kısımlar için birer paragraf karalamıştım; üç kısım için üç başlangıç. Ancak bir türlü devam edememiştim.
Burada "---" ile kestiğim bölümün üstü birinci kısmın ilk cümleleri, altı da ikinci kısmın ilk cümleleri. Birinci kısımdan bir örnek almışken ikiden de bir örnek vereyim, dedim.
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Bir okur olarak tam da "barba"ya takılmışken "Ne demek barba?" sorusu çok iyi geldi.
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Orada, ufak bir muziplik var; en azından benim için. (:
Tomris Uyar'ın Ödeşmeler ve Şahmeran kitabını okurken Barba isimli bir karaktere rastlamıştım; daha sonra Barba'nın Rumca'da "amca" gibi bir karşılığı olduğunu öğrendim.
Bu kelime belleğimde yer etmiş; birden öyküyü yazarken bir çırpıda çıktığını gördüm bu barbanın. Kendi kendime gülüverdim tabii; ne olduğunu dahi doğru dürüst bilmediğim bir kelime bu barba. Dedim ki, bırak, öylece kalsın orada, ne zararı var? (:
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
"Barba", Zorba'da bolca kullanılan bir seslenme ünlemi. hatırladığım kadarıyla. Sözcük bana o romanı anımsattı.
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
İyiymiş.
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Bu kez, tersten gidelim mi? Bir metnin son paragrafları bu. Yazılmamış henüz, tabii. (:
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Sözcük seçimlerinde dikkatli olmak gerek. Karakteri yaratırken bir yerde "husus" bir yerde "sevgili" demek çelişki yaratabiliyor.
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Silinip gitmesine bir türlü razı gelemediğim bir metin daha.
Şu başlığı meğer ne çok sevmişim ben. (:
Bir anlam ifade etti mi?
Sanmam.
Fakat, şu "kurgu" denilenin en hoşuma giden tarafı bu. Belki, üçbeş kelimeden ibaret kalır, bunun gibi manasız olur ama hesapsız kitapsız girişebilirsin işe. Hesapsız kitapsız girip bu hesapsızlığı korumak gibi bir derde de düşülebilir benim gibi. Mutlak özgürlük! (:
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Birkaç gündür bir şey sıvandı üzerime. Şöyle bir şey;
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
İmge düzeni:
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Barış Acar'ın çıkarmış olduğu imge düzeni ilginç geldi bana. Buna bakınca, bir paragrafa bu kadar çok imgenin konulması, okuyucuya anlam peş(ler)inde kaybolma tehlikesi içeriyor gibi geldi bana.
Metni okuduğumda, bu tür "girizgahlar"ın çoğunlukla uzun, karmaşık cümleler olduğunu görüyorum. Bu tür metinleri belki de daha tam yerlerini bulamamış sözcüklerin, duyguların yığını olarak görmemiz gerekir.
Yukarıda iki paragraf paylaşmıştım. Daha sonra bu paragraflarla uzun uzun oynadıktan sonra aşağıdaki metne ulaştım:
Yazarken veya bir anlığına beliren bir şeyi, bir duyguyu, düşünceyi yakalayıp, değerlendirip sabitleyebilmek karmaşık şekillerde oluşuyor.
Barış Acar'ın bir yazısında ilgimi çeken bir vurgu vardı;
Burada beni düşündüren bölümü şu;
"bunu anlamayı deneyecek, anladığını aktarmaya çalışacak"
Yazarak netleşmeyen bir şeyi, yazıyı bir kazma, bir matkap, bir spatula gibi kullanarak anlamaya çalışmak.
Bu konu beni düşündürüyor.
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Konuşmanın aksine yazmanın bir anlama biçimi olduğuna inanıyorum gerçekten. Belki de insanlar bu kadar az yazdıkları ya da yazdıklarına bu kadar az inandıkları için bu derece anlaşamıyorlar.
Bu arada "hatırlıyorum"lar ne güzel bir ritim katmış öyküye.
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
İnternetten hızlıca derlediğim birkaç kaynak:
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Bir girizgâh denemesi daha.
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Bilge Karasu'nun Bir Ortaçağ Abdalı'nı ve onun gölgesini anımsattı bana.
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Şöyle bir yeniden yazım yapsam, anlam ne kadar değişir:
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Bana da Atay'ın "Olric"iini ve Canetti'nin Körleşme'sindeki satrançcı cüce "Fişerle" yi. Cüceler çok değişik insanlar.
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Ben hâlâ cüce Hamit olduğunda çok şeyin değiştiğini düşünüyorum. Örneğin anlatıcı daha dişil bir kimliğe bürünmüyor mu?
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
"ansızın" biraz tuhaf duruyor bu cümlede bana kalırsa. Haykıran anlatıcı olduğuna göre, bu haykırışın gerçekten "ansızın" olduğu söylenebilir mi? Bir insan kendi yaptığı/yapacağı bir eylemi "ansızın" diye tanımlayabiir mi? Bu tanımlama dışarıdan bakan bir gözü gerektirmez mi?
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
"ansızın aklıma bir şey geldi."
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
Bu 'ansızın' kelimesinin kullanımında, cücenin kulağı kemirmesinin payı var. Öykünün bu âni açılışındaki maksadım, sürmekte ve belki de kanıksanmış olan bu 'kemirme' eyleminde birden gelişen bir 'aşırıya kaçma' durumu. Yani cüce, bu alışılmış kemirme seyrinden biraz dışarıya çıkıyor ve biraz daha sert ısırıyor anlatıcının kulağını. Böyle bir noktadan hareket etmek istemiştim.
Barış Acar'ın temas ettiği nokaya gelirsek cücenin ismini Hamit olarak değiştirdiğimiz zaman, dişil bir kimlik daha ön plana çıkıyor, kesinlikle.
Re: Henüz Yazılmamış Bir Öykü İçin Girizgâhlar
"...durduk yerde." daha iyi olabilir belki.