UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Laf, Laf, Yalnız Laf

12 Ara 2009
Barış Acar

Anton Çehov
Bütün Öyküler I/1880-1884
(Çev:Mehmet Özgül)
Cem Yayınevi
İstanbul
4. Basım
2005
s. 162-165.

Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.: Forum İşleyişi

Kategori:

Re: Laf, Laf, Yalnız Laf

Öyküyü okurken, Katya sarışın çocuğu güzelliğiyle avlayacak diye düşündüm nedense. Hep böyle çizildiğinden mi kadınlar?
Katya'nın öyküsüne başlamadan önce,
"doğanın içi dışına çıkmış gibiydi" diye bir ayrıntı veriyor anlatıcı.
ve öyküyü de
Rüzgâr, bir dilim ekmek uğruna insanın bazen nelere katlandığını ilk kez görmüşçesine azgın azgın uludu. Otelin üst katlarından birinde ayarsız bir gitarın tıngırtısı duyuldu. Of, ne berbat bir müzikti bu!" diye bitiriyor.
Sarışın çocuğun yalnız lafla yetinmesinin tersine bir duyarlılık gösteriyor doğa. İnsanın durumu bu kadar vahim yani, dedirtiyor bu ayrıntı.


Re: Laf, Laf, Yalnız Laf

Anlatıcıya ait şu sözler beni bir an duraklattı:

""
Genç kadın Gruzdev'e ürkek ürkek baktı. Onurlu, sıcak, içten bakışları vardı soruyu soran adamın; daha doğrusu ona öyle geldi. Bu düşmüş yaratıklar onurlu bakışlara bayılırlar, pervanelerin lambanın çevresine üşüştükleri gibi ışığa atarlar kendilerini... Böylelerine başka bir şey vermeniz gerekmez, bir kerecik sıcacık bakmanız yeter.

At hırsızlarını yargılamanın kendi işi olmadığını söyleyen Çehov'un böyle bir yargıda bulunması bana açıkçası tuhaf göründü. Öyküde bu yargının anlatıcıya değil de Gruzdov'a (ya da Gruzdev'e, hangisi doğruysa artık) ait olduğunu hissettirecek bir ipucu olmadığından bu tuhaflığa şaşırmakla kaldım.

Öte yandan öykünün adı çok ipucu verse de sonunun oldukça vurucu olduğunu düşünüyorum. Çehov'u bıyık altından gülerken gördüm gibi oldu Smile


Re: Laf, Laf, Yalnız Laf

__________________________________________________
İNSANCIL ATÖLYESİ
ÇEHOV ÖYKÜLERİ İNCELEME SEMİNER KÜMESİ
__________________________________________________

LAF LAF YALNIZ LAF (1. İrdeleme Metni - 12.12.2009)
Hazırlayan: Deniz SARAÇ

1. Öyküde, insan ilişkilerinin geldiği durumu çok iyi izleyebiliyoruz. Karşımızda yaşadığı toplumun değerlerini yansıtan, ikisi etkin, ikisi edilgin dört karakter var. İki kadın, -Katya ve hizmetçilik yaptığı evin hanımı- ve iki erkek – Katya’yı aldatan erkek ve telgraf memuru Gruzdev- var. Evin hanımı, Katya’yı güzel bulduğu için kocasını baştan çıkarabileceğini düşünüp tehlike olarak görüyor. Kendi alanını korumak istiyor. Kendi çıkarlarını düşünüyor. Bu noktada Katya’nın düşeceği durum onu ilgilendirmiyor. Oysa hepimizin eylemi birbirimizi etkiler, kadının tavrı, Katya’nın umutsuzluğa düşmesine ve yapabileceği tek şeyin orospuluk olduğuna inandırıyor.

2. Telgraf memuru Gruzdev, iyi adamı oynuyor. Bunun da ayırdında. İlkin, “Senin nasıl yaşadığın beni ilgilendirmez. Ayrıca başkasının işine burnumu sokmayı sevmem. Ama öyle mutsuz bir yüzün var ki, seninle yakından ilgilenmeden duramayacağım.” derken, kadının, Gruzdev’in söylediklerinden duygulanıp, orada olma nedenini unutması, Gruzdev’i rahatsız etmeye başlıyor, tabii bu arada zaman da geçiyor. Telgraf memurunun istediği parasını verip “aşk” satın almak. Sürekli saatine bakıyor ve “Yeter Katya!... Ağlama artık. Eğer çok istiyorsan Tanrı’nın yardımıyla düzelirsin” diyerek Katya’ya niçin orda olduklarını anımsatıyor. Kurtuluşunu Tanrı’ya havale ediyor. Çehov’un öykülerindeki memur tipleri genellikle üstleri karşısında ezilip bükülen, astları karşısında ise gücünü duyumsatan, ezen tiplerdir. Katya’ya böyle düşüp alçalmana neden neydi diye soracağına, hangi toplumsal koşulların insanı bu hale getirdiğini, bunda onun da payının olup olmadığını sorabilecek, düşünebilecek bir karakter değil Gruzdev. O var olan toplumsal yapıyı kabul etmiştir ve bundan rahatsızlık duymaz.

3. Katya da var olan yapıyı kabul etmiştir. Bir erkeğin, yaşamı boyunca bir kadına bakması onun için olağandır. Bir kez kendi çalışıp bunu aşmaya çalışsa da, yaşadığı ilk olumsuzluktan sonra, bundan vazgeçmiştir. Bir yanlışın içinden çıkıp sızlanırken, başka bir yanlışın, -kurtuluşunu yine bir erkeğe bağlamanın- içine düşer.

4. Üç karakter arasında benzerlik , sorgulamayan, var olanı kabul eden, “böyle gelmiş, böyle gider” bir düşünce içinde olmalarıdır. Ancak bazı sesler vardır öyküde, bu sesler bize, yaşananların olağan, sıradan şeyler olmadığını, olmaması gerektiğini duyumsatır. Ayarsız gitarın tıngırtısı kirli, duyarsız toplumuz der, bize. Berbat hava, toplumun bir yansısıdır. Sokak fenerinin ışığı kirlidir. Işığın bile kirlendiği yerde, tüm değerlerin metalaşması, bedenlerin, duyguların alış-veriş konumuna düşürülmeleri demektir. Tabii bir de rüzgar var. Rüzgar, Katya’nın iç sesi, otele geldiği sırada korka korka esiyor, çünkü, biraz sonra yaşanacak insanlık dışı ilişkinin utancıyla, gizlenmek, kimseye sesini duyurmamak için, yavaştan yavaşa uğulduyor. Öykünün sonunda, Katya’nın beklediği roman kahramanını bulamaması ve “işini” yapmak için soyunmaya başlaması, içindeki başkaldırı, rüzgarı azgınca ulutan.

İZLEK

Bu mu yaşam?
Bir dilim ekmek uğruna bedenini meta yapmak mı yaşam?
Bu mu yaşam?
Yaşamın seni ezdiği her alanda, senin de ezebileceğin insanlarda kendini var etmek mi yaşam?
Bedenlerin, duyguların, değerlerin metalaştığı bir dünyada varlığını sürdürmek mi yaşam?
Eğer bir yerlerde hâlâ ayarsız bir gitarın tıngırtısı duyuluyorsa, iyi bir virtüöz, yeni bir müzik gerek bize.


Re: Laf, Laf, Yalnız Laf

Çehov'un karakterini yargılamasını yadırgadığımı söylemiştim. Kaç gündür öykünün İngilizce çevirisini arıyorum. Internet pek yardımcı olamadı bu konuda; bulamadım. Ama Rusçasını bulabildim. Başlığı "Слова, слова и слова" (kaynak). Kelimesi kelimesine çevirisi "Kelimeler, kelimeler, ve kelimeler." Bu haliyle daha çok Hamlet'in Polonius'un "Ne okuyorsunuz efendim?" sorusuna verdiği cevabı çağrıştırıyor: "Kelimeler, kelimeler, kelimeler." (2. Perde 2. Sahne) Öte yandan Rusça bilgim Çehov'un orijinal metinde de karaktere karşı yargılayıcı bir tutum geliştirip geliştirmediğini anlamama henüz yetmiyor. Zaten Rusça öğrenmeye de biraz önce başladım. Allah sabır versin.


Re: Laf, Laf, Yalnız Laf

Rusça öğrenimi gören bir forum kullanıcımızdan Eren'in öyküde takıldığı nokta hakkında destek sözü aldım. Yakında ses gelir diye umuyorum. Cheers


Re: Laf, Laf, Yalnız Laf

Barış Acar dedi ki:
Rusça öğrenimi gören bir forum kullanıcımızdan Eren'in öyküde takıldığı nokta hakkında destek sözü aldım. Yakında ses gelir diye umuyorum. Cheers

Çok mutlu oldum Alkış . O zaman hemen çevirisini merak ettiğim paragrafı buraya kopyalayayım:
""
Катя робко поглядела в глаза Груздеву. Глаза честные, теплые,
искренние - так показалось ей. А эти падшие создания так и лезут на
честные глаза, лезут и налетают, как мотыльки на огонь. Кашей их не
покорми, а только взгляни на них потеплей. Катя, теребя бахрому от
скатерти, конфузливо рассказала Груздеву свою жалкую повесть. Повесть
самая обыкновенная, подлая: он, обещание, надувательство и проч.

Merakla bekliyorum. Düşünceli


Re: Laf, Laf, Yalnız Laf

Rusya'da yaşayan bir arkadaşım metni İngilizceye çevirince kuşkum ortadan kalktı. Çehov orijinal metinde de Katya'yı yargılamış gibi görünüyor.

""
Katya looked into Gruzdev’s eyes shyly. His eyes were honest, warm, and sincere – at least they seemed so to her. These fallen creatures are mad for honest eyes: they get attracted to them as butterflies are attracted by fire. There is nothing they enjoy better than to be looked at warmly. Fingering the tablecloth fringes, she confusedly told Gruzdev her miserable story. A most common and scabby story: about him, the promises, the lies, etc.


Re: Laf, Laf, Yalnız Laf

__________________________________________________
İNSANCIL ATÖLYESİ
ÇEHOV ÖYKÜLERİ İNCELEME SEMİNER KÜMESİ
__________________________________________________

LAF LAF YALNIZ LAF (5. İrdeleme Metni - 10.01.2010)
Hazırlayan: Deniz SARAÇ

1. Öykümüz, bir otel odasında geçiyor. Otel odasında yaşanan olay, insanlık tarihi kadar eski bir olay. Bir fahişeyle para karşılığı “aşk” yapmak. Son derece kanıksanmış olan bu ilişki biçimini yaşayan tarafları Çehov alaysı bir dille anlatır bize. Çehov’un alaya aldığı, bu ilişkiyi yaşayan kişilerdeki ikiyüzlülüktür. İnsanın insana ve kendine yabancılaşmasıdır. Öykü boyunca Gruzdev gerçekliğe uymayan, kendisinin bile inanmadığı konuşmalar yapar. Sözgelimi, Katya’ya “nasıl düştüğü” ile ilgili sorular sorar, ona kurtulabileceğini, hiçbir şey için geç kalmadığını söyler. Ancak öykünün sonunda “Yeter, Katya!... Ağlama artık. Eğer çok istiyorsan Tanrı’nın yardımıyla düzelirsin” demesi, daha önceki davranışların ve sözlerin yalnızca lafta kaldığını gösterir bize. Katya ise, Gruzdev’in onu bu yaşamdan “kurtaracağı” düşünü kurar.

2. Katya, “nasıl düştüğünü” çok bilindik bir nedene bağlar. “Karşısına çıkan bir erkek, verilen söz ve aldatılma…” Kurtulmak istediğini ve bunun için çaba harcadığını ancak başaramadığını söyler. Gruzdev’in onunla “ilgilenmesi”, Katya’da okuduğu bir romanı çağrıştırır. Gruzdev onun için artık beyaz atlı bir prenstir. Onu yaşadığı bu yaşamdan kurtaracaktır. O okuduğu romanda da böyle olmamış mıdır? Umut eder. Katya. Gruzdev’i, o roman kahramanı olarak düşler. Ancak kadının, Gruzdev’in söylediklerinden duygulanıp, orada olma nedenini unutması, Gruzdev’i rahatsız etmeye başlar. Gruzdev’in istediği, parasını ödediği hizmeti satın almaktır.

3. Kadının düşleri, Gruzdev’un ‘yeter Katya’ demesi ile uçup gider. Katya, düş alanından gerçekliğe döner ve düğmelerini çözmeye başlar. Katya oteldeyken fısıldar gibi esen rüzgar, o düğmelerini açmaya başlarken, azgın azgın uğuldamaya başlar. Bu uğultu ve öyküdeki bazı sesler Çehov’un alaya aldığı bu insanlara, bu ilişkiye bakışını gösterir bize. Yaşananların olağan, sıradan şeyler olmadığını, olmaması gerektiğini duyumsatır. Ayarsız gitarın tıngırtısı kirli, duyarsız toplumuz der, bize. Berbat hava, toplumun bir yansısıdır. Işığın bile kirlendiği yerde, değerlerin metalaşması, bedenlerin, duyguların alış-veriş konumuna düşürülmeleri demektir. Çehov’un gerçekçiliği, bu öyküde bugünkü toplumu da görebilmemizdedir.

İzlek
Yabancılaşmış insanın düştüğü alaysı durumdur bu öyküde anlatılan.


Re: Laf, Laf, Yalnız Laf

Evet Barış, beklediğin destek geldi...haklısın bana gönderdiklerini okudum ve gerçekten de Çehov bu öyküde Katyayı yargılıyor....