UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Akbaba

20 May 2009
Nurten Öztürk

"Akbaba"
Franz Kafka

Kategori:

Re: Akbaba

Burada promoteus'un Zeus tarafından cezalandırılışını anımsadım. Mitolojiden gelen bu hikâyeyi okuduktan sonra bu öyküyü yorumlamak daha iyi olabilir. Ayrıntıları hatırlamadım. Bir link veren arkadaş olursa hep beraber okuma şansımız da olur.
Öyküyü diğer öykülerinden, yani şu ana kadar okuduklarımızdan farklı buldum; çünkü bir bütünlük var hikâyede ve son var. Sonu da kişiyi güçlü kılıyor. Gerçi kişi hep güçlü. Gene klasik Kafka yaklaşımı: sıradanlaştırarak sıradışı bir şey anlatıyor. Sıradanlaştırmayı gözümüze sokarak yapmıyor.

Not: Barış'ın gösterdiği adresten aldım, umarım bir kusur işlelemişimdir internet formaliteleri açısından.


Re: Akbaba

Öyküde akbaba neyi simgeliyor bilmiyorum ama ben ayakları gagalanan adamın ölü bir adam olduğunu düşündüm. Hem akbabayı kovmak için bir şey yapmadığı, daha çok da akbabaların leşlere musallat olduğunu düşündüğüm için; ayakları gagalanan adam kendisini izleyenle adamla konuşuyor olsa da. Nurten Öztürk Kafka'yı aratmıyor. Anla anlayabilirsen simgeleri...
Akbaba saldırdığı adamın kanında boğluyor. En azından bunu anladım.
Yalanız, ben, durumu seyreden adamdan 'bay' diye söz edilmesinden hiç hazzetmediğim gibi, bu kullanımın yanlış olduğunu düşünüyorum. 'bay' 'bayan' sözcükleri öyle yerleşmiş ki günlük konuşma diline, 'hanım' 'bey' sözcükleri unutulmuş adeta.

Nurten Öztürk'ün elleri dert görmesin.


Re: Akbaba

Bir kusur işlenmiştir. Öykü kime ait, metnin altında ismi yok. Ben, şaKsen Nurten Öztürk yazdı sandım.


Re: Akbaba

Neden bir filme ya da romana Kafkavari dendiğini gözler önünde canlandıracak bir öyküsü daha. Girift anlatım sözde basit bir olay anlatıyor ama göz önüne geliveren ürkünç bir sahne. Nurten ölü demiş adam için, değişik bir yorum. Neden ayaklarından vazgeçiyor adam çakılıp kalmasa kovalasa acaba Akbaba gider mi? Zaten sıradanlığı bozan kurgu burda başlıyor düşüncede kalmış kuşu boğma fikri ses etmemiş ayakları yensin onları feda etmiş ne adına etmiş? Yine de kurtulamamış feci bir ölümden, akbaba konuşulanları anlamış. Çekçe biliyor olmalı =))
Akbaba Red Kitteki en önemli karakterlerden cenazecinin yol arkadaşı işi gereği aksesuarıdır. Leş yer bu durumda adam baştan beri ölü mü, neden ayaklar gidemesin diye mi eylemsiz savunmasız çakılı kalmış bir memur mu bu adam?
Ne çok neden sorusu sorduruyor. Boğazından içeri dalma sebebi ne peki konuştuğu ve öldürülmesine razı geldiği için mi?


Re: Akbaba

Prometheus

Bir link verdim,akşam okuyuncu belki bi'şeyler katar öyküye. Belki de hiç bir ilgisi yoktur.


Re: Akbaba

Elif:

""
Bir kusur işlenmiştir. Öykü kime ait, metnin altında ismi yok. Ben, şaKsen Nurten Öztürk yazdı sandım.
O yüzden mi böyle söyledin? Laughing out loud
""
Nurten Öztürk Kafka'yı aratmıyor. Anla anlayabilirsen simgeleri...
Ben de neden böyle demiş ki, diyorum kendi kendime.
Özür dilerim, neden olduğum karışıklık için. Düzelttim. Ama şunu anladık ki Kafka kendini her koşulda belli ediyor. Smile

""
Akbaba saldırdığı adamın kanında boğluyor. En azından bunu anladım.
Ben de en iyi bunu anladım. Ama öte yandan, sanırım öykünün çetrefilii noktası da burası.


Re: Akbaba

Egemen:

""
Nurten ölü demiş adam için, değişik bir yorum.
Bunu Elif demiş.
""
Akbaba Red Kitteki en önemli karakterlerden cenazecinin yol arkadaşı işi gereği aksesuarıdır
Egemen, bu ifadeyi biraz açabilir misin?


Re: Kafka - Akbaba

Akbaba, Red Kit'den gelen bir gözlem imajıyla devamlı ölüyü, leşi kollayan bir hayvan olarak kalmış aklımızda. Sanırım "ölü" benzetmesinin sebebi de bireyin ayağının yenmesindeki tepkisizlikten çok bu figürün bizdeki çağrışımlarıyla ilgili. Adamınsa bu gidiş karşısında yazgıcı bir duruşla tepkisiz kalması garip. Dışarıdan gelen kişi de "genel" bir yargıyla "vursana, ne duruyorsun?" gibi tipik bir tepki vermiş. Sanırım bu adam olay karşısında toplumun, genelin tepkilerini vererek "genel"i simgeliyor. Baş karakterin de Kafkaesk bir tutumda olduğu açık ama final sahnesindeki tepki üzerine düşünmek gerekir? Acaba ne anlatmak istedi bize yazar?


Re: Kafka - Akbaba

İçini kemiren bir durumun, insanı yiyip bitirmesi ve tekrar içinde kaybolması (sorunun yine çıktığı noktada ve çıktığı yerden sonlanması) olabilir belki. Ama emin değilim. Siz ne dersiniz?


Re: Kafka - Akbaba

Benim bildiğim akbabanın en belirgin özelliği leş yeyiciliğidir. Buradaki adam, konuşabildiğine göre, en azından fiziksel olarak sağ. Akbaba yavaş yavaş tırtıkladığına göre asıl amacı karın doyurmak değil, daha çok kini, intikamı çağrıştıran bir davranış içinde. Öykü kişisi bu durumu normal karşılıyor, yaşama dönük bir refleksi yok, yoldan geçen biri fikir vermese pek konu üzerinde düşünmüyor bile; ancak öneri gelince, iyi olur, mahiyetinde bir tutumla yanıtlıyor öneri sahibini. Düşmanı onca azılıyken onu pek ciddiye almamak ne anlama geliyor? Kendinide mi ciddiye almıyor; yoksa bizim her fırsatta kutsal saydığımız yaşamı mı?
Yoksa tepkisiz kalmak öldürmenin başka bir biçimi mi? Katilinin katili oluyor bir şey yapmayarak.
Kafka burada da karşıt sözcükleri birbirine dönüştürüyor.


Re: Kafka - Akbaba

Nurten Öztürk dedi ki:
Ben de neden böyle demiş ki, diyorum kendi kendime

Tongue


Re: Kafka - Akbaba

Öyküyü okurken Türkçe'deki bir eksiklik dikkatimi çekti hemen. Örneğin Shakespeare yapıtları konusunda çok önemli bir öğe olan psikolojist yaklaşımın bir örneği Türkçe olarak yayımlanmıştır: Psikanaliz ve Shakespeare. Burada Shakespeare'in düşünüşünü anlamak için pek çok kritik nokta açıklığa kavuşturulmuştur. Öte yandan Kafka ve onun ruhbilimsel anlamda çözümlenmesi üzerine oylumlu pek bir araştırmaya rastlamadım ben. Hoş, Türkçe'de öyküleri üzerine de kitap bütünlüğünde spesifik bir çalışma yok bildiğim kadarıyla. Ancak, öykü de bize gösteriyor ki, böyle bir çalışmanın çok elzem olduğu açık.

Öyküye gelince, sanırım bu öykünü daha anlaşılır olması için Kafka'nın Prometheus efsanesi üzerine yazdığı şu satırlar biraz daha açıklayıcı olacaktır: Kafka - Prometheus.

Söylencenin Kafka için dikkat çekici kısmının, Cihan'ın da vurgu yaptığı gibi, Prometheus'un kayalarla bir oluşu, kayalara dönüşmesi olduğunu düşünüyorum. Hatta,

""
Üçüncü söylenceye göre, Prometheus'un tanrılara ihaneti aradan geçen binyıllar içinde unutulmuş, kartallar unutmuş, Prometheus'un kendisi unutmuştur.

Söylencenin dördüncüsüne göre, anlamını yitirip havada kalan olaydan bezilmiş, tanrılar bezmiş, kartallar bezmiş, yara bezgin, kapanmıştır.

kısmından yola çıkarak söyleyebilirim ki; cezayla cezalandıranın birleşmesi ve her şeyin bir "unutulma", "bezme" çukuru içinde bir olması "Akbaba" öyküsü tarafından işlenmeye çalışılan asıl mesele sanırım.

Bu anlamda Elif'in adamın zaten "ölü" olduğu yolundaki yorumu bana çok zihin açıcı geldi. Kayalar kadar ölü ve etrafında olup bitene karşı ilgisiz bu adam. Düşmanını -kendisini yiyen akbabayı- içine alışı da onu da öldürmesi ve hikâyeyi bitirmesi anlamına geliyor; bu bir rahatlık veriyor ona.

Son olarak da tuzu kuru bir biçimde tavsiye veren "Bay" konusu belki de Kafka'nın intikam alma biçimi. Rahatlığından, varoluşundan hiçbir şey anlamadığı bu pragmatik saygıdeğer beyefendi Kafka'nın yaşamdaki antitezi gibi.


Re: Kafka - Akbaba

Bu öykü de diğer öyküleri gibi çok katmanlı. Her türlü çağrışıma açık simgeler var öyküde. Ben kendime göre yorumlayayım;

    Akbaba, yaşantımızda hemen her durumda karşılaştığımız günlük sorunları temsil ediyor. Hatta belki de sevmeyerek sadece para kazanmak için çalışmak zorunda olduğumuz işi, ya da bize zarar vereeğini bile bile bile içtiğimiz sigarayı.

    Elbette ayağı yenen o tepkisiz adamsa bizi.

    Yoldan geçerken "neden akbabanın seni yemesine izin veriyorsun" diye soran adam ise nasıl oluyor da mutsuzluğun için başka bir şey yapmıyorsun diye bize bakarak şaşıran adamı temsil ediyor.

Bu yaklaşım olabilecek en düz yaklaşım oldu belki ama öyküyü okurken ben de canlanan his buydu. Sanki her günümüz bizi ölüme daha da yaklaştırırken mutsuzluk ya da umutsuzluk kaynaklarımızı onlarsız bu hayat mümkün değilmiş gibi yanımızda taşıyormuşuz gibi geldi.
Halbuki ayağımızı şöylece kımıldatmak bile mümkünken. Ama biz biri gelsin de bizim yerimize savaşsın diye bekliyoruz. Ama görüyoruz ki Kafka o kurtacının hep geç kalcağını ya da kalabileceğini ne güzel anlatmış.


Re: Kafka - Akbaba

Nurten Aksakal dedi ki:
Halbuki ayağımızı şöylece kımıldatmak bile mümkünken. Ama biz biri gelsin de bizim yerimize savaşsın diye bekliyoruz. Ama görüyoruz ki Kafka o kurtacının hep geç kalcağını ya da kalabileceğini ne güzel anlatmış.

Evet, sanki tanrısal bir figür gibi de duruyor buradaki beyefendi. Demir Özlü'nün söylediği gibi Kafka'nın Nietzscheci teolojik yönünü açığa çıkartıyor.