UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Yeni Öykü Kitapları - Mart 2014

01 Nis 2014
Mehmet Sürücü

Ayın ortasına doğru köye gittim. Soğanların ekilme zamanı. Yardım gerekiyor. Herkesin yapabileceği bir iş bulunuyor. Bir iki tarlanın ortasında dolanınca hemen birilerinin gözüne çarptım. Önce haşlama ayıklattılar sonra elime bir çapa tutuşturup, eğri düz bakmadan, çizik çizdirdiler. Bir işe yaramak, bedenen çalışarak yorulmak güzel bir şey. İnsana farklı bir mutluluk veriyor.

Aralarda o aylık aldığım yeni öykü kitaplarını okudum. Onlara yolculuğum, bir bisikletle, dağ bayır başladı. Atladım bisikletime. Öyle gittim köye bu kez. Çantama da attım birkaç öykü kitabı. Yoruldum, terledim. Dereler, yol çeşmeleri kenarlarında, tarla dönüşleri, deniz kıyılarında, kayalık tepelerde, kahvehane köşelerinde okundular. Kitaba odaklanma, kendimi verme sorunu yaşadığımı fark ettim. Doğa uyanıyordu. Gümbür gümbür, çığlıklarla. Her yan bir bahar, bir bahar. Şunu anladım ki; böyle zamanlarda, bahar günleri, her şeyin dolduğu, şiştiği, açtığı, patladığı anlarda doğada, dışarıda bir şey okumak olası değil. Heba oluyor okunan. Delik deşik oluyor. Kitaplar bu sesin çok uzağında kaldı. Bir tek Onat Kutlar'ın Bahar İsyancıdır'ı bu sesin vurgusuna tonuna ulaştı okuduklarımın içerisinde. Derenin akışı sesine, beyazlı morlu çiçek açan kayısılara, eriklere, kirazlara laf yetiştirdi. Bu kaçıncı okuyuşum bilmiyorum. Ama bazı öykülerin(öykü demeli sanırım) dağ bayır okumaları çok güzeldi.

Neslihan Önderoğlu, Semrin Şahin, Nalan Kiraz okumalarında, öykülerin kahramanlarını daha bilmeden, onların kadın olduğu gibi bir önyargıyla okuduğumu fark ettim. Bu da beni, öykü kahramanının cinsiyetinin öyküyü anlamada, anlamlandırmadaki etkisi üstüne düşündürttü. Öykü kahramanının cinsiyetini değiştirerek(erkekse kadın-kadınsa erkek veya cinsiyetsiz) okumayı denedim. Alıştığımın dışında şeyler duyumsadım.

Türk Öykücülüğünde Deneysellik, çeşitli öykü yazma tekniklerini kısaca tanıtan bir kitap. Daha uzun olsaydı keşke diyerek okudum. Deneysel yazma örnekleri gruplandırılarak verilmiş. Noktalama işaretleri kullanılmadan yazılan, şiirsel, ses ve ritimlerle destekli, benzetme ve eğretileme, diyalog-monolog, mektup, günlük, bir türe girmeyen pek çok öykü yazım tarzı anlatılmış. Temelde, yazmanın her zaman bir deneysellik taşıdığından çıkılmış yola. Anlatım tekniklerinin farklılığının ne ifade ettiği, gereği üzerinde düşünmek için bir aralık sunuyor.

Ayın sonlarına doğru “memleketin hali” okumayı bir parça tökezletti. Yine de düşündüğümden daha verimli okumalarım oldu.

Mart

  1. Mızıkalı Yürüyüş-Kara Tren - Vüs'at O Bener
  2. Parmak Damgası - Halikarnas Balıkçısı
  3. İçeri Girmzez Miydiniz - Neslihan Önderoğlu
  4. Mevsim Normalleri - Neslihan Önderoğlu
  5. Bahar İsyancıdır - Onat Kutlar
  6. Dağın Tepesindeki Kız - Refik Algan
  7. Güverinler Zamanı - Semrin Şahin
  8. Gölgeli Konak - Nalan Kiraz
  9. Kırık Zihinler sahafı - Rahmi Emeç[Şiir]
  10. Türk Öykücülüğünde Deneysellik - Mustafa Albayrak[İnceleme]
  11. Ophelia'ya Mektuplar - Fernando Pessoa[Mektup]
  12. Deli Bal - Pelin Buzluk

Kategori: