UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Yalın Deyişler, Pek Bilinmeyen Sözcükler

20 Kas 2008
abdullah şahin

Bu aralar Sait Faik ve Yaşar Kemal okuyorum sık sık. Ustaların eserlerinde yer verdikleri "deyişler, deyimler, sözcükler" bunları sizlerle paylaşma isteği uyandırdı bende. Tabii başlık bu yazarlarla sınırlı kalmayacak. Onlardan hareketle bakalım nereler varacağız?

Başlığın ilk örneği Sait Faik'in "Semaver" adlı kitabında yer alan "Garson" öyküsünden. Eşinin mesleğini beğenmeyen kadının kocasını topa tutmasını Sait Faik şöyle ifadeleştirir: "Müşteriler gittikten sonra kadın ağzını açardı. Daha doğrusu açardı ağzını..."

Kategori:

Re: Yalın Deyişler, Pek Bilinmeyen Sözcükler

""
Köpeği omzuna almış gidiyordu. Köpek de, sokak çocuğu da pis değildi. Kirliydiler.

Good


Re: Yalın Deyişler, Pek Bilinmeyen Sözcükler

""
Et tırnaktan ayrılmıyordu. Ayrılmıyordu ama, tırnak da ete kötü kötü batıyordu.

Metin İlkin'in Mescit Çıkmazı diye bir kitabı vardı evde. Çocukken çok beğenmiştim bunu, aklımda kalmış.


Re: Yalın Deyişler, Pek Bilinmeyen Sözcükler

Çağan dedi ki:
Et tırnaktan ayrılmıyordu. Ayrılmıyordu ama, tırnak da ete kötü kötü batıyordu.

Et ve tırnak gerçek anlamlarında kullanılınca niyeyse çok komik geldi bana. Laughing out loud
Kim bilir kullanıldığı cümle içinde tırnağın ete kötü kötü batması da gerçek anlamından çıkıverir.


Re: Yalın Deyişler, Pek Bilinmeyen Sözcükler

Uzun zamandır sessiz kalmış bu başlık. Az önce bir sözcükle karşılaştım ki hemen paylaşmak istedim forumda.
Gök, gökyüzü ve Samanyolu için kullanılabilen eski bir sözcükmüş. Farsça kökenli: Kehkeşan.
Beni tam anlamıyla afallattı bu sözcük. Tamam, "bu sözcüğü herkes günde en az bir kez topluluk içerisinde kullansın da canlandıralım böyle terimleri" demeyeceğim tabii ki ama ne kadar çarpıcı bir sözcük ve söyleyiş, öyle değil mi?

Ufak bir not: İngilizce'de Samanyolu'na "Milky Way" (Sütsü/Sütlü Yol) denmesi dil ve algı konusunu nasıl da apaçık gösteriyor bize değil mi? Bizim "saman" diyor olmamız çok şaşırtmıyor insanı, ne de olsa at üzerinde yazıyoruz ya tarihi! Dinlenirken yazmış olacağız ki, en yakındaki şey olan "saman" çarpmış gözümüze.

Küçümsemek değil elbet bu, aksine "dile özgülük", bize özgülük, hatta "bizlik".
Öte yandan ise, "onlarlık", şark ile garp...
Kehkeşan nasıl bir sözcük acaba, bileşik sözcük ise neymiş içindeki sözcükler, buna da bakmalı!


Re: Yalın Deyişler, Pek Bilinmeyen Sözcükler

Eline sağlık Çağdaş, çok güzel anlatmışsın. "Sözcüklerin serüveni, tarihin serüvenidir." diye, sanırım Y. Küçük'ün olacak, bir sözü anımsattın. Birçok sözcükte o dilin taşıyıcılarının geçmişi saklıdır.

Bu arada "kehkeşan" sözcüğünün etimolojisine dair şunları buldum:

""
~ Fa kahkaşān كهكشان samanyolu & Fa kah كه saman + Fa kaşān كشان yuvarlak çadır, kubbe

Kehkeşan


Re: Yalın Deyişler, Pek Bilinmeyen Sözcükler

Tam ben Nişanyan sözlüktan alıntı yapacakken, abdullah'ın yazısını gördüm. Bazen çakışmalar oluyor böyle. Laughing out loud


Re: Yalın Deyişler, Pek Bilinmeyen Sözcükler

çağdaş dedi ki:
"bu sözcüğü herkes günde en az bir kez topluluk içerisinde kullansın da canlandıralım böyle terimleri" demeyeceğim tabii ki ama ne kadar çarpıcı bir sözcük ve söyleyiş, öyle değil mi?

Kehkeşan sözcüğünün çarpıcı olduğuna katılıyorum. Kelimeyi seslendirdiğimde kelimenin taşıdığı ritim bu çarpıcılığı pekiştiriyor.