UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Uzak İhtimal

07 Ara 2009
nurten aksakal

15. Gezici film festivalinin Ankara ayağındaki dördüncü gününde "Uzak İhtimal" adlı filmi izledim. Gösterime filmin erkek oyuncusu Nadir Sarıbacak' da katıldı. Festivalde sevdiğim unsurlardan biri de film sonrasında yönetmenin, oyuncuların ve seyircilerin film hakkında sohbet edebilme şansı bulmalarıdır.

Ankara'nın bir ilçesinden İstanbul'a müezzin olarak atanan Musa ile rahibe adayı komşusu Clara'nın sorgusuz ne yargısız gelişen ilişkilerini anlatıyor. Filmde oluşturulan karşıtlıklar ve özdeşlikler öylesine ustaca iç içe geçirilmiş ki bunca ödülü alması kesinlikle bir tesadüf değil.
Hayatları sıradan birine göre fazlasıyla dinle iç içe olan Musa ve Clara ile muhtemelen ateist olan Yakup'un yollarının kesiştiği bir kaç haftayı anlatan film bu üç karaktere de eşit mesafede durabilmiş.

Filmde bir çok şeyi sevdim. Bu nedenle beni en çok etkileyen şeyi yazmak istiyorum. Manastırda rahibeler tarafından büyütülen Clara oradan buradan topladığı fotoğraflarla albümler dolduruyor. Bu albümde ona ait bir tek fotoğraf bile yok. Filmin bir yerlerinde Musa ile fotoğraf çektiriyorlar ve Clara filmin sonunda bu fotoğrafı Musa'ya veriyor. Bunu Clara'nın kendisine ait bir hayatı bundan sonra da kurmayacağının bir işareti olarak yorumladım. Yönetmenin ya da senaristin fotoğrafın Musa'da kalmasını tercih etmesini filmin taşıdığı anlamalar bakımından önemli buluyorum. Çünkü Clara'nın babası olan Yakup Bey'de de Clara'nın uzaktan ve gizli çekilmiş fotoğrafları var. Bir şekilde Clara'nın hep uzağında kalacak bu iki adamda da Clara'ya ait fotoğraflar varken Clara'nın albümünde de başkalarının fotoğrafları birikecek.

Bu filmi izlediğim için mutluyum. Umarım sizler de filmi izlediğinizde seversiniz.

Kategori:

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
15. Gezici film festivalinin bu Ankara ayağındaki dördüncü gününde "Uzak İhtimal" adlı filmi izledim.

Uzak İhtamil'i gösterime girdiği sıralarda izlemiş, ben de çok beğenmiştim. Bağırmadan, derdini sakince anlatan bu tür filmleri çok seviyorum. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamak, zamandan bîhaber olmak güzel şey.

Filmdeki fotoğraf ayrıntısı gayet makul görünüyor. İzlerken hiç dikkat etmemişim. Güzel bir detay oldu benim için.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

"Uzak ihtimal" filminin yurtiçinde ve yurtdışında bir çok ödül aldığını yazmayı unutmuşum. Bu ödüllerden biri Rotterdam film fesitivalinde kazandığı en iyi film ödülü. Oyunculuğuyla ayakta alkışlanmayı hak eden Nadir Sarıbacak'ta üç farklı festivalden en iyi erkek oyuncu ödülünü alarak dönmüş. "28. İstanbul film festivali","16. Adana altın koza film festivali","7. Toffifest film festivali".

!5. gezici film festivalinde bu akşam ise "11'e 10 kala" adlı filmi izledim. Yönetmenliğini Pelin Esmer'in yaptığı film anlattıklarıyla ve anlatma biçimiyle oldukça güçlü ve etkileyici. Film, tutkulu bir koleksiyoner olan Mithat bey ile bu eylemi yaşamın temel ihtiyaçları karşısında anlamlı bulamayan kapıcı Ali'nin zorunluluklar dolayısıyla kurdukları birlikteliklerini anlatıyor. Mithat bey tek bir şeyin koleksiyonu yapmıyor, koleksiyon koleksiyonculuğu yapıyor. Hemen hemen her şeyi biriktiriyor. Gazeteler, saatler, içkiler, oyuncaklar, şapkalar, gömlekler, pullar, kitaplar, ansiklopediler ve daha birçoklarını titizlikle biriktiriyor. Bunun için mesai yapıyor. Karşılaştığı tüm yol ayrımlarında tercihini toplamakta olduğu şeylerden (koleksiyonundan) yana kullanan Mithat bey ile Mithat beyin biriktirdiklerini kendince başka bir anlama (değere) dönüştüren Ali'nin bu nesnelere ve yaşama bakışlarının yarattığı tezatlık filmin özünü oluşturuyor. Ancak film boyunca evdeki binlerce nesnenin de yardımıyla birçok alt metinde okunabilir.

Eğer filmdeki kahramanın yani Mithat beyin gerçek bir karakter olduğunu bilmeseydim bu filmin Elias Canetti'nin "Körleşme" kitabının edebiyat tarihindeki en güçlü karakterlerinden biri olan Kien olduğunu düşünür ve bu filmin kitabın özgün bir yorumu olduğuna inanırdım.