UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Türk Öykücülüğünün Genel Çizgileri

16 Mar 2009
Cihan Başbuğ

Türk Dili dergisinin 1975 yılında yayımlanan "Türk Öykücülüğü Özel Sayısı" , muhteşem bir kaynak. İçinden alıntılar yapmaya devam edeceğim.

Türk Öykücülüğünün Genel Çizgileri - Selim İleri

Kategori:

Re: Türk Öykücülüğünün Genel Çizgileri - Selim İleri

İleri, Selim.
“Türk Öykücülüğünün Genel Çizgileri”
Türk Dili, 286,
Temmuz 1975: 2-29.


Re: Türk Öykücülüğünün Genel Çizgileri - Selim İleri

Elinize sağlık arkadaşlar. Forumun içeriği daha da zenginleşiyor.


Re: Türk Öykücülüğünün Genel Çizgileri - Selim İleri

Tanzimat Edebiyatı Dönemi öykü alanında en zayıf dönemlerdendi. Daha çok fikir ve şiir üzerinde duruldu. Batıdan yapılan özellikle Fransızca çeviriler, yazılar yeni teknik ve kavramları edebiyatın içine soktu. Üniversitedeki derslerimden de aklımda kalanlarla, S. İleri'nin yazısı paralel gidiyor. Samipaşazade Sezai teknik olarak düşünüldüğünde eşiğin ilerisine geçebilen ilk öykücülerden. Adından da anlaşılacağı gibi , Paşa soyundan gelen, konak kültürüyle yetişen Sami Sezai, Fransa'da uzun yıllar bulunmuş, oradaki edebiyat dünyasını ve fikir haraketlerini yakından incelemiş ve bizde de bazı yenilikler denemiştir. Servet-i Finun ( Fenin, bilimin zenginliği) adıyla yola çıkan genç hareket ise Halit Ziya hariç öykü üzerine pek kafa yormamışlardır. Diyebiliriz ki Ömer Seyfettin ile birlikte Milli Edebiyatçılar (ulusal, köy ve halk kökenli, "Milli hislere" yakın bir hareket idi) öyküye gereken önemi vermek istemişlerdir. Hepimizin okul yıllarında okuduğu "Memleket Hikayeleri", vatan Öyküleri, Anadolu'dan Öyküler adlarıyla anılan Anadoluya dönüş ve köylünün de yazında yer almasıyla da bugünkü gerçekçi anlayışın temelleri atılmış oldu. Memduh Şevket Esendal'la birlikte ise "öykücülük", "öykü yazarlığı"nın da romancılık kadar önemli olduğu okurların zihninde yer edindi. O çok bilindik Moupassant - Çehov tarzı sınıflaması, ayrımı ise bizde Ö. Seyfettin - Esendal" ya da Ö. Seyfettin - S. Faik" ayrı olarak öğretildi. Milli Edebiyatçıların başladığı ve zamanla romantik bir hale gelen Anadolu'ya yönelme S.Ali, K.Binbaşar, O. Kemal gibi köy gerçeğine daha gerçekçi bakan yazarlarla renklendi, şekillendi. Traktör gerçeği, Ağalık - ırgatlık, su paylaşımı, bürokrasi artık roman gibi öyküye de konu olmaya başladı. Memduh Şevket Esendal'ın "Feminist" öyküsü mizahi bir öykü olmakla beraber , devlet dairesine gelip bir yerden duyduğu "Feminist" sözcüğünün anlamını soruşturan meraklı bir köylünün yanıt alamamasını komik bir dille anlatır...
Adını anmadığımız nice öykücü, onlarca arayış bugünkü birikimi ve geldiğimiz noktayı anlamamızı sağlayacaktır. KEndi adıma konuşacağım; ben roman çağının bittiğini , bireye yönelmeyle birlikte, giderek psikoloji ve insan zaafları üzerine yoğunlaşan günümüz romanın öykü ve şiir kadar zevk, bilgi, deneyim vermediğini düşünüyorum (Bu düşünce benim değil tabi, sadece kendi cümlelerimle ifade ediyorum). O nedenle yılda bir iki roman ancak okurum. Ama öykü ve şiir türlerinin gelişimini , geçmişini ilgiyle takip edenlerdenim.
Not : Yazınımız ve gelişimiyle ilgili "Kenan Akyüz"ün "Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri" kitabını hepimizin elinde bulunması gereken kaynaklardan birisi.