UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Tanışma

09 Mar 2014
sakinkofte

Seni gördü. Çünkü o saatte hâlâ ayaktaydın. Sana uyumanı söylemiştim! Sana odandan çıkmaman gerektiğini...

Koridorda dikilmiş dikkatle bize bakıyordun. Başta herkes sessizdi, ev bir akvaryum kadar sessiz. Fakat yağmur. Yağmur camları ısrarlı bir yabancı gibi ara vermeksizin tıklatıyordu.

Sana baktım ve ağladığını hemen anladım: Gözlerin şişmiş, sümüğün burun deliklerinden ağzına kadar uzamıştı. Gök gürültüsünden korkarsın. Seni telaşla kucaklamam, ilgiyle avutmam gerekirdi elbette. Aramızda birkaç adımlık mesafe kalmıştı.

Yine de sana daha fazla yaklaşamıyordum bir türlü. Başıma kalmışlığın, peşimden ayrılmayışın ve bu ağlak surat sinirime dokunuyor, beni engelliyordu. Üstelik büyüdükçe babana daha çok benziyordun. Onu bana bunca hatırlatırken seni nasıl sevebilirim?

Bana yaklaşamıyordun bir türlü, çünkü eve yanımda, yüzünü daha önce hiç görmediğin bir erkekle çıkagelmiştim, ondan çekiniyordun. Seni gösterdi: “Bu kim?” Bana seslendin: “Anne!” Seni duydu.

Ve şimşek yüzümde bir kırbaç gibi şakladı.

---

*Filika kısa öykü dergisinin Kasım-Aralık 2012 sayısında yayımlanmış aynı adlı öykünün geliştirilmiş halidir.

Kategori: