UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Swing Kids

20 Kas 2009
Cihan Başbuğ

Az önce Swing Kids adlı filmi izledim. Film, Nazi Almanyasında, toplumun ve sistemin baskılarından bunalmış gençliğin yer altı kafelerindeki müzik ve dans aşkını konu alıyor. Bir çeşit Caz çeşitlemesi olan Swings tarzını benimsemeleri, müziğin getirdiği birleşmeyi yaşayabilme çabalarını anlatıyor. Filmle ilgili konuşulabilecek çok ayrıntı var. Filmin klişe sayılabilecek göndermeleri de yok değil ama sistemin insanı ne kadar zorladığını düşünmeden edemedim. Oradaki gençlerin çabaları yanında gördüğü baskılar karşısındaki dışlanmışlıkları... Ve film şöyle bitiyor: "Swngs Çocuklarından binlercesi kamplara götürüldü, sürüldü, hatta öldürüldü ama onu takip eden yıllarda faşizm çöktü ve swing müziği yaşamaya devam etti."

Kategori:

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Film, benim de sevdiğim filmler arasındadır. Cheers


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
"Swngs Çocuklarından binlercesi kamplara götürüldü, sürüldü, hatta öldürüldü ama onu takip eden yıllarda faşizm çöktü ve swing müziği yaşamaya devam etti."

Ben de filmi genel anlamıyla beğenmiştim. Zaman zaman bir parça kulağıma çalındığında o geniş sahnede oradan oraya koşuşturup dans eden çocukların görüntüleri hatırıma geliyor. Filmin ben de kalan en güçlü duygusu bu olmuştu.


Re: Swing Kids

Filmi genel olarak beğenmekle birlikte, filmin son sahnesinin altını çizmeden edemiyorum. Benim izlemekten bıktığım, ticarî sinemanın çekmekten bıkmadığı sahnelerden biri daha.


Re: Swing Kids

Hakikaten çok kötü bir final sahnesiydi. Kötü örnek değil, iyi örnek görmek istiyoruz Bay Eren. Sad

Filmi izlediğim sıralarda internette bir araştırma yapıp 2004 yılında Jazz dergisinde yayımlanmış olan şu yazıyı bulmuştum: Swing Kids

Yazıdan kısa bir bölüm:

""
...Swing Kids’in genellikle politikayla pek ilgisi yoktu. Genç yaşlarına bakılacak olursa, belki henüz ilgilenecek olgunlukta bile değildiler. En hoşlarına giden şey, davranışları, giyimleri, müzikleri, danslarıyla çevresindekileri şaşırtmak, onlarla dalga geçmekti. Batı demokrasilerine olan hayranlıkları ise politik açıdan değildi, Amerika ve İngiltere onlar için swing sevenlerin cennetiydi sadece. Nitekim savaştan sonra pek çok Swing Kid Amerika’ya göç etmeyi planlıyordu. Jazz afisiyonadoları ise, jazz’ı sadece eğlenceli bir müzik olarak algıladıkları için bu çocuklara hep yukardan baktılar, onları pek ciddiye almadılar. Ama onlar kendilerini yeterince ciddiye alıyorlardı besbelli. Bu müziği dinleme özgürlüklerinden vazgeçmektense toplama kamplarına gitmeyi hatta ölümü bile göze alacak kadar. Hedonistik yaşamları süresince çevrelerindeki insanların dramını görmezden geldiler, yahudilerin toplama kamplarına gönderilmesi, gaz odalarında öldürülmeleri pek umurlarında değildi, ama gelin görün ki, aralarından bir kısmı sonunda bu pek de önemsemedikleri azınlıkların kaderini paylaşmak durumunda kalacaktı! Swing Kids’le başa çıkamayan hükümet sonunda çareyi Ocak 1942’de onları da toplama kamplarına göndermekte bulmuştu! Çok ağır koşullar altında uzun saatler aç susuz çalıştırılan bu gençlerden daha inatçı olanlar ve yaşı 20’yi bulanlar ise politik suçlu olarak kabul edilip, bu kamplarda en ağır cezalara çarptırılacak ve mahkum edilen Swing Kid’lerin sadece yüzde beşi esaretten kurtulup hayatlarına geri dönme şansını elde edebilecekti...