Stephen King - TANRIGİLDE Bir Akşam
KARANLIK BİR SAHNE. Işık, karanlığın ortasında kendi başına dönen kâğıt bir küre maketinin üzerine vurur. Sahne ışığı azar azar ortalığı aydınlatmaya başlar ve biz oturma odası şeklinde bir sahne görürüz: rahat bir sandalye ile yanında bir masa ( masanın üzerinde açılmış bir şişe bira durmaktadır ) ve odanın bir tarafında sehpalı bir televizyon. Masanın altında birayla dolu bir seyyar soğutucu vardır. Ve bir sürü boş şişe. Tanrı’nın kafası iyidir. Sahnenin solunda bir kapı vardır.
Re: Stephen King - TANRIGİLDE Bir Akşam
Hızınıza yetişmekte (biraz da bilgisayarımdaki arızanın etkisiyle) güçlük çekiyorum. Ellerinize sağlık. Hemen çeviriye geçelim:
Hıristiyan mitolojisini tiye alan ilginç bir oyun olmuş
Re: Stephen King - TANRIGİLDE Bir Akşam
Çok teşekkür ederim; okuyup değerlendirmeniz beni çok mutlu ediyor.
Böyle bir kullanım yok ama ben kullanıp bir ilki gerçekleştirmek istedim. Haddim mi bilmem ama...
Çeviride metne zarar vermeden eğlenmek tarafındayım: Can babanın çeviri tercihleri hep hoşuma gitmiştir. Burada da sözü söyleyen Tanrı olduğu için "belasını vereyim" karşılığı eğlenceli gözüktü bana.
Tüm değerlendirmeleriniz benim için önemli, sağolun.
Re: Stephen King - TANRIGİLDE Bir Akşam
Computer yerine "bilgisayar" ilk kullanıldığında da muhtemelen kelimenin orijinalini bilenler arasında yadırgayanlar çok olmuştur. Ama "bilgisayar" artık Türkçeye iyice yerleşmiş bir kelime. Bunu biraz da kelime dile ilk girdiği sıralarda müdahalede bulunup bulunamamak belirliyor. TDK'nın önerdiği "elmek" (email) gibi karşılıkların ilgi görmemesi, hatta zaman zaman dalga konusu olması da zamanında müdahalede bulunamamasından aslında. sitcom için durum ne merkezdedir pek kestiremiyorum. Çünkü ekranlarımız sitcom örnekleriyle 90'lı yılların ortalarında tanıştı, yanlış hatırlamıyorsam; bu da aşağı yukarı 15 sene eder. Bu konuda biraz kafam karışık açıkçası
Can Yücel çevileri benim de hoşuma gider. Ama onun anlayışı, sanki metindeki anlamı hedef dilde (bu durumda Türkçe) yeniden yaratmayı gözetmez mi? "To be or not to be, that's the question." cümlesinin "Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin." diye çevrilmesinde de bu "anlamı yeniden yaratma" çabasını göryoruz. Bunun çok tartışmalı bir yaklaşım olduğunu zaten biliyoruz, ama, açıkçası benim de hoşuma gidiyor. "Belasını vereyim" biçimindeki çevirinin İngilizcedeki anlamı Türkçede yeniden yaratıp yaratamadığını düşünürken, ilk fark edeceğimiz şey çevirmenin orijinalde olmayan bir anlam eklediği olacaktır. Tanrı, her ne kadar lakayt tavırlarıyla alıştığımız Tanrı imgesini yeniden üretmiyorsa da cümlenin orijinalinde bir şaka yapmıyor, ama çevirisinde yapıyor. Bu mesele çok su kaldıracağa benzer
Re: Stephen King - TANRIGİLDE Bir Akşam
Öykü için teşekkürler... Okumaktan daha mı etkili olurdu izlemek, bilemedim.