UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Son Daktilo

06 Haz 2011
Mehmet Sürücü

Çocukluğumdan bu yana hep bir daktilomun olmasını istemiştim. Gençliğimde çocukluğumu, ileri yaşlarımda gençliğimi yaşamam gibi, gecikmiş de olsa, bir daktilom olamadan, bilgisayarda yazmaya çalıştım.

Daha doğrusu bir kenarda, bir yerlere yazdığım düşüncelerimin, düşündüklerimin arasına, bilgisayarda bir şeyler ekleme, doldurma çabası gibi kaldı hep bu…

""
“Çok değil, 15-20 yıl öncesine kadar yazar ve şairlerin gözdesi olan daktilo, gelişen teknoloji karşısında tutunamamış, yerini yavaş yavaş bilgisayara terk etmişti zaten. Yine de bu haber, bir dönemin resmen kapandığını kesin bir dille ifede ederek, daktilo çağının insanında bir burukluk yarattı ister istemez."

Varlık Dergisi. Sayı: Haziran 2011. Sayfa: 3

Bir an ne düşüneceğimi bilemedim, ne hissettiğimi biliyordum, (insan ne yazık ki, ne hissedeceğini bilememezlik edemiyor çoğunlukla) ne o çağındım ne de diğeri. Ama o, bir çağın kapanışına tanıklık duygusu ötesinde şeylerdi düşündüklerim. O, o zamanların tanığı bir aletin, makinanın, yeni karşısında soyu tükenen bir canlı gibi yıkılışının, yok olmaya başlayışının hüznüydü bu…

Yeni olabilmek bir hız, bir o kadar da zamanlama işi… O kadar hızlı olamadığımızda (hoş; buna gerek olduğuna hiçbir zaman da inanmadım ya!) eskiden kalanlara daha bir doğrular olarak sarılıyorum….

Yok edilenin hüznü çok fazla bir anlam taşımıyor belki.

Yok edileni kabullenmek zorunlu değil.

Değerli olanın duygusu, inancı içimizde. O bizim.

Kategori:

Re: Son Daktilo

Daktilo konusunda ben çok "eskici" değilim. Tabi, önemli bir kültür kayboldu ama üzerinde durduğumuz, yazabildiğimiz metinler üzerine düşünmeye odakladım kendimi. Farklı bir örnek olacak; mektup kültürünün yitimi pulların, beklenen postacıların kaybolmasına neden oldu ama bunun yanında, söylemek istediklerimizi en hızlı şekilde aktaran e posta kültürü de bilgiyi daha kolay paylaşabilmemizi sağlıyor.

"Nostalji" içimi burkan bir konu, o nedenle de kolaya kaçıyorum, düşünmemeye çalışıyorum Smile


Re: Son Daktilo

Kaçak Doktor Kimble diye bir dizi vardı bir zamanlar. Başrolde Cinah jansen vardı.


Re: Son Daktilo

Sorun sanırım belki de ne kadar "eskiyabileceğiniz" ile ilgili. Ve de eskimekle ilgili, kavramlarla nasıl bir bağıntınızın olmasıyla ilgili. "Eskimek" sizce zamana yenilmekse, ne yaparsanız yapın, olmayacaktır, ama zaman yenilginin üstlendiği benlikle daha çok ben olacaktır....


Re: Son Daktilo

Bir zamanlar, ben çoook çoook küçükken işte, daktiloyla yazmak inanılmaz zevk verirdi bana. Küçük hikâyeler, sevdiğim şairlerin şiirlerini filan yazardım onunla, güzeldi. Ama Cihan'a katılıyorum ben, her şey değişir ve anlamda kayma yoksa, bu kötü bir şey değildir.
Yine de her şeye rağmen el yazısını hiçbir şeye değişmem ben, en kalıcı ve en anlamlı o'dur sanki.

p.s.: Verdiğin link yayınlanırsa daha güzel olmaz mı, Mehmet? Daha çok kişi burayı görür ve konu hakkında görüş bildirir diye düşünüyorum.


Re: Son Daktilo

Haklısınız.


Re: Son Daktilo

Tam olarak hangi konuda, anlamadım? Link, daktilo, el yazısının güzelliği?Wink


Re: Son Daktilo

bu yazı bana küçüklüğümde kalan, büyük ölçüde unutulmuş bir anımı hatırlattı. pek hatırlattı da denemez ya, hayal meyal bir şeyler işte... halamın işyerinde bir daktilosu vardı, okuma-yazma bilmezken canım sıkıldığı için olsa gerek oyalanayım diye bir kaç kez makinenin başına geçirmişti beni. rastgele basıyordum; çat çat sesler... sonra halama göstermiştim yazdıklarımı, gururla. düşünüyorum da harfleri yan yana getirerek, anlaşılır kelimeler yazdığımı düşündüğüm için gururlu değildim; orada anlamlı bir şeyler yazılabileceğine dair hiç bir fikrim olmadığı için gurur duyabiliyordum.


Re: Son Daktilo

Mehmet Sürücü'nün yazısına ve yitip giden daktilo geleneğine bir fotoğrafla olsun destek vermek istedim.

Oktay'a ise şunu söyleyebilirim:

"Sanırım daktilonun bana anlatmaya çalıştığı bir şey vardı ve ben onu anlamak üzereydim."

daktilo.jpg

Re: Son Daktilo

İnanır mısınız bilmem ama daha geçen gün "bir daktilo nereden bulabilirim?" diye düşünüyordum. Babam rahmetli gazeteciydi ve o zamanlar sadece daktiloda yazı yazabiliyorlardı. Bu yüzden daktilolara oldukça aşinayım. Hatta daha bilgisayarlar DOS aşamasında iken bir daktilo kursuna gitmiştim. Teknolojiyi severim. Bilgisayarda yazı yazmak büyük kolaylık yazdığınız yazıdaki hataları bir tıkla düzeltmek istediğiniz karakterleri kullanmak boyutunu dilbilgisini, imla hatalarını otomatik düzeltmek harika ama yinede daktilo başka birşey bana göre bence eski değerlidir. En azından yaşanmış paylaşılmış hatıraları vardır.:)Yüreğinize sağlık güzel bir yazıydı.


Re: Son Daktilo

Yasakmeyve'nin yeni sayısı: "Şair ve Daktilosu"


Re: Son Daktilo

daktiloyu dergi sayfalarında yaşatıyoruz... Daktilonun önemi sadece bir yazı makinası olmasından değil.. düşüncelerin sesi olarak ortaya çıkmasıdır.,


Re: Son Daktilo

Babamın bir daktilosu var. Evimiz son durağı olmuş, bize geliş hikâyesi de tesadüflere dayanan bir daktilo. Babam askerliğini yazıcı olarak yapmış, daktilo kullanmayı askerde öğrenmiş ve daktiloyla orada ansızın başlayan dostluğu bir müddet fiziksel yakınlık anlamında sekteye uğrasa da hep devam etti. Fabrika koridorlarında, gece yatağında el yazısıyla kâğıtlara döktüklerini daktilo etme isteği ve yeni yazacaklarını daktilosunda yazma isteğine emekli olduktan sonra daha fazla gem vuramayarak eski dostuyla yeniden bir araya gelme kararı aldı; ancak daktilo üretiminin bittiğini düşündüğü için eski bir daktilo bulması gerekiyordu. " Nerden bulabilirim? " diye kafa yorduğu günlerden birinde bir devlet dairesine yolu düştü, giderken de " Onların depolarında eskiden kullanılmış daktilolar var mıdır acaba ve ücret karşılığı almak istesem ne derler? " diye düşünerek gitmişti. Oradaki görevliye sorusunu ve düşüncesini dile getirdiğinde, görevli babasının yıllar önce işyerinde kullandığı, kendisi emekliye ayrıldıktan sonra onu da emekliye ayırdığı özel daktilosunu nicedir satmak istediğini söylemiş ve babam o gün eve, kollarında sıkıca sarıldığı Olympia Werke Wilhelmshaven marka, Almanya yapımı, on beş liraya hayata yeniden kavuşturduğu eski dostuyla döndü. Yaklaşık on yıldır gece gündüz birbirlerine yarenlik ediyorlar. Onu özenle temizliyor, başında olmadığı zaman mavi kılıfını geçiriyor, mavi-beyaz renkli, o yuvarlak sert daktilo silgisi yanıbaşında; ama kullanmaya neredeyse hiç gerek duymuyor. Gözlükleri burnunun üstünde, sandalyesine oturmuş, dünyayla ilişkisini kesmiş hâli gözümün önünde, daktilosunun çıkardığı tok ve sert tuş sesleri kulağımda. Babamın sevgili dostu, babam için kıymetli, benim için de kıymetli dostu daktilo, daktilomuz ömrümüzce varlığını sürdürecek.


Re: Son Daktilo

Daktilo yok olamaz... Daktilo emektir, daktilo nostaji yada eskiye bağlılık değildir. Bizler Emektar Daktilo Dergisi olarak daktilonun tıkırtısını yaşatacağız.