UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Ses

02 Mar 2013
Mehmet Sürücü

Motor, fren, korna, vapur düdüğü seslerini aldı. Kapıdaki menteşenin, rayların üzerinde dönen demir tekerleğin, uçağın, kalabalıkların seslerini de aldı. Adımlarını, kuşları, yaşlı birisinin elindeki bastonu… Hepsini en üstteki çekmeceye koydu.

Usulca, tellerine dokunmadan gitarı aldı. Müzik setinin fişini çekti. Hoparlörlerin bağlantılarını ayırdı. Tik-tak’larıyla odayı dolduran saatin pilini çıkardı. İkinci çekmeceye koydu.

Telefonu, düdüklü tencereyi, çıldırmışçasına dönen çamaşır makinesini, gece gündüz mırıltıları kesilmeyen buzdolabını, lamba düğmelerini, kapı zilini alttan bir üsttekine koydu.

Notaları, kanaryayı, Bach’ı, dilini, tüm ssl hrflr n lt çkmcy kyd.

Kategori:

Re: Ses

Elinize sağlık. Yukarıdaki öykü bana iki şeyi hatırlattı:

1) Sansür nedeniyle yeniden gündeme gelen "Masa da Masaymış Ha" şiiri. Cansever nasıl cebindekileri, çevresindeki alıp masanın üzerine koyuyorsa buradaki anlatıcı da çevresindeki birçok "şey"i çekmecelere dolduruyor sırasıyla.

2) Oruç Aruoba'nın "De ki İşte" kitabındaki "Hazırlanma" isimli girişi. Aruoba bu yazıda kendisiyle başbaşa kalıp yazı sürecine girişebilmek için kitap, kalem, yazıya ait olan her şeyi alıp parçalar, kırar, evden dışarı atar; kendini de eve kilitler.

Yukarıdaki öyküde de bir şeylere hazırlık var ama neye? Sessizliğe, kendi başınalığa, yazma eylemine?

Aklıma gelenler bunlar...


Re: Ses

Seslerin kayboluşunu sevdim. Ama çekmece düzeni üzerine düşünmeli. Bir sistem aradım ama bulamadım bir türlü.