UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Neden Kitap

29 May 2010
Mehmet Sürücü

eren dedi ki:
nasıl olup da bir şeyler okumaya başladığımız sorusu ilgimi çekiyor.

kaynak

Eren’in bu vurgusu benim için çok önemli.
Formda düşüncelerini, duygularını, sözcüklerini paylaşan kişilerin “kitap” dediğimiz varlığa özel bir bakışla yaklaştıklarını düşünüyorum. Bu nedenle tüm dostların bu soruya vereceği yanıtları önemsiyorum.

Bu sorunun çoklandırılmış yanıtları, bana bugün neden bir “okumama”ya doğru gittiğimizin bir tam yanıtı belki olmayacak. Ama yanıtların, benim çok önemsediğim, üzülerek, elimden bir şey yapamama duygusuyla kıvrandığım, bu konuda sürdürdüğüm sorgulamama katkısı olacağına inanıyorum.

Çocuklarımın hep okumasını istedim. “Tüm ana babalar bunu ister.” Diyeceksiniz. Ama ben bunu sadece istemedim. Bunun için gereken (kendimce tabi ki) doğru şeyleri yaptım da. Ne mi yaptım;

1-Önce ben kitap okumayı sevdim. Kitap, nereye gidersem gideyim her zaman yanımda, elimin uzanabileceği bir yerdeydi.
2-Okumaya hep zaman yarattım.
3-Çocuklarıma hiç “Kitap okuyun, okumak iyi bir şeydir demedim”
4-Onların kitaptan uzaklaşan bir dünyada, kitaptan uzaklaşmaları beni hiç umutsuzluğa itmedi.
5-Umutla ne yapabileceğimi düşünürken, yaşamımın yeri doldurulamaz tatlarından birisi olan okumamı sürdürdüm. (Umut; oğlumun, Gizem; kızımın adı)

Saygılarımla.

Kategori:

Re: Neden Kitap

Derslerde okutulanlar dışında kitapçıya gidip, özgür irademle seçerek okuduğum ilk kitap Attila İlhan'ın Duvar adlı şiir kitabıydı. Ortaokul ikinci sınıftaydım, yanlış anımsamıyorsam. Büyük bir şaşkınlık içindeydim ve kelimenin tam anlamıyla hiçbir şey anlamamıştım. Attila İlhan'ın bu ilk şiir kitabını okurken bir takım duyguların yanından geçiyor, ama ne olduklarının da neden böyle olduklarının da sırrına bir türlü vakıf olamıyordum. İlhan'ın kullanmayı pek sevdiği Osmanlıca sözcükler de işimi hiç kolaylaştırmıyordu. Dili bu kadar tumturaklı kullanmasına bir anlam veremiyordum. Elimdeki ufacık bir kitaptı ve ben bir türlü ona nüfuz edemiyordum. (Kitaba ismini veren Duvar şiirini okuyabileceğiniz bir link.)

Aradan, sanırım, bir yıl geçti. Büyük olasılıkla yine aynı kitapçıdan -küçük bir Anadolu kasabasında çok fazla kitapçı olamayacağını tahmin edersiniz- Orhan Veli'nin Çeviri Şiirler kitabını edindim. Hemen arkasından da Bütün Şiirleri kitabını... İnanılmaz bir heyecanla okuduğumu anımsıyorum onları. Hiç mi hiç anlamadığım Attila İlhan'dan sonra, Orhan Veli o yalın deyişiyle öyle bir çarpmıştı ki beni, yeni bir galaksi keşfetmiş gibi hissetmiştim kendimi. Sokaklarda sürterken bile başka bir alemde gibi dolaştığımı anımsıyorum.

Benim talihsiz okuma serüvenim de böyle başladı.

Nietzsche okumanın bir bela olduğunu söylüyor. Sağlıklı bir kafası olan kişinin kitaplığında 10'dan fazla kitap bulunmamalı tavsiyesinde bulunuyor. Tabii, epey bir külliyatı elden geçirmiş birinin doygunluğuyla konuşuyor bunu söylerken. Yine de, Sevgi Soysal'ın, "27 yaşında yazmaya başladım, o günden beri de nasıl bırakmalı diye düşünüyorum," sözüne benzer bir şekilde, ilk okumaya başladığım yıllardan beri bu işi nasıl bırakırım diye kara kara düşünmüyor değilim.

duvar.jpg orhan veli - çeviri şiirler.jpg

Re: Neden Kitap

""
yıllardan beri bu işi nasıl bırakırım diye kara kara düşünmüyor değilim.

Yazmaktan, kurtulmak istemek nasıl bir duygudur bilemiyorum. Hep yeterince (iyi ve çok) yazdığıma inanmadım.

Zaman zaman seçme şansım olsaydı okumayan, okuma yazması olan, ama hayatı boyunca bir kitap bile okumamış birisi olmak ister miydim diye düşündüğüm oluyor. Etrafımda bu insanlardan var. (Okuma yazma bilmeyen birisinin de dünyasını anlamaya çabaladığım oldu.)
Sonuçta; okumak belki değil, ama yazmak bir gereksinimin sonucu olarak yaşamınıza giriveriyor. O bir seçim, seçilebilecek bir şey değil, bir sonuç bence. Dolayısıyla fazla yapılabilecek bir şey olduğunu sanmıyorum.
Barış Bey'in anlattıklarına teşekkürlerimi sunuyorum. Anımsamalarımız önemli bence.