Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Necati Cumalı edebiyata yalın şiirlerle ve güçlü Sabahattin Ali etkileri taşıyan hikayelerle girmiş, giderek özgün bir soluk oluşturmuş usta bir Türk edebiyatçısıdır.
1921 yılında bugün Yunanistan sınırları içinde bulunan o dönemin Rumeli Vilayet-i Celilesine(Manasdır'a) bağlı ve Cuma beyleriyle meşhur olan Cuma kazasında doğmuş, ailesi 1923 Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi kapsamında Türkiye'ye göç ederek İzmir'in Urla ilçesine yerleşmiştir. Ortaöğrenimini İzmir Atatürk Lisesi'nde (1938), yüksek öğrenimini ise Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde (1941) tamamlamıştır. Ankara'da Toprak Mahsulleri Ofisi'nde (1941-1942), Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nde (1945) çalışmıştır. Askerlik sonrası Urla ve İzmir'de avukatlık ve memurluk yapmıştır (1945-1957). 1957-1959 yıllarında Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Ataşeliği'nde çalışmıştır. 1959 - 1963 yıllarında İstanbul Radyosu'nda redaktörlük yapan Cumalı, sonraki yıllarda yaşamını roman ve oyun yazarlığı ile sürdürdü. 10 Ocak 2001 tarihinde yakalandığı karaciğer kanserinden kurtulamayarak İstanbul'da hayata veda etti.
1940'lardan itibaren Varlık, Servet-i Fünun - Uyanış, Yeni İnsanlık gibi dergilerde şiirler yayımlamıştır. İlk kitabı Kızılçullu Yolu 1943 tarihlidir. İkinci kitabı askerliği esnasında terhisine yakın geçirdiği "zehirli sıtma" hastalığı yüzünden gönderildiği hava değişikliğinde yazılmış olan Harbe Gidenin Şarkıları'dır (1945). 1945 yılından itibaren şiir, öykü, roman ve tiyatro türlerinin hepsinde birden ürün veren Necati Cumalı, zaman zaman deneme alanına da el atmıştır.
Eserleri
Şiirleri
1943 Kızılçullu Yolu,
1945 Harbe Gidenin Şarkıları,
1947 Mayıs Ayı Notları,
1951 Güzel Aydınlık,
1954 Denizin İlk Yükselişi (İlk üç kitabı ve yeni şiirleri),
1955 İmbatla Gelen,
1957 Güneş Çizgisi,
1968 Yağmurlu Deniz (Son iki kitabı ile yeni şiirler),
1970 Başaklar Gebe,
1974 Ceylan Ağıdı,
1980 Aç Güneş,
1981 Bozkırda Bir Atlı,
1982 Yarasın Beyler.
Cumalı'nın şiirlerinden örneklere buradan ulaşabilirsiniz.
Hikayeleri
1955 Yalnız Kadın,
1956 Değişik Gözle,
1962 Susuz Yaz, (Kitaba adını veren ilk öykü Metin Erksan tarafından 1963'de beyaz perdeye aktarılmış ve büyük başarı kazanmıştır, ayrıca oyunlaştırılarak İstanbul Şehir Tiyatroları'nda sahneye konulmuştur (1968).
1969 Ay Büyürken Uyuyamam,
1976 Viran Dağlar: Makedonya 1900,
1976 Kente İnen Kaplanlar.
Romanları
1959 Tütün Zamanı (Zeliş adıyla 1971),
1973 Yağmurlar ve Topraklar,
1974 Acı Tütün,
1975 Aşk da Gezer,
... Susuz Yaz.
Oyunları
1959 Mine,
1959 Oyunlar I (Boş Beşik, Ezik Otlar, Vur Emri),
1969 Oyunlar II (Susuz Yaz, Tehlikeli Güvercin, Yeni Çıkan Şarkılar),
1969 Oyunlar III (Nalınlar, Masallar, Kaynana Ciğeri),
1969 Oyunlar IV (Derya Gülü, Aşk Duvarı, Zorla İspanyol),
1973 Oyunlar V (Gömü, Bakanı Bekliyoruz, Kristof Kolomb'un Yumurtası),
1981 Oyunlar VI (Mine, Yürüyen Geceyi Dinle, İş Karar Vermekte, Yaralı Geyik).
Denemeleri
1971 Niçin Aşk,
1976 Senin İçin Ey Demokrasi,
1982 Etiler Mektupları.
Günce
1987 Yeşil Bir At Sırtında
Ödülleri
1957 Sait Faik Hikaye Armağanı (Değişik Gözle adlı kitabıyla)
1969 Türk Dili Kurumu Şiir Ödülü (Yağmurlu Deniz adlı kitabıyla)
1984 Yeditepe Şiir Ödülü (Bütün Şiirleri I ile)
(Kaynak)
Necati Cumalı İle Yaşanmışlık Üzerine
Necati Cumalı (Türk Dili Dergisi, Şubat 1981)
(Kaynak)
Ay Buyurken Uyuyamam'daki Sifat Tamlamalari
Internet'te kisa bir arastirmadan sonra Zeynep Enhar Korkmaz'in Necati Cumalı’nın “Ay Büyürken Uyuyamam” Adlı Öykü Kitabındaki Sıfat Tamlamalarının İncelenmesi baslikli yuksek lisans tezine rastladim. Bu uzunca metnin bizim oyku degerlendirmelerimiz uzerinde dogrudan bir etkisi olacagini sanmiyorum. Ancak yine de pdf formatinda indirip zipleyerek buraya aktariyorum. Belki bir meraklisi cikar.
Indirmek icin tiklayin:
[attachment=0]ay_buyurken_uyuyamam_sifat_tamlamalari.zip[/attachment]
Cumalı'nın Cinselliğe Bakışı
Doğan Hızlan - Yazılı İlişkiler - Altın Kitaplar - 1983
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Oyku Kurami forumunda Necati Cumali'nin bazi denemelerinin de tartismaya acilmis oldugunu buradan animsatalim:
Necati Cumalı'dan "Öykü Gereksinimi"
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Bilkent Kütüphanesi'nde küçük bir taramanın sonuçları:
Yalnız Kadın
İnkılap Yayınları'nın 1991 baskısı. Kitap yazarın son öykü kitabı olan "Kente İnen Kaplanlar" kitabıyla birleştirilerek yayımlanmış. Daha sonraki örneklere de bakınca, sanırım, Cumalı kitaplarını birleştirerek yayımlama geleneği İnkılap yayınevinin başının altından çıkmış.
Değişik Gözle
Kitabın Varlık yayınlarının 1956 yılı ilk baskısına ulaştım. Şu an var olan Cumhuriyet Kitapları'nın Değişik Gözle'sinden oldukça farklı bir kitap.
Her şeyden önce ilk baskının içinde yalnızca 9 öykü var: "Değişik Gözle Bakınca, Gene Yenik Düşsem De, Aklım Arkada Kalacak, Gecenin Şarkısı, Kaybolan, Bunlar Hep Hatıra Olacak, Denize Bakıyorum, Karşıki Tarla, Benim Kalbim".
Cumhuriyet'in baskısı ise bunlara ek olarak 1970'li yıllara yayılan başka öyküler de barındırıyor içinde: "Görüşme, Anı, Taburcu, Kendini Yiyen, Artık Değer".
Bunun izini 1987 yılına kadar sürebildim. İnkılap Yayınları 87 yılında Değişik Gözle'ye Santoryum öykülerini de eklediğini açıklamış arka kapak notunda. Maalesef Cumhuriyet'te böyle bir not göremeyince neyin ne olduğuna anlam veremiyor insan. Bir yayıncılık yanlışı olduğunu düşünüyorum bu durumun.
Ay Büyürken Uyuyamam
Ulaştığım en eski kitap 1969 basımı, İmbat Yayınları'ndandı. Kütüphane deki nüshanın ilk sayfalarında imzalanıp hediye edildiğini gösteren bir ithaf vardı kitabın. "Ama sen..?..!" yazıyordu dolmakalemle yaılmış bu ithafta. Noktalama işaretlerini de koruyarak buraya aktarmak istedim.
Makedonya 1900
İnkılap Yayınları'nın Çağdaş Yayınlar dizisinden ulaştığım baskı 1986 yılına ait (4. basım). Dila Hanım altbaşlığıyla 1. cilt olarak yayımlanmış. 2. cilt "Viran Dağlar" olarak görünüyor.
Aylı Bıçak - Uzun Bir Gece
Tekin Yayınları 1981'de "Uzun Bir Gece, Aylı Bıçak, Aktör, Aksinin Biri, Yenilmeyen" öykülerini "Aylı Bıçak" başlığıyla yayımlamış. Can Yayınları da 1991 yılında "Uzun Bir Gece" adını vermiş bu aynı kitaba. Öykülere bakacak olursak ise, Ay Büyürken Uyuyamam ile Susuz Yaz kitaplarından derleme olduğunu görüyoruz bu öykülerin.
Yakubun Koyunları
Tekin Yayınları'nın 1979'da yayımladığı bu kitap Cumalı'nın 1963-64 yıllarında eşinin görevi dolayısıyla Tel Aviv'de yaşadığı dönemi konu alıyor. Aradan geçen 15 yıldan sonra İsrail izlenimlerini öyküleştiren Cumalı gezi ile öykü arası zorlu bir biçem denemiş. Yahudi sorununu da tartışan bu kitabın şu anda baskısı olup olmadığından emin değilim.
Revizyonist
Aynı gezi-öyküsü biçemiyle yazılmış ikinci bir kitap da Revizyonist. Denemeci bir tarzın da kendini hissettirdiği bu kitap, Cumalı'nın Yugoslavya, Bulgaristan, Sovyetler Birliği, İran, ABD, İtalya, Fransa ve Hollanda gezi notlarından yola çıkıyor. Yirmi öyküyle orada yaşadığı olayları edebiyat diline aktarıyor yazar.
Bu kitaba ilişkin bir de Doğan Hızlan yazısı var 1979 yılına ait bir Cumhuriyet gazetesinden. Onu da zamanı geldiğinde foruma aktaracağım.
Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Kütüphane çalışmam sırasında yaşadığım bir tesadüfü buraya aktarmadığımı fark ettim. Cumalı kitaplarını toplamış çalışırken, Revizyonist'in üzeinde bir çok düzeltme gördüm. "Allah allah, densizin biri tükenmez kalemle kitaptaki bütün imla hatalarını, paragraf yanlışlarını, tashih hatalarını dülzetmiş mi ne?" derken kitabın kütüphaneye bağışlanmış olduğunu gördüm. Meğer düzelten kitabın ilk sahibiymiş ve kitabın ilk sayfasına vurulan mühürde "Hikmet Dizdaroğlu'nun anısına eşi tarafından bağışlanmıştır" şeklinde bir ibare vardı.
Dizdaroğlu'nun 1961 yılında Varlık'ta yayımlanan Yusuf Atılgan'ın öykülerini değerlendirdiği yazısı bende çok taze olduğundan (bkz.: link) epey duygulandım. Onun düzeltmeleriyle bir süre düşünceli düşünceli karıştırdım kitabı.
Moderasyon notu: Bu mesaj aslinda 07 Eyl 2008 tarihinde saat 22:19'da gonderilmis, basligi bolmek icin yapilan zorunlu moderasyon faaliyeti sirasina bu bilgi korunamamistir.
Necati Cumalı'dan bir şiir
SON
İçimden hep iyilik geliyor
Yaşadığımız dünyayı seviyorum
Kin tutmak benim harcım değil
Çektiğim bütün sıkıntıları unuttum
Parasız pulsuzum ne çıkar
Gelecek güzel günlere inanıyorum
Gelecek güzel günlere
Sonunda galip geleceğine eminim
İyiliğin, zekânın ve cesaretin
İmanım var zaferine
Aşkın, adaletin ve hürriyetin
Yetiştiğim halkın içinde
Bütün şiirini duydum
Çalışmanın ve sefaletin
Kulak verin işe gidenlerin türkülerine
Yorgun argın dönüşlerini seyredin.
Şairleri peygamberleri düşünüyorum
Yaşamak o kadar tatlı ki
Daimî bir sevgi içinde
Galip sesini işitiyorum hakkın
Asırlarca zulme ve işkenceye
Gelecek güzel günlere inanıyorum
İmanım var bereketine toprağın
Ve makinenin kudretine
Parasızım pulsuzum ne çıkar
Huzuru içindeyim rahata kavuşanların
Hayatının son senelerinde.
Necati Cumalı Anma Törenleri
Necati Cumali'nin, yeni bin yilin ilk tam ay tutulmasi gerceklestikten (9 Ocak 2001) bir gun sonra hayata veda ettigini ogrendim bugun. Cumali icin her yil gerceklestirilen anma torenleriyle de belki ilgilenen olabilir diye dusundum.
Re: Necati Cumalı'dan bir şiir
ne güzel bir şiirmiş.
benim de elimde varlık yayınlarının 1959 baskısı "güzel aydınlık" adlı bir şiir kitabı var Cumalı'nın.
ilk birkaç şiirinde hayal kırıklığı yaşamıştım gerçi ama yukarıdaki şiir devam etmem gerektiğini söyledi şimdi bana.
teşekkürler,
çağdaş
Re: Necati Cumalı'dan bir şiir
Rica ederim,
Aslında, yani sanırım Çağdaş'ın teşekkürü Cumalı'ya, böyle güzel şiirler yazarak içimizi aydınlattığı için...
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
2008 Necati Cumalı Buluşmasının video görüntülerinden: link
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
"Revizyonist" kitabı üzerine Doğan Hızlan'ın 29.11.1979 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde kaleme aldığı yazı: Dogan_Hizlan_Revizyonist_Diye_Diye_Cumhuriyet_29.11.1979.pdf
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Videoyla ilgili kaynakları çok araştırmıyorum. Ancak burada müthiş bir kaynak yattığı da bir gerçek. İşte örneği: Kanal B'nin yayınladığı "Yüzler, Sesler, Sokaklar" belgeselinin "Urla ve Necati Cumalı"yı konu alan bölümü:
Urla Necati Cumalı Kanal B 1. Bölüm (Kaynak:Youtube)
Urla Necati Cumalı Kanal B 2. Bölüm
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Mustafa Şerif Onaran
"Fıtnat Hanım'ın Oğlu Necati Cumalı"
Varlık Dergisi
Şubat 2001
s. 11-13
İndirmek için tıklayın: m_onaran_necati_cumali_varlik_subat_2001.pdf
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Varlık dergisinin Şubat 2009 sayısında Erendiz Atasü'nün Cumalı üzerine bir yazısı var:
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Cumalı'nın okumak isteyip de bir türlü okuyamadığım eserlerinden "Viran Dağlar". Belki bu yazı kanımıza girer, bakalım.
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Türk Dili dergisinin Mart-Nisan 2001 tarihli sayısından: Necati Cumalı Üstüne - Ahmet Miskioğlu
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Bu güzel yazı için teşekkürler... N. Ataç'ın dilin özleşmesi hakkındaki konuşması ne kadar etkileyici . Dilimizin özleşmesi konusunda sanırım onun katkısı tartışılamaz.
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Evet, evet, Cihan'a katılıyorum. Yazıyı ben de okudum, gönderen sağ olsun.
Dil tartışması dışında, Necati Cumalı'nın kendisinin konu edildiği bir yazıya eleştiri yazması çok etkiledi beni. Dergiler o zamanlar yazar kayırmıyorlar, herkese söz hakkı veriyorlarmış gibi geldi.
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Necati Cumalı, Konur Ertop ile yaptığı bir görüşmesinde, öyküye ve öykücülüğe dair birçok veri sunuyor. Bu görüşmeden önemli addettiğim birkaç alıntı:
Kaynak: Varlık Dergisi - Necati Cumalı Öykücülüğünü Anlatıyor - 01 / 04 / 1982:4
Sayı: 895
Alıntılara devam edeceğim.
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Cumalı'nın Firdevs hakkında yazdıkları, ya da tohum dediği, ona öyküyü yazdıran düşünce dizgesi bana, nasıl diyeyim, pek yerinde gelmedi.
Engels'in böyle bir çıkarımda bulunup bulunmadığını ya da Cumalı'nın Engels'in cümleleri hakkındaki tespitinin yerinde olup olmadığını anlamak için Engels'in sözü edilen yapıtını okumak gerekir ama benim kafama takılan,
Günümüzde, kendince haklı nedenleri olan ve başka türlüsünü göze alamadığı için Firdevs'in yaptığını yaparak meseleyi 'çözüme bağlayan' pek çok evli kadın ve erkek olduğunu biliyoruz. Cumalı bunu hangi gerekçeyle olumlamış, doğrusu anlayamıyorum.
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Cumalı'nın söyleşisini okurken sanatçının konularına yaklaşımına, öyküleri nasıl kurduğuna o kadar dikkat etmişim ki Elif'in bahsettiği mesele hiç dikkatimi çekmemiş. Bu durum öykü kişisinin ve hâliyle yazarın etik duruşuyla ilişkin. Bu mesele de işin farklı yönden ele alınmasını gerektirir.
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Kaynak: Varlık Dergisi - Necati Cumalı Öykücülüğünü Anlatıyor - 01 / 04 / 1982:4
Sayı: 895
Sadece öykü için değil birçok anlatı türünü kapsayabilecek değerde sözler Cumalı'nın söyledikleri.
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Bu durum hakkında fikrimi söylemeden önce Elif'e bir sorum olacak;
Cumalı, bu durumu yazarak mı olumlamış oldu?
Ben Elif'in "toplumumuzda sorunları bu şekilde çözen binlerce insan var" saptamasına ve sorunu çözmek yerine sessiz kalıp sorunun üstünü örterek durumun idare edilmesine karşı gösterdiği tepkiye katılıyorum.
Ancak olaylarda zor durumda kalan taraf kırsalda yaşayan kadın olunca biraz daha farklı düşünmek gerekebilir demekten de kendimi alamıyorum.
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Nurten'e cevap:
Abdullah'ın Varlık Dergisi'nden yaptığı alıntıda Cumalı'nın söylediği bu. Kırsal'daki kadının durumu hakkında söylediklerine katılıyorum elbette Nurten'in fakat, Cumalı'nın açıklamalarında kırsaldaki kadının durumuna dair bir yorum yok. Genel olarak kadın erkek ilişkisine dair söyledikleri.
Re: Necati Cumalı Yaşamı ve Yapıtları
Ben, öyküde kırsal kadın hakkında bir yorum yapılmış olduğundan değil de genel anlamda bu yargılarımızı kaderlerini tayin etme şansları olmayan bu kadınlarımızın durumuna dikkat çekmek için dile getirmiştirm.
Bu arada sanırım ben, alıntının Cumalı'nın kendi sözleri olduğunu anlamamışım. Söyleyişiyi yapanın söyleşi sonrası izlenimleri gibi yorumlamışım okuduklarımı. Yanlışımı düzelttiğin için teşekkür ederim.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Ben de bu aralar N. Cumalı'nın Viran Dağlar adlı romanını okuyorum. Roman, Osmanlı döneminde, Balkan Savaşlarının yaşandığı yıllarda, Makedonya halklarının yaşadığı kargaşayı, Zülfikar adlı feodal bir Türk beyi üzerinden anlatıyor. Özellikle Osmanlı'nın o döneminde Balkanlarda yaşadığı bunalımı ve daha sonra yıllarca mübadele meselesine dönüşecek kargaşayı roman sakin sakin anlatıyor. Ayrıca yıllar sonra sevdiğiniz bir yazarın bir başka kitabını okumak, özlediğiniz bir dostu yeniden görmek gibi harika bir duygu tattırıyor. Zaman zaman bu başlığa romanla ilgili kanılarımı eklerim.