UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Ne Okuyorum?

03 Şub 2013
Barış Acar

Onur Çalı'dan Eksik Yıl'ı okuyorum. İlham verici öyle çok detay var ki.

Kategori:

Re: Ne Okuyorum?

Eksik Yıl'ın en sevdiğim öyküsü Yapay Saksı olacak sanırım.


Re: Ne Okuyorum?

Belki üzerine bir şeyler yazarım ilerleyen günlerde.


Re: Ne Okuyorum?

İlginize teşekkür ederim. Bankacı öyküsü hakkında olumlu şeyler duydum şimdiye kadar ama aslında kitabın ismi olarak da düşündüğüm Yapay Saksı hakkında "tam olarak burada ne anlatıyorsun?" "orada olmayan kişi kim?" nevinden sorularla karşılaştım.


Re: Ne Okuyorum?

Cortazar'dan Mırıldandığım Öyküler.

İnsan biliyor, çok fazla tarz var, çok iyi kitaplar var... lakin yazılacaksa eğer herkes böyle yazsın, her kitap böyle olsun demekten alamıyorum kendimi.


Re: Ne Okuyorum?

Ahmet Büke- "Ekmek ve Zeytin"


Re: Ne Okuyorum?

Bilge Karasu - Suskunlar
Bilge Karasu - Kısmet Büfesi
Jose Saramago - Körlük
Kurmaca Nasıl İşler
Necip Tosun - Modern Öykü Kuramı
Sahilde Deniz
Karlı Tepeler.
Sokaklarda insanlar
Kiremitli damlardaki bacalar.
Smile


Re: Ne Okuyorum?

Okumuştum derginin içeriğini. Ay sonuna doğru İstanbul'a gideceğim. O zaman almayı düşünüyorum.

Bilge karasu'yu yıllar önce okumuştum(?) Bu ne kadar okuma sayılabilecekse? Şimdi tekrar dönmek gereği duydum.

Yavaş ve sessiz okumaya çalışıyorum. Köy de buna uygun. Hele son günlerdeki güzelim yağmurlar, o kadar yardımcı ki...


Re: Ne Okuyorum?

Belki Leyla Erbil'den sonra Bilge Karasu'ya bir ayrıcalık tanıma önerisi yapabilirim. Öyküleri hazırlamayı bile üstlenebilirim.


Re: Ne Okuyorum?

Harika olur.


Re: Ne Okuyorum?

Akif Kurtuluş'tan Mihman.

Romanın dili çok hoşuma gitti. Klişe bir deyiş olacak ama bence kitabın en önemli başarısı şu: Her anlatıcı bizzat kendisi, buna sadece özgeçmişleriyle, yaşadıklarıyla ve düşündükleriyle değil dilleriyle de ikna ettiler beni.

Kurgu çok ucuz geldi bir de. Böyle bir gidiş var sanki; edebiyat artık dünyaya, insana dair bir şey söylemek yerine dilin kullanımı, anlatım tekniği vs. edebi değerlerle ilgili bir şeyler göstermeye çalışıyor. Site sakinlerinin bu konudaki gözlemlerini merak ediyorum.

Bir de aklımda Tomris Uyar ve Ayfer Tunç okuması yapmak var. İki yazarı da daha önce hiç okumadım. Bir okuma listesi, sıralaması önerebilir misiniz?


Re: Ne Okuyorum?

Julio Cortazar'ın Cinayeti Gördüm adlı kitabını, Ekitap okuyucuyla okumaya niyetlendim. Bir bölümü yazım sorunları nedeniyle okunamıyor. Elinde bu kitap olan, aşağıdaki bölümü düzeltebilirse çok sevinirim.

""
Ne garip, şimdi karşısındaki sahne (aslında bir hiç:
yaş yönünden uyumsuz iki kişi işte), ürpertici bir hava-
ya bürünmeye başlamıştı. Bunu ben kendim ille böyle
görmekte diretiyorum, diye düşündüm; sahnenin res-
mini çekersem makinem her şeyi gerçek aptallıklarıy-
dı yeni baştan biçimlendirecekti. Şimdi ötekinin de ne
düşündüğünü bilmek istiyordum, küçük köprünün di-
binde park edilmiş arabanın direksiyonundaki gri şap-
kalı adam; gazete mi okuyordu yoksa uyuyor muydu,
bunu da bilmek istiyordum. Daha şu dakikada gözüme
çarpmıştı, çünkü park edilmiş arabaların içinde otu-
ranlarda, bir gözden silinme eğilimi vardır. Devinim ve
tehlikenin verdiği güzellikten sıyrılmış olan o sefil özel
[b]ka%e otura,lar iü iderler sanki. Ne var ki otomo-
bil W^ i/OTaday^ adanın bir köşesini ta-
çım,tadıriyordu imini b0zuyor muydu yoksa?) Bir
otorllobil: yanan birÇsokak lambası, bir park kanepesi,
dCT fbi Hıçblr zaman rüzgâr, güneş ışığı der gibi degıl,
5unte bunla., göze tene net- zaman yepyeni çarparlar.
Delikanlıyla ^n da beıa^rsizdiler; oraya adayı
deştirmek lçin benim adayi bambaşka bir gözle go-
«bibani sa lamak icin getirilmişlerdi. Bir de şu var:
Bel*el: ga2~Ç^ **™^ ° ^^
g;Nlmasl &rekenler olsu0 ^e beklemenin ham ta.
'"' vaıacalct Şimdi kadm, Kıvrakça dönerek de lıkan
*?***** duvar arasına *™&> *»? de ^
g^yordun,; Delikanh ( k değil ama) daha uzun boy-
l^u; genecle kadm ona semendi, onun ustune ka-
nat germişti (h T Lv*n kahkahası tüyden bir
wv ' (birden patla}"1 " . , ..
^\ m m orada olm^Ja ^f ^ k ArSL"
lun%ip, bi, elini aâır agır Havada dolaştırarak. Artık
beklenin ae Rerl varW Aç» on altıda o çirkin ka-
ra %ba d1§anda kalSsın> ^ evet, o ağacı almalı, ara-
aak*gnboş;4ğu bölmeye yarar...
Fotoğraf makinemi kaUiırdım> onları germeyen
b- .dak ay^Z^ibi y*»"* beklemeye koyul-
dur;- o-hnSSTaS^içi dışa Tip h7eyl
ozetleyecek ola_ ifcJL e0 sonunda yakalayacağıma
in^ıyordur,. vJ ki devinimle ritim kazanır, ama
^ bir ha^l zamanı ortada kesiP dilİmlere ^'f
devinimi y^ elle tutulmaz, en gerekli,
6Hn ^ ™*> kıymığını seçmezsek eğer. Çok bekleme-
dim K^aJkaıSıyı tatl) tatlı zincire vurmaktaydı;
maıUlmaz


Re: Ne Okuyorum?

"Gezi Parkı", "Taxim", "İstanbul", "Memleket" kaynıyor, iki ağaç uğruna. okutmuyorlar ki insanı, köşesinde.


Re: Ne Okuyorum?

Yanlış yerde aramışsınız. Kitapçıdan çok sokaklarda aramalı.


Re: Ne Okuyorum?

Sokağa çıkma yasağı başlamadan gidip içecek bir şeyler alayım. Uzun bir gece olacak bu gece.


Re: Ne Okuyorum?

OBKB geldi. Onu okuyorum. "Gerçek" öyküm de var içinde. Edebiyatın gerçeğini açıklıyorum orada. Smile


Re: Ne Okuyorum?

Fahrenheit 451'i okudum.
Kitap Cesur Yeni Dünya'dan 20 yıl sonra basılmış.
Merakım şu, yazar yeni olarak Cesur Yeni Dünya'nın üstüne ne söylediğini düşünmüş? Fahrenheit 451 bize o kitaptan çıkarılamayacak ne anlatıyor?


Re: Ne Okuyorum?

Truffaut'nun uyarlaması da ilginizi çekebilir: Fahrenheit 451


Re: Ne Okuyorum?

Birgül Oğuz- Hah
Sevdim.


Re: Ne Okuyorum?

Hayat ve Haiku üzerine Ercan Kesal'in bir gazete yazısı :

Hayatı haiku gibi yaşayanlar


Re: Ne Okuyorum?

Şu sıralar Jale Parla'nın Babalar ve Oğullar: Tanzimat Romanının Epistemolojik Temelleri kitabını okuyorum.

"(...) Bu muhafazakar ilişkinin oğulları, ilk romancılarımızdır. Hepsi, kaybedilmiş bir babanın arayışı içinde, kendileri vesayet üstlenmek zorunda kalmış otoriter çocuklardır. Bağlı oldukları otorite, mutlak bir İslâm kültürü ve epistemolojisidir. Tanzimat yazarlarının şöyle bir normatif öncelikler sıralamasına bağlı kaldıklarını söyleyebiliriz: Yenileşme hareketinin temelini, ahlâki ve kültürel boyutlarıyla Doğu'nun dünya görüşü oluşturmalıdır. (...) Mutlak otoritelerin zaafa düştüğü süreçlerde dünya görüşü hâlâ mutlakçı olmayı sürdürüyorsa, yazara babalık görevi düşer. Her Tanzimat yazarının içinde bir 'mürebbî-efkâr' gizlidir; her satır, 'nazende tıfl'ın terakkisi içindir." (İletişim Yayınları, 1993, Arka kapaktan satır araları)

Kitabın ele aldığı meselenin önemli olduğunu düşünüyorum; Ahmet Hamdi Tanpınar'da kök salıp Oğuz Atay'a ve günümüze Orhan Pamuk'a ulaşan 'Türkiye'nin Ruhu' arayışının Tanzimat'taki izdüşümlerini sergilemesi açısından kayda değer.


Re: Ne Okuyorum?

Keşke, bu "Ne Okuyorum?" bölümündeki notlar yazarların okudukları şeyler üzerine -küçük de olsa- düşünceleriyle de birleşerek ayrı bir başlık haline gelebilse. Böyle herhangi bir iletişim olanağı doğurmadan kaybolup gidiyor.


Re: Ne Okuyorum?

İnternetin şu semtinden Edebiyat Dostları dergisinin sayısına ulaşılabiliyor. Göz atıyorum arada.


Re: Ne Okuyorum?

Alice Munro'nun "Bazı Kadınlar"ını ilk defa Onur Çalı'nın Parşomen'indeki yazısında tanımıştım ve aylar sonra da olsa kitabı okudum. Zira Onur Çalı hem sevdiğim bir öykücü, hem de onun önerilerini dikkate alıyorum.

Yazarın, Kanada'nın Çehov'u yakıştırması ve kitabın aldığı ödüller bir yana; o bölgenin insanlarının öykülerini okumak istemiştim. Farkedilmeyi bekleyen, yer yer silikleşen karakterleriyle Munro, toplumun beklentilerinin dışında, aile yaşamının düzensizlikleri ve dağılmışlıkları arasında var olmaya çalışan karakterler çiziyor. Munro'nun kadın karakterlerinden Doree (ilk öykü Boyutlar'da)aile sorumlulukları, eşi ve özgür bağımsız karakteri arasındaki gel gitleriyle ilginçti. Serbest Radikaller adlı öyküdeki Nita ise depresif ve karmaşıklığıyla ve öyküdeki sağlam olay örgüsü de aklımda kalacak.

Kitabın klasik karakter çizen ya da olaya dayanan anlatımının, beni çok etkilemediğini söyleyebilirim. Öyküler arasındaki karakter geçişleri, birbiriyle ilişkili tipleri takip etmekte zaman zaman zorlandım.

can_bazi_kadinlar.jpg