UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Majid Majidi - Cennetin Çocukları

11 May 2010
eren

Majid Majidi'yle yeni tanıştım. Geçtiğimiz birkaç hafta içinde önce, bende karışık duygular uyandıran Baran'ı (2001) sonra da çok sevdiğim Serçelerin Şarkısı'nı (2008) izledim. Dün akşam Cennetin Çocukları'nı (1997) izlediğimde hazine bulmuş gibi sevindim.

Oldukça sade bir hikâyeyi laf kalabalığı yapmadan anlatıyor Majidi. Ali, kız kardeşi Zehra'nın ayakkabılarını tamirciden eve götürürken kaybeder. Yoksul oldukları için ebeveynlerini bu durumdan haberdar etmeden iki çocuk Zehra'nın ayakkabı sorununu kendi meşreplerince çözmeye çalışırlar. Majidi çocukların dünyasına o kadar başarılı giriyor, bu basit hikâyeyi onların bakış açısından o kadar güzel anlatıyor ki bunca zaman onun filmlerinden habersiz yaşamış olduğuma hayıflanıyorum (buna yaşamak denirse Tongue -abarttım galiba Smile). Aslında hikâyede gelişmeleri tahmin etmek o kadar da zor değil. Ama, işte, yönetmen artık kullanıla kullanıla hiçbir hükmü kalmamış bir sinema dilinin peşinden gitmediği için o tahmin edilebilirlik ağızda bayat bir tad bırakmıyor; aksine film boyunca, daha önce dinlediğim ve çok sevdiğim bir masalı yeniden dinler gibi hissettim.

Filmin gerçekçi yapısı bana en çok Bisiklet Hırsızları'nı (1948) hatırlattı. Böylesine temel bir ihtiyaçtan (ayakkabı) mahrum Zehra'nın okula gidip gelmesi her gün başka bir macera. Çekimler zaman zaman akla hırsızık olasılığını getirse de, öyle bir ihtimalin bu küçük çocukların aklının ucundan bile geçmediğini hemen görüyoruz. Belki de Majidi, esas söyleyeceğini o kısa çekimlerle söylüyor: herkesi kendiniz gibi sanmayın!

Herhalde hikâyenin en sevdiğim yeri sonuydu. Havuzun içinde kendini kırmızı balıkların ilgisine bırakan ayaklar filmi yavaşça kapanan bir masal kitabı gibi bitiriyor. (IMDB'de filmin iki farklı sonu olduğu konusunda yorumlar gördüm. Benim izlemediğim versiyonunda filmin bir epilogla kapandığı ve Ali'nin sonraki hayatında neler yaptığının söylendiği ifade edilmiş. Ama o versiyonu izlemediğime sevindim açıkçası.)

Beni üzen, filmi izlerken bazı sembolleri kaçırmış olma ihtimalim. Zira, daha önce Bahman Ghobadi filmeri üzerine yazarken de dile getirdiğim en az bir sembolden haberdarım: kırmızı balık. Kırmızı balık yeni yılı, yeni bir başlangıcı ifade ediyor İranlılar için. Sadece bu sembolü bilmek bile filme yeni bir anlam, yeni bir boyut katıyor. Ben, şimdi, bilmediğim sembollere yanıyorum Smile

Dipnot: Filmde oyunculuklar o kadar doğal ki insanın içinden "oyunculuk" demek bile gelmiyor.

Kategori:

Re: Majid Majidi - Cennetin Çocukları

Majid Majidi, bir röportajında, oyuncuların ve filmin çekildiği yerlerdeki diğer insanların daha doğal davranmasını sağlamak amacıyla kameraları ve film ekibini sakladıklarını söylüyor. Bu çekimlerini zorlaştırsa da oyuncuların işini kolaylaştırmış Smile

""
Actually, we used hidden cameras to capture the presence of real life. There were some loose-ends, that is, things that happened that were like mistakes, but they enhanced the realistic performance. The cameras were also hidden from the key actors, again adding to the natural feel. It actually made filming more difficult and involved, hiding the camera and crew, but the results were much more relaxed performances.


Re: Majid Majidi - Cennetin Çocukları

Baran'ı birkaç yıl önce izlemiştim, çocuğun sevdiği kızın çamurda kalan ayak izlerine bakıp kalması aklımda kalan sahneydi. Öykülerden çok beğendiğimiz cümleleri zaman zaman alıntılıyoruz ya, sinema dilinde altını çizeceğim cümlelerden biri idi o sahne hep aklımda kaldı. Yasakların olması farklı bir dil yaratmış İran sinemasında, daha yaratıcı kılmış.


Re: Majid Majidi - Cennetin Çocukları

Cennetin Çocukları'nı okulda öğrencilerime izletmiştim. Yarışma sahnesinde salonda hakim olan duyguyu,gerilimi buraya aktarmak çok zor. Genelde yavaş akan filmler öğrencilerin fazla dikkatini çekmiyor, ama bu filmin hem yavaş hem hızlı hem de gerilimli akışı seyirciyi sonuna kadar bağlıyor. Gözyaşına boğmadan seyirciye aktarılan dram seyircide acıma değil bir çeşit saygı uyandırıyor. Ayrıntıların önemli olduğunu hatırlatıyor her iki filim de. Holywood filmlerinin gittikçe iri, güçlü, kalabalık ...'a olan ilgisinin aksine bu filmlerde küçük ve sade olanı görüyoruz.
Sanırım oyuncuların çoğunun ilk deneyimi, yani gerçekte oyunculuk onlar için bir meslek değil.


Re: Majid Majidi - Cennetin Çocukları

Eren, filmleri öyle bir anlattın ki, nereden bulacağım diye düşünüp duruyorum. Barış Acar'da vardır sanırım.