UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Lydia Davis - Yasaklı Konular

26 Mar 2014
Seda Tunc

Hakkında konuşmak isteyebilecekleri neredeyse her konu bir diğer tatsız olayla ilişkilendiriliyor ve hakkında konuşamayacakları bir konu oluveriyor, böylelikle zaman geçtikçe hakkında güvenli olarak konuşabilecekleri konular azaldıkça azalıyor ve sonuç olarak, havadisler ve okudukları şeyler –ki okuduklarının da tamami değil– dışında geriye bir şey kalmıyor. Kadının birtakım aile bireyleri, adamın çalışma saatleri, kadının çalışma saatleri, tavşanlar, fareler, köpekler, birtakım yiyecekler, birtakım üniversiteler, sıcak hava, gece ve gündüzleri odanın sıcaklık ve soğukluk dereceleri; yazın, akşam açık tutulan ve kapalı tutulan ışıklar, piyano, genel olarak müzik, adamın ne kadar para kazandığı, kadının ne kazandığı, ne harcadığı vs. hakkında konuşamazlar. Ama günlerden bir gün, yasaklı bir konu hakkında –her ne kadar yasaklı konuların en tehlikelisi değildiyse de– beraber konuştuktan sonra, kadın, yasaklı bir konu hakkında, sakin ve dikkatlice bir şey söylemenin, bazen, mümkün olabileceğini ve böylelikle konunun, yeniden hakkında konuşulabilecek bir konu haline gelebileceğini ve sonra, yasaklı bir diğer konu hakkında sakin ve dikkatlice bir şey söylemenin mümkün olabileceğini, böylelikle hakkında yeniden konuşulabilecek bir başka konunun daha olacağını ve hakkında yeniden konuşulabilecek konuların artmasıyla, kademe kademe, kendi aralarında daha çok konuşmanın olacağını ve daha çok konuşmayla daha çok güvenin oluşacağını ve yeteri kadar güvenin oluşmasıyla yasaklı konuların en tehlikelisine bile yaklaşmaya cürret edebileceklerini fark eder.

Çev.: Seda Tunç
Kaynak: Davis, Lydia. "Forbidden Subjects", The Collected Stories of Lydia Davis, England: Penguin Books, 2011, s. 523-524.

---

Lydia Davis: Marcel Proust, Jean-Paul Sartre, Michel Foucault gibi düşünürleri yaptığı çevirilerle İngilizceye kazandırmışlığının yanısıra Amerikan yazınında kendine çok özgü hikâyeciliğiyle de tanınan Lydia Davis, 2013 Uluslararası Man Booker Ödülü’nün de layık görüldüğü kişi. Yazadurduğu çok kısa hikâyelerin içleri coğunlukla biçimsel denemeler, şehir hayatı karışıklığında kafa çevrilen detaylara odaklanmalar ve ironilerle ince ince işlenmiş. Sıradan görülene olan yakın ilgisi, minimalist biçimciliği ve sadeliğini yitirmeyen dili, 1960’larin Frank O’Hara’li, John Ashberry’li, Kenneth Koch’lu New York Okulu şairlerini de anımsatan zengin bir karakterin parçaları. Ya da Jonathan Franzen’in, Davis’in Fransizcaya olan hakimiyeti ve yaptığı sayısız çeviriyle bağlantı kurması açısından da önemli olan lafıyla: Proust’un aramızdaki kısa hali o.

Seda Tunç: İstanbul Ünivesitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı ile Amerikan Kültürü ve Edebiyatı okudu. Viyana Üniversitesi’nde İngiliz Edebiyati yüksek lisansı yapıyor.

Re: Lydia Davis - Yasaklı Konular

Öykü iki kişi arasındaki (kadın-erkek) yasaklı şeyler hakkında.

Tamamı 1 Paragraf, 201 sözcük.

Kadın ile erkek arasındaki konuşamayacakları konuların listesi uzunca. Bunların içerisinde, havadan sudan, önemsiz şeyler dahi var.

Liste yürümeyen, kopuk, iletişimsiz bir ilişkinin dökümü. Evli olduklarından söz edilmiyor. Ama doğal olarak, ilk aklımıza gelen evli oldukları. İkisi de bir işte çalışıyor.(Bir süredir işsiz de olabilir mi?) kadının daha iyi gelir getiren bir işi, var. Adam kadını bu nedenle kıskanıyor veya kadına kızıyor. Aynı evde yaşıyorlar. Adamın sevmediği bir kayınvalidesi var. Karanlık korkusu, birisinin hayvan sevgisi, diğerinin fobisi(belki de aşırı titizlik-kadın?), farklı müzik beğenileri, birbirine uymayan çalışma saatlerinden hoşnutsuzluk. Daha uzatılabilir bu. Mesela odanın sıcaklık soğukluk dereceleri, piyano…

Liste o kadar düşünülerek seçilmiş ki. Yürümeyen bir beraberliğin sayfalar dolusu ayrıntılarını birkaç sözcüğe sığdırıvermiş yazar.(49 Sözcük)

Paragraf 3 uzun cümle. Uzun olan paragraf, yasaklı konuların devamındaki, kadının bu iletişimsizliğin nasıl aşılabileceği ile ilgili.

Metinde “tamami” sözcüğü, “tamamı” olacak sanırım. (Bu kadar uzun cümlelerin çevirisi zor olmalı.)

""
“…konunun, yeniden hakkında konuşulabilecek bir konu haline gelebileceğini ve sonra, yasaklı bir diğer konu hakkında sakin ve dikkatlice bir şey söylemenin mümkün olabileceğini, böylelikle hakkında yeniden konuşulabilecek bir başka konunun daha olacağını ve hakkında yeniden konuşulabilecek konuların artmasıyla, kademe kademe, kendi aralarında daha çok konuşmanın olacağını ve daha çok konuşmayla daha çok güvenin oluşacağını…”

Paragrafta bir an döne döne beni aşağıya çeken, anlamı kaybettiğim bir burgaçta kalmışlık duygusu yaşadım. Bu bölümü birkaç kez okuma gereği duydum.
5 kez “konu”, 5 kez de “konuşma” sözcüğünün aynı cümlede kullanılışı bu duyguyu arttıran(belki de ana neden) unsurdu sanırım.

Lydia Davis’in diğer öykülerini de merak ediyorum. Seda Tunç’u bu başarılı çevirisi için kutlarım. Bana bilmediğim, izleme gereği duyacağım bir yazar kazandırdığı için teşekkür ederim.


Re: Lydia Davis - Yasaklı Konular

Cok iyi bir metin analizi yapmissiniz Mehmet Sürücü. Ince ince...

Öykünün, kisaligina ragmen, detaylarda kesfedilecek - kesif dansi edilebilecek- o havadar alani sunuyor olusuna dikkat cekmisliginiz bir günü senlendirebilecek kadar degerli bir yaklasim.: )

Cok tesekkür ederim yaziniz icin.
(Iki Davis öyküsü daha var, sirada.)


Re: Lydia Davis - Yasaklı Konular

Bir an aklıma şu geldi; kendi yasaklı listemi yapmak, yakın çevremin, yaşadığım kentin, ülkenin... Böyle bir sabahta bile bir "seçim" travmasından çıkamamak galiba. (Kusura bakmayın konuyla pek de ilgisiz oldu.)


Re: Lydia Davis - Yasaklı Konular

Bir yazar tanımış oldum, teşekkürler Smile


Re: Lydia Davis - Yasaklı Konular

Onur da böyle küçük çeviri öyküler gönderse Uzun Hikâye'ye, ne güzel olmaz mı?