UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Lord Dunsany - Tavuk

22 Kas 2008
sevcan

Çevirinin son hali:

""
Tavuk
Lord Dunsany

Çiftlikteki saçaklar boyunca sıralanan kırlangıçlar, huzursuz bir biçimde karşılıklı ötüşürken, birçok şeyden bahsederler ama Sonbahar kapıda olduğundan, Kuzey rüzgârıysa yaklaşmakta olduğu için sadece Güney’i ve Yaz mevsimini düşünürlerdi.

Bir gün hepsi aniden gitti. Herkes kırlangıçlardan ve Güney’den bahsediyordu.

“Gelecek yıl ben de Güney’e gitmeyi düşünüyorum,” dedi tavuk.

Mevsimler değişti, kırlangıçlar geri döndüler ve zaman geçip giderken onlar yine saçaklarda oturdular. Tüm kümes hayvanları tavuğun gidiş planından söz ediyordu.

Bir gün çok erken bir vakitte Kuzeyden esen rüzgârla birlikte bütün kırlangıçlar hızla havalanıp rüzgârı kanatlarında hissettiler. Bir güç, tuhaf, kadim bir bilgelik, insancıldan da öte bir itikat onları gafil avladı. Yükseklerden uçarak şehirlerimizin dumanını ve az hatırlanan saçaklarını terk ettiler; sonunda büyük ve açık bir deniz gördüler. Denizin gri akıntılarına göre kendilerine yön belirleyerek rüzgârla Güney’e doğru yol aldılar. Güney’e gidip parıldayan sis yığınlarının yanından geçtiler. Başlarını göğe kaldıran yaşlı adalar gördüler. Gözlerinin aradığı dağ manzaraları ve bildikleri zirveler kendilerini gösterene dek, başıboş dolanan gemilerin avare arayışlarına, inci arayan dalgıçlara ve savaş meydanlarına şahit oldular. Sonra sıcak bir vadiye doğru süzüldüler ve bazen susup bazen şarkı söyleyen Yaz mevsimini gördüler.

“Bence rüzgâr uygun,” dedi tavuk; kanatlarını çırparak kümes bahçesinin dışına attı kendini hızla, yola çıktı ve bir bahçeye varıncaya dek o yoldan aşağı koştu.

Akşama nefes nefese geri döndü.

Bahçede kümes hayvanlarına anayol boyunca nasıl Güney’e gittiğini, kocaman dünyanın trafiğini gördüğünü, patates yerleştirilen tarlalara vardığını, üzerlerinde insanların yaşadığı anızlar gördüğünü ve yolun sonunda içinde güllerin- güzel güllerin!- ve kuşaklı bir bahçıvanın olduğu bir bahçe olduğunu anlattı.

“Ne kadar ilginç” dedi kümestekiler “ve gerçekten ne kadar güzel bir tasvir!”.

Kış ilerledi yavaşça, ayaz aylar geçip gitti. Yılın İlkbahar’ı yüzünü göstermeye başladı ve kırlangıçlar geri döndüler.

“Güney’e ve denizin ötesindeki vadilere gittik.” dediler.

Ama kümestekiler Güney’de bir deniz olduğuna inanmamışlardı.

“Bir de bizim tavuğu dinleyin,” dediler kırlangıçlara.

Çeviri: Sevcan Ekici
"The Hen", Fifty-One Tales

Çevirinin ilk hali:

""
Tavuk
Lord Dunsany

Çiftliği çevreleyen duvar boyunca kırlangıçlar, huzursuz bir biçimde karşılıklı ötüşürken, birçok şeyden bahsederler ama Sonbahar kapıda olduğundan, Kuzey rüzgârıysa yaklaşmakta olduğu için sadece Güney’i ve Yaz mevsimini düşünerek sıralanırlardı.

Bir gün hepsi aniden gitti. Herkes kırlangıçlardan ve Güney’den bahsediyordu.

“Sanırım gelecek yıl kendi başıma Güney’e gideceğim.” dedi içlerinden bir tavuk.

Mevsimler değişti, kırlangıçlar geri döndüler ve zaman geçip giderken onlar yine duvarların üstüne oturuyorlardı ve tüm kümes hayvanları tavuğun gidişi üzerine kara kara düşünüyordu.

Bir gün kuşluk vaktinde kuzey rüzgârı esti. Kırlangıçlar soğuğu kanatlarında hissettikleri an kanatlandılar. İçlerindeki gücü, görmüş geçirmişliğin verdiği o garip bilgeliği, bir insandan daha ağır şekilde sadakati hissettiler. Yükseklerden uçarak şehirlerimizin dumanını ve az hatırlanan saçaklarını terk ettiler; sonunda büyük ve açık bir deniz gördüler. Denizin gri akıntılarına göre kendilerine yön belirleyerek rüzgârla Güney’e doğru yol aldılar. Güney’e gidip parıldayan sis yığınlarının yanından geçtiler. Başlarını göğe kaldıran yaşlı adalar gördüler. Gözlerinin aradığı dağ manzaraları ve bildikleri zirveler kendilerini gösterene dek, başıboş dolanan gemilerin avare arayışlarına, inci arayan dalgıçlara ve savaş meydanlarına şahit oldular. Sonra sıcak bir vadiye doğru süzüldüler ve bazen susup bazen şarkı söyleyen Yaz mevsimini gördüler.

“Bence rüzgâr sağdan esiyor.” dedi tavuk; kanatlarını çırparak kümes bahçesinin dışına attı kendini hızla, yola çıktı ve bir bahçeye varıncaya dek o yoldan aşağı koştu.

Akşama nefes nefese kalmış bir halde geri döndü.

Bahçede kümes hayvanlarına anayol boyunca nasıl Güney’e gittiğini, kocaman dünyanın trafiğini gördüğünü, patates yerleştirilen tarlalara vardığını, üzerlerinde insanların yaşadığı anızlar gördüğünü ve yolun sonunda içinde güllerin- güzel güllerin!- ve kuşaklı bir bahçıvanın olduğu bir bahçe olduğunu anlattı.

“ Ne kadar ilginç” dedi kümestekiler “ ve gerçekten ne kadar güzel bir tasvir!”.

Kış ilerledi yavaşça, ayaz aylar geçip gitti ve yılın İlkbahar’ı yüzünü göstermeye başladı ve kırlangıçlar geri döndüler.

“Güney’e ve denizin ötesindeki vadilere gittik.” dediler.

Ama kümestekiler Güney’de bir deniz olduğuna inanmamışlardı.

“Bir de tavuğumuzu dinlemelisiniz” dediler kırlangıçlara.

"The Hen", Fifty-One Tales


Not: Mevsim isimleri, her ne kadar emin olmasam dahi, özelleştirilmiş gibi göründüğü için ben de tıpkı micro fiction öykünün yazarı gibi büyük harfle yazdım.

Kategori:

Re: Lord Dunsany - Tavuk

Laughing out loud

Öykü beni çok güldürdü. Özellikle de forumdaki tavuklu öykülere yaptığı katkıyla.
Bkz.: Yusuf Atılgan - Kümesin Ötesi ve Eren - Tavuk

Tam bir Aziz Nesin havası hissettim.

Çeviri için teşekkürler.


Re: Lord Dunsany - Tavuk

Çok eğlenceli bir öykü gerçekten. Güzel çevirisi için ellerine sağlık. Çeviriyle ilgili noktalara ikinci okuyuşumdan sonra değinmeyi düşünüyorum. Bu vesileyle Sevcan'a hoşgeldin diyen mesajları da anımsatmak istedim, belki gözünden kaçmıştır... Smile (link)


Re: Lord Dunsany - Tavuk

Ben çeviriyi kimin yaptığını anlamadım, metnin altında üstünde göremedim, ama ellerine sağlık tabii ki, çevirenin. Benim öyküden çıkardığım fikir ise yazarın anlatmak istediği fikir çok çok çok güzel anlatmış.


Re: Lord Dunsany - Tavuk

Öncelikle Sevcan'ın ellerine sağlık. Güzel bir öyküyü oldukça temiz bir çeviriyle dilimize kazandırmış. Ben forumun delisi olduğum için çeviriyle ilgili birkaç söz etmeden duramadım. Umarım çevirinin gelişmesi için yardımcı olacak fikirler barındırıyordur yazdıklarım.

""
Çiftliği çevreleyen duvar boyunca kırlangıçlar, huzursuz bir biçimde karşılıklı ötüşürken, birçok şeyden bahsederler ama Sonbahar kapıda olduğundan, Kuzey rüzgârıysa yaklaşmakta olduğu için sadece Güney’i ve Yaz mevsimini düşünerek sıralanırlardı.
""
Çiftlikteki saçaklar boyunca sıralanan kırlangıçlar, huzursuz bir biçimde karşılıklı ötüşürken, birçok şeyden bahsederler ama Sonbahar kapıda olduğundan, Kuzey rüzgârıysa yaklaşmakta olduğu için sadece Güney’i ve Yaz mevsimini düşünerlerdi.
Bu biçimde de çevrilebilir belki. Hangisini okumanın daha kolay olduğunu bilmiyorum. Ama "gable" konusunda çevirmenin bir tercih yapmış olduğunu anlıyorum. "Gable" bizde pek yaygın olmayan bir çatı türünde geçerli bir mimari yapı. En yakın "saçak"la karşılanabileceğini düşünüyorum.

""
“Sanırım gelecek yıl kendi başıma Güney’e gideceğim.” dedi içlerinden bir tavuk.
""
"Gelecek yıl ben de Güney'e gitmeyi düşünüyorum", dedi tavuk.
Burada myself'in "kendi başıma"dan çok bir dahil olma anlamı ıtaşıdığını düşünüyorum. Ne dersiniz?

""
Mevsimler değişti, kırlangıçlar geri döndüler ve zaman geçip giderken onlar yine duvarların üstüne oturuyorlardı ve tüm kümes hayvanları tavuğun gidişi üzerine kara kara düşünüyordu.
""
Mevsimler değişti, kırlangıçlar geri döndü ve zaman geçip giderken onlar yine saçaklarda oturdular. Tüm kümes hayvanları tavuğun gidişinden söz ediyordu.
Burada da "gable" var. İkinci cümle sadece başka türlü bir söyleyiş. Aslında "discuss"ı kara kara düşünmek olarak çevirmek bence oldukça hoş. Ama öyküde anlatılan durumun gerçekten bir karamsarlık mı yoksa dedikodu heyecanı mı olduğundan emin olamadım. İkincisi bana daha yakın göründü.

""
Bir gün kuşluk vaktinde kuzey rüzgârı esti. Kırlangıçlar soğuğu kanatlarında hissettikleri an kanatlandılar.
""
Bir gün çok erken bir vakitte Kuzeyden esen rüzgarla birlikte bütün kırlangıçlar hızla havalanıp rüzgarı kanatlarında hissettiler. Bir güç, tuhaf, kadim bir bilgelik, insancıldan da öte bir itikat onları gafil avladı.
"Kuşluk vakti" buluşu için kutluyorum. Smile Burada cümlelerden anladığımızda bir fark var sanırım. "faith"i nasıl çevirmek gerektiğini bilemedim. "Belief is human; faith is more than human; belief knows nothing; faith knows everything." biçimindeki hıristiyan inanışına bakacak olursak buna dilimizdeki doğru karşılığı bulmak gerek. Yok mu fıkıh ilmi tahsil etmiş kimse? Smile

""
Denizin gri akıntılarına göre kendilerine yön belirleyerek rüzgârla Güney’e doğru yol aldılar.
Bu cümlenin çevirisini çok beğendim, ellerine sağlık.

""
"I think the wind is about right," said the hen
""
“Bence rüzgâr sağdan esiyor.” dedi tavuk; kanatlarını çırparak kümes bahçesinin dışına attı kendini hızla
""
"Bence rüzgar uygun," dedi tavuk; ...
Burada "right" "sağ" anlamında değil "doğru" anlamında kullanılmış gibi anlıyorum ben. Uygun rüzgarı bekleyen bir yamaç paraşütçüsü edasıyla söylüyor olmalı bunu (artık o nasıl bir edaysa Tongue). Bir de "kümes bahçesi" ifadesi tam oturmamış diye düşünüyorum. "poultry-yard"ı karşılamak zor kesinlikle. Belki sadece "avlu" denebilir? "avlunun dışına attı kendini"?

""
Akşama nefes nefese kalmış bir halde geri döndü.
""
Akşam nefes nefese geri döndü.

""
ayaz aylar geçip gitti
Kutluyorum Smile

""
Kış ilerledi yavaşça, ayaz aylar geçip gitti ve yılın İlkbahar’ı yüzünü göstermeye başladı ve kırlangıçlar geri döndüler.
""
Kış ilerledi yavaşça, ayaz aylar geçip gitti. Yılın İlkbahar’ı yüzünü göstermeye başladı ve kırlangıçlar geri döndüler.
Yazarın konuşma diline öykünen üslubunda arka arkaya çok fazla "ve" kullanılıyor. Bütün öykülerde durum aynı. Öyküyü/ masalı okunabilir kılmak için bunu biraz törpülemek gerektiğini düşünüyorum.

""
“Bir de tavuğumuzu dinlemelisiniz” dediler kırlangıçlara.
""
“Bir de bizim tavuğu dinleyin” dediler kırlangıçlara.


Re: Lord Dunsany - Tavuk

Merhabalar
Öncelikle herkesin kibar yorumları için çok teşekkür ederim. Çeviri hakkında şunu belirtmek isterim ki çevirimi yaptıktan sonra Çağdaş ve Esra, kendi yorumları doğrultusunda birkaç önemli noktayı değiştirdiler ve bu değişiklikler öyküye daha güzel bir hava kattı. Onlara bu konuda çok teşekkür ediyorum.
Sevgili Eren,
Bana gerçekten yeni bir şeyler öğreten yorumların için çok teşekkürler. Bundan sonraki çevirilerimde bu öğrendiklerimi göz önünde tutacağım. Bunlardan bir tanesi "ve" sözcüğü. Bu noktaya Çağdaş da değindi ve onun yorumları doğrultusunda, kullandığım "ve"lerden bir miktarı yok ettim :mrgreen: ama sanırım bazıları hikayede mevcut kalmış, kurtulamamışım onlardan Laughing out loud Bu "ve"leri sık kullanma sorunum yazara hissettiğim bir bağlılıktan kaynağını aldı sanırım. Çevirilerimde bazen bu nedenle arada kalıyorum. "ve"lerden kurtulsam mı, yoksa varlıkları değişik br hava katıyor mu? Demek ki kurtulmak akıcılığı elde edebilmek için gerekli, şimdi bunu daha net olarak görebiliyorum. Sana ve Çağdaş'a tekrar teşekkürlerimi sunuyorum Laughing out loud "Gables" sözcüğünün açıklaması için teşekkürler, benim için çok yeni bir bilgi oldu bu! İlk cümlede Çağdaş!ın yaptığı düzeltmeye teşekkür etmeden geçemeyeceğim. Benim ilk cümle çevirimde sorunlar vardı, özellikle "ve"lerle ilgili Laughing out loud

""
"Gelecek yıl ben de Güney'e gitmeyi düşünüyorum", dedi tavuk.
sanırım bu tam oalrak ihtiyaç duyduğum şeydi!
""
Tüm kümes hayvanları tavuğun gidişinden söz ediyordu.
ben de bu cümleyi böyle çevirecektim ancak hani tavuk henüz gitmemiş ya o nedenle bir şüpheye düşüp öyle çevirmekten vazgeçtim ama anlıyorum ki şimdi aslında öyle çevirmemde bir mahzur olmazdı. Laughing out loud
""
Bir gün kuşluk vaktinde
bu tamamen Esra'nın fikriydi bu nedenle teşekkürü o hakkediyor. Teşekkürler Esra.
""
Bir gün çok erken bir vakitte Kuzeyden esen rüzgarla birlikte bütün kırlangıçlar hızla havalanıp rüzgarı kanatlarında hissettiler. Bir güç, tuhaf, kadim bir bilgelik, insancıldan da öte bir itikat onları gafil avladı.
bu cümle aklıma en çok takılan cümle oldu. Üç gün boyunca düşündüm, insanlara sordum... Esra'nın yardımıyla son halini aldı. Ama şimdi, açıklaman gerçekten olayı aklımda açıklığa kavuşturdu gerçekten.
""
Belief is human; faith is more than human; belief knows nothing; faith knows everything.
bu vecize için ayrıca teşekkürler. Kültürel bir bakış açısı kazandırmış oldu çeviriye Thumb Up
""
Bence rüzgar uygun,
sanırım hiç yakalayamamış olduğum bakış açısı oldu! Bu manaya gelebileceği hiç aklıma gelmemişti Utangaç Çok teşekkürler.
""
Bir de bizim tavuğu dinleyin
cümlenin bu çevirisi benim çok hoşuma gitti Wink

Bu muhteşem yorumlar için tekrar çok teşekkürler! Alkış
Sevcan


Re: Lord Dunsany - Tavuk

sevcan dedi ki:
Bu muhteşem yorumlar için tekrar çok teşekkürler! Alkış

Sana ve bütün Evire Çevire grubuna bu akşam forumda yarattığı hareketlilik ve verimli çalıma için ben teşekkür ederim. Eleştiri ancak böyle olumlu biçimde karşılandığı zaman anlam kazanıyor. Cheers


Re: Lord Dunsany - Tavuk

Vallahi, buyrun tebrikleri buradan kabul edin derim.


Re: Lord Dunsany - Tavuk

çok hoş bir öykü gerçekten, çeviri için teşekkür ederiz Sevcan.

Öyküde geçen bir kelime kafama takıldı, sanırım bu kısmıda anlamadığım bir şey var;

""
Mevsimler değişti, kırlangıçlar geri döndüler ve zaman geçip giderken onlar yine duvarların üstüne oturuyorlardı ve tüm kümes hayvanları tavuğun gidişi üzerine kara kara düşünüyordu.

bu cümleden sonra kırlangıçların gidişini anlatan bir paragraf var ve sonra da;

""
“Bence rüzgâr sağdan esiyor.” dedi tavuk; kanatlarını çırparak kümes bahçesinin dışına attı kendini hızla, yola çıktı ve bir bahçeye varıncaya dek o yoldan aşağı koştu.

cümlesi geliyor. Alıntıladığım ilk cümleyi okuyunca her halde tavuk gitti arkada kalanlar onu düşünüyor sandım. Arkadan gelen ikinci olarak alıntıladığım cümleyi okuyunca ise tavuğun henüz gitmediğini kümes hayvanlarının kara kara düşündüğü şeyin tavuğun nasıl olacak da oradan uçup gidebileceği üzerine olduğunu anladım.

Sorum şu; benim o an için dikkatsizliğim ve yanlış yorumumdan mı kaynaklanmış bu yanılgı, yoksa tavuğun gidişi ifadesi bu yanlış anlaşılmaya olanak mı sağlamış.


Re: Lord Dunsany - Tavuk

nurten aksakal dedi ki:
Sorum şu; benim o an için dikkatsizliğim ve yanlış yorumumdan mı kaynaklanmış bu yanılgı, yoksa tavuğun gidişi ifadesi bu yanlış anlaşılmaya olanak mı sağlamış.

Bunu aslında Sevcan da soruyor. Belki özgün metinden biraz ayrılmak pahasına bunu "tavuğun gidiş planı" ya da "tavuğun seyahat planı" gibi bir şeyle değiştirmek düşünülebilir.


Re: Lord Dunsany - Tavuk

""
"Sorum şu; benim o an için dikkatsizliğim ve yanlış yorumumdan mı kaynaklanmış bu yanılgı, yoksa tavuğun gidişi ifadesi bu yanlış anlaşılmaya olanak mı sağlamış."

Merhaba Nurten,
Öncelikle teşekkür ederek başlamak istiyorum... Soruna da şöyle cevap verebilirim, ben de kendi çevirimi okuyunca senle aynı düşündüm Laughing out loud - tavuk gitmiş - ama başka bir şekilde çeviremedim cümleyi... Aklıma pek fazla bir şey gelmedi o konuda. Bir belirsizliğe neden oluyor, o konuda çok haklısın. Ama dediğim gibi, sanırım başka bir cümle konusunda başarılı olamadım. Çevirimi Eren'in yönlendirmeleri doğrultusunda düzelttim. Kendisine teşekkür ediyorum... Ama sanırım düzeltilmiş halini yüklemedim Laughing out loud Bunun için özür diliyorum. Esk çeviriyi düzenleyeceğim şimdi. Sanırım o haliyle belirsizlik biraz olsun ortadan kalkmış olacak. Belirsizlik varlığını sürdürürse umarım bana bu konuda yardımcı olabilirsin. Senin de yorumlarını duymak isterim. Böylece yeni bir şeyler öğrenmiş olurum, ve sana da gerçekten çok minnettar olurum.


Re: Lord Dunsany - Tavuk

eren dedi ki:
nurten aksakal dedi ki:
Sorum şu; benim o an için dikkatsizliğim ve yanlış yorumumdan mı kaynaklanmış bu yanılgı, yoksa tavuğun gidişi ifadesi bu yanlış anlaşılmaya olanak mı sağlamış.

Bunu aslında Sevcan da soruyor. Belki özgün metinden biraz ayrılmak pahasına bunu "tavuğun gidiş planı" ya da "tavuğun seyahat planı" gibi bir şeyle değiştirmek düşünülebilir.

Teşekkürler Eren,
Gerçekten bu soru benim aklıma çok takıldı, ve ne zaman çeviriye dönüp okusam onu bu aklımda bir soruya neden oluyor... Ama dedim ya başka şekilde çeviremedim o cümleyi. Sanırım "gidiş planı" gerçekten çok daha iyi uyacak oraya. Tekrar çok teşekkür ederim bu güzel yardımların ve yorumların için Flowers Bir şey sormak istiyorum. Çevirimi düzenlemek istedim ancak başarılı olamadım bu konuda çünkü sayfa mesajın kilitlendiğini söylüyor. Acaba düzeltebilir miyiz bu çeviriyi? Yoksa son halini mi eklemeliyim? Yardımcı olabilirsen çok sevinirim.
İyi Akşamlar


Re: Lord Dunsany - Tavuk

sevcan dedi ki:
Bir şey sormak istiyorum. Çevirimi düzenlemek istedim ancak başarılı olamadım bu konuda çünkü sayfa mesajın kilitlendiğini söylüyor. Acaba düzeltebilir miyiz bu çeviriyi? Yoksa son halini mi eklemeliyim? Yardımcı olabilirsen çok sevinirim.
İyi Akşamlar

Merhaba, çevirinin öncekine göre daha güzel/ doğru olmasında bir katkım olduysa ne mutlu bana Smile

İlk çeviriyi özellikle kilitliyoruz ki, değiştirildiğinde yapılan yorumlar havada kalmasın. Sen çevirinin son halini gönderirsen ben onu en üste kopyalarım yine.


Re: Lord Dunsany - Tavuk

İşte çevirimin yorumlarınız doğrultusunda değiştirilmiş son hali...

""
Tavuk
Lord Dunsany

Çiftlikteki saçaklar boyunca sıralanan kırlangıçlar, huzursuz bir biçimde karşılıklı ötüşürken, birçok şeyden bahsederler ama Sonbahar kapıda olduğundan, Kuzey rüzgârıysa yaklaşmakta olduğu için sadece Güney’i ve Yaz mevsimini düşünürlerdi.

Bir gün hepsi aniden gitti. Herkes kırlangıçlardan ve Güney’den bahsediyordu.

“Gelecek yıl ben de Güney’e gitmeyi düşünüyorum,” dedi tavuk.

Mevsimler değişti, kırlangıçlar geri döndüler ve zaman geçip giderken onlar yine saçaklarda oturdular. Tüm kümes hayvanları tavuğun gidiş planından söz ediyordu.

Bir gün çok erken bir vakitte Kuzeyden esen rüzgârla birlikte bütün kırlangıçlar hızla havalanıp rüzgârı kanatlarında hissettiler. Bir güç, tuhaf, kadim bir bilgelik, insancıldan da öte bir itikat onları gafil avladı. Yükseklerden uçarak şehirlerimizin dumanını ve az hatırlanan saçaklarını terk ettiler; sonunda büyük ve açık bir deniz gördüler. Denizin gri akıntılarına göre kendilerine yön belirleyerek rüzgârla Güney’e doğru yol aldılar. Güney’e gidip parıldayan sis yığınlarının yanından geçtiler. Başlarını göğe kaldıran yaşlı adalar gördüler. Gözlerinin aradığı dağ manzaraları ve bildikleri zirveler kendilerini gösterene dek, başıboş dolanan gemilerin avare arayışlarına, inci arayan dalgıçlara ve savaş meydanlarına şahit oldular. Sonra sıcak bir vadiye doğru süzüldüler ve bazen susup bazen şarkı söyleyen Yaz mevsimini gördüler.

“Bence rüzgâr uygun,” dedi tavuk; kanatlarını çırparak kümes bahçesinin dışına attı kendini hızla, yola çıktı ve bir bahçeye varıncaya dek o yoldan aşağı koştu.

Akşama nefes nefese geri döndü.

Bahçede kümes hayvanlarına anayol boyunca nasıl Güney’e gittiğini, kocaman dünyanın trafiğini gördüğünü, patates yerleştirilen tarlalara vardığını, üzerlerinde insanların yaşadığı anızlar gördüğünü ve yolun sonunda içinde güllerin- güzel güllerin!- ve kuşaklı bir bahçıvanın olduğu bir bahçe olduğunu anlattı.

“ Ne kadar ilginç” dedi kümestekiler “ ve gerçekten ne kadar güzel bir tasvir!”.

Kış ilerledi yavaşça, ayaz aylar geçip gitti. Yılın İlkbahar’ı yüzünü göstermeye başladı ve kırlangıçlar geri döndüler.

“Güney’e ve denizin ötesindeki vadilere gittik.” dediler.

Ama kümestekiler Güney’de bir deniz olduğuna inanmamışlardı.

“Bir de bizim tavuğu dinleyin,” dediler kırlangıçlara.


Re: Lord Dunsany - Tavuk

Merhaba,
Tekrar teşekkür etmek istiyorum sana, Eren.
İyi Akşamlar


Re: Lord Dunsany - Tavuk

sevcan dedi ki:
Merhaba,
Tekrar teşekkür etmek istiyorum sana, Eren.
İyi Akşamlar

Flowers
İyi akşamlar.


Re: Lord Dunsany - Tavuk

Sanırım Sevcan'ın, yaptığı çeviri hakkındaki açıklamalarını okurken gözden kaçırmışım, dikkatsizliğim için özür dilerim. :oops:

Sevgili Sevcan, çevirini de öyküyü de sevdiğimi bir kez daha eklemek istiyorum.

Çeviri sonrası öneri ve eleştirilere göre çevirilerinize bir kez daha göz atmanız, yeniden düzünlemeniz takdir edilecek bir tavır. Bir kez daha buradan bu titizliğiniz için bütün çeviri ekibini kutluyorum. Gösterdiğiniz titizliğin bu güzel öykü çevirilerine sayenizde ulaşabilmemizin verdiği lezzeti kendi adıma tarif edemem doğrusu. Flowers


Re: Lord Dunsany - Tavuk

Teşekkürler!!! Her şey için... Tüm ekibe ve tabi ki size Sevgili Nurten Smile


Re: Lord Dunsany - Tavuk

All along the farmyard gables the swallows sat a-row, twittering uneasily to one another, telling of many things, but thinking only of Summer and the South, for Autumn was afoot and the North wind waiting.
Çiftlikteki saçaklar boyunca sıralanan kırlangıçlar, huzursuz bir biçimde karşılıklı ötüşürken, birçok şeyden bahsederler ama Sonbahar kapıda olduğundan, Kuzey rüzgârıysa yaklaşmakta olduğu için sadece Güney’i ve Yaz mevsimini düşünürlerdi
Sonbahar kapıda ve Kuzey rüzgarı yaklaşmakta olduğundan sadece Güney’i ve Yaz mevsimini düşünürlerdi….
sanki böyle daha rahat okunur ve anlamı bozmadan bir küçük değişklik olabilir miş gibi geldi bana Kuzey rüzgarıysa yaklaşmakta olduğu için ile bir önceki olduğundan okurken duraksatıyor gibi ...


Re: Lord Dunsany - Tavuk

Flowers Merhabalar Egemen
Çok teşekkür ediyorum. Haklısınız, bence de sizin dediğiniz gibi olunca kulağa çok daha güzel geliyor. Tekrar teşekkürler Good


Re: Lord Dunsany - Tavuk

Asıl biz teşekkür ederiz Sevcancım, siz harika şeyler yapmasanız bizim de hım az daha mı tarçın atsak sanki bana şekeri az geldi gibi yorumlar yapamazdık. Ellerinize emeğinize sağlık, harikasınız... Flowers


Re: Lord Dunsany - Tavuk

Gerçekten teşekkürler. Alkış Biz aslında pek harika işler çıkaramıyoruz ortaya, ama yaptıklarımız sizlerin yorumlarıyla daha güzel bir tat kazanıyor. Bu güzel tatlandırıcılar için teşekkürler - biz işin tuzunu biberini ayarlamakta pek iyi değiliz genellikle. Smile