UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Lord Dunsany - Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela

24 Oca 2009
gül

Çevirinin son hali:

""

Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela
Lord Dunsany

Kız, yaşlı adamın lafı geveleyip durduğu Moleshill Sokağı'ndaki put-dükkanına gitti ve şöyle dedi: "Yağmurlu günlerde tapınacak bir tanrı istiyorum.”

Yaşlı adam, kıza putperestlikle doğrudan ilgili olan ağır cezaları hatırlattı ve hepsini sayıp döktüğünde, kız onu karşılaştıklarında söylediği şeyle cevapladı: "Yağmurlu günlerde tapınacak bir tanrı ver bana."

Adam dükkanın arka taraflarına gitti, arayıp taradı ve kıza bir tanrı getirdi. Gri taşa oyulmuş, yüzüne merhametli bir ifade takınmış putun adı, yaşlı adamın mırıldandığına göre, Yağmurlu Neşe Tanrısı idi.

Tabii uzun süre eve kapanmak insanı kötü etkileyebilir, böyle şeyler kendiliğinden de olabilir fakat kesin olan bir şey var ki o yağmurlu günde kızın morali çok bozuldu. O kadar ki o neşeli yaratıklar beliriverdi gözlerinin önünde, ardısıra yaktığı sigaralar da işe yaramayınca Moleshill sokağı ve mırıldanan adam aklına düştü.

Adam, gri putu getirdi ve yazılı bir belge vermemesine rağmen garantisiyle ilgili bir şeyler geveledi, kız orada adamın istediği akılalmaz parayı ödedi ve putu alıp götürdü.

Bir sonraki yağmurlu günde, kız aldığı gri taştan puta, Yağmurlu Neşe Tanrısı'na ibadet etti (kimbilir merasimin ne kadarını doğru ne kadarını yanlış yaptı?) ve böylece Ağaçlık Yeşil Sokak'ta, köşedeki akılalmaz evde, kızın başına, herkesin konuşup durduğu o korkunç son geldi.

Çeviren: Gül Şahin
“The Trouble In Leafy Green Street”, Fifty-One Tales

Çevirinin ilk hali:

""

Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela
Lord Dunsany

Kız, yaşlı adamın lafı geveleyip durduğu Moleshill Sokağı'ndaki put-dükkanına gitti ve şöyle dedi: "Kötü günlerde tapınacak bir tanrı istiyorum.”

Yaşlı adam, kıza putperestlikle doğrudan ilgili olan ağır cezaları hatırlattı ve hepsini sayıp döktüğünde, kız onu karşılaştıklarında söylediği şeyle cevapladı: "Kötü günlerde tapınacak bir tanrı ver bana."

Adam dükkanın arka taraflarına gitti, arayıp taradı ve kıza bir tanrı getirdi. Kızın tam istediği gibi, gri bir taşa oyulmuştu ve yüzünde merhametli bir ifade vardı ve yaşlı adamın ağzında gevelediği üzere, ismi de Kara Gün Neşesi Tanrısı idi.

Şimdi, belki uzun süre eve kapanmak insanı kötü etkilediğinden ya da kendiliğinden olabilir fakat kesin olan şu ki kötü bir günde kızın morali o kadar bozuldu ki o neşeli yaratıklar beliriverdi gözlerinin önünde, ardısıra yaktığı sigaralar da işe yaramayınca Moleshill sokağı ve lafı geveleyen yaşlı adam aklına düştü.

Adam, gri putu getirdi ve yazılı bir belge vermemesine rağmen garantisiyle ilgili bir şeyler geveledi, kız orada adama akılalmaz fiyatını ödedi ve putu alıp götürdü.

Bir sonraki kara günde, kız aldığı gri taştan puta, Kara Gün Neşesi Tanrısı'na ibadet etti (kimbilir ne merasimle ya da ne eksikle?), ve böylece Ağaçlık Yeşil Sokak'ta, köşedeki akıl-almaz evde, kızın başına, herkesin konuşup durduğu o korkunç son geldi.

Çeviren: Gül Şahin
“The Trouble In Leafy Green Street”, Fifty-One Tales

Kategori:

Re: Lord Dunsany - Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela

Gül'e çeviri için teşekkürler.

Çeviride pek iyi anlayamadığım iki tercih yapılmış: Birincisi "mumble" "mırıldanmak" yerine "lafı ağzında gevelemek" olarak çevrilmiş. Bu bence yer yer çevirinin Türkçesini zora sokuyor. İkincisi ise "wet" yağışlı yerine "kötü" olarak çevrilmiş. "I want a god to worship when it is wet." cümlesi "Yağışlı havalarda tapınabileceğim bir tanrı istiyorum" biçiminde değil de "Kötü günlerde tapınacak bir tanrı istiyorum.” biçiminde çevrilince bence anlam özgün metindekinden önemli ölçüde farklılaşıyor. Çünkü öyküde başka yerlerde de "wet" yerine "rainy" (yağmurlu) ifadesi kullanılmış. Çevirmenin bu tercihinin nedenini merak ediyorum.

"... cezaları hatırlattı ve hepsini sayıp döktüğünde ..." burada "ve"yi kaldırıp yerine nokta koyduğumuzda okumak daha kolay oluyor bence.

""
The same was carved of grey stone and wore a propitious look and was named, as the old man mumbled, The God of Rainy Cheerfulness.
""
Kızın tam istediği gibi, gri bir taşa oyulmuştu ve yüzünde merhametli bir ifade vardı ve yaşlı adamın ağzında gevelediği üzere, ismi de Kara Gün Neşesi Tanrısı idi.
""
Gri taşa/ taştan oyulmuş, yüzüne merhametli bir ifade takınmış putun adı, yaşlı adamın mırıldandığına göre, Yağmurlu Neşe Tanrısı idi.
Burada putun tam da kızın istediği gibi olduğu söylenmiyor gördüğüm kadarıyla. Benim önerim de pek güzel olmadı, ama daha önce değindiğim iki noktayı birden örneklediği için yazmak istedim.

Özgün metinde zaman kronolojik olarak akmıyor. "Now it may be that" ile başlayan paragraf, belli ki, müşterinin dükkana gelip alışveriş yapmaya karar verişini anlatıyor. Ne yazık ki Dunsany'nin zaman kullanımı bu konuda ipucu vermiyor, önceki zaman kullanımına devam ederek, anlaşılması zor biçide öykülüyor. Belki çevirirken bu zorluğu, zaman kullanımını biraz değiştirerek aşmak mümkün olabilir. Geçmiş zaman yerine mişli geçmiş zamanın hikâyesi olabilir meselâ:

""
Tabii evde uzun süre kapalı kalmak insanın ciğerini olumsuz etkileyebilir. Böyle şeyler kendiliğinden de ortaya çıkabilir. Ama kesin olan bir şey var ki, o yağmurlu günde morali çok bozulmuştu. O kadar ki o neşeli yaratıklar ... Sigara içmeyi denemişti, ama kâr etmemişti. Bunun üzerine Moleshill Sokağı ve mırıldanan aklına düşmüştü.

""
adama akılalmaz fiyatını ödedi
""
adamın istediği akılalmaz ücreti/ parayı ödedi

""
(who knows with what ceremony or what lack of it?)
""
(kimbilir ne merasimle ya da ne eksikle?)
""
(kimbilir merasimin ne kadarını doğru ne kadarını yanlış yaptı?)

Ben yine de en sonra kızın başıne ne geldiğini anlayamadım. Genel olarak öyküyü anlamadığımı da söyleyebilirim Smile Beynime oksijen mi gitmiyor, nedir?

Dunsany'nin bağlaçlarla ya da virgüllerle uzatıp durduğu cümlelerini kısa cümlelerle ikâme etmek belki özgün metne çok sadık olmayacak, ama yine de ben böyle bir tercihin çevirinin okunurluğunu artıracağı görüşündeyim.

Gül'ün ellerine sağlık!


Re: Lord Dunsany - Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela

Eren, yorumlar ve eleştirilerin için gerçekten çok teşekkürler.
İlk okuduğumda öyküyü ben de ne olup bittiğini anlayamamıştım, özellikle de öykünün sonunda ne olduğunu.
"Wet" ve "rainy" kelimelerini doğrudan yağmurlu, yağışlı diye mi çevirmeliyim yoksa mecaz bir anlam mı var diye düşündüm,
tekrar tekrar okuyunca da "kötü gün", "kara gün" diye çevirmeye karar verdim ama kafamı kurcalıyor hala benim de.
İlla mecaz olmalıymış gerçek anlamıyla kullanılamazmış gibi paranoyak bir tutum içindeyim Dunsany'nin öykülerini okurken Smile
"Mumble" içinse mırıldanmak ve lafı gevelemek arasında tereddütte kaldım, başta mırıldanmak dedim ama birkaç yerde uygun olmasına rağmen ilk cümlede örneğin "yaşlı adamın mırıldandığı Moleshill Sokağı'ndaki put dükkanı.." burada sanki bir öğe eksikmiş, yaşlı adamın mırıldandığı bir şey var ve onu belirtmek gerekiyormuş gibi geldi ve lafı gevelemek diye çevirdim ancak yorumundan sonra tekrar okuyunca lafı gevelemek de gereksiz uzun geldi, kimi cümlelerde akışı aksatmış.
"The same" de ise, o cümlede neden var, neyi kastediyor olabilir diye delirdim, "tam da kızın istediği gibi" diye yorumladım açıkçası, çeviremedim.
Belli cümlelere getirdiğin öneriler doğrultusunda şimdi tekrar bakıyorum çeviriye.
Sonunda, kızın başına gelen şeyi söylemiyor ama anladığım ( ya da hala anlamaya çalıştığım Smile ) bir sonraki yağmurlu günde kız aldığı puta ibadet ederken, ettiği sırada ya da sırf ibadet ettiği için başına bir felaket geliyor, sonradan herkesin diline düşen.
Yorumların için çok sağol, gelen yorumlar doğrultusunda çevirinin alacağı son hal için heyecanlıyım..


Re: Lord Dunsany - Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela

Tekrar merhaba,

"yaşlı adamın mırıldandığı Moleshill Sokağı'ndaki put dükkanı.." yerine "yaşlı bir adamın mırıldanıp durduğu Moleshill Sokağı'ndaki put dükkanı" ya da "mırıldanan yaşlı adamın Moleshill Sokağı'ndaki put dükkanı" denebilir belki.

Dunsany gerçekten de o kadar çok mecaz kullanıyor ki, anlamak zor olmasa da Türkçeye çevirirken doğru kelimeyi seçmek hayli zor oluyor.

"The same", Türkçeye "mezkûr" biçiminde çevrilebilir, diyeceğim, ama bu sefer okuru "mezkûr ne ola ki?" sorusuyla baş başa bırakma riskimiz var. "Sözü edilen şey" diyebiliriz. Ama bence hiç bunlar söylenmese de Türkçede bu anlamı vermek mümkün. Burada "the same"den kastedilenin adamın dükkanın arka taraflarında bulup getirdiği put olduğunu düşünüyorum.


Re: Lord Dunsany - Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela

"the same" in üzerinde bu kadar durup da putu kastettiğini düşünemeyişimden dolayı utandım biraz :oops: "Mırıldanmak"sa son önerilerden sonra "lafı gevelemek"ten çok daha yerinde geldi Handshake Tekrar teşekkürler


Re: Lord Dunsany - Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela

Bana, mırıldanmak yerine gevelemek sözcüğü daha uygunmuş gibi geldi. Gerçi Eren'in çeviriler konusunda sorun giderici önerilerine ters düştüğüm için kendi fikrimden yana kuşkuluyum ama yine de aklıma geleni paylaşayayım dedim. Yaşlı bir adamdan şöylesine, bir ara duyduğum hatta duyup duymadığıma emin olmadığım bir şeyi ifade etmesi bakımından ağızda gevelemek deyimini kullanılamaz mı?


Re: Lord Dunsany - Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela

3 yerde geçiyor bu "mumble" kelimesi ve bir yerde "mırıldanmak" uygun düşerken
diğerinde "gevelemek" i kullanmanın daha yerinde olduğunu düşünüyorum.
"Adam, gri putu getirdi ve yazılı bir belge vermemesine rağmen garantisiyle ilgili bir şeyler geveledi"
Burada 'mırıldandı' garip geliyor örneğin. Ama:

"Kız, yaşlı adamın lafı geveleyip durduğu Moleshill Sokağı'ndaki put-dükkanına..", "yaşlı adamın ağzında gevelediği üzere.."
Buralardaysa 'lafı geveleyip durmak' özellikle Eren'in de yorumlarından sonra tekrar okuyunca gereksiz uzun geldi.
Birinde başka diğerlerinde başka da kullanamayacağıma göre ne yapmalıyım sizce? Confused
'Ağzında gevelediği üzere', 'lafı geveleyip durduğu'; bunları farklı bir biçimde, daha kısa bir şekilde kullanabilir miyiz geçtiği yerlerde?


Re: Lord Dunsany - Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela

Bence yerinde bir düşünce. Açıkçası ben de aynı soruyu soruyordum kendime. Bence bir sözcüğün yabancı dildeki farklı anlamlarının tamamını kapsayan tek bir Türkçe sözcük aramak şart değil. Eğer aynı sözcüğün kullanılmasının öyküde bir işlevi olduğunu düşünmüyorsak (ki ben öyküyü anladığıma emin olmamakla birlikte olmadığını düşünüyorum) o zaman anlam esastır bana göre. "mumble" üç ayrı yerde üç ayrı Türkçe sözcükle karşılanabilir diye düşünüyorum. Bunun hem çevirmenin hem de okurun içini kolaylaştıracağını düşünüyorum.


Re: Lord Dunsany - Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela

Son hali:

Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela
Lord Dunsany

Kız, yaşlı adamın lafı geveleyip durduğu Moleshill Sokağı'ndaki put-dükkanına gitti ve şöyle dedi: "Yağmurlu günlerde tapınacak bir tanrı istiyorum.”

Yaşlı adam, kıza putperestlikle doğrudan ilgili olan ağır cezaları hatırlattı ve hepsini sayıp döktüğünde, kız onu karşılaştıklarında söylediği şeyle cevapladı: "Yağmurlu günlerde tapınacak bir tanrı ver bana."

Adam dükkanın arka taraflarına gitti, arayıp taradı ve kıza bir tanrı getirdi. Gri taşa oyulmuş, yüzüne merhametli bir ifade takınmış putun adı, yaşlı adamın mırıldandığına göre, Yağmurlu Neşe Tanrısı idi.

Tabii uzun süre eve kapanmak insanı kötü etkileyebilir, böyle şeyler kendiliğinden de olabilir fakat kesin olan bir şey var ki o yağmurlu günde kızın morali çok bozuldu. O kadar ki o neşeli yaratıklar beliriverdi gözlerinin önünde, ardısıra yaktığı sigaralar da işe yaramayınca Moleshill sokağı ve mırıldanan adam aklına düştü.

Adam, gri putu getirdi ve yazılı bir belge vermemesine rağmen garantisiyle ilgili bir şeyler geveledi, kız orada adamın istediği akılalmaz parayı ödedi ve putu alıp götürdü.

Bir sonraki yağmurlu günde, kız aldığı gri taştan puta, Yağmurlu Neşe Tanrısı'na ibadet etti (kimbilir merasimin ne kadarını doğru ne kadarını yanlış yaptı?) ve böylece Ağaçlık Yeşil Sokak'ta, köşedeki akılalmaz evde, kızın başına, herkesin konuşup durduğu o korkunç son geldi.

Çeviren: Gül Şahin

“The Trouble In Leafy Green Street”, Fifty-One Tales

İlk hali:

Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela
Lord Dunsany

Kız, yaşlı adamın lafı geveleyip durduğu Moleshill Sokağı'ndaki put-dükkanına gitti ve şöyle dedi: "Kötü günlerde tapınacak bir tanrı istiyorum.”

Yaşlı adam, kıza putperestlikle doğrudan ilgili olan ağır cezaları hatırlattı ve hepsini sayıp döktüğünde, kız onu karşılaştıklarında söylediği şeyle cevapladı: "Kötü günlerde tapınacak bir tanrı ver bana."

Adam dükkanın arka taraflarına gitti, arayıp taradı ve kıza bir tanrı getirdi. Kızın tam istediği gibi, gri bir taşa oyulmuştu ve yüzünde merhametli bir ifade vardı ve yaşlı adamın ağzında gevelediği üzere, ismi de Kara Gün Neşesi Tanrısı idi.

Şimdi, belki uzun süre eve kapanmak insanı kötü etkilediğinden ya da kendiliğinden olabilir fakat kesin olan şu ki kötü bir günde kızın morali o kadar bozuldu ki o neşeli yaratıklar beliriverdi gözlerinin önünde, ardısıra yaktığı sigaralar da işe yaramayınca Moleshill sokağı ve lafı geveleyen yaşlı adam aklına düştü.

Adam, gri putu getirdi ve yazılı bir belge vermemesine rağmen garantisiyle ilgili bir şeyler geveledi, kız orada adama akılalmaz fiyatını ödedi ve putu alıp götürdü.

Bir sonraki kara günde, kız aldığı gri taştan puta, Kara Gün Neşesi Tanrısı'na ibadet etti (kimbilir ne merasimle ya da ne eksikle?), ve böylece Ağaçlık Yeşil Sokak'ta, köşedeki akıl-almaz evde, kızın başına, herkesin konuşup durduğu o korkunç son geldi.

Çeviren: Gül Şahin

“The Trouble In Leafy Green Street”, Fifty-One Tales

"Mumble" kelimesi hala kurcalıyor kafamı ama Eren'in de önerdiği gibi "mırıldanmak" ve "lafı gevelemek", bu ikisini de ""mumble" kelimesinin geçtiği cümleye göre kullanınca daha iyi oldu gibi sanki :roll: Sadece ilk cümlede "mırıldanıp durduğu" diyemedim yine de benimkisi uzun olmasına rağmen, bir şeyler eksik kalıyor gibi geldi, yaşlı adam Moleshill Sokağı'ndaki put-dükkanı hakkında bir şeyler mırıldanıyormuş gibi bir anlam vermesinden çekindim.


Re: Lord Dunsany - Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela

Öykünün son hali için de tekrar teşekkürler.
Öyküyü bu son haliyle tekrar okuma fırsatım oldu.

""
ve böylece Ağaçlık Yeşil Sokak'ta, köşedeki akıl-almaz evde, kızın başına, herkesin konuşup durduğu o korkunç son geldi.

Bu kızın başına gelen herkesin konuştuğu bu korkunç son ne olabilir diye düşünmeye başladım. Acaba bunu bir atölye ödevi yapsak mı?


Re: Lord Dunsany - Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela

Daha hikayeti tam anlamı ile inceleme fırsatım olmadı ama;
özellikle benim analiz öğrenmem için çok faydalı olabilir Alkış


Re: Lord Dunsany - Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela

Ne demek, görevimiz Smile Çok güzel bir fikir yahu, birlikte işin içinde çıkmayı deneyebiliriz farklı yorumlarla Good Ben de sonunda ne olduğunu anlayabilmiş değilim, sadece en başta yaşlı adamın putperestlikle ilgili saydığı ağır cezalarla bir bağlantı kurabiliyorum yani ne bileyim kızın başına acaba yine de alıp puta tapındığı için mi kötü bir son geliyor diye düşünmüştüm. Tabii ne geliyor başına orası bir muamma Huh!


Re: Lord Dunsany - Ağaçlık Yeşil Sokak'taki Bela

O halde merakımıza çözüm bulabilmek için forum üyelerinden yardım isteyelim.

Vah Kızın Başına Gelenler!