Lars von Trier'in Antichrist'ini izledim. Bu filmi uluorta tavsiye etmek biraz zor, çünkü aşırı dozda şiddet ve pornografi içeriyor. İzleyecek olanlar buna hazırlıklı olmalı.
Ancak, bana kalırsa bir Lars von Trier filmine insan ne olursa olsun hazırlıksız yakalanır. İdioterne, Manderlay, Dogville gibi kentli /kasabalı insanın hem doğasından gelen, hem toplumsal olarak kazandığı (öğrenilmiş) "kötü"lüğüne vurgu yapan, insanı soyup soğana çevirip iki de tokat atarak ortada bırakan filmleriyle kafamda yerleşmiş, dahi bir sinemacı Trier. Genel olarak "insanları neden sevmemeli"yi sağlam ve sert bir argümanla, tutarlı bir dille ortaya koyabiliyor ki, karşı argüman üretmek ve karşı argümanı dile dökmek neredeyse imkansız.
Son zamanlarda Dogville ve Manderlay'de baş karakterini kadınlardan seçerek, bir biçimde kadının doğasında bulunduğunu savladığı kötülüğe değiniyordu. Antichrist'te tam olarak o filmlerde istediği gibi anlatamadığı bu meseleye yoğunlaşmış. Bu filmiyle (gavurun misojini dediği) kadın düşmanlığının dibini yakmış. Filmin adını bile, ters haç işaretini kadın sembolü şeklinde yapması, antichrist (deccal) metaforunu kadın olarak yorumladığını taa baştan eleveriyor. Yine de argümanını öyle tutarlı bir şekilde savunuyor ki, bir kadın olarak, bu filmi beğenmiş olmak da rahatsız ediyor insanı. Rahatsız etmek de Trier'in doğasında var zaten.
Üzerinde konuşması zor bir film. Ancak, söylediklerine katılsak da, katılmasak da, bu sözler daha iyi söylenemezdi, orası kesin. Kendisinin de bu film üzerine söylediği gibi: "Ben dünya üzerindeki en iyi film yönetmeniyim. Ama Tanrı dünya üzerindeki en iyi Tanrı mı, şüpheliyim."
Çağan tarafından Kas 15th, 2009 günü 11:26 sularında gönderildi.
Çağan'ın her satırı süzülürek yazılmış notlarından sonra, daha önce Trier üzerine bir şey yazıp yazmadığıma bakma gereksinimi duydum. Şaşkınlıkla yönetmene sadece çok genel ve çağrışıma açık bir biçimde Bunalım Kültü içerisinde değinmiş olduğumu gördüm. Yazmalı mı?
Barış Acar tarafından Kas 15th, 2009 günü 15:55 sularında gönderildi.
Bunalım Kültü yazısını okudum. Anlamakta yetersiz kaldığım bölümler olsa da, Körlük (Blindness) ile bağlantı çok yerinde olmuş... Körlük kitabını okumadım, çünkü çeviri dili -incelediğim kadarıyla- çok kötüydü. Ancak, filmi izledim. Ondan da en kısa zamanda sözetmek isterim. Son Umut (Children of Men) ile birlikte anmak ve birlikte tavsiye etmek isterim şimdilik.
Bu arada bu tür konuları konuşabilmekten ne kadar mutluyum, anlatamam. Abdullah Şahin'e bana burayı tanıttığı için çok teşekkür ederim ve Antichrist'i izleyin artık diye de baskılarımı iletirim.
Çağan tarafından Kas 15th, 2009 günü 20:54 sularında gönderildi.
Çağan'ın her satırı süzülürek yazılmış notlarından sonra, daha önce Trier üzerine bir şey yazıp yazmadığıma bakma gereksinimi duydum. Şaşkınlıkla yönetmene sadece çok genel ve çağrışıma açık bir biçimde Bunalım Kültü içerisinde değinmiş olduğumu gördüm. Yazmalı mı?
Kesinlikle yazmalı. Hatta Trier filmlerinden bir seçkiyi en kısa zamanda - başta Antichrist olmak üzere- izlemeyi düşünüyorum. Bu izleme programına eşzamanlı bir şekilde katılmak isteyenler olabilir. Programı beraber yürütebiliriz.
""
Bu arada bu tür konuları konuşabilmekten ne kadar mutluyum, anlatamam. Abdullah Şahin'e bana burayı tanıttığı için çok teşekkür ederim ve Antichrist'i izleyin artık diye de baskılarımı iletirim. .
Antichrist'i izleyemedim henüz. :oops: Ama bol bol Trier'den ve son filminden en kısa zamanda söz edeceğimden emin olabilirsin.
abdullah şahin tarafından Kas 15th, 2009 günü 21:14 sularında gönderildi.
Lars von Trier - Antichrist
Lars von Trier'in Antichrist'ini izledim. Bu filmi uluorta tavsiye etmek biraz zor, çünkü aşırı dozda şiddet ve pornografi içeriyor. İzleyecek olanlar buna hazırlıklı olmalı.
Ancak, bana kalırsa bir Lars von Trier filmine insan ne olursa olsun hazırlıksız yakalanır. İdioterne, Manderlay, Dogville gibi kentli /kasabalı insanın hem doğasından gelen, hem toplumsal olarak kazandığı (öğrenilmiş) "kötü"lüğüne vurgu yapan, insanı soyup soğana çevirip iki de tokat atarak ortada bırakan filmleriyle kafamda yerleşmiş, dahi bir sinemacı Trier. Genel olarak "insanları neden sevmemeli"yi sağlam ve sert bir argümanla, tutarlı bir dille ortaya koyabiliyor ki, karşı argüman üretmek ve karşı argümanı dile dökmek neredeyse imkansız.
Son zamanlarda Dogville ve Manderlay'de baş karakterini kadınlardan seçerek, bir biçimde kadının doğasında bulunduğunu savladığı kötülüğe değiniyordu. Antichrist'te tam olarak o filmlerde istediği gibi anlatamadığı bu meseleye yoğunlaşmış. Bu filmiyle (gavurun misojini dediği) kadın düşmanlığının dibini yakmış. Filmin adını bile, ters haç işaretini kadın sembolü şeklinde yapması, antichrist (deccal) metaforunu kadın olarak yorumladığını taa baştan eleveriyor. Yine de argümanını öyle tutarlı bir şekilde savunuyor ki, bir kadın olarak, bu filmi beğenmiş olmak da rahatsız ediyor insanı. Rahatsız etmek de Trier'in doğasında var zaten.
Üzerinde konuşması zor bir film. Ancak, söylediklerine katılsak da, katılmasak da, bu sözler daha iyi söylenemezdi, orası kesin. Kendisinin de bu film üzerine söylediği gibi: "Ben dünya üzerindeki en iyi film yönetmeniyim. Ama Tanrı dünya üzerindeki en iyi Tanrı mı, şüpheliyim."
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Çağan'ın yazısından sonra Antichrist'i daha çok merak etmeye başladım. Bugün muhtemelen merakımı gidereceğim.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Çağan'ın her satırı süzülürek yazılmış notlarından sonra, daha önce Trier üzerine bir şey yazıp yazmadığıma bakma gereksinimi duydum. Şaşkınlıkla yönetmene sadece çok genel ve çağrışıma açık bir biçimde Bunalım Kültü içerisinde değinmiş olduğumu gördüm. Yazmalı mı?
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Bunalım Kültü yazısını okudum. Anlamakta yetersiz kaldığım bölümler olsa da, Körlük (Blindness) ile bağlantı çok yerinde olmuş... Körlük kitabını okumadım, çünkü çeviri dili -incelediğim kadarıyla- çok kötüydü. Ancak, filmi izledim. Ondan da en kısa zamanda sözetmek isterim. Son Umut (Children of Men) ile birlikte anmak ve birlikte tavsiye etmek isterim şimdilik.
Bu arada bu tür konuları konuşabilmekten ne kadar mutluyum, anlatamam. Abdullah Şahin'e bana burayı tanıttığı için çok teşekkür ederim ve Antichrist'i izleyin artık diye de baskılarımı iletirim.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Kesinlikle yazmalı. Hatta Trier filmlerinden bir seçkiyi en kısa zamanda - başta Antichrist olmak üzere- izlemeyi düşünüyorum. Bu izleme programına eşzamanlı bir şekilde katılmak isteyenler olabilir. Programı beraber yürütebiliriz.
Antichrist'i izleyemedim henüz. :oops: Ama bol bol Trier'den ve son filminden en kısa zamanda söz edeceğimden emin olabilirsin.
Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine
Ben de esas soruyu yanıtlamayı es geçmişim:
Elbette yazmalı. Merakla bekliyorum şimdiden...