UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Krakow

26 Kas 2012
Cihan Başbuğ

Krakow, Polonya’nın en ilgi çeken, en turistik şehri. Sanırım Kieslowski’nin Varşova’sı, Schindler’in Krakow’u kadar popüler değil. Sanırım Türkiye ve İstanbul-Polonya ve Krakow benzetmesi son derece tutarlı olacak.

Şehir, II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin Doğu Almanya genel merkezi olduğu için diğer Polonya kentleri gibi yakılıp yıkılmamış. Dokunulmayan tek Polonya şehri, sonradan parlemanto tarafından alınan bir kararla binaları boyamamayı, tarihi dokuya zarar vermemeyi uygun görünce de bugünkü doku ve mimari gelenleri büyülüyor. İzlediğimiz tüm II. Dünya savaşı filmlerinin burada çekilmesi de boşuna değil.

Florian Kapısı, Aziz Meryem Kilise’si gibi 14. Yüzyıl yapıları ve Hegnal Kulesi çevresinde gelişen şehir, Wawel Sarayı ve Meydanıyla özellikle Amerikalı, İspanyol ve İtalyan turistlerin ilgisini çekiyor. Avro kullanılmaması, diğer Avrupa kentlerine göre epey ucuz olması da şehrin turistlerle dolmasını sağlamış. Tabi İstanbul’dan giden biri olarak şehre kalabalık demek ne kadar doğru bilmiyorum. Diğer Polonya şehirlerine göre kalabalık olduğu kesin ama insan İstanbul’un ne kadar kalabalık olduğunu bu ülkede çok iyi anlıyor. Şehrin trafik problemi yok.

Şehrin merkezince bolca Hostel ya da otel bulmak mümkün. Konaklama sorunu yaşamanız da neredeyse imkansız, yani ön araştırma yapmadan gidilebilir, plansız gezmenin keyfi çıkarılabilir.

Şehirden turistik turlarla dünyanın ilk tuz madeni olan Wieleczka (Viliçka)’ya gitmek mümkün ama kendinizi tamamıyla turist hissetmek ve saatlerce sıra beklemek dışında çok fazla bir şey geçmeyecektir elinize. Osweieciem , bilinen adıyla Auswitch, yani Hitler’in meşhur toplama kampı ise mutlaka görülmeli.

Çoğunluğu; ailelerinden, yakınlarından birisi geçmişte toplama kampında bulunanların rehber olarak görev yaptığı Osweieciem’de II. Dünya Savaşının ve Hitler politikalarının, trenlerle nereye geldiğini bile bilmeden öldürülen insanların yaşadıklarını anımsamak, daha önce bildiğimiz, okuduğumuz ya da izlediğimiz olaylara tanık olmak insanı fazlasıyla etkileyecektir. Kampın zamanla ne kadar büyüdüğünü, mimarı planların toplu öldürmelere uygun biçimde yapıldığına şahit olacaksınız. Kampla ilgili tüm bilgilerin Almanların dosyalama, arşivleme ve disiplin kültürü sonucunda şu an elimizde olduğu gerçeği çok tuhaf. Yani gelecekte bu politikalarından, toplu kıyımlardan ceza alacaklarını bilseler de dosyalama ve arşivleme titizliği bugün elimizdeki tüm bilgilere ulaşmamızı sağlamış.

Avrupa’nın dört bir tarafından, diğer ülkelerin de göz yummasıyla, SS subaylarınca toplanan yüzbinlerce Yahudinin, Polonyalı ve Rus devrimcinin, eşcinselin, çingenenin kimyasal deneylere maruz kalması, farklı şekillerde öldürülmesi ve tüm ölümlerin otorite ve güce tapan bir anlayışla mutlak kılınmasını bir kez daha düşünüyorsunuz.

Krakow’a tekrar dönecek olursak, sıcacık insanları, canlı şehir merkezi ve tarihi yapı yanında ekonomik bir gezi yapmayı planlar için üç dört günlük bir kaçamak son derece iyi bir seçim olacaktır. Trenle Avrupa’nın birçok noktasına bağlantı kurulabileceği gibi Polonya içinde trenle gezmek; halkı gözlemlemek, taşraya bakmak, Slav – Avrupa kültürüne daha yakından bakmak için tek şartınız. Sadece Krakow’u gezmenin Polonya hakkında hiçbir fikir vermeyeceğini söyleyebilirim. Çünkü bu son derece Avrupalı, gelişmiş ve varlıklı şehirden uzaklaştıkça küçülen, yalnızlaşan, yemyeşil Polonya kentlerinin bende bıraktığı tat bambaşkaydı. Örnekse içinde üç büyük gölün olduğu ve şehrin tamamıyla bu göllerin etrafında kurulduğu, Krakow’dakinin üçte biri gibi fiyatlara tatil yapmanın mümkün olacağı Lagow(Polonyalılar Vagof diyor) şehri, ya da Grzow …

Avrupa’nın tüm kentlerine göre genç nüfus oranı fazla olan Polonya’nın birbirinden güzel yemekleri, leziz biraları, keşfedilmeyi bekleyen yeşil doğası, ekonomik ve zevkli bir gezi keyfi yaşatacaktır. Berlin’e çok ucuz uçak bileti bulunabileceği ve Berlin’in Polonya sınırında olduğunu ayrıca hatırlatmak isterim. Sonrası da yemyeşil tren yolculuğu; bir ülkeyi anlamak için tren yolculuğuna eş değer ne bulabiliriz ki…

Kategori:

Re: Krakow

Uzunca bir aradan sonra, Evliya Çelebi'miz Cihan Başbuğ'dan bir gezi yazısı okumak güzeldi.

Her zamanki gibi bende o "git gidebilirsen" külünü alevlendirse de, bir yerler görmek, insanların içerisinde olmak bambaşka bir şey.

Teşekkürler Cihan.


Re: Krakow

28 Mayıs

Oswiecim

2006 yılında bugün, Katolik Kilisesi'nin başı papa Benedicto, Polonya dilinde Oswiecim denen şehrin bahçeleri arasında dolaştı.

Bu gezinin belli bir anında manzara değişti.

Alman dilinde, Oswiecim şehrinin adı Auschwitz'dir.

Ve Papa Auschwitz'de konuştu. Dünyanın en meşhur ölüm fabrikasından sordu:

-Ya Tanrı, o neredeydi?

Hiç kimse Tanrı'nın asla mekan değiştirmediğini asla ona söylemedi.

Ve yine sordu:

-Tanrı neden sessiz kaldı?

Hiç kimse sessiz kalanın Kilise, Tanrı adına konuşanınsa onun Kilisesi olduğunu söylemedi. s.170

Alıntı: Ve Günler Yürümeye Başladı. Eduardo Galeano-Sel Yayıncılık