Kızıl Saçlı Amazon
Haldun Taner
"Kızıl Saçlı Amazon"
Kızıl Saçlı Amazon/ Yaşasın Demokrasi/ Tuş,
Ankara, Bilgi Yayınevi, 1998,
s. 103-109.
İndirmek için tıklayınız:
Öykü forumdan kaldırılmıştır (Bkz: Forum İşleyişi).
Haldun Taner
"Kızıl Saçlı Amazon"
Kızıl Saçlı Amazon/ Yaşasın Demokrasi/ Tuş,
Ankara, Bilgi Yayınevi, 1998,
s. 103-109.
İndirmek için tıklayınız:
Öykü forumdan kaldırılmıştır (Bkz: Forum İşleyişi).
Re: Kızıl Saçlı Amazon
Sultanı Yegah Makamı :
"Biz Heybelide Her Gece Mehtaba Çıkardık" adlı şarkı bu eserin bilinen örneklerindendir ama öyküdeki hali tam olarak şu olsa gerek : Sultanıyegah Ud Taksimi
Bu makamın özelliği şarkı yorumcusuna göre hüzünlü ya da neşe verici olabilmesidir."Biz Heybelide Her Gece" şarkısı düşünüldüğünde anlaşılacaktır. Ayrıca "Biz Çamlıcanın Üç Gülüyüz" de neşeli olan kısmına örnektir.
T.S.M ile ilgililer bilir ki ,işin dedikodu kısmı, bu makam uçlarda yaşamayanların makamıdır, benzetme uygunsa hassas olmayanların makamıdır...
Re: Kızıl Saçlı Amazon
Haldun Taner, çevresindeki insanlara ne kadar sevecen, ne kadar güler yüzlü bakmış, onların küçük hesaplarını, anında değişiveren düşüncelerini ne kadar insanca bulmuş, öfkelenmemiş onlara sanki hiç. Öyküyü okurken yine aynı şeyi düşündüm, Taner öyküyü yazarken çok eğlenmiş olmalı.
Öykü anlatıcısı Kamil'le bir olup Kamil'in yerine kızıyor Naci'ye.
Zengin olduğunu sandığı kıza şiir ya da romantik bir mektup yazmaya çalışırken Kamil'i, çitin yanında yeni büyümeye başlayan marullara baktırıyor yazar. Bize, durumun tezatlığını gösteriyor bir yandan, bir yandan da öykünün sonunda bir kez daha kullanıyor bu marulu. Kamil, farkında olmadan onları koparıp yiyor.
Re: Kızıl Saçlı Amazon
Öykü hakkında detaylı duracak vakti kimse bulamamış sanırım.
Öyküye girmeden kimi noktaları açmalı.
Burada "Karakvurtvari" ifadesiyle anlatılan, Esat Mahmut Karakurt'un aşk romanlarına benzerlik.
ifadesinden anlıyoruz ki, öykünün kahramanı Karakurt'un romanlarına "ucuz" diyecek kadar edebiyatla haşır neşir birisi.
Buradaki teknikolor (technicolor) bizim Yeşilçam afişlerinde sık sık karşılaştığımız "Renkli" ifadesine karşılık geliyor. Bazı afişlerde doğrudan "Teknikolor" olarak geçtiğini de anımsıyorum, ama örneğini bulamadım şimdi.
vaitkâr = vaatkâr
"Arpej kokulu"nun ne anlama geldiğini bulamadım.
fasit daire = kısır döngü
damadı şehriyâri = padişah damadı
şehriyâr = padişah, en iktidarlı
süfli = alçak, pek aşağı olan
Buradaki "sahte şebeke" ifadesinin neye karşılık geldiğini çözemedim.
ariyet = ödünç
Öyküyle ilgili yorumlarıma sonraki iletide gelmeyi düşünüyorum.
Re: Kızıl Saçlı Amazon
Öykü, ilkin bir aşk hikâyesi gibi görünse de, Taner'in 1956 yılında yazmış olduğu "Salt İnsana Yöneliş" öyküsünde de karşımıza çıkacağı gibi, edebiyat camiası etrafında gelişiyor. Belirli bir edebi tavır ve bu tavır içindeki kimseler eleştiriliyor. Haldun Taner, Esat Mahmut Karakurt'un adını anmaktan başka Suadiye züppeliğinden bahsederek dönemin zengin sınıfına atlamak için çırpınan dandilerine de, yağlı kolağızları, kirli sakalları ve süfli halleriyle kurumla ortalarda dolaşan bohemlerine de inceden eleştiriler yöneltiyor.
Özellikle Kâmil'in yaşayışını ve algısını yakından tanıdığımız, kendini "damadı şehriyari" olarak hayal ettiği bölümde şair dostlarının kendine söyleyeceğini düşündüğü sözlerden biri dikkatimi çekti:
Bu ifadeyi araştırınca Orhan Veli'nin şiirine ulaştım:
Kötü aşk şiirleri karalayan ve kendini şairden sayan öykünün kahramanının adı da bir ironi taşıyor: Kâmil. Oysa bizim Kâmil, pek de kâmil bir kimse değil. Aksine çocukça gitgeller içinde hayalperest, hatta açıkça tutarsız biri. Kızın gerçek kimliğini öğrendiğinde de hemen ona yeni bir melodram yazması edebi dibevurmuşluğun en iyi temsili kanımca.
Kâmil'in aşk şiiri yazarken marullara bakarak dalmasını yazarın muzipliğine vermeli. Ancak sonunda marullarını ezmesiyle tamamlanan öykü yazarın ayrıntılara vakıf oluşunun da göstergesi olarak görülebilir.
Öte yandan öyküde tarihsel bir yaklaşım olarak görülebilecek tek şey, bir ara saat yedi ajansının sesinin duyulması. Burada "Güvenlik Konseyi"nden söz ediliyor. Öykünün yazıldığı 1950 yılına bakıldığında, bunun Kore savaşının başlangıç yılı olduğunu görmek mümkün (link). Tabii ki bu konu Kâmil'in zerre kadar ilgisine mazhar değil.
Daha öyküye soracak çok soru var: "Anket defteri şiiri" nedir? Kâmil neden kıza "kızıl saçlı amazon" benzetmesini yapar? Sonradan gelen arkadaşı Naci'nin babası sinemacıdır, zaten "teknikolor" lafıyla daha önce de bu alana değinilmişti; dolayısıyla sinemanın bu kuşak üzerindeki etkisini nasıl ölçmek gerekir? Öykünün başında Sultani Yegah dinliyorduk, sonunda ise Ankara radyosundan Macar rapsodisi dinlemekteyiz; rapsodinin öyküye kattığı nedir? Öykünün tek şiddet eylemi kızıl saçlı amazonun, yani asıl ismiyle Çilli Saime'nin Halil Paşa'dan dayak yemesidir; savaş vb. şeyler de düşünüldüğünde bunun bilinçli bir tercih olduğunu söyleyebilir miyiz?
Re: Kızıl Saçlı Amazon
Barış'ın aklına sağlık, okudum öyküye dair yazdıklarını da şu yan taraftaki ifadelerdeki gibi gıpgırmızı geçtim.
Öykü kişisini Taner'in sevecenlikle anlattığını düşünürken yorumu okuyunca bir tuhaf oldum. Meğer gözlerimle okumuşum öyküyü aklım nerdeyse.
Kırk yıl düşünsem aklıma gelmez bu çıkarım. Sağ olasın Barış...
Re: Kızıl Saçlı Amazon
Bu öyküyü okuyunca Çehov'un bir öyküsünü anımsadım;Bukelamun öykünün adı. Orada öykü kişisinin, birinin parmağını ısırmış köpeğe karşı tavrının, köpeğin sahibine göre anında değişiyor olmasını Taner'in öyküsündeki kahramanın tavrına benzettim. Duruma ve kişiye göre hemen tavır değiştiren, uyumlanmakta gecikmeyen öykü kişisinin şiirleri kadar "aydın" lığı da cılız. Barış çok güzel tahlil etmiş.
Re: Kızıl Saçlı Amazon
Öykü okunmadan hariçten bu kadar gazel okunur ancak diyerek özür diliyorum öncelikle
Kızıl saçlı amazon demesi o dönemde gözde olan Rita Hayworth a benzetmesinden olabilir mi hemen gözümün önüne Shawshank Redemption da kaçacak deliği kazan mahkumun duvara astığı poster geldi üzerinde amazon kıyafetiyle enfes bir kızıl olan hatunkişi....
Arpej kokusu da hani notaların yer aldığı şu kocaman kalınca kağıtların özel bir kokusu olabilir mi zira burun manyağı ben gözlerim kapalı kütüphane de saman sayfalı kitaplarla kaygan ABD elçiliğince bağışlanmış kitapları kokusundan ayırma zevki olan biri olarak herşeyin kendisine has bir kokusu olduğunu düşünürüm öyküde geçende müzik olunca aklıma bu geldi. Eğer bir parfümse cahilliğime verile :?
Re: Kızıl Saçlı Amazon
Bir parfüm kokusu olabilir galiba Rıfat Ilgaz'ın Şeker Kutusu adlı keyifli öyküsünde de geçiyor bu arpej kokusu.
Re: Kızıl Saçlı Amazon
Biraz daha bakınınca bir de Moda'da Teşrin Akşamları adlı bir şiirde karşılaştım arpej kokusuyla;
Re: Kızıl Saçlı Amazon
O dönemin parfüm markalarından biri olmalı:
Öyküyle ilgili yorumumu sonra ekleyeceğim.
Re: Kızıl Saçlı Amazon
Evet, ipuçlarının ışığında Lanvin firmasının ürettiği yukarıdaki kadın parfümüne ulaştım. Alttaki resim 1950'li yıllardaki klasik "Lanvin Arpage" olarak tanımlanmış.
Re: Kızıl Saçlı Amazon
Müthişsiniz sevgili Barış Acar!
Re: Kızıl Saçlı Amazon
"Anket defteri şiiri" özellikle lise yıllarında karşılaştığımız, "en sevdiğiniz" nitelemesiyle başlayan sorularla kişilerin zevklerini belirlemek için hazırlanan kitaplar kastediliyor. "Kızıl saçlı amazon" benzetmesi ise öykü karakterinin ağdalı Türkçe yazma uğruna "ceylan gözlü vahşi kız" benzetmesini kâfi derecede edebî bulmamasından kaynaklanıyor. Sonuçta "amazon" vahşi kız ifadesinin daha ecnebice deyişi: amazon
Öyküye dönersek anlatı o dönemin sanatlı edebiyat uğraşısına gönül vermiş yazar takımlarının ironisi niteliğinde. Bu ironiyi de yazar, bir yanılgı üzerine kuruyor. Hissettiklerinin bir yanılgıdan ibaret olduğu, karanlık, boğucu konular üzerine bir şeyler karalamaya hazır yazarların gelgitlerini nefis bir şekilde betimliyor. Her bir tümcesini önceden belirlenmiş bir poz üzerine kurmaya meyilli yazarımızın hâli O. Atay'ın "Ne Evet Ne Hayır" öyküsündeki kişinin durumunu hatırlatıyor. Mesele sevip sevmeme, vuslat meselesi değil. Önemli olan yazarımızın bohem (hatta arabesk) bir aşk yaşama isteğidir. Bunu da öykünün sonunda yanılgısının açığa çıkmasına karşın "Onu kimse dövemeyecek." tümcesinden anlıyoruz.
H. Taner'in öykü dünyasına ağır ağır girerken yazarın halk kültürünün anlatı geleneğine yakınlığını eleştirenlere, öyküleriyle cevap verdiğini fark ediyorum.
Re: Kızıl Saçlı Amazon
Barış muhteşemsin....Arpeji nasılda sallamışım cahilce :oops: utandım şimdi ama bilmemek değil öğrenmemek ayıp değil mi? Acaba kokusu nasıl???