UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Kelebek Etkisi 2: maç

14 May 2013
Mehmet Sürücü

11.47.24_Sıradan bir evde.
_Ayaktaydı. Bedeni burulmuş, televizyona doğru eğilmişti. Yıkılmış bir sesle, Hadi, maç bitti, son bir gayret, bir gol, hadi, diye söylenirken, hakem sadece maçı değil, tüm umutlarını bitiren düdüğü çaldı. Tükenmişti. Dizlerinin üzerine çöktü kaldı.

11.47.25_Yeniakşam gazetesi merkez binası .
Ertesi günün gazetesinin spor bölümü duvardaki dev LCD ekrana yansıtılmıştı. Sayfanın oynanan maç sonucuna ayrılan bölümü boş bir dikdörtgenle çevrelenmişti. Editörün tüm dikkati kulağındaki ses vericisindeydi. Sinir bozucu sessizlik, vericiden çıkan cümleyle bozuldu; Üç numaralı, Yenerspor takımının yenilmesi durumu ile ilgili yazıyı dizgiye verin. Önündeki klavyede birkaç tuşa bastı. Dev ekrandaki boş kareye iri puntolarla koyu, siyah bir sözcük belirdi; “YIKLIDIK”

11.49.29_ Yeniakşam gazetesi basım merkezi,
Yunus usta, dev basım makineleri sırasının en başındakinin dibine oturdu. Gözlerini kapadı. Üzerine bir ağırlık çökmüştü. Tansiyon hastasıydı yıllardır. Cebinden küçük bir hap çıkarıp yuttu. Tuvalete girip yüzüne soğuk su çaldı. Dışarı çıktığında ana kontrol panosunun yeşil ışığı yanmıştı. Üzerinde “Start” yazılı düğmeye bastı.

12.48.27_ Yeniakşam gazetesi, Samandra dağıtım merkezi,
Yengeç Osman, dev hangarın F819 bandındaki son gazete paketi düştükten sonra kamyonun mavi brandasını çekti. Yanlardaki gergi lastiklerini kasadaki çengellere taktı. Yüzünden iri bir ter damlası betondaki uzayıp giden sarı çizgiye düştü. En son, kamyonun sol ön tekerleğine kiloluk bir çekiçle birkaç kez vurdu. Çekiç ve dış lastik tanıdık tepkilerini verince hafif yana döndü, sarı çizgiye tükürdü. Motoru çalıştırdı. Debriyajdan hızla ayağını kaldırırken, kamyon öne doğru fırladı. Kasanın sonundaki sıra, sarsıntılı kalkışla bir iki salındıktan sonra yıkıldı.

02.17.36_ Ay-Sat Dağıtım_ Taşra şubesi
İsmet Selim, uyukladığı iade duvarının dibinde, dağıtım kamyonunun kornasıyla uyandı. Gazetesine de, kamyonuna da, gece yarılarına kadar bitmeyen maçlara da söverek doğruldu. İsmet Selim’le, Yengeç Osman’ın gece uykusu bilmeyen gözleri karşılaştı. Uykusu aymamış zihinlerinde, Bizim takımın yenilişine laf ederse, kafasına ne indiririm, soruları uçuştu. Yengeç’in de keyfi yoktu. Selamsız, sabahsız yan kapağı açtı. Dağıtım postalarının uykusu bölünmüş, gözleri şiş elemanları, o günün gazetelerini sırtlanıp, dağıtım stantlarına taşıdılar. Selim, Yengeç’e koyu bir çay doldurdu. Yengeç Osman’ın elindeki sigara incecik dumanıyla erirken, Eskiden gazete maç nedeniyle böyle iki üç saat geç kalmazdı, gece sahalarda maç oynanamazdı. Çünkü sahalarda aydınlatmalar yoktu. Ne zaman ki sahalara dev projektörler, aydınlatma direkleri, lambalar dikildi, bizim gazeteler de böyle, maç oynanan geceler hep geç kaldı, dedi. Boşalan kamyonu duvarın dibine yanaştırdı. Koyu, rüyasız bir uykuya daldı.

08.20.49_taşra,
Memlekette doğru düzgün işini yapan adam kalmadı, bu saatte gazete mi gelirmiş diye geçirdi içinden. Bakkaldan çıkarken koltuğunun altına sıkıştırdığı gazeteyi, masanın yeşil örtüsünün üzerine bıraktı. İmran’ın önüne bıraktığı çayı dalgınlıkla karıştırdı. Gazetenin, her zamanki alışkanlıkla, ilk spor sayfasını açtı. Koca puntolu; “YIKLIDIK” başlığına dikti gözlerini.

13.05.2012

Kategori: