UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Keder

24 Tem 2010
melike şenyüksel

Suskun bir keder
saçı okşandığında
dillenir yine

Kategori:

Re: Keder

Nazire:

""
Kederli kayın
Dalı kımıldamıyor
Akşam rüzgârı


Re: Keder

Melike haikunu çok beğendim. Hatırlama, acıların yeniden belirmesi çok "arı" anlatılmış.


Re: Keder

""
Akşam rüzgarı neden müsebbib bu kımıltısızlıktan?,sanırım ölçü nedeniyle akşam rüzgarı-ndan yada rüzgarı-yla yazmadın

Öyle sanıyorum ki yakında haiku üzerine bol bol tartışma fırsatımız olacak. Barış'ın yazacaklarını merakla bekliyorum. Akşam rüzgârıyla kederli kayın arasınaki ilişki üzerine düşündürmeyecekse haiku, okuyanı/dinleyeni oturma odasına davet etmeyecekse haikuluktan da çıkıyor bence. Önerdiğiniz gibi ilişkiyi tek taraflı olarak açık etmenin haikuyu daha güçsüz bırakacağını düşünüyorum. Yoksa ölçüye uydurmak amacıyla çıkarmış değilim.

Diğer taraftan, bu haiku eğer yukarıdaki "Keder"e nazire olarak yazılmamış olsaydı anlamak, anlamına dahil olmak çok zor olacaktı. Bu nedenle, üzerinde çalışılması gerektiğini düşünüyorum. Bir yandan bu yanıtı yazarken bir yandan da düşünüyorum nasıl daha zengin bir haikuya dönüştürülebileceğini.


Re: Keder

"Keder"den anlam olarak hayli uzaklaşmış olsa da ondan hareketle yazıldığı için şu haikuyu da bu başlığın altına aktarmak uygun olacak sanırım:

""
Dalı kırılmış
Sabahki fırtınada
Güneş batıyor


Re: Keder

sakulker dedi ki:
Dokunmak sağaltıcı bir edim o zaman.

Dokunmak sağaltıcı bir etkiye sahip tabiki. Bu sadece dokunmanın kimliği ile ilgili olarak değişen birşey.Fiziksel şiddetin içerisinde de dokunma edimi sözkonusudur. Ama sağaltıcı bir etkisi yoktur.Smile (En azından normal insanlar sözkonusu ise tabi.) Burda okşamaktan bahsediyorum dikkat edilirse.Okşamak,tedavi edici, ayağa kaldırıcı güçlendirici, onaylayıcı, onarıcı bir edim.Dolayısıyla, burda okşanan "keder" ise güçlenip yeniden ayağa kalkan da "keder" dir.


Re: Keder

Ne kadar uzak kaldığımız, tutulduğumuz bir sözcük "okşamak".


Re: Keder

"okşamak"
sevgiyle dokunmak.
dokunmak kısmında daha az sorun yaşıyoruz sanırım. ama bütünü söz konusu olduğunda "sevgiyle dokunmak" bunun çok yanları olduğundan;
segimiz vardır, dokunmayı bilmeyebiliriz,
dokunmayı biliriz, sevgisizdir dokunuşumuz,
sevgiyi de bilmeyiz dokunmayı da...
sevgiyi de dokunmayı da, sevgiyle dokunmayı da bilenler vardır belki...


Re: Keder

""
şimdiyi ve geleceği yoluna koymak için geçmişe dokunuruz...

bence geçmişin ilerleyen yaşlarla koşut bir dönüşümü var. ne yaparsanız yapın; "nostalji" denilen illet geliyor hiç düşünmediğiniz bir anda yakanıza yapışıveriyor. kaderin bir değil, rastlantılarla, seçimlerle, seçimlerin engelledikleriyle dallanan binlerce yol olduğuna inanıyorum. hani o bir parça anlatılan, "paralel evrenler" misali.


Re: Keder

Tabi ki değil. Geçmiş geçmiştir. Nasıl ki bir ayna bile, baktığımızda o anımızı görüntülemiyorsa (ışığın bilmem kaş saniye önceki üzerine düşen yansımızı yansıtıyorsa) zamanın geçmişe ait olan yanının şu anla olan ilgisi çok farklı bir şey olmalı bence. bunlar ayrı şeyler değil mutlaka. geçmiş-şu an-gelecek. ama sonuçta kalem şu anda yazıyor. şu anda evriliyor herşey.


Re: Keder

"güncel"den kasıt nedir? sabah çıkan gazete olmadığını biliyorum. Şu an duyduklarım mı bu sözcüğün tanımladıkları?


Re: Keder

Haklısınız. Geçmediği için ona "geçmiş" diyoruz. sanırım kendimizi kandırmak için.


Re: Keder

sakulker dedi ki:
eren, keder ve kayın oturma odasına değil balkona yakışır illaki şehirli olacaksa tabi. öte yandan ölçü değil ama ölçülülük iyidir

Sanırım farklı konulardan konuşuyoruz. Sağlık olsun.


Re: Keder

kesinlikle haklısınız.
Şimdi farkettim. Ben "Kader" den söz ederken, sakulker; "Keder" den söz ediyormuş. " Yani pes artık " diyeceksiniz... Deyin... Ben de öyle dedim çünkü...
Özür dilerim.


Re: Keder

melike şenyüksel dedi ki:
Suskun bir keder
saçı okşandığında
dillenir yine

Tartışma haikudan çok uzaklaşmış. Şimdi yeniden bakınca "keder"in konuşmasına yeniden davetiye çıkaran "okşama" edimi üzerine düşünüyorum. Konuşmalı mı keder, yoksa içine atarak mı kalmalı öyle. Onu konuşturan okşama suçlu mu bu yüzden, kaçınılmaz bir gereklilik mi yoksa.

Yapı olarak ise "saç" sözcüğünün sertliği giriş ve bitiş mısralarının yumuşak dokusuyla uyuşmuyor gibi geldi bana.


Re: Keder

o yüzden mi "gözyaşlarıma dokunmayın" denir