UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Kafka'da "Yazınsal Yöntem"

05 Ağu 2008
Barış Acar

""
Ernst Fischer'in Franz Kafka'sından:
Kleist'ın ve Kafka'nın uyguladıkları yöntemin etkileyici yanı, anlatılan ile anlatış biçimi arasında bulunan, amaçlanmış uyumsuzluk'tur; başka bir deyişle, alışılmamış olay ile bir tutanağa özgü anlatım arasındaki çelişkidir. Kleist, Stendal, Merimee, uç noktalardaki karakterleri, tutkuları, konumları anlatırlar (yani burjuva dünyasının basitliğinin karşıtını dile getirirler); ancak, olabildiğince kızıştırılan konu düşünülebilecek en soğukkanlı biçem içersinde sunulur. İşte özellikle özneli biçimlemede kullanılan bu nesnellik yanılsaması, olağanüstüyü sıradanmış gibi gösteren bir dil, tedirgin ediciyi daha tedirgin edici, yadırgatıcı kılar.

Alıntı:
Ernst Fischer
Franz Kafka
Çev.: Ahmet Cemal
Bilim Sanat Felsefe Yayınları
İstanbul
1985
s. 81-82

Kategori:

Re: Kafka'da "Yazınsal Yöntem"

Evet, yani, biraz daha açarsak?


Re: Kafka'da "Yazınsal Yöntem"

Şöyle ki;

""
Bir sabah tedirgin düşlerden uyanan Gregor Samsa, devcileyin bir böceğe dönüşmüş buldu kendini. Bir zırh gibi sertleşmiş sırtının üzerinde yatıyor, başını biraz kaldırınca yay biçiminde katı bölmelere ayrılıp bir kümbet yapmış kahverengi karnını görüyordu; bu karnın tepesinde yorgan, her an kayıp tümüyle yere düşmeye hazır, ancak zar zor tutunabilmekteydi. Vücudunun kalan bölümüne oranla acınacak kadar cılız bir sürü bacakçık, ne yapacaklarını şaşırmış, gözlerinin önünde aralıksız çakıp sönüyordu.

Herhalde böceğe dönüşme üzerine daha bürokratik bir dil kurulamazdı. Nedir burada "bürokratik"ten kastım: Olgu sıralamasından başka bir şey yapamayan. Uyanıyorsun, kendini böceğe dönüşmüş buluyorsun ve oturup kümbet yapmış karnından, cılız bacaklarından söz ediyorsun.

Kafka karakterine böyle yaklaşıyor. Anlatılan müthiş korkunç, sıradışı, akıl almaz bir şey iken, o gayet usturuplu durum analiz haritaları çıkartmaya kalkıyor neredeyse. Fischer'ın "soğukkanlı biçem" dediği bu. Asla nesnel olamayacak bir durumu, nesnel bir şekilde ele almanın tüyler ürperticiliği.

İsabetli ve işe yarayacak bir yöntem saptaması... Wink


Re: Kafka'da "Yazınsal Yöntem"

ben, bu betimleme dizgesini, burakratik olmaya değil şok halinin tehlikeyle yüzleşme anında yaşanan travmadan en az sorunla çıkılabilmesi için bilinç altının işleri devraldığı andaki akıllı uslu duruşa benzetirdim. bir nevi tüm kemikleri kırık olmasına rağmen araçtaki kızını karısını dışarı çıkarabilmiş ve sonra kendini kaybetmiş kazazedenin durumu.
devcileyin böcek sakin olmalı ve zehirlenmekten kurtulmalıydı.


Re: Kafka'da "Yazınsal Yöntem"

Kafka'nin okudugum ilk kitabi Donusum'dur (Yaba Yayinlari, Vedat Gunyol cevirisi). Isin kotu yani okumadan once kimse beni Kafka konusunda uyarmamisti. O ilk birkac cumleyi kac kez okudugumu animsamiyorum. Adam sabahin korunde bocek olarak uyaniyor ve kendisi dahil olaya sasiran yok. Yazarin zaten umurunda degil. "Noluyor ulaaaaaannnn!" diye diye ayni cumleleri okuyup durmustum. Sonunda bir yerlerden kitapla ilgili bir yazi bulup bu iste bir gariplik oldugunu dusunen tek insan olmadigimi anlamistim. O an, "normal" olmanin rahatligi, konforu Kafka'nin surekli elimizden almaya calistigi sey. Ustelik en azindan benim ustumde bu tutumun hayli basarili oldugunu soylemeliyim. Ne denir? Fischer cok guzel saptamis benim yasadigim panigi Smile


Re: Kafka'da "Yazınsal Yöntem"

Barış Acar dedi ki:
""
Ernst Fischer'in Franz Kafka'sından:
Kleist'ın ve Kafka'nın uyguladıkları yöntemin etkileyici yanı, anlatılan ile anlatış biçimi arasında bulunan, amaçlanmış uyumsuzluk'tur; başka bir deyişle, alışılmamış olay ile bir tutanağa özgü anlatım arasındaki çelişkidir. (...) İşte özellikle özneli biçimlemede kullanılan bu nesnellik yanılsaması, olağanüstüyü sıradanmış gibi gösteren bir dil, tedirgin ediciyi daha tedirgin edici, yadırgatıcı kılar.

Bahsedilen yöntemi Kafka'nın novella yahut romanlarından ziyade, "mesel" (parable) diyebileceğimiz kısa öykülerinde buz gibi bulmak mümkün. Söz gelimi Akbaba'da, ayağı -şehrin ortasında- bir akbaba tarafından gagalanmakta olan anlatıcı/protagonist, anlatısına şöyle başlar: "Es war ein Geier, der hackte in meine Füße." (kabaca bir çeviriyle: Bir akbaba vardı, ayağımı parçalıyordu.) Bu tümcede hem biçemdeki gramatik basitlik ve formellik, hem de ayağı akbaba tarafından parçalanmakta olan anlatıcının sıradan ve heyecansız üslubu bu "olağanüstüyü sıradanmış gibi gösteren bir dil".

"Çiftlik Kapısına Vuruş" adlı kısa metinde, bir kapının önünden geçerken öylesine, küçük bir dalgınlıkla eliyle kapıya vuran (yahut eli kapıya çarpan) kız kardeş, beraber yürüdüğü anlatıcı ağabey ile birlikte, bir köy mahkemesine çıkarılır. Yargıç, bu kentliyi görür görmez "Bu adama acıyorum!" diye haykırır. Bu kısa metin, sanki "Dava" romanının çok küçük bir sinopsisi. Burada farklı olarak suç bellidir, ama bu bilinirlik, olanları makul kılmaktan çok uzak, tedirginliği arttırır.

Bu kısa mesellerin Kafka'yı daha yakından tanımak, hatta "kafasının içine ulaşmak" için önemli kestirmeler olduğunu düşünüyorum. Özellikle Kafka'nın yöntemi ve tekniği bu mesellerde daha rahat okunuyor, daha ön planda.