UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



İmge Öyküler - Sayı 1

02 Mar 2010
eren

İmge Öyküler, Yıl:1, Sayı:1, Şubat-Mart 2005

İçindekiler

İmge Öyküler; Öykü Dostlarıyla Birlikte, Öykü Edebiyatımızın Gereksinimlerine Katkıda Bulunmak İçin... - Özcan Karabulut
Aynanın Arkası - Erhan Bener
Gölgeler - Necati Tosuner
Etiyopya Kralının Gözleri - Mustafa Balel
Yanlışlık - Mehmet Zaman Saçlıoğlu
Bir Türkle Evlenmek İstiyorum - Sevgi Özel
Fazlalıklar - Haydar Ergülen
Katar - Hasan Özkılıç
Sararır - Onur Caymaz
Günden Güne Her Gün - Refik Durbaş
Semih Gümüş ile Öykü Dergiciliğinden Edebiyat Eleştirisine Geçmişten Günümüze Öykü
Hulki Aktunç'un Öykü Dünyası - Füsun Akatlı
Suspiria, Bir Fısıltı - Semih Gümüş
Öykünün Dörtte Üçü Su! - M. Sadık Aslankara
Öykü Ne, Hikâye Ne? - Feyza Hepçilingirler
Anıları Yazmak - Erdal Öz
Öyküye Adanan - Cemil Kavukçu
Aziz Nesin - Çetin Öner
İnci Aral - Işık Kansu
Mizah ve Mizahçı Edebiyatın Neresinde? - Cihan Demirci
Adalet Ağaoğlu ile Sohbetimiz - Müge İplikçi
Rus Edebiyatının Gelişim Süreci İçerisinde Öykü Türü ve Öykü Ustaları - Birsen Karaca
Mavi Kız Böceği - Mihail Mihayloviç Prişvin
Bütün Bir Taşra Halkının Gerçek Olduğunu Kabul Ettiği Tuhaf Bir Hikâye - Marquis de Sade
Öykü Soruşturma: 1980'den Günümüze Türkçe Yazılmış Beğenilen 10 Öykü
İmgelerin Boşluktaki Dansı - Sezer Ateş Ayvaz
Öykü İçin Ne Diyorlar? - Kemal Bilbaşar - Hasan Ali Toptaş
Bahçesiz Bahçelievler, Kumrusuz Kumrular Sokağı, Öyküsüz Bir Ankara mı? - Attilâ Şenkon
Öykü Forum: Diyarbakır - Jaklin Çelik
Düşler Öyküler Dergisinin Serüveni - Adnan Özer
Özel Bir Günün Öyküsü - Aysu Erden
Öykü Bülteni - Deniz Spatar

ISBN: 1305416-3

Re: İmge Öyküler - Sayı 1

eren dedi ki:
"Gölgeler" (Necati Tosuner, s: 13-15)
Necati Tosuner'in çok öyküsünü okudum. Ama yine de Tosuner'in öykücülüğü üzerine söz alacak durumda görmüyorum kendimi. Yazara haksızlık etmekten korkuyorum. Meselâ şunu da düşündürüyor bu öykü bana: acaba yazarın elinden bir sözcüğü, "sanki" sözcüğünü alsak...
Ben de sık sık bu duyguyu yaşarım; tek bir yazar için değil, hemen hepsi için, herkes için. Sonra vazgeçerim bu fikrimden bir okur olarak; gene de belki tam vazgeçmediğimden biraz çekingenlikle "sanki" sözcüğünü kullandığım da çok olur. Severim de "sanki" demeyi. Burada neden "sanki' sözcüğünü alsak"demiş eren ? Merak ettim doğrusu; bu merak benim sanki sözcüğü ile ilşikimin dışında öyküyle ilişkili bir merak tabii ki.


Necati Tosuner - Gölgeler

Nurten Öztürk dedi ki:
Ben de sık sık bu duyguyu yaşarım; tek bir yazar için değil, hemen hepsi için, herkes için. Sonra vazgeçerim bu fikrimden bir okur olarak; gene de belki tam vazgeçmediğimden biraz çekingenlikle "sanki" sözcüğünü kullandığım da çok olur. Severim de "sanki" demeyi. Burada neden "sanki' sözcüğünü alsak"demiş eren ? Merak ettim doğrusu; bu merak benim sanki sözcüğü ile ilşikimin dışında öyküyle ilişkili bir merak tabii ki.

"Sanki" kelimesinin kullanılmasına karşı olmadığımı söyleyerek başlayayım. Her kelime gibi yerinde kullanıldığında üzerine düşen işlevi başarıyla yerine getiren bir kelime sanki. Benim buradaki itirazımın temel nedeni bu kelimenin çok fazla kullanılması, bunun da kelimenin yaratması beklenen etkiyi yıpratması, aşındırması.

"Sanki" kelimesi alçakgönüllü bir kelime. Söylediğinizden emin olmadığınızda, yaptığınız benzetmenin yerli yerinde olduğundan kuşku duyduğunuzda, izleniminizi aktarırken fazla etkileyici olmak istemediğinizde, bahsettiğiniz konunun sizin dile getirdiğinizden başka boyutları da olduğunu dinleyenin gözüne sokmadan hissettirmek istediğinizde kullanabilirsiniz. Bir şeyi olduğundan önemsiz, küçük göstermek (İngilizcesi understatement, sanırım "tefrit" diye çevriliyor) için birebirdir. Bunu en başarılı yapanlardan birinin Cemal Süreya olduğunu düşünürüm, üstelik "sanki"yi de kullanmadan. "Keşke yalnız bunun için sevseydim seni" derken nasıl da şiir boyu söylediklerini bir aşkı bir türlü anlatamamanın ifadesine çeviriverir... Ama işte, yerli yerinde, belirli bir denge gözeterek kullanmalı ki istenen etki yıpranmasın, aşınmasın. Tek tek saymadım, ama öyküyü okurken iki cümlede bir "sanki" kullanılmış gibi bir hisse kapıldım.


Re: İmge Öyküler - Sayı 1

Eren'in, C.Süreya'dan alıntı yaptığı şiir:

""
18 Aralık

18 Aralık 1985'te o salonda
Kişi nasıl kestirebilirdi ileriyi?
Siz, kazıbilimler, alınyazısıbilimler,
Geçsin yıllar geçsin, seneler gibi.

Olur mu anımsamamak Onaltıncı Louis'yi
14 Temmuz 1789 akşamı, Louis,
Şöyle yazmamış mıydı defterine:
"Bugün kayda değer bir şey yok.."

"Kehanet" adlı kısacık bir şiir buldum
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

kaynak: şiir defteri


Re: İmge Öyküler - Sayı 1

Cihan Başbuğ dedi ki:
Eren'in, C.Süreyya'dan alıntı yaptığı şiir:

Aslında o dize Üvercinka'daki birden çok şiiri birbirine bağlar. bkz.: http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=ke%C5%9Fke%20yaln%C4%B1z%20bunun%20i%C3%A7in%20sevseydim%20seni


Re: Necati Tosuner - Gölgeler

eren dedi ki:
"Sanki" kelimesinin kullanılmasına karşı olmadığımı söyleyerek başlayayım.
Ben yalnızca öyküde neden öyle dedirttiğini merak etmiştim; anladım. Ayrıca açıklamların "sanki" sözcüğüne neredeyse bir güzelleme olmuş; keşke zaman zaman sözcüklere bunu yapabilsek. Teşekkürler eren. Smile


Re: İmge Öyküler - Sayı 1

Necati Tosuner'in öyküsü için Eren, sankileri kaldırsak ne olur, diye sormuştu sanırım.
Ben de sanki'li sözcükleri aldım aşağıya:

Sanki karanlık çökecek.


Kar, onun için yağıyormuş gibi?
Sanki.
…..
Sanki bu da güzeldi.
….
Hava daha da kararıyor, gökten karların gölgesi vuruyordu sanki.

'sanki' olmadan anlamlarından bir şey kaybetmiyorlar. Ya da kesinlik katmıyorlar mı demeli. Bilinememezlik, kesinlikten sakınma- kaçma olabilir belki 'sanki' sözcüğünün kullanılmasının nedeni.


Re: İmge Öyküler - Sayı 1

Bu "sanki" meselesine ben de bir şey söylemezsem bir şeylerim düşecek: Ben yazarın "sanki"lerinin rahat bırakılması taraftarıyım. Tosuner'in anlatımında konuşan özne (anlatıcı) diliyle belirli bir kimlik taşıyor diye düşünüyorum. Kaybolan değil, aksine bir şekilde hep orada olduğunu hissettiren bir anlatıcı bu. Yazarın kendisi mi; bilmiyorum. Çok da önemsemiyorum. Yaşar Kemal okurken her satır da yazarın sesini duymaktan farklı değil bence. Tosuner'de "sanki"ler söz konusu anlatıcının tedirginliğinin, hep "başka türlüsü de neden mümkün olmasın ki" diye düşünüşünün imzası gibi geliyor bana.


Re: Necati Tosuner - Gölgeler

Derginin ikinci sayısında Feyza Hepçilingiler'in "Gölgeler" üstüne yaptığı değerlendirmeyi ("Öyküde Dilin İçi, Dışı") okumadan bu öykü üzerine bir sonuca varmak yanlış olacak diye düşünüyorum. "Sanki" konusunda fikrim değişmemiş olsa da öyküyü daha iyi anlamamda çok yardımcı oldu bu yazı.


Re: İmge Öyküler - Sayı 1

""
Derginin ikinci sayısında Feyza Hepçilingiler'in "Gölgeler" üstüne yaptığı değerlendirmeyi ("Öyküde Dilin İçi, Dışı") okumadan bu öykü üzerine bir sonuca varmak yanlış olacak diye düşünüyorum. "Sanki" konusunda fikrim değişmemiş olsa da öyküyü daha iyi anlamamda çok yardımcı oldu bu yazı.

Evet, F. Hepçilingiler çok güzel değerlendirmiş öyküyü. Öykünün anlamsal katmanlarını öyküden yola çıkarak, öykünün tek malzemesi olan sözcüklere yönelip onlar üzerinden düşünerek açmaya çalışmış. Büyük bir zevkle okudum.