UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Hunger

24 Şub 2009
abdullah şahin

Hunger, IRA milislerinin 1981'de cezaevinde yaşadıkları işkenceleri, ölüm orucu süreçlerini sert bir dille ancak duygu sömürüsüne girmeden anlatan etkileyici bir film. "Sonbahar" filminin gösterimde olduğu bugünlerde -iki film arasında birçok yakınlık bulunmakta- bu filmi izlemenizi tavsiye ederim.

Kategori:

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Abdullah'ın ve Cihan'ın tavsiyeleriyle Changeling ve Hunger listeye girdi. Sağolun! Good


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Hunger sinemada başrol / kahraman mitosuna karşı ciddi bir girişim olarak anılabilecek filmlerden biri. Pek çok farklı perspektifi aynı sertlikte göstermeyi, dile getirmeyi başarmış. Özellikle ters ışık altında ve kesmesiz çekilen 15 dakikalık papazla konuşma sahnesi izlenmeli. Good


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Hunger hakkında Abdulah şöyle demişti:

""
Hunger, IRA milislerinin 1981'de cezaevinde yaşadıkları işkenceleri, ölüm orucu süreçlerini sert bir dille ancak duygu sömürüsüne girmeden anlatan etkileyici bir film. "Sonbahar" filminin gösterimde olduğu bugünlerde -iki film arasında birçok yakınlık bulunmakta- bu filmi izlemenizi tavsiye ederim. (link)

Katılıyorum, iki filmin karşılaştırılması güzel sonuçlar doğurabilir. Belki sinema dergilerinde böyle bir yazı yayımlanmış da olabilir. Bir kontrol etmek lazım.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
Pek çok farklı perspektifi aynı sertlikte göstermeyi, dile getirmeyi başarmış.

Barış, bu cümleden "gardiyan, polis, mahkum" gibi kişiler üzerinde -az veya çok- şiddetin her zaman varolacağını kastettiğini düşünüyorum. Doğru mu?


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
""
Pek çok farklı perspektifi aynı sertlikte göstermeyi, dile getirmeyi başarmış.

Barış, bu cümleden "gardiyan, polis, mahkum" gibi kişiler üzerinde -az veya çok- şiddetin her zaman varolacağını kastettiğini düşünüyorum. Doğru mu?

Evet, elbette.

""
""
Katılıyorum, iki filmin karşılaştırılması güzel sonuçlar doğurabilir. Belki sinema dergilerinde böyle bir yazı yayımlanmış da olabilir. Bir kontrol etmek lazım.

Altyazı dergisinin aralık sayısında böyle bir yazı var.

Abdullah, çok zahmet olmazsa yazıyı (tarayarak) ya da kritik yerlerini (notlarla) aktarabilir misin?


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
Abdullah, çok zahmet olmazsa yazıyı (tarayarak) ya da kritik yerlerini (notlarla) aktarabilir misin?

Hayhay.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Barış Acar dedi ki:
""
""
Katılıyorum, iki filmin karşılaştırılması güzel sonuçlar doğurabilir. Belki sinema dergilerinde böyle bir yazı yayımlanmış da olabilir. Bir kontrol etmek lazım.

Altyazı dergisinin aralık sayısında böyle bir yazı var.

Abdullah, çok zahmet olmazsa yazıyı (tarayarak) ya da kritik yerlerini (notlarla) aktarabilir misin?

Yukarıda bahsi geçen Hunger ve Sonbahar filmlerini karşılaştıran yazı:

AYTAÇ, Senem
"Mahkumun En Küçük Bedeni",
Altyazı,
Aralık 2008,
s. 28-30.

mahkumun_en_kucuk_bedeni_senem_aytac.pdf

EkBoyut
mahkumun_en_kucuk_bedeni_senem_aytac.pdf 1.1 MB

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Yazı için teşekkürler, "Sonbahar" elime geçtiğinde izleyeceğim, ardından da yazıyı okuyacağım. Bu arada "Okuyucu"yu da izledikten sonra, Hitler dönemiyle ilgili neredeyse tüm bilgilerimizi sinemadan aldığımızı fark ettim. Acaba sadece bu dönemin mahkeme tutanaklarını, Almanya'nın savaş suçlularını yargılama detaylarını anlatan bir kitap yok mu?


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Senem Aytaç'ın Açlık ve Sonbahar'ı karşılaştıran Mahkumun En Küçük Bedeni yazısını okudum. Aytaç, Foucault'dan devraldığı, iktidarın kişiyi nasıl kendi içinde hapsettiğini anlatan "mahkumun en küçük bedeni" kavramıyla, iki filmin de "mahkumun en geniş imgelemi"ne nasıl ulaştığını çok güzel anlatmış. Ellerine sağlık. Alkış


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

""
Senem Aytaç'ın Açlık ve Sonbahar'ı karşılaştıran Mahkumun En Küçük Bedeni yazısını okudum. Aytaç, Foucault'dan devraldığı, iktidarın kişiyi nasıl kendi içinde hapsettiğini anlatan "mahkumun en küçük bedeni" kavramıyla, iki filmin de "mahkumun en geniş imgelemi"ne nasıl ulaştığını çok güzel anlatmış. Ellerine sağlık. Alkış

Yazarın özellikle "Hunger" filminde mahkumun elindeki son silahı olan bedeni üzerinde dönen, iktidarla savaşı fikri filme dair güzel bir değerlendirmeydi.


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Hunger ve Sonbahar filmleri üzerine karşılaştırmalar dolayısıyla bu akşam Hunger'ı izlemeye çalışacağım. Bu filmi birlikte izleyelim diyen sevgili Ankaralılar bize buyursunlar. Cheers


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

"Hunger" filminin yönetmeni Steve McQueen'in Genç İngiliz Sanatçıları'ndan bir video sanatçısı olduğunu öğrendim.

Daha detaylı bilgi için bkz.:
[url=http://en.wikipedia.org/wiki/Steve_McQueen_(artist)]Steve McQueen[/url]
Galerilerdeki işleri
2004 yılındaki bir video yerleştirmesi üzerine notlar
ArtSlant Profili


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Abdullah dedi ki:
Bir de şu dil engeli olmasa...

Yaraya yüzde yüz çözüm değil ama: Google Translate Hakkında


Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

Ben de "Açlık" (Hunger)ı yeni izledim. Etkileyici ve üzerine yazılanları okumak için bile izlenilmesi gereken bir film...