UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Hanende Melek

13 Şub 2010
abdullah şahin

"Hanende Melek",
Sabahattin Ali, 1937
Yeni Dünya,
Cem Yayınevi,
1993: 17-27

Kaynak: Hanende Melek

Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.: Forum İşleyişi

Kategori:

Re: Hanende Melek

Müşfik Kenter'in sesinden dinlemek isteyenler için:


Re: Hanende Melek

Yeni öykü...


Re: Hanende Melek

Hanende Melek
"Çalgılı Kahvehaneler" Osmanlı’dan 1910’lara kadar süregelen bir kahvehane eğlencesi mekanı. Doğuda bu, özellikle Erzurum taraflarında, aşıkların kahvehanelerdeki atışmaları, doğaçlama deyiş okuma gelenekleriyle günümüze ulaşmış bir halk eğlencesidir. Hanende şarkı okuyan demek bilindiği üzre. Güzel bir derleme olan “Ehlikeyfin Kitabı” adlı eserde, “Çalgılı Kahvehaneler “ bölümünde, Selim Nüzhet Gerçek; bu tür kahvehaneler hakkında uzun uzun bilgiler veriyor. Bu tür kahvehanelerin müdavimleri genelde tulumbacılarmış.(yangında görevli –itfayeciler) Dönemlerde her mahallede bu teşkilat vardır. Ama malzemelerini toplu olarak bırakacakları yer olmadığından, bunlar kahvehanelere bırakıyorlarmış. Orada bu özel malzemeleri, alet edevatı soyunup, giyiyorlarmış. Çoğunluğu da müzik ehliymiş. Olay dönüşü kahvehanede toplanır, müzik icra ederlermiş.
Açıklama biraz uzun olduysa kusuruma bakmayın. Daha öyküye giremedim.
Gerçi öykünün son satırı da okunduktan sonra, insanın boğazına tıkanıp kalan yumruyla uğraşmaktan, neler yazabileceğine karar vermesi biraz zor oluyor ya!
İlk düşündüğüm “Keşke sabah sabah okumasaydım.” Oldu. Ama sonra insana ilk önce kesif, yoğun bir acı, sonra da satır aralarına sığmış, üstü yer yer örtülü bir gizlenmiş umudun yukarılara doğru yükselmesiyle karşılaşıyor ve bu dayanılması zor duygu hafifliyor.
Uzun uzun düşünülecek söz edilecek yerler var öyküde. Hüseyin Avni günümüzde de ailelere onulmaz acılar yaşatan bir tipleme. Onsan nefret etmenin, onu tekmelerle yere yıkan kişilerden birisi olmak istemenin bir anlamı var mı bilmiyorum. Ama analar, ve özellikle çocuklar hala acı çekiyorlar bu tür olaylardan, bu babalardan.
mehmet


Re: Hanende Melek

Şimdiye kadar okuduğumuz diğer Sabahattin Ali öyküleri gibi bu da aslında kendinden sonra çekilmiş olan "eski Türk filmleri"ni hatırlatıyor. Hani o filmlerde böyle duygulu anlarda, meselâ Sadri Alışık ya da Hulusi Kentmen aşka gelip "çok erkek kadınmışsın" derlerdi ya, öyle bir sonla bitirmiş S. Ali öyküyü.

Öyküde adı geçen iki şarkıyı bulmak zor olmadı. Belki (eğer Youtube'a girebiliyorsanız) öyküyü yeniden okurken sizler de dinlemek istersiniz:

Müzeyyen Senar yorumuyla "Batan Gün Kana Benziyor"
Murat Irkılata yorumuyla "Bir dame düşürdü ki beni baht-ı siyahım" (bu şarkının Zeki Müren yorumu da varmış, ama ben Youtube'da bulamadım)


Re: Hanende Melek

"Bir dame düşürdü ki beni baht-ı siyahım" (bu şarkının Zeki Müren yorumu da varmış, ama ben Youtube'da bulamadım)
Bende var ama size nasıl dinletebilirim bilemiyorum. Bu konuda yol gösterecek, yardımcı olacak çıkarsa sevinirim.


Re: Hanende Melek

Mehmet Sürücü dedi ki:
"Bir dame düşürdü ki beni baht-ı siyahım" (bu şarkının Zeki Müren yorumu da varmış, ama ben Youtube'da bulamadım)
Bende var ama size nasıl dinletebilirim bilemiyorum. Bu konuda yol gösterecek, yardımcı olacak çıkarsa sevinirim.

Belki mediafire'a yüklemeyi deneyebilirsiniz. Eğer nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız, şuradaki kılavuz işinizi görebilir: Mediafire Dosya Paylaşımı


Re: Hanende Melek

Başka bir yolunu buldum. İş görür umarım
http://rapidshare.com/files/383555389/Hanende_M__zikleri.rar.html
Bu tür çok ender bulunacak müzik parçaları dinlemek isteyen dostlara yardımcı olmaya çalışırım.


Re: Hanende Melek

Öyküdeki "kahve" kültürü, Adıyaman ve Urfa'da hala yaşıyor. "Karaçi, Gevende" denilen (aşağılayıcı bir ifade olarak) müzisyenler, kahvelerde düzenli olmasa da belirli zamanlarda çalarak, para toplamaya çalışıyorlar. Hele de düğünlerin olmadığı kış mevsimlerinde.

Öyküde, Sabahattin Ali'nin yerden yere vurduğu, belki de devletten aldığı yetkiyle "zulüm" saçan ve perdesi gittikçe düşüp, kendini rezil edebilen Hüseyin Avni Bey'den çok ; onun gibi davranan erkeklerin varlığı üzerine düşünmek istedim. Baskının, özellikle de evlilik yoluyla dayatıldığı toplumumuzda, taşrada, küçük yerlerde çokça örneği olan bir tip Hüseyin Avni. Öyküde masallaştırılmış ya da abartılmış bir davranış hali değil Hüseyin Avni'ninkiler... Küçük yaşta evlendirilen, çocuk sahibi ama evliyken de "bekar yaşamak" isteyen bu tip insanlar çok çok fazla. Öyküde de toplumun, diğer kahramanların Hüseyin Avni'yi bu tutumundan ötürü eleştirdiklerini, ona tavır aldıklarını da sanmıyorum. Öyküdeki karakterler ya işinden, devletteki konumundan dolayı onu sayan yardakçılar ya da onun sıfırı tükettiğini düşünüp, meteliksiz olarak ifade eden diğer grup. Onun kadına (burada Melek'e), ailesine yaklaşımını ters gören kişiler değiller.

Onun ailesine, kadına olan yaklaşımından nefret eden kişi Melek. Ve tüm bu nefretine rağmen, sırf ailesine ve kızına acımasından (burada küçük kız doğruluğu simgeliyor sadece, saflığı...) , öykünün finalinde bizlere gereken tüm mesajlar veriliyor.


Re: Hanende Melek

Hanende Melek küçük kıza neden o kadar acıdıve bütün parasını ona verdi? Sanırım kendi çocukluğuna benzer bir çocukluk gördü. Küçük kız geleceğin Hanende Melek'i olabilir mi?


Re: Hanende Melek

http://www.youtube.com/watch?v=sI21Q43J5GQ&feature=player_embedded

Zeki Müren-Radyo Kayıtları-Bir Dame Düşürdüki (Rast)