Haldun Taner Yaşamı ve Yapıtları
İlk ve ortaöğrenimini Galatasaray Lisesi'nde yapan (1923-1935) Haldun Taner, Almanya'da Heidelberg Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne girdi, ancak hastalanınca öğrenimini yarıda keserek yurda döndü (1938). Daha sonra, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı ve Sanat Tarihi Bölümlerini bitirdi (1950).
1950-1954 yılları arasında Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihî Bölümü'nde asistan olarak çalıştı. Viyana'da Max Reinhardt ın Tiyatro Enstütisinde bir süre tiyatro eğitimi gördü. 1957'den sonra, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü'nde edebiyat ve sanat tarihi, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ile İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde tiyatro tarihi okuttu.1955-1960 yılları arasmda Tercüman gazetesinde, kültür konusunda yazılar yazdı. Cumhuriyet, Yeni Sabah, Milliyet gibi gazeteler ile Yücel, Ülkü, Varlık, Küçük Dergi gibi dergilerde öykü, fıkra, başyazı, söyleşi gibi türlerde yazılar yayımladı. 1950 yıllarında oyun yazmaya başlayan Haldun Taner, 1967'de Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun kurucuları arasında yer aldı. Bu tiyatroda oynanan kimi oyunlarıyla, kabare tiyatrosunun yaygınlaşmasını sağladı. 1974'ten sonra Milliyet gazetesinde "Devekuşuna Mektuplar" başlıklı söyleşilerini yayımlamaya başladı.
Öykü ve oyun dışında, fıkra, makale, söyleşi, gezi yazısı gibi türlerde de verimli bir yazar olan Haldun Taner, New York Herald Tribüne gazetesinin düzenlediği uluslararası öykü yarışmasında "Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu" öyküsüyle Türkiye birincisi (1953), Varlık dergisinin 1956'da yaptığı soruşturmada yılın en beğenilen öykücüsü seçildi. Haldun Taner' in filme de alınan Kaçak (1955) ile Dağlar Delisi Ferhat (Lütfi Akad ve Orhan Kemal'le birlikte, 1957) adlı senaryoları sırasıyla Türk Film Dostları Derneği'nin senaryo ödülünü ve Basın-Yayın Senaryo Armağanı'm kazandı. Sancho'nun Sabah Yürüyüşü (1969) ile Bordighera Uluslararası Mizah Festivali Öykü Ödülü'nü, tiyatro dalında da Sersem Kocanın Kurnaz Karısı (1971) oyunuyla 1972 Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü'nü kazandı. Sedat Simavi Vakfı 1983 Edebiyat Ödülü'nü Pertev Naili Boratav'la paylaştı.
YAPITLARININ ÖZELLİKLERİ
Yazarlık yaşamına, hastayken oyalanmak için yazdığı ve Ankara Radyosu' na göndererek oynanmasını sağladığı skeçlerle giren, ilk öyküsü Haldun Hasırcıoğlu imzasıyla Yedigün dergisinde yayımlanan (''Töhmet", 1945) Haldun Taner, toplumda gözlemlediği her türden ve her sınıftan insan dalaverecilikleri, çıkarcılıkları, bencillikleri, acımasızlıkları, sevgisizlikleri, zayıflıkları, vb. ile öyküleştirirken, kendisine özgü bir gerçekçilik anlayışından yola çıktı. Haldun Taner'in gerçekçiliği, kurmaca duygusu veren, hayalgücünün de katkıda bulunduğu, toplumsal sorunlara doğrudan değil, gönderme yoluyla değinen özgün bir gerçekçiliktir.
Öykülerinde, insanların zayıf yanlarını ince alay ve yergi yoluyla sergilerken, zekâ kıvraklığıyla ilgi çekici kıldığı nükteli, kara gülmeceye dayanan bir anlatım ve uzun tümceli, işlenmiş bir öykü dili kurdu. Tiyatro konusundaki çalışmalarını 1950'den sonra yoğunlaştıran Haldun Taner'in, 1964'te oynanan Keşanlı Ali Destanı'ndan önce yazdığı Günün Adamı, Dışardakiler, Ve Değirmen Dönerdi, Fazilet Eczanesi, Lütfen Dokunmayın oyunları dramatik tiyatro anlayışındadır. Bu oyunlarda çıkış noktası olarak toplum içinde bocalayan bireyi alıp, karakter yapılarına ağırlık vererek işledi. Keşanlı Ali Destanı oyunuyla, epik tiyatro ve geleneksel Türk tiyatro anlayışını birleştirerek denediği epik tiyatro biçimi, yurt içinde ve dışında alışılmamış bir ilgi görerek başarı kazandı. Haldun Taner bundan sonraki Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım, Eşeğin Gölgesi, Zilli Zarife gibi oyunlarını epik tiyatro yöntemiyle yazarak, güncel olayları,gerek parodi ve alegori, gerekse taşlama yoluyla ve öykülerinde olduğu gibi kıvrak bir üslupla işledi. Bu oyunlardan başka, kabare türünde de Bu Şehr-i İstanbul ki, Vatan Kurtaran Şaban, Dün-Bugün, Aşk ü Sevda, Yar Bana Bir Eğlence, Hayırdır İnşallah gibi oyunlar yazarak, toplumsal ve siyasal taşlama tavrını sürdürdü.
Eserleri:
Öykü: Yaşasın Demokrasi (1949); Tuş (1951);Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu (1953); Ayışığında Çalışkur (1954); On İkiye Bir Var (1954); Konçinalar (1967); Sancho'nun Sabah Yürüyüşü (1969)
Oyun: Günün Adamı (1953); Ve Değirmen Dönerdi (1958); Fazilet Eczanesi (1960); Lütfen Dokunmayın (1960); Günün Adamı (yazılışı: 1949; basımı: 1953); Huzur Çıkmazı (1961); Keşanlı Ali Destanı (yazılışı: 1964; basımı: 1979); Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım (1964); Eşeğin Gölgesi (1965); Zilli Zarife (1966); Sersem Kocanın Kurnaz Karısı (1971); Ay Işığında Şamata (1976). [Kabare türündeki oyunları: Bu Şehr-i İstanbul ki (1962); Vatan Kurtaran Şaban (1967); Dün-Bugün (1971); Aşk ü Sevda (1972); Yar Bana Bir Eğlence (1974); Hayırdır İnşallah (1980); vb.]
Fıkra-söyleşi-gezi: Devekuşuna Mektuplar (1970); Hak Dostum Diye Başlayım Söze (1979); Düşsem Yollara Yollara (1979); Ölür ise Ten Ölür Canlar Ölesi Değil (1979); Çok Güzelsin Gitme Dur (1983); Berlin Mektupları (1984)
Kaynak: Sanat Edebiyat Sitesi
Re: Haldun Taner Yaşamı ve Yapıtları
Bir Hayat Projesi Olarak Mutluluk: Haldun Taner Öykücülüğü / Necip Tosun
Haldun Taner Öykülerinde Yazınsal İletişim - Deneysellik - Yaratıcılık / Aysu Erden
Re: Haldun Taner Yaşamı ve Yapıtları
Tiyatro Yazarlığı Kişiliğyle Haldun Taner
90 Yaşında Eskimeyen Bir Usta: Haldun Taner - Cihan Demirci
Haldun Taner'de İroni - Şişhaneye Yağmur Yağıyordu - Proje Ödevi, TDE Bölümü
Lakırdı Keşfedileli Beri - Şara Sayın
Re: Haldun Taner Yaşamı ve Yapıtları
Varlık ve Zaman Bağlamında İki Hikâyenin Mukayesesi: “On İkiye Bir Var”(Haldun TANER) ve “İnsanlar ve Saatler”(Bahaeddin ÖZKİŞİ) - Ahmet Faruk GÜLER
Sersem Kocanın Kurnaz Karısı
Okulda derslerin gevşemeye başladığı, sezonluk işçilerin göç ettiği bir zamanda, elde kalan öğrencilerle derslerde bol bol kitap okuyoruz. Fırsattan istifade, Haldun Taner'in "Sersem Kocanın Kurnaz Karısı"'nı okuyorum. (Haldun Taner, Sersem Kocanın Kurnaz Karısı, Bilgi Yay, Ank, 1. Bas 1971, 6. Bas Ekim 2009)
Haldun Tanerin; tiyatronun çeviri oyunlarla dolduğunu, bunların yanında geleneksel tarzdan beslenen oyunlara gerek duyduğunu düşündüğü bir dönemde kurduğu "Bizim Tiyatro" topluluğunca oynanmış oyun. Adı da üzerinde olduğu gibi orta oyununu, karagöz geleneğini sürdüren tarzda ve tuluata dayanan oyunda; kumpanyası kapanan bir ekibin, Moliere hayranı Ahmet Vefik Paşa'nın desteğiyle canlandırmaya başladıkları bir oyun ve bu oyun etrafında gelişen olayları konu alıyor bu eser. Tiyatro izleyemediğimiz yıllarda tiyatro okumak da zevkli oluyor.
Kitaptan:
Moderatör notu: Semaver Kıraathanesi'ndeki bu mesaj ilgili başlığa taşındı.