UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Haiku Yazmak

26 Eyl 2010
Misafir kullanıcı

Haiku Batı'da ilk kez 1910'da B.H. Chamberlain'in Japanese Poetry (Japon Şiiri) adlı öncü yapıtındaki "Başo ve Japon Özdeyişleri" bölümünde sunulmuştur. "Özdeyiş" nitelemesi, haiku'nun Japonya dışında ilk kez nasıl yorumlandığı konusunda çok ilgi çekicidir.

Haiku'nun "özdeyiş" olarak yorumlanması yüzünden, 1945 gibi geç bir tarihte bile şair John Gould Fleteher, Çinli klasik şairlerle Japon tanka ve hokku şairlerini, "yetişkin ve olgun kişilere bakarak küçük ve çekici çocuklar" diye kıyaslayacak ve hokku'nun "bir çiziktirmeden ibaret" olduğunu söyleyecekti. Ancak daha dikkatli şairler haiku'nun yetkin bir şiir biçimi olduğunu kavramış ve oldukça erken tarihlerde haiku denemelerine başlamışlardır.

Japonca dışındaki dillerde haiku yazmak isteyen şairleri büyük bir sorun bekler: Bu dillerde haiku'nun konusu ile biçimi arasında verili bir uyuşum yoktur. Ama elimizde bu şiirin boyutlarını belirleyen bir ilke vardır, hangi dilde olursa olsun, bir haiku'da - eğer haiku denilebilirse bu şiire - Japon haiku'sunda bulunan niteliklerin, en azından belirli ölçüde de olsa bulunması gerekir. Bu yazıda Japon haikusu'nun temel nitelikleri incelenecek ve bu niteliklerin haiku yazılmasında nasıl uygulandığı tartışılacaktır.

...

İlk sorun şiirin konusudur: Yani haiku'da hangi konular işlenmeye uygundur? Yanıt, haiku'nun tarihinde bulunabilir: İstenen her konuda haiku yazılabilir. Kuşkusuz ünlü haiku şairleri görkemli ve incelikli şeyler, örneğin fırtınalı bir denizin üstünde uzanan Samanyolu'nu, ya da akşam melteminde salman narin balıkçıl kuşlarını yazmışlardır, ama haiku'nun çağlar boyunca geçirdiği serüvene bakacak olursak, çok önemsiz gibi görünen şeylerin de - yağmur altındaki korkuluğun, yaz sıcağında duvardaki saatin tıkırtısının, su birikintisine atlayan kurbağanın - haiku'ya konu olabileceğini ve haiku duyarlılığının her şeye yönelebileceğini görürüz.

Ama istenen her konu için biçimsel sınırlamalar vardır. Haiku kısa bir şiir biçimidir, bu nedenle, uzun açıklamalar gerektiren, genel yaşantı ve kültür açısından çok karmaşık ve soyut konular için pek uygun değildir. Dolayısıyla, haiku zorunlu olarak, bir iki ipucunun yardımıyla düşgücünü harekete geçiren, gündelik yaşamdan imgelere, seslere, kokulara ve durumlara yönelir. Bu, hem bir zayıflık - çünkü haiku kolayca sıradan, yıpranmış bir düzyazı söylemine dönüşebilir - ve hem de bir erdemdir, çünkü başarılı bir haiku, basit şeylerin çekiciliğini ve derin anlamlarını açığa çıkararak, içimizde hayranlık ve yenilenme duyguları uyandırır.

...

Şu olayı bir haiku ile anlatmaya çalışalım: Sokağa çıkmış geziniyorsunuz, tanıdığınız biriyle karşılaşıyorsunuz. İkiniz, orada havadan sudan konuşuyorsunuz, sonra ayrılıp başka yönlerde yolunuza devam ediyorsunuz. Sıradan ve basit bir olay. Şimdi bu olayı konu alan bir haiku yazalım.

Ne hakkında yazacağımıza karar verdikten sonra, ikinci önemli soruna, yani bunu nasıl yazacağımıza bakalım.

Geleneksel Japon haiku'su üç temel öğeden oluşur: 5-7-5 hecelik yapı, kesme tekniği ve mevsim izleği.

Haiku'da Yapısal Ölçü: Bu şiir biçimi sırasıyla 5-7-5 hecelik üç birimden ve toplam 17 heceden oluşur. Bu ölçü Japon haiku'sunda temel kuraldır. Yolda karşılaşma olayımızı şöyle ifade edebiliriz:

Rastgeldik yolda
şurdan burdan konuştuk,
ayrıldık sonra.

Yukardaki deneyde de görüldüğü gibi, yalnızca 5-7-5 düzenini uygulamakla haiku yazmış olamayız. Bu koşuktaki sorun şudur: Şiir bize bir şey anlatıyor, ama içimizde herhangi duygu veya düşünce uyandırmıyor. Dümdüz, tek boyutlu bir söylem; bizi ne düşünmeye ne de imgelememizde dahasını düşlemeye yöneltebiliyor. Şimdi de haiku'nun öbür özelliklerini inceleyelim ve bu koşuğu düşünce ve duygu uyandıran bir duruma nasıl getirebileceğimize bakalım.

Kesme Tekniği: Bu teknikte, ilk ya da ikinci dizenin sonuna bir duraksama 'yerleştirilerek', şiir 5 ve 12 heceye (5/7-5) ya da 12 ve 5 heceye (5-7/5) bölünür.

Japon haiku'sunda bu kesme işlemi çeşitli biçimlerde yapılabilmektedir, en bilinen yöntem, ya ve kana gibi kireci (kesme) sözcüklerini kullanmaktır. Başka dillerde bu, kabaca, bir dizenin sonuna üst üste iki nokta, uzun tire işareti ya da üç nokta koymakla aynı şey sayılabilir.

Haiku anlatımında kesme çok önemlidir, çünkü kesme şiiri iki parçaya ayırır ve okuyucuyu, imgeleminde bu iki parçayı, birbiriyle ilişkilendirmeye ve bağlamaya zorlar. Bu iki imge ya da düşünce arasındaki şiirsel çağrışımı sezmek ya da kavramak için girişilen çaba, haiku'daki karmaşıklığın özüdür. Bu tekniği de uygulayalım ve haiku'muzu geliştirip geliştiremeceğimizi görelim:

Yolda rastlaşma:
Şurdan burdan konuştuk,
ayrıldık sonra.

Bir ilerleme varsa da, pek az. Burada sorun iki bölümün anlamca birbiriyle çok yakından ilgili olmasıdır. Son iki dize, ilk iki dizede adı bildirilen olayda neler olduğunun açıklamasıdır yalnızca. Kesme düzeninin etkili olabilmesi için bu iki bölüm arasında belirli bir imgesel uzaklık bulunması ve bu bölümlerin bir kerteye kadar birbirinden bağımsız olması gerekir.

Bebek ağladı-
şurdan burdan konuştuk,
ayrıldık sonra.

Bu koşuk öncekinden daha ilginç, çünkü birinci ve ikinci bölümlerdeki şiirsel önermeler arasındaki uzaklık arttı. Ama, ne yazık ki çok fazla arttı... Bebek orada ağlıyor, bizse kalkmış rahat rahat şurdan burdan konuşuyor, sonra da çekip gidiyoruz. Bu bir acımasızlığın işareti midir? Sağırlığın mı? Yoksa umursamazlığın mı? Bunların her biri bizi tek tek bizi ayrı bir düşünceye yöneltiyorsa da, bu iki imge arasındaki iç-iletişim bir haiku'da olması gereken biçimde mevcut değil.

Ülkede barış:
şurdan burdan konuştuk,
ayrıldık sonra.

Sonunda, birbirinden bağımsız, ama şiirin kavranması konusunda birbirini tamamlayıp şiiri zenginleştiren iki kavram bulduk. "Ülkede barış" kavramı haiku'nun ölçeğini genişletmiş ve iki tanıdığın anlamsız karşılaşmaları, yerini barış içindeki bir ulusun tüm insanlarından ve etkinliklerinden oluşan bir dekora bırakmıştır. Aynı zamanda, yalnızca iki kişi tarafından paylaşılan bu tikel yaşantı, ülkede barış gibi tümel bir kavramı soyut olmaktan kurtarıp ete kemiğe büründürmüştür.

Artık 5-7-5 ölçüsünde ve kesme tekniği bulunan bir koşuğumuz var. Bu koşuk, geleneksel Japon haiku'sunun vazgeçilmez öğesi olan mevsim izleğinin eklenmesiyle daha da geliştirilebilir.

Mevsim İzleği İlkesi: Bu ilke, her haiku'da, şiirin kurgulandığı mevsimi bildiren bir kigo, yani 'mevsim sözcüğü' bulunmasıdır. Haiku dünyasında görünüm, insanlar, eşyalar ve olaylar, yalnızca doğanın gelip geçen akış ritmi bağlamında tam olarak algılanabilir ve gerçek anlamlarına kavuşabilirler.

Hava çok sıcak:
esneyip selamlaştık,
ayrıldık sonra.

Bu haiku, pek öyle bir başyapıt değil, ama bir ilk deneme olarak pek de fena sayılmaz.

Shigehisa Kuriyama

Kaynak:
"Haiku Yazmak", Shigehisa Kuriyama, çev.: Coşkun Yerli, Varlık Dergisi, 1995:63-64

Not: Bu yazı daha önce "Haiku Üzerine" başlığına aktarılan alıntıların derlenmesinden ibarettir.

Kategori:

Re: Haiku Yazmak

Bu alıntının en önemli yanlarından birisi "kesme tekniği" konusuna getirdği açıklık, bana göre. "Kireji" konusuna muhtemelen İngilizcede bir karşılık bulmak zor olduğundan girmemiş yazar. Oysa Türkçede "kireji" olarak kullanılabilecek kelimeler olduğunu düşünüyorum. İlk aklıma gelen örnek "ya".

Bir haikuyu ilk okuduğumda manzarayı gözümde canlandırmaya çalışırım. "Kesme" manzarayı ikiye böler. Arka arkaya iki fotoğraf görmüşüm, ya da kameranın açısı bir anda değişivermiş gibi gelir.

Uzun Hikâye'de paylaştığımız haikuların en zayıf noktalarından birinin de kesme kullanımı olduğunu düşünüyorum. Belki üzerine biraz daha eğilmek gerek.


Re: Haiku Yazmak

eren dedi ki:

Uzun Hikâye'de paylaştığımız haikuların en zayıf noktalarından birinin de kesme kullanımı olduğunu düşünüyorum. Belki üzerine biraz daha eğilmek gerek.


Kesinlikle katılıyorum.