UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Göl

13 Şub 2012
Mehmet Sürücü

Pelikan, durgun suda yassı gagasını boynuna doğru eğip, gözlerini kapatmış. Kimi anlar, hafif bir rüzgâr kırıntısı, bulanık suyun yüzeyini tüllendiriyor. Tahtaları yılların izleriyle kararmış sandalın suyun oynaştığı seviyelerinde yeşil yosunlar dalgalanıyor. Sanki yıllar yılı göle açılmamış, yerinden hiç ayrılmamış gibi görünen sandal gölün üzerini kaplayan sessizlikle bütün, durgunluğun ayrılmaz bir parçası gibi. Bir “Sandal Oblomov”

Yaşlı, dudaklarının arasında yanan sigarası hiç eksilmeyen balıkçı, göze göz dolmuş fanyalı ağdan balıkları ayıklayıp, içinde kuyrukların çırpındığı plastik kasaya atıyor. Kayığın etrafında aç, avlanmaya üşenen pelikanlarla, kasıklarına kadar çizmelerini çekmiş, objektifi sürekli bir yerlere doğrultan, çekeceği kareye yakınlaşıp, uzaklaşan, deklanşöre basmadan ince ayarlar hesaplar yapan fotoğraf tutkunları dolanıyor. Balıkçı ağın gözleri arasından kurtardığı ufakça bir balığı, fotoğrafçıları uyarırken, pelikanların ortasına doğru atıyor. Dev kuşlar, fırlayıp, çığlıklarla balığa doğru atılıyorlar. Dev, bembeyaz bedenler bir anda sudan yükselip, sarı perdeli ayaklar suyun yüzeyini döve döve koşmaya başlıyor. Dalgalanan kanatların suya değen yerleri, suyu bıçak gibi kesiyor. Hepsi balığın düşeceği yere doğru hamle yapıyorlar. Balığın suya düştüğü yerde pelikanların kanatları, boyunları, gagaları, ayakları, kübik bir resmin iç içe, kesik parçaları gibi birbirine karışıyor.

Başka balıkçı kayıkları da yanaşıyor sulara parça parça gömülmüş iskeleye. Gölün su seviyesi sürekli değiştiğinden, biraz da hangi gün nerede başladığı, nerede biteceği kestirilemeyen bir iskele bu. Ağlar balık dolu. Bereketli bir gün onlar için. Balıkları ağlardan ayıklamaları saatler sürüyor. Arada bir kuşlara balık atıyorlar. Bu balık kapma telaşına katılamayan hasta, yaşlı bir pelikanı sudan çıkarıp, kayığın içine, kucağına alıyor balıkçı. Ağzını zorla açıp, birkaç balık yutturuyor. Usulca suya bırakıyor.

Manyas gölünün kıyısındayız. Güzel, ılık, bahardan kalma bir Şubat günü.

BANFAD’ın (Bandırma Fotoğraf Sanatı Derneği) 11.Şubat.2012 Cumartesi günü gerçekleştirdiği etkinliğin Konuğu, Fotoğraf sanatçısı Tahir Ün’dü. Sanatçı programda, Çin Halk Cumhuriyeti Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde, katıldığı fotoğraf projesiyle ilgili etkileyici bir görsel sunum yapıtı. Bunun yanında, çağdaş belgesel fotoğrafın yeni sunum biçimlerinden, çoklu ortamla belgesel öykü yaratma konusundaki temel atölye çalışmalarından örnekler sundu. Fotoğrafın, çoklu ortamlarla, öykülendirilerek desteklendiği bu tür çalışmalar, onun etkisini kat kat güçlendiriyor. İzlediğimiz ülke ve dünyadan seçilmiş örnekleri çok etkileyiciydi.

Bu etkinliğin devamı olarak, Pazar günü de Manyas Kuş Cenneti’ne bir Fotogezi düzenlendi. Göl, Bandırma’ya yaklaşık 20 km uzaklıkta. Bazı kaynaklarda, gölün uzunluğunun 20 km., genişliğinin de 14 km. olduğu belirtilmiş. Buradaki habitat uluslararası bir üne sahip. Milli park olan bölge yüzlerce farklı kuş türünü barındırıyor.

Delik, deşik yollardan, Bereketli köyüne ulaştık. Yolda yaşlı fotoğrafçılardan, birkaç fotoğraf çekim öyküsü, gölde çekim kazaları dinledik. Köy göl kıyısında. Sakin ve sevecen insanları var. BANFAD üyeleri yıllarca buralara gidip geldiklerinden, köylülerle içli dışlı olmuşlar. Aralarında sıcak, dostça bir ilişki kurulmuş. Köylülerle sohbet etme fırsatı buldum. Yüzlerinden ve vurgularından “muhacirlik” sezdiğim köylüler, 1924 Selanik, Kavala göçmeni. Dedelerimin de aynı yerden göçmüş olmaları, bir anda onlarla farklı bir sıcaklığı getirdi. Kahvede yaşlılarla Pomakça konuşmaya başladığımda bir an afalladılar. Sonra yüzlerine hoş, yakınlık yayan bir gülümseme yayıldı. Yaşlılar, köyde dilin tamamen unutulmak üzere olduğundan, eski kültürel değerlerin büyük bir bölümünün yok olduğundan yakındılar.

Bereketli’den Gölyaka’ya geçtik. Aynı durgun, sessiz uyuyan göl.

Kıyıdan üç midye kabuğu aldım. Gölün kıyısında, oturduğum kayanın üzerinde, uzaklara bakıp, o durgunluk kadar durgun olabilme özlemi duydum bir an. Sazlıkların arasına bir ördek sürüsü neşeli bağırışlarla kondu. Kafalarını hep beraber suya daldırıp, suyun dibinde yiyecek bir şey arandılar. Yaşlı bir pelikan onların bu telaşına ilgisiz, kapalı gözlerle baktı.

Kategori:

Re: Göl

Birkaç fotoğraf eklemek istiyorum.
Bereketli köyünden bir balıkçılar.

gol_06.jpg hasta_pelikan.jpg balikci.jpg

Re: Göl

Sevgili Tahir Ün'ün o gün çektiği bazı fotoğrafları, öykülendirerek, çoklu ortama aktardığı çok etkileyici sunumu.