UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Forum Nedir? Eti Nasıl Yenir?

06 Tem 2008
Barış Acar

Sevgili dostlar,

Henüz yolun çok başında olsak da, forum kullanımı konusunda kimi sıkıntılar yaşadığımızı görüyorum. Dahası bir ağırlık, bir ne yapacağını tam olarak kestirememe, bir bu kadar başlığın altından kalkamama durumu seziyorum (Düşünün ki, bilişim azmanı -uzmanı olacaktı pardon- bir arkadaş bile çıkıp ilk kez forum kullanıyorum diyor. Varın ötesini siz düşünün).

Bu sebeple, forum kullanımının genel yöntemi, etik ilkeleri, betik simgeleri, rahatlatıcı yönleri, fazla kasılmama mevzuları üzerine kısaca bir izahat verme gereğini duydum.

Öncelikle forum kutsal kitap değildir. Hatta kitap bile değildir. Dergi, broşür, karalama kağıdı, peçete; ı-ıh! Bunların hiçbiri değil bu meret. Öyle basiretsiz, öyle meymenetsiz, öyle zibidi bir şey (O zaman ne işimiz var burada demeyin, bu başka bir mektubun konusu olacaktır sanırım). Dolayısıyla buraya yazacağımız şeyleri uzun uzadıya düşünmek, kılı kırk yarmak, foruma girip girip yazılanları okuyup, "efenim, ben önce şu karşıki iki fırından olanca ekmeği toplayayım da öyle yazayım bir şeyler" demek onu fazla ciddiye almak, daha doğrusu ona gereksiz bir ciddiyet yüklemek anlamına gelecektir. O zaman her aklımıza geleni; "bugün çok canım sıkılıyor, kaşımın üzerinde sivilce var, aşk içinde biçare" gibi başlıklarla foruma mı yükleyeceğiz. Yuh, vur deyince öldürüyorsunuz hemen siz de. Ancak forumun ortaya atılmasının temel nedenlerine bakacak olursak burada bir orta yol, bir denge bulunması çok muhtemel.

Şöyle ki; bu forum uzaklıkları bertaraf etmek, yerdi, zamandı, karnım ağrıyordu gibi sıkıntıları ötelemek için icat edilmiş bir meret. Öykü üzerine düşünebilmek (inceleme olduğu kadar, giderek yeniden içimizdeki öykü yazan cini uyandırabilmek), öykünün yanında yaşantılarımızda karşılaştığımız, önemli gördüğümüz, birbirimize anlatmak için yanıp tutuştuğumuz (bu anlamda içinde nice öyküler taşıyan) konuları tartışabilmek için bir platform...

Öyleyse, bir bakalım Bay Barış forumu nasıl kullanıyor (Bu, elbette bir örnekleme. Kişilerin yaşayış biçimine göre, gündelik yaşantının zorunluluklarına göre yeniden akort edilmesi gereken bir bakma önerisi. Ama her birimizin de evini içine elektronik devre yığınağı yapılmış "bilgisunar"larla paylaştığı düşünülürse, yaşantımıza bir şekilde adapte edilmesi çok zor olmasa gerek).

07.30: Kalkış.
07.31: Bilgisayarın "power" düğmesine basma.
07.32: Yüzü yıkama.
07.35: Yeni gelen mesaj var mı, foruma biri bir şey yazmış mı kontrol etme.
08.30: Kahvaltı sonrası e-postalara cevap ve foruma yeni açılan başlıklara göz atma.

08.30-12.30: İş güç.

NOT: İş güç arasında her yarım saatte bir forumda bir şey var mı diye bakma ve Eren amcayla 5000 satırdan az olmamak üzere çeşitli konular üzerine "gmailchat" aracılığıyla tartışma.

12.30: Aklıma takılan kimi konuları (örn: bilimkurgu öyküsü yazsak nasıl yazarız yahu, Eren' e bir geyik yapayım" da görsün vb.), ne zamandır anlatmak istediğim şeyleri (örn: graffiti sanatı, Tezer Özlü sitesi vb.) foruma başlık olarak ekleme. Sonra da bütün gün birilerinin bu başlıklara bir şey eklemesini, "hmm, güzel olmuş", "anlamadım ama...", "aslında ben daha çok şunu anlatmak istiyorum" şeklinde bir tepki vermesini bekleme. (Aslında forumun en güzel yanlarından biri de bu diye düşünüyorum: Kimse söz almak için sıra beklemek, kendi anlatmak istediği konuya geçmek için bir bağlama yapmak zorunda değil.)

13.30: Yemeğin ardından heyecanla kim ne yazmış diye foruma bakma.
13.31: Hayal kırıklığı, herkes mel mel bakmış yine. Aa, henüz bakan bile olmamış. "Ulan daha 1 saat olmuş be, sabret azıcık," diye düşünme.

15.30: Eren'in başının etini iyice yeme. N'apsak da forumu hareketlendirsek? Neden kimse bir şey yazmıyor? Ulan "Okudum, akşama bir şeyler yazacağım," yazmak da mı bu kadar zor demek suretiyle sokurdanma.
15.31: Aha, Abdullah bir şey yazmış. Gülme, eğlenme, halay çekerek kahve doldurup getirip gelme.

17.00: Akşam yemeğini yesek de foruma baksam. Dün okuduğum Atılgan öyküsüne bugün muhakkak bir şey yazmalı. Aslında Eren'in yorumuna da bir iki laf soksam tam rahatlayacağım ama... Dur bakalım.

19.30: Diğer yorumlar üzerine de bir iki kelam etmeli. Konuşan birine karşılık vermemek gibi büyük bir kabalık olabilir mi?

21.30: Of, yeni öyküyü yüklesek de onun üzerine de bir şeyler söylesem.
21.31: Aa, Öz Nurten "çevrimiçi" olmuş. Hemen bir özel mesaj atayım. Halini hatrını sorayım.

23.00: Şu iki eleştiriyi de tarayıp foruma koymalı. Önemli metinler. Ayrıca yarın Bilkent kütüphanesine uğrayıp "Atılgan'a Armağan" kitabından kimi bölümleri fotokopi çektirmeli.

23:30: Acaba Oğuz Atay'ın "Beyaz Mantolu Adam"ını ve Necati Tosuner'in "Mary" öyküsünü tarayıp forumun deposuna yüklediğimi, isteyenlere bunları hemen gönderebileceğimi söylesem mi? Yok, burunları sürtülsün biraz. Köftehorlar!

24.00: Uykuda : Forum'a yeni başlık niye açamıyorum allahım! Yüzlerce mesaj birikmiş alt alta. Herkes öykü yazıyor, tartışıyor, dile bak dile, ben gösteririm size şimdi. Neden ulaşamıyorum klavyeye. Aa, Clockwork Orange'taki gibi gözlerimi monitöre dayayıp müdahale etmeme izin vermiyor ipneler! N'oluyo leyn!

:roll:

Sürç-ü lisan ettiysek affola...

Kategori:

Re: Forum Nedir? Eti Nasıl Yenir?

Üye olan her kişiye "forumu kullanma kılavuzu" mahiyetinde okutulması gereken bir metin olmuş.


barışım barışım

Öncelikle yaz tatilinde olmama rağmen hala günde neredeyse 10 saat çalıştığımı söyleyerek kendimi bi güzel acındırayım
sonra gelelim foruma bakıp bakıp bir şey yazmıyorsunuz serzenişlerine.
Ne yalan söyleyeyim barışıma (kesin bu barışı iyelik zamiriyle kullanışıma elif'ten bir kıskınçlık azarı yeriz ya neyse) katılmamak elde değil. Kimimizin başka şehirde ve hatta ülkede olduğu bir grup yapılanması bu, benim gibi iş güç diye canı çıkanlarımız da var aramızda, şehir şehir, ve hatta ülke ülke gezip tatilin suyunu çıkaranlar da. Hal böyle olunca birbirimizi bulup, koklaşıp, sohbet edemiyoruz. Dedikodu yapamıyoruz. En azından "uzun hikaye" öykülerimizi okuyup akıl akıldan üstündür diyerekten aklımızı gönlümüzü zenginleştirecek hem de o ya da bu sebepten aramıza giren mesafelerin kısalmasını sağlayacak.
Benim şu kısacık mektubu yazmam bile yarım saatimi alıyor ya, zamanla daha hızlı yazmasını öğrenirim herhal.