UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Ferit Edgü - Çığlık

30 Haz 2009
abdullah şahin

"Çığlık"
Ferit Edgü
Çığlık
Yapı Kredi Yayınları - İstanbul - 2002:69-72

Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.: Forum İşleyişi

Kategori:

Re: Ferit Edgü - Çığlık

Bana, çığlığı kimin attığından çok, çığlık karşısında takınılan tavır daha önemli geliyor. Öte yandan, çığlığı adamı sürükleyen hariç - hatta onlar da dahil olabilir- bu olaya tanık olan, bir şeylerin normal olmadığını gören, hisseden herkesin ve her şeyin attığını düşünüyorum. İçimizden ya da dışımızdan yükselen çığlıkları nasıl karşılıyoruz? Nasıl yanıtlıyoruz? Belki de soru bu.


Re: Ferit Edgü - Çığlık

""
Bana, çığlığı kimin attığından çok, çığlık karşısında takınılan tavır daha önemli geliyor. Öte yandan, çığlığı adamı sürükleyen hariç - hatta onlar da dahil olabilir- bu olaya tanık olan, bir şeylerin normal olmadığını gören, hisseden herkesin ve her şeyin attığını düşünüyorum. İçimizden ya da dışımızdan yükselen çığlıkları nasıl karşılıyoruz? Nasıl yanıtlıyoruz? Belki de soru bu.

"Çığlık" öyküde belli anlamlar ve işlevler yükleniyor. "Yardım isteminin, âcizliğin" dışavurumu olan bu yüksek sese hiç kimsenin koşmaması Edgü'nün öyküde sorun edindiği temalar.


Re: Ferit Edgü - Çığlık

nurten öztürk dedi ki:
İçimizden ya da dışımızdan yükselen çığlıkları nasıl karşılıyoruz? Nasıl yanıtlıyoruz? Belki de soru bu.

Kesinlikle haklısın bencede yazarın bize sorduğu asıl soru bu.


Re: Ferit Edgü - Çığlık

nurten aksakal dedi ki:
" Gelip Geçenler" öyküsünde kişi ıssız bir yokuşu tırmanırken kalabileceği olağan üstü olayları düşünerek zaten belirmeye başlayan korkularının iyice esiri olup belki de yarattığı korkudan heycandan bir nevi zevk alarak(korku-gerilim filmlerini izlemekten hoşlanmak gibi) bu kurgunun içinde kendini duyumsamaya çalışıyor.
Hımm, öyküyü, hiç böyle değerlendirmemiştim, şimdi iki öyküyü kıyaslama mantığını anladım. İki öyküde biribirini çağrıştıran öğeler var, diye düşünüyorum. Diğer öyküde bana göre,olay gerçekleşmemiş olsa da, olayın geçebileceği yer çok güçlü çizilmişti; çekilmiş bir sahne gibi aklımda. Bu öyküde olay öne çıkmış. Nedense adamın ebegümeci topladığına da inanamadım bir türlü. Yoksa yalan mı söylüyor, şahit yazılmamak için.


Re: Ferit Edgü - Çığlık

Bir de öyküde minibüsle olay yerinden geçenler ve "yasa adamları" gibi birkaç detay daha var. Bu öğeleri de düşünmek gerekir.


Re: Ferit Edgü - Çığlık

abdullah şahin dedi ki:
"Yardım isteminin, âcizliğin" dışavurumu olan bu yüksek sese hiç kimsenin koşmaması Edgü'nün öyküde sorun edindiği temalar.
Belki, sürüklenen adam toplumu iyi tanıdığından çığlık da atmıyordur.


Re: Ferit Edgü - Çığlık

Öyküyle ilgili internette bir şeyler ararken karşıma şu seçki ve kısa bir yorum çıktı:

""
Ferit Edgü 'Çığlık'ta her şeye şahit olan bir toplumun, olanlara bir anlam verememesini, atılan çığlıkları duymamasını; İnci Aral 'Ağrılı Kapısında Gecenin' adlı öyküsünde, devrimci oğlu sayesinde bilinçlenen bir kadının acılarını anlatıyor.

Kaynak: Bir Tersine Yürüyüş: 12 Eylül Öyküleri


Re: Ferit Edgü - Çığlık

""
Belki, sürüklenen adam toplumu iyi tanıdığından çığlık da atmıyordur.

Evet, yukarıdaki bulgu bahsettiğin noktayla örtüşüyor.


Re: Ferit Edgü - Çığlık

Evet, yasa adamları sanırım önemli bir ayrıntı. Konuşulunları toparlayıp öyküye yeniden bakmak iyi olur kanımca. Yarın devam ederim herhalde.


Re: Ferit Edgü - Çığlık

Abdullah'ın yukarıda linkini verdiği Tülay Sarar Kuzu'nun Çığlık üzerine hazırldığı göstergebilimsel çözümlemeyi okudum. Daha önce Kısa Öykü, Kısa Kısa Öykü ve Tartışmalar başlığında birkaç iletiyle aktarmaya çalıştığım gibi, bu tip çalışmaları "teknik olarak" önemli bulmakla birlikte sanata dair epeyce ketum kaldıklarını düşündüğümden çok ciddiye alamıyorum.

Ele aldığı nesneyi (burada öyküyü) bilimsel yaklaşımla adeta bilimleştirerek yeniden üreten bu tip incelemeler insanı sanattan soğutmasa bile bilimden yaka silkmesine yol açıyor bence. Sebebi de, büyük oranda, bunca teknik analizin genellikle kör bir sokakta çıkmaza girip sonlanması.

Demek istediğim şu:

Yukarıdakine benzer on tane şema, diyagram ve istatistik üretip zaten apaçık olan olay sıralamasını "bilimselleştirdikten" sonra şu tipte bir sonuca ulaşılması:

""
Sonuçta “Çığlık” öyküsü de tüm yazınsal türler gibi, insanın insanla ve kendisiyle çatışmasının yansıdığı yazınsal ortamlardan birini oluşturmuştur.

insanın ağzını hayretten bir karış açık bırakıyor.

Öte yandan Rus Biçimlecileri'nde ya da Yapısalcılar'da bu kadar detaylı ve sonuçsuz değildi gibi geliyor bana hâlâ bu tip incelemeler.

Üstüne üstlük

""
“Çığlık” sözcüğü metinde 16 kez tekrarlanmıştır. Bir sözcüğün kullanım sıklığı onun metnin sorunu olduğunu gösterir.

gibi epeyce mesnetsiz açıklamalar da var incelemede. Bu, Godot'yu Beklerken'i okuyup bu yapıt "beklemek"le ilgilidir, çünkü "bekleme" sözcüğü oyunda çok tekrarlanmıştır demeye benziyor.

Son olarak Eren'in kulaklarını çınlatayım: Dil kullanımındaki öz Türkçeci hassasiyet metni anlamamı çoğu yerde inanılmaz zorlaştırdı. :oops:

sema.jpg

Re: Ferit Edgü - Çığlık

Abdullah'a teşekkürler. Göstergebilimsel çözümlemenin giriş ve sonuç kısmını okudum, şemalarla değerlendirilen bölümlere şöyle bir baktım. Çığlığın on altı kez tekrarından bahsedilerek yapılan yorum beni de şaşırttı.


Re: Ferit Edgü - Çığlık

nurten öztürk dedi ki:
Belki, sürüklenen adam toplumu iyi tanıdığından çığlık da atmıyordur.

Eğer öyleyse bu çok can acıtıcı bir durum. Bunu bilmek " bu toplum tepkisizdir, ilgisizdir" diye söylenmekle bunu en zor durumdayken dahi bağırmak gibi bir refleksin yok olabileceği kadar kanıksamış olmak çok farklı galiba. Durumu bu denli kavramak çok ciddi bir travmadır sanırım.

Bu bakış açısı için teşekkürler nurten.