UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Estamira

15 Mar 2010
nurten aksakal

Günün ikinci filmi "Estamira" adlı bir belgeseldi. Kocasından ayrıldıktan sonra
Rio de janerio'daki Jardim Gramacho adındaki çöplükten topladıklarıyla kendisine ve çocuklarına yaşayabilecekleri bir ev kuran ve yine bu çöplükten topladıkları ile onları geçindiren bir kadından artık yapayalnız ve yine bu çöplükte yaşayan şizofren bir kadına dönüşen Estamira'nı hikayesi.
Yönetmen Marcos Prado dört yıl boyunca Estamira'yı ve yaşamını kareler. Estamira, çocukları ve onunla çöplükte birlikte yaşayan arkadaşlarını yönetmenin kadrajıyla tanırız.

Estamira ne kadar şizofren olarak tanımlansa da son derece güçlü bir karakter. Tüm yaşadıklarına rağmen dimdik ayakta ve neyi istemediğini çok iyi biliyor. Ne yapmak istediğini bilip bilmediği konusunda emin değilim ama neden hoşlanmadığını ve onu neyin mutsuz ettiğini çok iyi biliyor. Bence Estamira'yı güçlü yapan şey bu bilgi.

Film sonrası Barış'la: "Acaba bu izlediklerimiz bir sömürü ürünü olabilir mi? Tercih edilen kareler daha doğrusu izleyici istediği mesafeyi koruma konusunda çaresiz bırakan kadrajlama belgesel olması planlanan şeyi bir sömürüsü nesnesine mi dönüştürmüş?" diye düşünüp durduk.

Kategori:

Re: Şu Sıralar İzlediklerimiz, Okuduklarımız Üzerine

İsa'ya lanetler edip kendini tanrısal bir öz olarak gören Estemira'nın öfkeyle haykırdığı şu sözü hâlâ kulaklarımda yankılanıyor: "Ben dünyanın sınırıyım!"