UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Edgar Alan Poe - Çan Kulesindeki Şeytan

03 Oca 2011
Barış Acar

POE, Edgar Alan.
"Çan Kulesindeki Şeytan",
Bütün Hikâyeleri,
(Çev.: Dost Körpe),
İstanbul: İthaki Yayınları, 2007, s. 221-227.

Kategori:

Re: Edgar Alan Poe - Çan Kulesindeki Şeytan

""
“Vondervotteimittis isminin nereden ve ne zaman geldiği belirsiz olsa da, daha önce de söylediğim gibi hiçbir değişiklik geçirmemiş olduğundan kuşku duyamayız. Kasabanın en yaşlıları bile bu ismin hep aynı olduğunu söylerler. Hatta en küçük bir değişikliğin imasını bile hakaret sayarlar.”

Yüzyıllarca değişmeyen şeyler. Bunu ister bir kasaba, ister o kasabada yaşayanlar, ister içimizin dokunulmasını istemediğimiz, bizim olan ve sadece bu nedenle doğru, değişmez gördüğümüz bir yanımız olarak düşünün… Toplumdaki, gelenekteki, tüm ahlaksal, dinsel değerlendirmeler olarak da düşünebilirsiniz. Hepsini, olmazsa olmaz olarak, sorgusuz sualsiz kabullenmemiz istenip, “değişikliğin imasını bile hakaret say” ılır.

Vondervotteimittis” adıyla ben tüm bu yukarıda saydığım benzeri kavramların anlatıldığını, ima edildiğini düşündüm. Bu kasabanın bir örnek evleri, dış görünüşünden giyimine kadar birbirine benzeyen insanları, hiçbir zaman bir saniye bile şaşmayan bir, onlara zamanı ve sürdürdükleri, sürmesini istedikleri her şeyin yerli yerinde ve sapasağlam olduğunu bildiren bir “çan kuleleri” vardır… Burada “dünyanın en saygı gören insanı” her gün aynı saatte o “beklenen” çanı çalar.

Burada yaşayanların benimsedikleri üç önemli şey vardır;

""
“Eski köye yeni adet getirmek gereksizdir”
“Vondervotteimittis’in dışında katlanılabilecek bir yer yoktur - ” ve
“Saatlerimizle lahanalarımız bize yeter.”

Sonra bir gün bu “kasaba”ya alışılmışın dışında birisi (bir şey) gelir. Bu gelen ger şeyiyle, her yönüyle değişik, alışılagelmişin ötesindedir. Doğa kanunlarının bile ötesindedir yeri geldiğinde. Bir sıçrayışta “çan kulesi” nin tepesine sıçrar, “dünyanın en saygı gören insanı”nı taciz edip, tartaklayıp döver, çan kulesindeki saati kurcalamaya başlar. Çan kulesindeki şeytan, bilmedikleri, hiç duymadıkları bir şarkıyı söylemektedir.

Zaman zaman kendimde kaynaksız veya kaynaklarını bildiğim ön yargıların süregeldiğini gözlemliyorum. Bunlardan birisi de yazarları sınıflamak. Poe’yu öncelikle korku sonra da polisiye yazarı olarak düşünüyordum. Okudukça bu tanımlamamı gözden geçirme gereği duydum. Okuduğum bir sürü öyküsü vardı bu sınıflamaların içerisine girmeyecek. Şundan yazma gereği duydum bunları; belki de benim gibi okurların bir kısmı yazara bir türün temsilcisi gözüyle bakıp, o türün kendileri için fazla bir şey ifade etmediğini düşünüp (bir tür “Vondervotteimittis” durumu yani) bu konulardaki davranışlarını belirlemişlerdir. Ama belki de zaman, çan kulesinin kapılarını bilerek o “şeytan” a açmanın zamanıdır.

Öykü 1839 yılında yayımlanmış. Altındaki tarihe bu yıl olarak baksam, nelerin eksik, nelerin günümüz yazımında ilkel, basit bulunabileceğini düşündüm.


Re: Edgar Alan Poe - Çan Kulesindeki Şeytan

Öyküye dört kez başlamış olmama rağmen, çeviride bir şeyler beni öylesine itiyor ki bir türlü ilerleyemiyorum. Gül Şahin bu öyküyü çevirsin öyle okuyacağım ben. Smile