UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Çöpçü Süpürgesinin Gözü

23 Haz 2010
Su Sultan Akülker

Bir çöpçü süpürgesinin gözüyle iniyorum kaldırım diplerinden,
altgeçitlerden banliyö hatlarının netameli cadde girişlerine,
üstüne branda gerilen sokaklardaki tezgâhlardan
belediye iş hanlarının feodal ve hantal yankısına…
Bisikletçiler, piyangocular, pavyonların kökboyasını andıran cırtlak tabelalarından,
Konya Yolu’na yaslanan gecekonduların yerinde esmeyen yeller, yüksek apartmanlar,
müteahhitler, gece büfelerde açık radyo frekanslarından dökülen paltosunun ceplerinde ısınan adam sesleri, cami duvarlarındaki dijital hadis ve ayet tabelaları,
hep sağından kalkan gözaltları torbalı adamlar, kalkınma hevesi yarım kalmış devlet binalarının duvarlarındaki klimalar, apartman altlarındaki atölyeler, eşyalara sirayet etmiş geçmiş, benzinlik çalışanları, işsizlik gibi duran kiralık dükkânlar, bir sokağın tarihinde biriken ve epriyen zaman, AVM lere geziye getirilen kenar mahalle okul çocuklarına kaş ve hiza kolu olan öğretmenler, meydanlardaki güvercin havalanışlarından sakınan çocuklar, devlet hastaneleri güzergâhındaki dolmuşlara sinmiş donukluk ve sıkışıklık, lise tarih kitaplarında türkler, geçmişlerinin içinde sürekli bir migren ağrısı uluslar, hep aynı buhran, aynı bakır, aynı sanrı..

Bir çöpçü süpürgesinin gözüyle iniyorum kaldırım diplerinden, taşeron firmaların araç parkı boş arsalardan,
üstgeçitlerin altından bakış denilen çaresizliğe hapsederek zamanı,
bozkırda doğmuş muhtarların hizmet abidesi parklarda cansızlık hissi ya da metal bir gıcırtı gibi duran salıncaklardan iniyorum ‘pılık pırtık adamlar’ın hikayelerine
herkesin işinde gücünde sessizliği,
iş; güç, güçsüzlük, ulema sarığından yatırlarda sakil plastik boyalar
evlerin kapıları, kapıların dışarıda bıraktıkları, önündeki ayakkabıların çiğnenmişliği çoraplara geçen boyaların pastel okul anılarına karışması ‘okusaydım’ adam cümlesi
Darüşşafaka Lisesi avlusuna yağmurda inen yatılı hüzün, beden ruh ikiliği baba fotoğraflarına yerleşen.
Ucu çakmak toplu iğneler, kollara dövülen, duvarlara yazılan kabuk bağlayan adlar,
Kerhen kerhaneler sokağında bırakılan masumiyet
halka tatlı tükürük köfte
anlamın kelimeler değil bakış olduğu taziyeler, camekânlar, geniş aile kahvaltıları gerdek gecesi sabahı, yoksulların yokları..

Bir çöpçü süpürgesinin gözüyle iniyorum kaldırım diplerinden,
zamanın kül toplayıcısı teologlar ve tarihçiler için geri dönüşüm malzemesi ayıklıyorum,
atlar, kutular, kibrit, mazot lekesi, asfalttaki yokuşlar, isyanlardan arta kalan variller
yelekli esnaflar,
ölümün şekli anıtlar,
ebced hesabıyla çocukluk,
ovaların ağustos mecalsizliği,
modernizasyon ihalelerine dönüşen restorasyonlar, kale surlarında topların yerlerindeki fotoğraf makineleri,
skolastik bir ağırlık kimliklerden arta kalan,
yenilgi duygusuna teslim olmuş cinnetler
toplu taşımadan ücretsiz yararlanan şizofrenler,
gerektiğinde yer verilmesi gereken malul hikayeleri,
terbiye levhaları, anonslar
kapalı çarşı mescitlerine bitişik yalanlar, aktarlar,
katı atık toplayıcılarına plastik sempatisi eko duyarlılıkları kentlilerin,
erlerin çarşı izinleri,
kıyıda köşede kalmışlıklardan, plastik mızıkalardan,
ganyan bayilerinde dışa kapanmış heyecanlardan,
herkes için büyük hayaller, hanelere ferah salonlar kuruyorum, artı bir huzurlar, mükellef kederlere, iç çekmelere, hayal kırıklıklarına, mobilya işçisi çocukların sigara paketlerine, büyüyen bahçelerin sesini istinat duvarı koyuyorum
hayat ne
bilmiyorum..

Su Sultan Akülker
14 Nisan 2010

Resim: "Çöpçü Süpürgesinin Gözü"
Ressam: Hüseyin Murat Aksoylu

Kategori:

Re: Çöpçü Süpürgesinin Gözü

Öyküyü üç bölüm olarak okudum. İlk bölümün Ankara, ikinci bölümün İstanbul olduğunu düşündüm. Ama üçüncü bölümün bir şehre mi yoksa bütün bir ülkeye mi karşılık geldiğinden bir türlü emin olamadım. Bir ege ya da güneydoğu şehri olabileceğini düşündüm. Ya da ülkenin bütün şehirleri... Dedim ya, emin olamadım.

Resmin çözünürlüğü düşük olduğundan resimle öykü arasında bir bağlantı kurmam, ne yazık ki, mümkün olmadı. Daha yüksek çözünürlüklü bir versiyonuna ulaşabilirsem resmin, bir de o gözle yeniden değerlendirmeye çalışırım.

Çok görsel bir metin okuduğumu düşündüm. Ayrıntılar kolayca gözümde canlandı. Pek çok yerde yazarın yaptığı "tespit"e katıldığımı hissettim ("devlet hastaneleri güzergâhındaki dolmuşlara sinmiş donukluk ve sıkışıklık" cümlesinde olduğu gibi). Bu öğelerin metni çok zenginleştirdiğini düşünüyorum. Kendimi tematik bir fotoğraf sergisinde gibi hissettim. Su Sultan Akülker'in ellerine sağlık.

Bütün bunlara rağmen, okuduğum metinde bir eksiklik olduğunu düşünmeden de edemedim. Sanki öykü bitmeden metin kesiliveriyormuş gibi hissettim.

""
hayat ne
bilmiyorum..

Bu bitiş sanki bir öykünün değil de bir şiirin bitişi gibi geldi bana. Diğer arkadaşlar ne düşünür acaba? Benim gözden kaçırdığım bir şeyler var belki de...

İki düzeltme

""
üstüne branda gerilen sokaklardaki tezgâhlardan

"sokaklardaki üstüne branda gerilen tezgâhlardan" biçiminde olması gerekiyormuş gibi geliyor bana...
""
isnat duvarı

"istinat duvarı" olmalı.


Re: Çöpçü Süpürgesinin Gözü

Anlatı, ister şiir ister deneme isterse öykü olarak yazılmış olsun, iki yönüyle değerli: İlki, deyiş biçimi, yazarın biçimlendirdiği dil gerçekliği belirli bir türden algılamaya yönlendiriyor okuyucuyu. Nazım Hikmet'in "roman" olarak nitelediği, Hasan Hüseyin'in "nehir şiir" diye adlandırdığı anlatı biçimine çok yakın olan bu dil, okuyucuyla koşutluk sağlıyor. Yazarın ya da anlatıcının zihnine bu dil sayesinde girebiliyoruz. Bu yüzden anlatısının sonunda "bilmiyorum" da dese, onun önerdiği dünyayla empati kurabiliyor, orada yaşamaya başlayabiliyoruz.

Baskın olarak öne çıkan ikinci yön ise detayları seçmekteki başarısı. Bize, dünyaya bir bakma biçimi öneriyor. Anlatıcının şeçtiği imgeler öylesine detaylarla biçimlendirilmiş ve öylesine öfke dolu ki, o gerçekliğe ikna oluyoruz.

Üst üste binmiş imgelerle çepeçevre sarılmış mekânlarda ve zamanda dolaşan tedirgin bir ruhun izlenimleri.

Ellerine sağlık Su. Tebrik ederim. Alkış


Re: Çöpçü Süpürgesinin Gözü

İlginç bir deneysel çalışma olmuş. Sürrealist bir karşı çıkış var gibi hissettim ben. Temel kalıplara karşı çıkıyor. Ama bunu yaparken yazan kişi engeline takılıyor gibi. Neden öyle dedim? Bu denemeyi kaleme alan kişi temelde yeni bir biçime ulaşmaya çalışıyor gibime geldi. Böylece farklı bir forma ulaşabileceğini düşünüyor. Bu da bana gayet mantıklı geldi. Açıkçası okurken keyif aldım.


Re: Çöpçü Süpürgesinin Gözü

Bu güzel anlatı için teşekkürler. Ben de anlatıcıyla birlikte dolaştım kentin sokaklarını, caddelerini, mahallelerini...
Bende de yarım kalmış gibi bir duygu yarattı anlatı. Tüm bu görüntülerden sonra anlatıcı birine, bir şeye odaklanacak ve onu anlatmaya başlayacakmış gibi... Yarım kalmış gibi hissettim ama eksik bulmadım anlatıyı.

""
işsizlik gibi duran kiralık dükkânlar

öyle çok şey düşündürüyor ki bu cümle. Boş dükkânın camına yapıştırılmış kiralık ilânını görür gibi oluyorum ve umutların birer birer yok oluşunu, çaresizliği, kavgaları, boşanmaları, cinneti...

""
bozkırda doğmuş muhtarların hizmet abidesi parklarda cansızlık hissi ya da metal bir gıcırtı gibi duran salıncaklardan iniyorum

anlatılan mekân, park, sokaklar, caddeler... sahiden bir kent mi, bir kent olabilmiş mi diye düşündürebiliyor bu cümle muhtar hakkında verilen kısacık bir ipucuyla!

Şu cümleyi anlamadım:

""
gece büfelerde açık radyo frekanslarından dökülen paltosunun ceplerinde ısınan adam sesleri,

Bu cümlede de koyu tümcenin cümlede bir sorun yarattığını düşündüm.

""
herkes için büyük hayaller, hanelere ferah salonlar kuruyorum, artı bir huzurlar, mükellef kederlere, iç çekmelere, hayal kırıklıklarına, mobilya işçisi çocukların sigara paketlerine, büyüyen bahçelerin sesini istinat duvarı koyuyorum

Teşekkürler...


Re: Çöpçü Süpürgesinin Gözü

Öyküyü defalarca okudum ve çok çok beğendim. Gözlemlerim, izlenmimlerin bu kadar sıcak anlatılması, benzetmelerdeki başarılar çok hoşuma gitti. Şiirsel başarı öyküye ayrı bir renk katmış bence. Beğendiğim tasvirler:

""
kalkınma hevesi yarım kalmış devlet binalarının duvarlarındaki klimalar,

anlamın kelimeler değil bakış olduğu taziyeler

ebced hesabıyla çocukluk

terbiye levhaları, anonslar


Re: Çöpçü Süpürgesinin Gözü

"üstüne branda gerilen sokaklardaki tezgâhlardan"

bu dizede "üstüne branda gerilen sokak" "tezgah" ile karistirilmamistir, Ankara Samanpazari'ndan Kale'ye cikarken sokaklarin üstünde brandalar fotografik harikalardir.

Ayrica "isnad" "bir nesneye, bir seye dayanmak" anlamiyla kullanilmistir. Elestirileriniz icin ayrica tesekkür ederim.


Re: Çöpçü Süpürgesinin Gözü

"gece büfelerde açık radyo frekanslarından dökülen, paltosunun ceplerinde ısınan adam sesleri" dizesinde eksik olan sanirim virgül, böyle okundugunda anlamin oturdugunu düsünüyorum. Yorum icin tesekkür ederim.


Re: Çöpçü Süpürgesinin Gözü

"herkes için büyük hayaller, hanelere ferah salonlar kuruyorum, artı bir huzurlar", dizedeki "artı bir huzurlar", hane ölcegi, arti bir olarak okunabilir, "üc arti bir", "dört arti bir" der gibi, tesekkürler.


Re: Çöpçü Süpürgesinin Gözü

""
Ayrica "isnad" "bir nesneye, bir seye dayanmak" anlamiyla kullanilmistir.

Öyküdeki ifade "istinat" olarak değiştirilmiş. O nedenle bu yorumu anlayamadım.


Re: Çöpçü Süpürgesinin Gözü

"Öyküdeki ifade "istinat" olarak değiştirilmiş. O nedenle bu yorumu anlayamadım"

Aslinda her ikisi de anlami karsilayan kelimelerdir, bu nedenle önceki yorumunuzu cevapsiz birakmak istemedim. "Isnad" yerine "istinat" koydum, kelimeyi Osmanlica Sözlük te bulamadiginizi düsündüm.


Re: Çöpçü Süpürgesinin Gözü

"Çöpçü Süpürgesinin Gözü" ile kentleri ile bir daha dolaşmak güzeldi. Farklı gözlemler samimi bir dille, ruhu da aktaran betimlemelerle okura yansıtılmış. Öykünün adı çok heyecan verici geldi bana; ancak kenti çöpçü süpürgesinin gözü ile değil anlatıcının gözü ile dolaştım.

Elinize sağlık, kaleminizin ucu hep açık olsun.


Re: Çöpçü Süpürgesinin Gözü

Nurten Öztürk' ün de belirttiği gibi öykünüzün ismi çok ilgi çekici . İsmi okunyunca bir çöpcünün sokaklarla ilgili gözlemlerini okuyacağımı düşünmüştüm.Beklediğim gibi sokakların yaşamın gözlemi ama çöpcü gözüyle değil..Süpürgesinin gözüyle Smile
Biraz bölük pörçük belki çbelki de sadece olduğu gibi hayat
ellerinize sağlık tebrik ediyorum Smile