UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Çekirge

06 Haz 2009
Nurten Öztürk

Güneş kapkara göğün ardında kaybolurken, ardında kan renginde lekeler bıraktı. Kızgın kumlar, sert rüzgârla, sık sık yer değiştiren tepecikler oluşturdu. Çekirge kolonileri üç koldan, dört koldan, beş koldan tepeciklerin, altında, üstünde, yanında, önünde, tepesindeydi.

Kategori:

Re: Çekirge

Okuduğum satırlar ürkütücü doğrusu ancak öykü güzel.. Alkış


Re: Çekirge

Tebrikler Flowers


Re: Çekirge

Bu kıpkısa öykü bana Terrence Malick'in 1978'te çektiği muhteşem filmi Days of Heaven'ı anımsattı.

Tek itirazım "kan renginde lekeler" tamlamasına. Özellikle de buradaki "kan rengi" ifadesi sorunlu geliyor bana. Düşünmeli.

Ellerine sağlık. Alkış


Re: Çekirge

""
Bu kıpkısa öykü bana Terrence Malick'in 1978'te çektiği muhteşem filmi Days of Heaven'ı anımsattı.

Evet, müthiş sahnelerdi; ben de şimdi anımsadım.

""
Tek itirazım "kan renginde lekeler" tamlamasına. Özellikle de buradaki "kan rengi" ifadesi sorunlu geliyor bana. Düşünmeli.

"Kan kırmızı" desek nasıl olur?


Re: Çekirge

Barış Acar dedi ki:

Tek itirazım "kan renginde lekeler" tamlamasına. Özellikle de buradaki "kan rengi" ifadesi sorunlu geliyor bana. Düşünmeli.


Barış, sorunu anladığımı söyleyemem; anlamadım. Düşünüyorum.

abdullah şahin dedi ki:
"Kan kırmızı" desek nasıl olur?
Olabilir tabii.

Teşekkürler, hepinize!
Cheers


Re: Çekirge

Nurten Hanım, canlı ve etkileyici bir betimleyişiniz var. Fakat, güneş kaybolduktan sonra göğün kararması gerekirken, zaten kararmış bir gökyüzünde kaybolan bir güneşi algıladım anlatımınızda. Barış beyin dikkat çektiği "kan renginde lekeler" tanımlaması biraz yabancı durmuş bana göre de. Belki tarif ettiğiniz manzaraya tam oturmamış diye düşündüğümdendir. Paylaşımınız için teşekkürler.


Re: Çekirge

Güzel öykü, öyküye yol açan değil midir?

""
Gittikçe kararmakta olan kızıl gökyüzünü boydan boya kaplamış gürültücü çekirge sürüsüne bakarak iç geçirdi karınca; boğumlarına konup kalkan güneşin son ışıklarını sessizce yüklenip yuvasına yollandı.


Re: Çekirge

Barış Bey, sizin etkileşiminizden bana da bir yansıyış düşüverdi. Bakalım nasıl bir cümleye hayat verdi bu durum.

""
Kararan gökyüzüne, bir karşılık verebilme telaşındaki binalar. Henüz yıldızlanmamış bir alaca enginliğe, ışıklı pencereleriyle baş kaldırma ve kendilerini olanca görkemlilikleriyle gösterme hevesleri içindeler hepsi de. Nedense, bu heybetlenişten etkilenmek yerine, ben, meselenin başka bir yönüne odaklanmış buluyorum düşüncelerimi. Karanlıklar içinde heyulalar gibi dikilen şu binalar. Tam seçilemeyen o şekilsiz yüzlerinde parlayan onlarca gözleriyle; masal ülkesi devlerinin kocaman yüzlerini hayal ettiriyorlar bana.


Re: Çekirge

Barış Acar dedi ki:

""
Gittikçe kararmakta olan kızıl gökyüzünü boydan boya kaplamış gürültücü çekirge sürüsüne bakarak iç geçirdi karınca; boğumlarına konup kalkan güneşin son ışıklarını sessizce yüklenip yuvasına yollandı.


Güneş büsbütün kaybolmadan, son ışıkları boğumlarına yükleyip yuvasına yollanan karıncayı çok sevdim. Yaşamı bir yerlere saklamak gerekiyordu.


Re: Çekirge

hasanparlak dedi ki:
Fakat, güneş kaybolduktan sonra göğün kararması gerekirken, zaten kararmış bir gökyüzünde kaybolan bir güneşi algıladım anlatımınızda.

hasanparlak, eleştiriniz doğrultusunda yeniden baktım öyküye; sizinle aynı şeyi okumadım. " kaybolurken" sözcüğü bir süreci işaret ediyor, diye düşünüyorum.
Eleştirileriniz için teşekkürler.


Re: Çekirge

Nurten'in öyküsünü yeniden okuduğumda sevdiğim bir şey daha keşfettim:

""
...üç koldan, dört koldan, beş koldan...

Bu anlatımda beni hep cezbeden bir şey olmuştur. Doğulu için "sayı" Batılı için ifade ettiğinden farklı bir şeyi anlatır. Batılı onu sıra yapmak ve zahmetsizce dilediği sıraya sıçrayabilmek için kullanırken; Doğulu basamakları tek tek tırmanmayı sever: Yalnızca beş koldan değildir onun için çekirgelerin tepecikleri kuşatması; önce üç koldan, sonra dört koldan, en sonunda beş koldandır: Yani, sezgisel bir biçimde Doğulu zaman olgusunu yaşantısının temeline oturtmuştur; bir şeyi üçe, beşe, yediye ayırsa da, bu eylemin bir süreye karşılık geleceğini bilir ve dilde bunu böyle temsil eder. Yola çıkışı eylemdendir.

Bu dili seviyorum. Smile


Re: Çekirge

Ben de bu tespiti çok sevdim, yani tespitten faydalandım. Yani, Nurten Öztürk de yazınca böyle yazarmış, yoo, niye kıskanayım.


Re: Çekirge

Barış Acar dedi ki:
... Yani, sezgisel bir biçimde Doğulu zaman olgusunu yaşantısının temeline oturtmuştur; bir şeyi üçe, beşe, yediye ayırsa da, bu eylemin bir süreye karşılık geleceğini bilir ve dilde bunu böyle temsil eder. Yola çıkışı eylemdendir.

Bunun böyle olduğunu bilirm de, bu kadar güzel toparlayamam... Teşekkürler Barış. Good


Re: Çekirge

Merhaba,

"Micro fiction" başlığı altında İngilizce'ye çevirmeli bunu.
Neden olmasın?

(Biliyorum, forumun bir görünüp bir kaybolan, kendi yazısına cevap atıp diğer yazılara/çalışmalara pek katılamayan üyesiyim. Bunun verdiği üzüntü ile birlikte...)

Sonra bunları http://www.flashfictiononline.com/ adresinde çalışma yürüten insanlara iletiriz belki.
Neden olmasın?

Sevgiler...


Re: Çekirge

""
Çekirge
Güneş kapkara göğün ardında kaybolurken, geride kan kırmızı lekeler bıraktı. Henüz kızgın kumlar, sert rüzgârla sık sık yer değiştiren, iri ufak, yakın ırak tepecikler oluşturdu. Çekirge kolonileri üç koldan, dört koldan, beş koldan tepeciklerin altında, üstünde, yanında, önünde, tepesindeydi.

Eleştiri ve öneriler de dikkate alınarak son şekli ...


Re: Çekirge

Bence bu güzel öyküye nazire olarak herkes kendi "çekirge sürüsü"nü yazmalı.


Re: Çekirge

Nazire.

""
Çekirge

Gökyüzü hergün kararır. Çünkü güneş hergün, ağır bir kapının kapanırken çıkardığı ses gibi kaybolur. O ışık sızdırmaz kapı yeterince korkunç değilmiş gibi, nereden geldikleri ve nereye gittikleri belirsiz çekirge sürüleri, boş bir odanın zeminine aralıksız döşenmiş fare kapanları gibi, boşluğu doldururlar.


Re: Çekirge

hasanparlak ve ben daha önce birer nazire eklemiştik. Şimdi eren'inki üzerine bir daha yazasım geldi. Laughing out loud


Re: Çekirge

eren dedi ki:
Nazire.
""
Çekirge

Gökyüzü hergün kararır. Çünkü güneş hergün, ağır bir kapının kapanırken çıkardığı ses gibi kaybolur. O ışık sızdırmaz kapı yeterince korkunç değilmiş gibi, nereden geldikleri ve nereye gittikleri belirsiz çekirge sürüleri, boş bir odanın zeminine aralıksız döşenmiş fare kapanları gibi, boşluğu doldururlar.


"Boşluğu dolduran çekirge sürüsü" birden pek güçlü bir metafor olarak ürküttü beni. "Nazire" sanki hakettiği ilgiyi görmemiş okuyucularından.


Re: Çekirge

Eren'in naziresini yeniden okuduğumda bir takım sıkıntılar gördüm. "Çünkü..." ile başlayan açıklama cümleleri öykü içinde çok yadırgatıcı durabiliyor. Bir de "gibi" aynı cümle içinde iki kez tekrarlanmış.


Re: Çekirge

"gibi" benim de dikkatimi çekmişti, hatta bir önceki cümlede de var. "Çünkü", Barış, sen deyince dikkatimi çekti.Evet, sana katılıyorum hatta "yadırgatıcı" dan ziyade gereksiz olmuş.
Bak, demedim mi gereken ilgi gösterilmemiş deyi.


Re: Çekirge

"hasanparlak, eleştiriniz doğrultusunda yeniden baktım öyküye; sizinle aynı şeyi okumadım. " kaybolurken" sözcüğü bir süreci işaret ediyor, diye düşünüyorum."

"Sözcük" ne tür bir sürece işaret ediyor anlayamadım. Zira "kapkara gök" ve güneşin kan rengi veya başka herhangi bir renge sahip lekeleri, bir arada izlenmesi mümkün olmayan iki şey. Bu durumda anlatıcının da güneşin kayboluşunu izlemesi ve kan rengi lekeleri fark etmesi, kapkara yani tanım gereği her yanı kara gökyüzünde maalesef mümkün değil.
Su.


Re: Çekirge

Her ikiniz de (Barış ve Nurten) haklısınız. Bir deneme daha yapalım o zaman Smile

""
Çekirge

Güneş hergün, ağır bir kapının kapanırken çıkardığı ses gibi kaybolur. Ondan geriye kalan boşluğu fare kapanlarına öykünen çekirgeler doldurur.


Re: Çekirge

eren dedi ki:
Her ikiniz de (Barış ve Nurten) haklısınız. Bir deneme daha yapalım o zaman Smile
""
Çekirge

Güneş hergün, ağır bir kapının kapanırken çıkardığı ses gibi kaybolur. Ondan geriye kalan boşluğu fare kapanlarına öykünen çekirgeler doldurur.

Kısasa Kısas:

""
Her gün, güneş, ağır bir kapının kapanırken çıkardığı ses gibi ufku doldurmuş çekirge sürüsünün arasında kaybolurken boşluk koyulur.


Re: Çekirge

""
Kısasa Kısas:

Her gün, güneş, ağır bir kapının kapanırken çıkardığı ses gibi ufku doldurmuş çekirge sürüsünün arasında kaybolurken boşluk koyulur.

Tamam, senin dediğin gibi olsun Smile Şaka bir yana, güzel söylemişsin gerçekten. Eline sağlık.


Re: Çekirge

Teşekkürler.

Bir ara da "Vesile" diye bir kıpkısa öykü yazalım. Wink


Re: Çekirge

Kıbrıs konusunda bir şeyler öğrenmeye çabalarken, tarihi boyunca bir çok defa çekirge istilalarına uğradığını, Osmanlı'nın adaya vali olarak atadığı bazı paşaların çekirge savaşlarıyla geceli gündüzlü uğraştıklarını okumuştum.
Aşağıdaki linkte bununla ilgili ilginç bir yazı var.

http://www.kibrisgazetesi.com/popup.php/cat/2/news/59995/PageName/Ic_Haberler

(Biraz konu dışı bulabilirsiniz. Özür dilerim)


Re: Çekirge

Aslında öykünün siteye yüklendiği ilk günden beri aklımda, efsanevi yönetmen Terrence Malick'in Days of Heaven filmi var ve ünlü çekirge sahnesi:


Re: Çekirge

Barış paylaşım için teşekkürler çok etkileyici bir filme benziyor. Çocukluğumun kabusu Arılar filmini de hatırlattı. Çekirge sürüsü gibi çöktünüz yediniz bitirdiniz tabirinin capcanlı betimlemesi nerelere getirmiş zihinleri.