UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Çehov Öyküleri ve Öykücülüğü

24 Eyl 2008
Barış Acar

Bir süredir Çehov öyküleriyle ilgili bir çalışmayı nasıl yürütebiliriz diye tilkiler dolaşıyordu kafamın içinde. Eren'in açtığı başlık da (link) bunu yeniden düşünmek için fırsat olmuştu.

Yakın zamanda kitaplıkları karıştırıp eski Çehov baskılarını ortaya çıkarmanın zamanı geliyor. Olmadı elimizde en derli toplu kaynak olarak bulunabilecek Anton Çehov - Bütün Öyküleri'ne bir bakmak lazım.

İlgililere ve ilgisini her daim tazeleyebilenlere duyurulur!

Good

Kategori:

Re: Çehov Öyküleri ve Öykücülüğü

Sanırım linkte bir sorun var açılmıyor.


Re: Çehov Öyküleri ve Öykücülüğü

Ben açabildim de, açınca öyküleri de okuyabileceğiz sandım.


Re: Çehov Öyküleri ve Öykücülüğü

Ortalama olarak, üç aşağı beş yukarı bir tarih veremez misiniz sayın yetkili? Meraktan bir hal oldum be ya Utangaç


Re: Çehov Öyküleri ve Öykücülüğü

Maksim Gorki,

""
Anton Çehov ile karşılaşan herkes, içinde ister istemez daha yalın, daha doğru, daha kendisi olma isteği duyardı.

demiş Çehov için.

Daha çok kendi olmaya gereksinim duyduğumuz günlerde yeniden Çehov!


Re: Çehov Öyküleri ve Öykücülüğü

Çehov öykülerinin foruma gelişi çeşitli nedenlerle gecikirken Internet'te Çehov'la ilgili bir "Bunları Biliyor muydunuz?" sayfası buldum. Eh, çok kalabalık bir liste değil ama yine de fena değil. İngilizce orijinaline bu linkten ulaşabilirsiniz. Evet, bunları biliyor muydunuz?

""

1986 Ekim'inde Martı'nın açılış gecesinde St. Petersburg'lu tıyatroseverler bir komedi izlemeyi bekleyerek salonu doldurdular. Beklediğini bulamayan seyirci kısa zamanda sıkıldı ve Nina'nın birinci perdenin sonundaki monoloğu yuhalandı. Çehov o kadar üzüldü ki "Bir daha asla oyun yazmayacağım yazdıklarımı da sahnelemeyeceğim," diye yazdı.

""
Yazarlığının erken dönemlerinde Çehov pek çok takma isim kullandı. Gençlik eserlerinin çoğu 'Antoşa Çehonte' adıyla yayımlandı.

""
Yayımlanan ilk hikayesi 1880 Martında St. Petersburg'ta yayımlanan bir haftalık dergi olan Yusufçuk'ta yayımlandı.

""
Sakhalin'e Yolculuk adında bir gezi kitabı yazdı.

""
Çehov Rusya'da hep ünlüydü. Ancak uluslararası üne ölümünden çok sonra, ancak 1920'lerde Constance Garnett'in Çehov eserlerini İngilizce'ye çevirmesiyle kavuştu.

""
Okul yıllarında tiyatroya gitmeyi çok seviyordu ancak tiyatroya gidebilmesi için okuldan bir özel izin alması gerekiyordu. Bu özel izni alamadığı zamanlarda sahne makyajı yapıp gözlük ve takma sakal takarak kılık değiştiriyordu.

""
Eski lisesinin adı Taganrog Erkek Lisesi adını taşıyordu. Bu okulun şimdiki adı Çehov Lisesi. (Esasında Gymnasium denilen okulla bizdeki lise aynı değil, ama Gymnasium'a bizdeki en yakın okul da lise sanırım. -benim notum)

""
Baba tarafından dedesi özgürlüğünü satın almış bir serfti.

""
Çehov'un babası, Azov Denizi kıyısında bir liman olan Tagarong'ta manavlık yapıyordu.


Re: Çehov Öyküleri ve Öykücülüğü

""
Baba tarafından dedesi özgürlüğünü satın almış bir serfti.

Yanlış anımsamıyorsam serf, köle ile aynı anlama gelmiyor. Feodal sistemde toprağı işleyerek elde edilen gelire ortak olanlara verilen isim, bizim maraba ya da yarıcı/ ortakçı adıyla andığımıza benzer bir uygulama serflik. Elbette doğru dürüst bakıldığında köleliğin bir biçimi bu da, ama 20. yüzyılın memurlarından çok da farklı değil hani.

Demem o ki, "özgürlüğünü satın almak" ifadesi burada bana sorunlu görünüyor. "Bir yerden voleyi vurdu, toprak sahibi oldu" falan dense anlayacağım ama işlerin gerçekten bu şekilde yürüyüp yürümediğinden emin olamadım. Belki kaynakları yoklamakta fayda var...


Re: Çehov Öyküleri ve Öykücülüğü

Barış Acar dedi ki:
""
Baba tarafından dedesi özgürlüğünü satın almış bir serfti.

Yanlış anımsamıyorsam serf, köle ile aynı anlama gelmiyor. Feodal sistemde toprağı işleyerek elde edilen gelire ortak olanlara verilen isim, bizim maraba ya da yarıcı/ ortakçı adıyla andığımıza benzer bir uygulama serflik. Elbette doğru dürüst bakıldığında köleliğin bir biçimi bu da, ama 20. yüzyılın memurlarından çok da farklı değil hani.

Demem o ki, "özgürlüğünü satın almak" ifadesi burada bana sorunlu görünüyor. "Bir yerden voleyi vurdu, toprak sahibi oldu" falan dense anlayacağım ama işlerin gerçekten bu şekilde yürüyüp yürümediğinden emin olamadım. Belki kaynakları yoklamakta fayda var...


Yanlış bilmiyorsam Rusya'da serflerin özgürlüklerini satın almaları o dönemde (serflik kaldırılana kadar) oldukça yaygın. Stalin'in babası da serf olarak doğup özgürlüğünü satın almış bir ayakkabıcı. Bunun ötesinde serflikle bugünkü memuriyet arasında bağlantılar olsa da serflikte toprak sahibi kölenin "ruhuna" da sahip olduğundan ve serflerini istediği zaman istediği yerde çalıştırıp istediğinde başka ağalara/ beylere kiralayabildiğinden serflik köleliğe daha çok benziyor. Bu nedenle illa bizde bir benzerini arayacaksak, bir köye yaşadığı insanlarla birlikte sahip olan ağanın köylülerine benzetebiliriz serfliği. Hangi ağanın toprağında çalışacağını seçme şansı yok. Kölelikten farklı olarak ağa serfini öldürme yetkisine sahip değil (tabii pratikte nasıl oluyordu bu iş, onu bilmiyorum). Bu nedenle "özgürlüğünü satın almak" ifadesinde bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Rusya'da serflik 1861 yılında Çar II. Aleksandr'ın (II. İskender mi yoksa?) "en iyisi serflerin özgürlüklerini biz tepeden verelim ki yarın akılları başlarına geldiklerinde kendileri almak için örgütlenip başımıza ekşimesinler" demesiyle kaldırılmıştır (kaynak).


Re: Çehov Öyküleri ve Öykücülüğü

Çehov öykülerinin her hafta perşembe günleri yükleneceği söyleniyor. Kendi adıma hangi gün yüklendiği önemli değil ancak her hafta yerine iki haftada bir yayımlansa daha iyi olur diye düşünüyorum. Çünkü bir hafta içinde hem öyküyü hem öykü üzerine incelemeyi hem de inceleme üzerine getirilen eleştirileri okuyacak ve bunun üzerine bende ki yansımalarını gözlemleyecek vakit bulamamaktan ya da bir hafta içinde bu ritmi aksatmaktan ve Cumalı öykülerine de vakit ayıramamaktan korkuyorum. Eğer diğer üyelerimiz için de bir sorun olmaz ise ben iki haftalık bir periyot öneriyorum.
sevgilirimle.