UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Bir Şey Yapmak

16 Eki 2012
Mehmet Sürücü

Bir şey yapıyorum. Bir sepet örüyorum, bir heykel, bir resim yapıyor, veya bir roman, bir öykü, bir deneme yazıyorum. Yaptığımın daha başlarda güzel olacağını nasıl anlarım?

Kim ne derse desin, o aşamada, başlangıçta bir şeyin güzel olup olmayacağını bilmenin pek olanağı yok gibi geliyor bana. Doğru zamanda, doğru yerden başlamanın önemli olduğunu göz ardı etmiyorum. Ama bir şeyin başlama zamanı ben değil de bir zorlama, bir dürtü, bir birikim, bir tür rahatsızlık belirliyor gibi. Başlama yerini neyin belirlediğini bilmiyorum.

Bir şeyin yapım, zanaat aşamasında güzel olacağının bir göstergesi olabilecek etkilerinin olduğunu düşünüyorum. En önemli belirtisi, etkisi, yapım zevkle, farklı, tanımı güç bir tatla sürüyor. İnce, yontulmuş çubuklar birbirleri içerisine girerken, harfler kağıtlara sanki kendilerinin bildiği, seçtiği sözcüklerle cümleleri dökerken, bir palet üzerinde boyalar karışıp bir düzen kurarlarken her küçük de olsa, adımda bir mutlu edicilik, bir haz var.

Yapılan, ortaya çıkacak nesne daha bir kesintisiz, tıkanmalar yaşanmadan şekilleniyor. Nerede biteceği biliniyor çoğunlukla. Bilinmese bile, bir yerde sürecin, başlatmayı bilen sürecin şalterinin inip, “bu kadar” diyeceği seziliyor.

Burada, tüm bunlardan sonra yaptığımın güzel, olduğunu, olması gerektiğini söyleyebilir miyim? Evet! En son, biten nesneye bakar, yaptığımı beğenirim, hatta yaptığımın, bu güne kadar yaptıklarımın en iyisi olduğunu düşünürüm. (Veya beğenmem, o konunun ayrı bir yönü) Küçük küçük düzeltmeler yaparım. Bu gururla karışık sevgi dokunuşları gibidir. Onu uzun bir süre gözümün önünden, elimin altından ayırmam.

Sonra bunların bir ölçüt olamayabileceğini fark ederim. O, yaparken bana doygunluk ve sevinç, zevk veren sanat eserini, benden bir parça denebilecek şeyi, başkalarının hiç de güzel, estetik, kullanışlı bulmadığını görürüm. Bunun bir de başka insanlara dönük yönü olduğu çıkar karşıma. İnsanların kabulü, beğenisi. Bir anlamıyla oluşturduğum nesnenin genel tüketimi.

Bazı şeyler doğrudan tüketilirken (bir sepet, bir kaşık, bir elma gibi), bazıları da dolaylı, insanların “sembolik sermaye”lerine katılabilirliği ölçüsünde (tabi ki o insanın da bunu katabildiği kadarıyla) değer kazanıyor. Bunlar da varlıkları çeşitli estetik değer ölçüleri ve karmaşık olguların bileşimiyle anlamlandırılan sanatsal yapıtlar oluyor.

Yaptığım şeyden ne beklediğimi ve bu yaptığımı eksiksiz ve başarıyla oluşturduğumdaki “varlık karşılığını” bilmem gerekir. Öyle ya bir şey yapıyorum, bunun “varlık karşılığı” iki kürek toprakken ben koca bir çukuru doldurmasını beklersem, içimde eksik, karşılığını bulamamış beklentilerin acısını en azından hüznünü, sıkıntısını duyarım.

Bir şey yapıyorum. Bir sepet örüyorum, bir heykel, bir resim yapıyor, veya bir roman, bir öykü, bir deneme yazıyorum. Yapabildiğimin etkilerine ne kadar açığım? Öyle ya, bu yaptığım şeyi yaparken beni mutlu edip, zevk verirken ortaya çıkan eser-ürün sonuçta benim estetik becerim ve teknik bilgim, zanaatsal yeteneğimle sınırlıdır. İnsanın serçe parmağının, iğnenin deliğinden geçmediğini, iğnenin deliğinden iplik kadar ince şeyler geçerin biliyorum. Bir de onu delikten geçirebilecek hassasiyette parmaklarımın ve iyi gören, en azından iğne deliğiyle ipi aynı doğrultuya getirebilecek bir göz, bakışımın olması gerektiğini.

Bir şey yapmanın aynı zamanda beni bir şey yapmak ve bana bir şey yapmak olduğunun ne kadar farkındayım? Bir şey yapıyorum. Yaptığımın iyi bir şey olduğunu nasıl anlarım?

16.10.202_Bandırma

Kategori:

Re: Bir Şey Yapmak

Bu yazıyı ilk yayımlandığı gün okudum ve çok beğendim. Üzerine neden kimse bir şey söylemiyor merak ediyorum. Bunun düşününce "Be hey adam, sen ne söyledin ki?" diye düşünmeden edemiyorum. Kim, ne yapar bilemiyorum. Ben kendime kızıyorum.

Yazı içinde üzerine durulabilecek pek çok nokta var. Benim içinse yazar tarafından "Sepet ör ya da öykü yaz..." denilerek edebiyatın eylemenin güzellikleri içinde ustaca eritilmesi öne çıkıyor.


Re: Bir Şey Yapmak

Denemeler, yazarını yakından tanımak isteyen okuyucuların en sevdiği türlerden olageldi hep. Belirli yazarları takip etmeye çalıştığım günlerde de hep onların hayata dair fikirlerini, olaylara nasıl baktıklarına şahit olma isteğimi onlarla bastırdım.

Diyebilirim ki bu yazı, Mehmet Sürücü'nün kitaplarla ve kalemle bu kadar yakın duruşunun güzel bir örneği. Samimi bir yoğunlaşma...

Bir şey yapmanın yazarına bir şeyler yapmak olduğunu sezen bir yazar,eserinin başarısı üzerinde durmayacaktır sanırım. Mehmet Sürücü'nün bu sözde sorusu yanıt beklemiyor sanırım. Yanıtından çok edimini almış bir yazının keyfi var bu denemede. Tekrar teşekkürler.


Re: Bir Şey Yapmak

Cihan, "deneme" demiş. Ne güzel söylemiş. "Deneme"nin hakkını tam tamına veren bir örnek hem de.