UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Bir Çevirinin Düşündürdükleri

19 Haz 2011
eren

Bir tesadüfler silsilesi sonunda kendimi Halil Cibran’ın Ermiş’ini (The Prophet, 1923) okurken buldum. Kitabın İngilizcesine internetten kolayca ulaşabilirsiniz (link). Elimde kitabın hem basılı İngilizce kopyası, hem de kötü kaliteli Türkçe dijital versiyonu olduğu halde okumaya başladım. Türkçe çevirinin ne kadar kötü olduğunu, zaman zaman yazarın söylediklerinin tam tersini söylediğini fark etmemle tepem attı. Tepemin atmasıyla da klavyeye sarılmam bir oldu.

Görebildiğim kadarıyla kitabı Türkçe olarak basan birkaç yayınevi var. Süre Yayınevi, Parşömen Yayınları, Kaknüs Yayınları ve Anahtar Kitaplar Yayınevi “Ermiş” adıyla, Pınar Yayınları ise benim daha makul bir çeviri olduğunu düşündüğüm “Nebi” adıyla basmışlar. Muhtemelen benim görmediğim başka baskıları da vardır. Elimdeki dijital kopyanın Anahtar Kitaplar Yayınevi’nden çıktığını sanıyorum ve okumak isteyenlere önermiyorum. Diğer baskılar hakkında bir şey söyleyebilecek durumda değilim.

Haksızlık etmek istemem. Cibran’ın şairane dilini çevrimek kolay değil, ama düpedüz aksi anlama gelecek şeyler söylenmesini de "özensiz yayıncılık"tan başka bir nitelemeyle karşılayamıyorum. Bir de Cibran’ın İngilizce kaleme aldığı bu kitabın özgün dilinin Arapça olduğunu sanan yayıncılar var ki, onlara ne diyeceğimi bilemiyorum. Umarım cevvallik edip Arapçasından çevirmeye kalkmamışlardır.

Bizdeki bu çeviri sorunu beni çokça düşündürüyor aslında. Böyle örnekleri okudukça daha önce okuduğum çeviri kitaplardan, meselâ klasiklerden de iyice kuşkulanır oldum. Tanıdığım, bildiğim çevirmenlere sıkı sıkı tutunuyorum, ama onların çevirmediği kitaplarla karşılaşınca belli belirsiz bir çaresizlik hissine kapılıyorum. Sonu nereye varacak bilemiyorum.

Kategori:

Re: Bir Çevirinin Düşündürdükleri

Kitaptaki kötü çeviri örneklerini merak ettim şimdi.


Re: Bir Çevirinin Düşündürdükleri

Örnek verip vermemek konusunda kararsız kalmıştım, zira bunun genel bir problem olduğunu düşünüyorum. Ama benim dikkatimi çeken hatayı buraya aktarayım.

Özgün metin:

""
You shall be free indeed when your days are not without a care nor your nights without a want and a grief,

But rather when these things girdle your life and yet you rise above them naked and unbound.

Çeviri:

""
Siz, günleriniz endişesiz ve geceleriniz bir istek ve üzüntüden uzak olduğunda özgür olacaksınız.

Yazık ki, bu tür duygular yaşantınızı kuşak gibi sarmakta. Yine de, örtüsüz ve bağsız, bunları aşabilirsiniz.


Re: Bir Çevirinin Düşündürdükleri

Senin çeviri önerin nedir? (Bu akşam da ağzından lafları cımbızla çekiyoruz. Smile )


Re: Bir Çevirinin Düşündürdükleri

Açıkçası bir öneride bulunmam gerektiğini düşünmemiştim. Çevirideki anlamla özgün metnin anlamı örtüşmüyor (hattâ çelişiyor). Ama yine de bir denemede bulunmam gerekirse şöyle bir şey olurdu herhalde.

""
Günleriniz endişesiz, geceleriniz arzu ve kederlerden muaf olduğunda özgürleşmeyeceksiniz,

Bütün bunlar hayatınızı çepeçevre sardığı halde hepsini örtüsüz ve serbestçe aştığınızda özgür olacaksınız.

Tabii bu yalnızca anlamı karşılıyor. Yazarın üslubunu doğru biçimde yansıtabildiğii pek düşünmüyorum. Üzerinde biraz çalışmak gerek... ("örtüsüz" ve "serbestçe" kulak tırmalıyor en azından.)


Re: Bir Çevirinin Düşündürdükleri

Eren'in yazısından hareketle, "Milli Eğitim"de 100 Temel Eser kitaplarının çevirileri hakkında detaylı örnekler hazırlamak istiyorum.

"İnsan Ne İle Yaşar"da geçen kelimelerden aklımda kalanlar şunlar: "hidayet, Nur, İnşallah..."

Yoksa Cervantes'in, Tolstoy'un, Dostoyevski'nin bizi davet ettiği "hidayet" çok mu yakınımızda Smile

Not: Yarın, okul kitaplığımdan tarama yapıp , sayfa ve yayınevi isimleri vererek örneklerimi sunacağım.


Re: Bir Çevirinin Düşündürdükleri

Cihan Başbuğ dedi ki:
Not: Yarın, okul kitaplığımdan tarama yapıp , sayfa ve yayınevi isimleri vererek örneklerimi sunacağım.

Merakla bekliyorum Smile


Re: Bir Çevirinin Düşündürdükleri

"Bizdeki bu çeviri sorunu beni çokça düşündürüyor aslında. Böyle örnekleri okudukça daha önce okuduğum çeviri kitaplardan, meselâ klasiklerden de iyice kuşkulanır oldum. Tanıdığım, bildiğim çevirmenlere sıkı sıkı tutunuyorum, ama onların çevirmediği kitaplarla karşılaşınca belli belirsiz bir çaresizlik hissine kapılıyorum. Sonu nereye varacak bilemiyorum.
"
Aynı anda bu tip sorunlar yaşamamız ya da bu konu ile dertlenmemiz ilginç mi bilmiyorum. Belki de bu, "özensiz yayıncılık"ın gözardı edilen ciddi bir sorun olduğunu gösteriyor.


Re: Bir Çevirinin Düşündürdükleri

eren dedi ki:
Bir de Cibran’ın İngilizce kaleme aldığı bu kitabın özgün dilinin Arapça olduğunu sanan yayıncılar var ki, onlara ne diyeceğimi bilemiyorum. Umarım cevvallik edip Arapçasından çevirmeye kalkmamışlardır.

Kaknüs dedi ki:
İlyas Aslan’ın, eserin orijinal Arapçasına dayanarak kaleme aldığı şiir kıvamındaki bu metin, Ermiş'in Türkçede en çok tercih edilen tercümesidir. (link)