Barış Adlı Çocuk
Sevgi Soysal
Barış Adlı Çocuk
Ankara: Bilgi Yayınları,
1998: 115-125.
Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.: Forum İşleyişi
Sevgi Soysal
Barış Adlı Çocuk
Ankara: Bilgi Yayınları,
1998: 115-125.
Öykü forumdan kaldırılmıştır. Bkz.: Forum İşleyişi
Re: Barış Adlı Çocuk
Sevgi Soysal'ın kolaya kaçmayan tutumunu seviyorum. Dönem üzerine yapılmış nice filmden, yazılmış romandan, anıdan vb.'den ne çok farklılaşıyor bu öykü; ne farklı bir telden tınlıyor. "Anarşistlikten ablalığa düşülen" bir dönemi bir iki fırça darbesiyle ve basit bir simgeyle çözümlüyor.
Belki Şafak'ı okumuş olan arkadaşlar öyküye farklı yorumlar getirebilirler diye düşünüyorum.
Re: Barış Adlı Çocuk
Öykü "Şafak" romanının kimi bölümleriyle konu açısından örtüşüyor. Romanda, Oya adlı kişinin -ki öyküde de yer alıyor.- Adana'da yaşadığı sürgün merkeze alınıp bir gece baskınıyla karakola alınışı anlatılıyor. Romanın kimi bölümlerinde Oya'nın sürgün öncesi hapishanede yaşadıklarını okuyoruz. Bu geri dönüşlerde daha çok S. Soysal, hapishanede yaşamaya çalışan tutukluların kadın olarak var olmaya çalışmalarını ve yönetimin kadınlara uyguladığı baskıyı anlatıyor.
Öyküde kimi isimler hiç değiştirilmeden kullanılmış. Bunlardan ilki kadın polis Zafer. Romanda nerdeyse en belirgin karakterlerden biri olarak ele alınmış. Sertliği, acımasızlığı, tutuklular arasında saldığı korkusuyla koyu bir şekilde resmedilmişti. Romandaki şu tümceler onu daha iyi anlatıyor:
Öyküde de benzer şekilde Zafer, bu komutlarına uyulup uyulmaması bakımından konu ediliyor. Sanırım dönemin zorbalığını iyi temsil ettiğinden Zafer'i Soysal, belirgin bir karakter olarak iki yapıtında da kullanmış.
Öyküdeki tutukevinin atmosferi ile romandaki atmosfer aynı değil. Birkaç karakterin benzeşmesinin dışında öyküde merkeze siyasi tutukluların bir durum karşısındaki tavırları ele alınıyor. Tutuklular iyi-kötü, masum-suçlu minvalinden karşı taraftaki kişileri değerlendiriyorlar. Çocuğun nasıl konumlandırılabileceğini, ona ve annesine nasıl yaklaşacaklarını kestiremiyorlar.
Romanda ise Soysal, daha çok siyasi tutukluların dışındaki kimselere yer veriyor. Aklımda belirgin bir şekilde yer edenlerden biri Menekşe. Cinayetten içeri giren Menekşe gibi birkaç kadın tutukluyu Soysal, suçlu kavramıyla, bu kişileri yan yana koyarak okuyucuya bunları muhakeme ettirme çalışıyor.
Re: Barış Adlı Çocuk
Şafak'ı hayal meyal anımsıyorum; o anımsadıklarımla da bir şeyler söylemek zor. Abdullah'a teşekkürler bu yüzden.
Öykünün son cümlesi üzerine yeniden düşündüm:
Barış adı, bu öyküde, dış dünyada süren kargaşadan çok aynı düşüncede olan insanların kendi içlerindeki çatışmalara değiniyor. Biraz ileri gidip buradaki bütün siyasi tutukluların aynı düşünce biçimini temsil ettiğini öne sürecek olursak, sol düşünceye ilişkin şöyle bir sonuç çıkıyor karşımıza: Bir türlü kendisiyle barışamamış, kendini savunmak için bile olsa her hamlesinde değer verdiklerini acıtan, ulaşmak istediği ideallere yabancılaşmış bir varoluş. Sevgi Soysal'ın asıl meselesinin bu olduğunu sanıyorum.
Re: Barış Adlı Çocuk
Ben de tam olarak Barış Acar'ın bu tesbitini düşünüyordum. Tabulara karşı çıkan bir duruş olan bir oluşumun kendi tabularını ortaya koyuşuna bir tepki var sanırım. Karakterlerin konuşmalarıyla bunu görüyoruz.
Daha sonra Güler'in radyosuna kızanlara verdiği tepki vb. Bunlar hep kendi bilgisini, hareketini ya da inanışını değerli kılıp diğerininkini hareketin dışında görme güdüsü...S.Soysal'ın eleştirisi bu tip davranışlara, ama yine de hakkını vermek istiyor bu yaşayışın, bu hareketin. Kendisi de kıyamıyor eleştirdiklerine belki:
Re: Barış Adlı Çocuk
Öyküyü okudum ama üzerine ne yazacağımı bilmiyorum. Yazan arkadaşların değerli görüşleri öyküyü daha değerli kıldı benim için.