UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Barış Acar'ın Silgi'sinin Ana Karakteri Neden Yok Oluyor?

24 Ara 2012
Cihan Başbuğ

Barış Acar'ın "Pıhtı"sı yavaş yavaş dergilerde, bloglarda ve uzunhikaye'de okuyucular tarafından tartışıladursun, ben kitaptaki bazı öykülerin ancak aktif bir tartışma ve kollektif bir düşünmeyle anlaşılabileceğini düşünüyorum.

"Silgi"de bu anlamda çağrıştırdıkları, öykünün ana karakterinin anti-kahraman diğer karakterler gibi kafkaesk belirtileri, kitabı elime aldığım ilk günlerden bu yana, kafamın bir kenarında dolaşıp duruyor.

Öykünün kahramanı, Yeraltından Notlar'daki, oradaki diş ağrısıydı, gibi ağrılar çekmekte, iç konuşmalarındaki huzursuz yapısıyla tedirgin ve muğlak ruh haliyle işlerini bitiremeyen kararsız duruşuyla günümüz insanının profilini çizmektedir.

Barış Acar'ın bu iç konuşmasıyla ördüğü karakter akla Edip Cansever'in bir dizesini getiriyor.

""
Doğanin bana verdiği bu ödülden / Çıldırıp yitmemek için / İki insan gibi kaldım / Birbiriyle konuşan iki insan

Kendisiyle konuşan, aklı projeler ve tamamlanmamış çalışmalar, reddedilen sunumlarla dolu bir kalem adamı.

Kitaplık'taki Gül Şahin'in yaptığı söyleşide, öykünün karakterinin çıkış noktasının kendilerine ani bir şekilde tehditler savuran bir öykücü olduğunu söylemiş Barış Acar. Sanırım yazarın tarafsızlığının yada iyiye olan inancının örneği olarak da burada durup düşünmek gerekiyor. Genç bir yazarken, henüz istekleri ve duygularına karşılık bulamamasına ve bir de üstüne üstlük tehdit almasına rağmen nefret dolu bir karakter yaratmak yerine bizzat bu kötü olayı nasıl da tutarlı bir karaktere çevirmiş Barış Acar. Kalemin iyiye güzele doğru evrilmesine iyi bir örnek olarak kalacak sanırım.

Biliyorum konudan uzaklaştım ve öykünün karakteri hakkında aklımdan geçen cümlelerin ani bastırması karmaşık paragraflar yarattı, öykünün bıraktığı etkiden olsa gerek.

Kategori: