Atılmış
Bütün Öyküleri
YKY
2000
s. 61-63
Öykünün indirilebileceği son tarih: 12 Ağustos 2008 (Öykü tüm kullanıcılar tarafından indirilmediği için son indirilme tarihi değiştirilmiştir.)
İndirmek için tıklayın:
Bu oyku forumdan kaldirilmistir (Bkz: Forum İşleyişi).
Re: Atılmış
Yusuf Atilgan bu ayak kokusundan cok cekmis herhalde
Bu kisacik oykuyu ta universite yillarindan, Oykuden Bir Bilet: Gidis-Donus'un ekinde yayinlandigi ve bizim narincir'le birlikte okumaya karar verdigimiz zamandan animsiyorum. Begenmis, bir seyler de karalamak istemistik ustune. Ama sonra araya bir seyler girdi ve o is kaldi. O zamandan yere kalin kalin basan ev sahibesini hatirliyorum. Isten yeni atilmis, bunu bir turlu icine sindirememis bir iscinin boynu onunde gecirdigi birkac dakikasina, belki de bir saatine taniklik ediyoruz. Yazar, onun bunalimini, surekli birilerinin ayaklarina takilan gozlerini, yere kalin kalin, guvenle basan ayaklar karsisinda hissettigi ezikligi oldukca basariyla yansitmis bence.
Fakat, o irak kasabanin neresi oldugunu, simdi denize tas atarken neden orayi animsadigini, oranin ona baska neleri animsattigini bilmiyoruz. Bunu pek sezemiyoruz da. Bu hatira mutlu, guzel bir hatira mi, yoksa aci, uzucu bir hatira mi? Belki de kasabadan kopup gelmis (goc) bu gencin (nedense genc oldugunu dusunuyorum) orada hissettigi guveni, huzuru burada hissetmedigini, yere kalin kalin basan madamin kirasini vermediginin ertesi gunu onu evden atabilecegini dusunmeliyiz? Koylerinden, kasabalarindan, kumeslerinden kurtulmak isteyen baska oyku kahramanlarinin dusledigi yasami yasiyor belki de kahramanimiz (Ben). O yuzden haberdar oluyoruz o kasabadan. Acik secik bir gondermeden cok bir bulmacayi andiriyor bu kasaba hikayesi.
Sonra atilan her tasi "cup" diye icine alan, ama bunun farkinda bile olmayan durgun denizle isten atilan Ben'i ses bile cikarmadan icine alan ugultulu sehir arasindaki benzerlik cekiyor ilgimi. Ben'in varligi hicbir seyi degistirmiyor mu koca sehirde gercekten? Galiba oyle. Ama yanikligin yikik duvarinin ustunde gordugu kizin attigi taslarin da butun bu "atma"larla bir iliskisi olmali.
Hep insanlarin ayaklarina bakmasi (yere kalin kalin basan madam, caddedeki insanlarin hepsinin iki ayakli olusu, sonra kanepede oturan adamin tek bacaginin olmamasi), basinin onune dusuk olmasindan mi? Eziklikten mi, yoksa baska bir sey de var mi?
Peki elmayi calip da yememesi neden? O elmadan bekledigini bulamamis gibidir. Caddede ona gormeden bakan "normal" insanlar gibi olmadigindan mi manavdan onlar gibi alisveris yapamamistir?
Onu ancak tek bacakli biri mi gorebilir. Neden? O da "normal" olmadigi icin mi?
Gercekten birakacak miydi?
Re: Atılmış
İsminden de anlaşılacağı üzre, öykü, atılmışlığı mesele etmiş kendine. Önemli olan neden atıldığım değildi, atıldığımdı, diye düşünen işten atılmış biri var. Denize atılmış taşlar var sonra. Kentin göbeğinden atılmış, kıyıda kulübede yaşayan güzelce ve de kokmuş bir kız var. İkisinin de birbirlerini birbirlerinden atmışlıkları var para yüzünden dalaşarak. Kokmuş kızın işten atılmışa taş atmışlığı var. Dumanın teneke borudan atılmışlığı var ya da teneke borunun dumanı atmışlığı. Elmanın atılmışlığı var. Tüm bunlar ne anlama geliyor, yazar ne demek istiyor bilemem. Anlatılanlara inandım ve de anlatılanları sevdim.
Re: Atılmış
Kendi kendime konuşma ediminden sonra sanırım öyküye girebilirim. :roll:
Atılmış, yazar bizi köyden kente çıkardığı için çığlıklar atarak sevinesim geldiği bir öykü. Nitekim Atılgan'ın asıl gücünün burada kendini gösterdiğini, uzun zaman köyden bildiren üslupla, dönemin belirtisi olacak şekilde üzerinde hissettiği garip bir baskıyla yazdığını düşünüyorum. Köy yaşantısının da büyük etkisi var bunda kuşkusuz, ama o bir köy yazarı değil. Bir Fakir Baykurt gibi kavraması olanaksız o yüzden köylüyü. Sanırım böyle bir karşılaştırma da "Öyküde Köylülük Temi İçin İki Örnek" başlığı altında epey verimli sonuçlar verir! Tabi biri, "Ben bunu yazarım arkadaş!" derse.
Aylak Adam'la çok ortak yönü var gibi geliyor bu öykünün bana. Anayurt Oteli nasıl Evdeki öyküsü gibiyse, Aylak Adam da bir Atılmış karakteri gibi.
Sanırım bunca yıldan sonra bu öykünün hakkından sadece satır aralarına girerek, sözcük sözcük metnin içinde gezinerek gelebileceğim. O yüzden metin elimin altında sayısal ortamda kelime işlemciyle müdahale edebileceğim şekilde varken deneyeceğim düşüncelerimi yazmayı.
Re: Atılmış
Düşüncelerimi metne ekleyeceğim demiştim. Aşağıda:
Belki bu dağınık notları ileride derli toplu hale getirebilirim.
Re: Atılmış
Oradaki "ama" bana önceki cümleyle var olan bir karşıtlığı belirtiyor gibi geliyor. Belki şöyle de söylenebilir: "Kolum ağrımıştı ama iyi geliyordu taş atmak. Düşündürmüyordu." En azından ben ilk okuduğumda (ve son okuduğumda) böyle anlamıştım.
Re: Atılmış
Baris'in paylastigi Yusuf Atilgan'a Armagan kitabindan Hikmet Dizdaroglu'nun yorumunun bir parcasi:
Ben Dizdaroglu'nun Atilgan'la ilgili diger pek cok yorumuna katilmadigim gibi buna da katilmiyorum. O elmanin atilmasinin nedeni bir vicdan azabi degil bence. Hatta bunun acikca anlasilabilecek bir nedeni oldugundan bile kuskum var.
Hikmet Dizdaroglu, "Bodur Minareden Ote", Yusuf Atilgan'a Armagan, 1992, Istanbul: Iletisim Yayinlari, s.175
Re: Atılmış
Baris'in aktardigi Yusuf Atilgan'a Armagan kitabinda Mustafa Ones'in yaptigi degerlendirmeden:
Burada Ones'in bilerek mi "basma" dedigini yoksa bunun benim kafami karistiran bir baski hatasindan mi ibaret oldugunu merak ediyorum dogrusu. Oyku boyunca ayaklara yapilan vurguya, soz gelimi ev sahibesinin yere saglam basan ayaklarina, ya da insanlarin bacak sayisina bir gonderme mi var, yoksa ben asiri yorumun kiskirtici sularinda mi yuzuyorum?
Re: Atılmış
yoksa kız pek öyle çekici mi değil ki kokusunu duyuyor oracıkta?
Re: Atılmış
işsizliğini sakince yaşamasına hayranlıkla bakıyorum atılmışın. ama bunun yanında kızıyorum da ona.
durumunu çaresizlik değil de aylaklık olarak betimlemesi ve öyle de tasvir etmesi birilerine bağımlı değil ve birileri de ona bağımlı değil diye düşündürüyor. hani kente çalışmak için gelen yalnız başına bir odacıkta yaşayan, ardında karısını çocuk çoluğunu bırakmak zorunda kalan biri değil ve bu aylak adama bu sebeple çaldığı elma için kızıyorum.
Re: Atılmış
Aslında şu aralar Aylak Adam'ı okuyan ya da henüz Aylak Adam anıları taze olan biri bu öyküyle bağlar kursa ne güzel olacak!
Re: Atılmış
bencede bu çok iyi bir fikir. çünkü atılmış öyküsünü okurken atılmışın elma çalması ve kızın ayaklarını sallayarak duvarın üstünde oturması öyle bildik tanıdık geldi ki acaba aylak adam da mı bu sahneler vardı diye düşündüm ama üşengeçliğimden açıp bakamadım.
Re: Atılmış
kolum ağrımıştı.iyi geliyordu ama düşündürmüyordu.
Ben noktasız virgülsüz yazan biri olarak direkt hissettim ama neden o da seçmiş bilemiyorum. Kolumu ağrıtıyordu bu taş sektirmek işi ama iyi geliyordu en azından düşündürmüyordum ...
Sonrasında da şöyle okudum. İyi geliyordu ama ağrısından düşündürtmüyordu başkaca şeyleri .
-Hay gözünü sevdiğimin noktası virgülü meğer ne zormuşum ben okuyucuma !!!!