UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Arkabahçe

15 Mar 2010
nurten aksakal

Bugün önce "Arkabahçe" ardından da "Estamira" adlı filmleri izledim.

"Arkabahçe" Meksika'da Juarez adlı bir şehirde yaşanan kadın cinayetleri ve bu cinayetler arkasındaki ekonomik ve politik nedenleri deşifre etmeye çalışan bir film. Bir kadın olarak bu filmi izlemek hiç kolay olmadı benim için.
Film, bilindik bir konuyu artık her ülke için meşru sayılabilecek 'sermaye- politika','polis-yasadışı ilişkiler' ikilemleri içinde ele alırken ilk bakışta yeni bir şey söylemiyor eleştirisine maruz kalabilir. Ancak film bu tür sıradan yaklaşımlara cevabını da film içinde veriyor.

Şehirde kadın cinayetleri ve cinsel suçlar öylesine artmıştır ki artık ölüm haberleri gazetelerde neredeyse kendisine yer bulamaz hale gelir. Zaten ülkede kadınlara karşı işlenen suçlarda(şiddet, taciz, hatta cinayetler) zanlı genel olarak ceza almadan kurtulmaktadır. Bu durumda hemen hemen her hafta bir kadın vahşi bir şekilde öldürülmüş olarak çölde bulunur. Zaman zaman onlarca kadının cesedi bulunmaktadır. Seri cinayetler ilk şok etkisinden sonra sıradan ve gündelik bir olaya dönüşür. Ne emniyet güçleri ne de vali olaylara gereken ilgiyi göstermemektedir. Bahane olarak maddi sorunlar gösterilir.Ülke gazeteleri cinayetlere gereken haber değerini göstermedikleri bir noktada kadınlardan oluşan bir sivil toplum derneği haberin Newyork Times'de çıkmasını sağlar. Nihayet vali operasyon için gereken maddi desteği sağlar ve göstermelik bile olsa bir harekat yapılır. Elbette bu kalıcı bir çözüm değildir.

Film, kadınlar çevresinde gelişen bu tekinsiz olayları şehirde bulunan yabancı kaynaklı şirketlerin bu şehirde var olma nedenleriyle de sorgular.

İzlerken hırpalandım, ben zaten bunları biliyorum dedim, ama bu olaylar hala yaşanmaktaysa benim bilmem yetmiyor, hepimizin bilmesi de yetmiyor, biliyor olmamız olayları engelleyemiyorsa belki de filmde anlatılan hikaye gibi alışmış olmalıyız bütün bunlara da dedim. Kendimden utandım. İçim yandı.

Filmin sonunda bir çok ülkede şiddet gören ve cinsel suçlardan öldürülen kadınlarla ilgili sayısal veriler yer aldı. Sayılar inanılır gibi değildi. Oysa sayılar her geçen saat artıyor olmalıydı. Bu akşam haberlerde kendini döven kocasını şikayet ettiği için kasap kocası tarafından kulakları ve burnu kesilen kadının haberini duyduğumda da filmin bitmediğini anladım ve yine kendimden utandım.

Kategori:

21. Ankara uluslararası film festivali

"Arkabahçe" filminde olayları araştıran kadın polis Blanca Bravo'nun (Ana de la Reguera) filmde anlattığı bir hikaye filmin en önemli bildirgelerinden biriydi. Filmin niyeti hakkında uzun uzun konuşmak yerine belki de hikayeyi alıntılamak en iyisi.

""
Hindistan'da bir köyde insanlar önemli bir günü kutlama yapmak için bir araya gelirler. Sohbet ederler, eğlenirler ancak gecenin bir anında ortaya bir kaplan çıkar ve içlerinden birini kaparak onu parçalar ve oradan uzaklaşır. İnsanlar dehşet içinde evlerine dağılırlar. Bir sonraki yıl kutlama için yine bir araya gelirler ancak bu kez kaplanı varlığına dair içlerinde bir korku ve bir tedirginlik vardır. Gece kaplan tekrar ortaya çıkar ve yine içlerinden birini parçalar ve ayrılır. İnsanlar yine korku ve dehşet içinde evlerine dağılırlar. Aynı olayı kutlamak için tekrar buluşacakları vakit geldiğinde artık insanlar korkmuyorlardır. Ona ve yarattığı dehşete alışmışlardır. Çünkü kaplan da artık ritüelin bir parçası olmuştur.