UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Anlaşılmaz Bir Tip

21 Eyl 2008
ozozutemiz

Anton Çehov
Bütün Öyküler I/1880-1884
(Çev:Mehmet Özgül)
Cem Yayınevi
İstanbul
4. Basım
2005
s. 32-34

İndirmek için tıklayın:
Bu öykü forumdan kaldırılmıştır (Bkz: Forum İşleyişi).

Kategori:

Re: Anlaşılmaz Bir Tip

Anlaşılmaz Bir Tip İrdeleme - 1

1) Genç bir kadın… Kadının giyimiyle bulunduğu kompartıman arasında bir karşıtlık vardır. Karşısında genç bir adam. Kısa süreli bir tanışıklığın ardından kadın kendini anlatır.

2) Kadın, genç adama mutlu olmak, gerçek bir insan olmak istediğini söyler. Kadın mutluluğu bekler. Mutlu olmak için çaba harcamaz. Bir gün mutlu olacaktır. Ya birisi onu mutlu edecektir yada bir yerden mutluluk gelecektir. Mutluluğu kendi yaşamından soyutlar. Bunları anlatırken kendine, yaşamına bir gizem katar. Bunlar kadının anlattıklarıdır. Kadın anlattıklarına inanmaktadır aynı zamanda. Ama gerçeklik kadının anlattığı gibi değildir. Genç kadın, kendini temellendirirken bir genelleme yapar.“Her sıra dışı kadın” der. Gösterişli, parıltılı bir yaşam ister. Genç kadın kendini haklı çıkarmak için bu genellemeye başvurur. Kadının düşündüğü yaşam ile gerçekliği birbiriyle örtüşmez. Kadın düşünür ama adım atmaz. Adım atmamasını da gerekçelendirir. Düşlediği yaşam gerekçelerle sürekli ertelenir. Peki yaşamı bin bir gerekçeyle erteleyen şey nedir? Küçük burjuva bilincidir. Kadın tipik bir küçük burjuvadır. Bu anlayış yaşamını belirler.

3) Genç kadın toplumun değer yargılarını kıramaz. Yoksul bir ailenin çocuğudur. Toplumdaki sınıf atlama isteği kadını da biçimlendirir. Kadın için, sınıf atlamanın bir yolu da varsıl bir eş bulmaktır. Varsıl bir eş bularak kadın, sınıf atlayacaktır.

4) Genç kadının aşk anlayışı da yaşamına uygundur. Sevdiğini söylediği bir adam vardır. Bu sevgiye de bir gizem katar. “Tanrı tanığım olsun, böyle biri var!” der, Sevdiği adam var mıdır, yok mudur bilinmez. Genç kadın nasıl yaşamını erteliyorsa, aşkı da öyle erteler.

5) Çehov öyküye “anlaşılmaz bir tip” adını koyar. Yazar burada ironi yapar. Genç kadın anlaşılmaz bir tip değil, anlaşılır bir tiptir. Kendine ne kadar Dostoyevski tipi çilekeş dese de, yaşamında hiçbir gizem yoktur. Sıradan biridir.

6) Genç adam memurdur. Sosyeteye özenir. Sosyeteye ilişkin öyküler yazar. Gizemli görünmek ister. Bu gizem onun etiketidir. Genç kadında, genç erkek de sıradanlıklarını gizemle örtmeye çalışırlar. Onların isteği sınıf atlama isteğidir.

7) Öykünün sonunda Çehov ortaya yeni bir sorun koyar. Genç kadın mutlu olmak için varsıl yaşlı biriyle evlenmiş, bu adam ölmüştür. Mutlu olmasının önünde yine bir engel vardır. Yine varsıl bir yaşlıyla birlikte olacaktır. Bu sorun karşısında genç adam susar… kadın susar… Çehov burada küçük burjuva bilincinin çıkışsızlığını güneşin batışıyla simgeler.


İzlek
Küçük burjuva bilinci, yaşamı ertelemek üzerine kurulu bir düzensizliktir.


Re: Anlaşılmaz Bir Tip

"Anlaşılmaz Bir Tip" betimlemesiyle Çehov, gene ironi yapıyor, "Akıllı Kapıcı" da olduğu gibi.
Her iki öykü kişisi de kendini sıradışı sanan, yada öyle göstermeye çalışan, sıradan, anlaşılabilir tiplemelerdir. Kompartıman, bir kompartımandan çok tiyatro sahnesi gibidir, Kadın ile genç Voldamer de oyunlarını sergilemektedirler. Öykünün dili, Çehov daha önce yazdığı oyunların etkisinde değilse, daha çok oyuna yakın bir dil. Sanki repliklerin arasında sahne tanımlanmaktadır.
“ Kadın heyecanlıdır…Karşısındaki kanapede genç bir adam oturmaktadır…”
Konuşmalar, davranışlar fazla coşkulu, abartılı, samimiyetten uzak, daha çok bir oyun sahnesi gibi.
Genç adam, kadından sosyeteye dair bilgiler almak hevesinde muhtemelen, yada buna yakın hevesler, Kadınsa ünlü olmak sevdasından vazgeçmiş değil, sosyete gazetesinde bir “nuvelle” ye konu olmak,. onu, istediği üne kavuşturabilir.
Kadın için, insan olmak, zengin ve ünlü olmak anlamına geliyor, anlattıklarından bunu anlıyoruz. O nedenle özlemini çektiği aşk, inandırıcı değil. Neden başka yaşlı bir ihtiyara mecbur, bunu açıklayan somut bir bilgi yok ama anlaşılan bu kendi isteklerinin yarattığı bir mecburiyet.
Üçüncü kişi lokomotif: “O sırada buhar püskürterek ıslık çalıyor…” Ne diyor acaba? Dalga mı geçiyor onlarla, “pes yani” mi diyor acaba? Ve güneşle beraber perde kapanıyor.
Sanırım yolculuk bitince bunca “derin paylaşım” da sona erecek.
Herkes yarattığı sahte dünyaya kendini fazlasıyla kaptırmış, içinde bütün mevkileri barındıran tren hariç.


Re: Anlaşılmaz Bir Tip

Öyküde şu kısmı okuyunca takıldım kaldım:

""
Yazar kadının elini bileğinin üstünden tutup öptükten sonra şöyle mırıldanıyor:
- Siz bulunmaz bir kadınsınız! Elinizi değil, insanca acılarınızı öpüyorum ben. Raskolnikov'u anımsar mısınız? O da böyle öperdi...

Biraz araştırınca boşuna olmadığını da gördüm. Raskolnikov'un Sonya'yı öpmesinden söz ediyor Çehov. Ancak Raskolnikov bir fahişe olan Sonya'nın ayaklarına kapanıp öpüyor onu. Dolayısıyla Çehov'un öyküsünde "insanca acılarınızı öpüyorum" lafı tümüyle bir tersinlemeye dönüşüyor. Raskolnikov'un romanın sonuna denk gelen bu eylemle "arınma"sı Çehov öyküsünün yazar karakterinin elinde pespaye ediliyor.


Re: Anlaşılmaz Bir Tip

öykü üzerine konuşmadan önce çeviride dikkatimi çeken bazı noktalara değinmek istiyorum.

1) "yarı uzanmak" eylemi dikkatimi çekiyor önce. Bir eksiklik var sanki burada. "yarı uzanmış/uzanır vaziyette oturmak/durmak" gibi bir şey denilebilirdi sanıyorum. "Geçen gün yarı uzanmıştım ki..." gibi bir cümle kurunca garipliği daha çok ortaya çıkıyor sanırım bu cümlenin.

2)"çepeçevre saçaklı değerli bir yelpaze" tamlamasında arka arkaya gelen tamlayanlar sorun yaratmıyor mu? "çepeçevre saçaklı bir yelpaze" olabilirdi, "değerli bir yelpaze" ve "her yanında saçak olan değerli bir yelpaze" de bana göre mümkündü, ama bu hali aksıyor gibi geliyor. belki de arada bir virgül de yetebilirdi. sorunun tam adını koyamıyorum, ama anlatabilmişimdir sanırım derdimi.

3)çeviri ile ilgili değil ama, "ikide bir"in ayrı yazılması nasıl savunulabilir? baktığım kadarıyla tdk ve adam yazım kılavuzu bukonuda hemfikir ve ayrı yazıyor bu sözcüğü. ama tek tek anlamlarında uzaklaşıp yeni bir anlam kazanan sözcük grupları birleşik yazılmıyor mu? artık bu laf ile "her iki durumdan birinde" demekten öte "neredeyse her zaman" dediğimiz için tek tek anlamlarını yitirdiklerini söyleyemezmiyiz? fikrimi daha tutarlı hale getirecek ikinci bir örnek aklıma gelmedi şu anda, benzer durumda olup birleşik yazılan. ne dersiniz?

4)"ruhunu okumaktadır" derken ise bariz biraz anlatım bozukluğu sözkonusu. "onu avucunun içi gibi bilmekte, onun ruhunu okumaktadır" denmesi gerek.

5)"ya kuşkular, insanlara, kendine güvenememenin verdiği acılar" derken sıralanmış olan iki nedenden biri kendi içinde virgül ile ayrıldığında araya virgül değil noktalı virgül koymak gerekmiyor mu? "ya kuşkular; insanlara, kendine güvenememenin verdiği acılar" örneğindeki gibi...

6) "yazar kadının elini bileğinin üstünde tutup..." derken yazarımız bir anda kadın oluverdi sanırım. birini "yazar kadın" olarak betimlemek sık rastlanır bir durum değil ancak çehov'un böyle olası bir üslubu olabileceğini düşünürsek bir virgül ile bu olasılığı ortadan kaldırmak gerekiyor. "Ee, yazar adamın hali bir başka olur" denebilir diye düşünerek virgülün zorunlu olduğunu düşünüyorum. "yazar, kadının elini bileğinin üstünde tutup..."

7) "zengin, ama yaşlı" derken virgüle gerek var mı? "zengin ama yaşlı" diye yazılır diye biliyorum.

Cool "hakkını yememek gerekir, gençliğinde birçok savaşta kahramanca çarpışan yaşlı generalin iğrenç okşamalarına dayanamıyordum" cümlesinde bir anlam hatası ortaya çıkıyor. bunun nedeni sanırım rusçanın sözdiziminden türkçeye geçişteki bir sıkıntı. bu cümleye göre, "hakkını yemek istemediğim"iz şey, "iğrenç okşamalara dayanamamak" oluyor. "hakkını yemeyeyim, o iğrenç okşamalara dayanamıyordum" diyor burda kadın. oysa şu olmalıydı: ""hakkını yememek gerekir, gençliğinde birçok savaşta kahramanca çarpışmış, ama ben (yine de) yaşlı generalin iğrenç okşamalarına dayanamıyordum". sizce?

Sonuç: Çehov öykülerinin çevirisi için tercih edilen belli bir yazar var mı? ataol behramoğlu'nun birkaç oyununu çevirdiğini gördüm, ama öyküleri için tavsiye edilen çevirmen kimdir?

Yorumlarınızı bekliyorum.


Re: Anlaşılmaz Bir Tip

""
1) "yarı uzanmak" eylemi dikkatimi çekiyor önce. Bir eksiklik var sanki burada. "yarı uzanmış/uzanır vaziyette oturmak/durmak" gibi bir şey denilebilirdi sanıyorum. "Geçen gün yarı uzanmıştım ki..." gibi bir cümle kurunca garipliği daha çok ortaya çıkıyor sanırım bu cümlenin.

Öyküdeki kullanımıyla "...yarı uzanmış." tanımı çok yadırgatıcı gelmedi bana.

""

2)"çepeçevre saçaklı değerli bir yelpaze" tamlamasında arka arkaya gelen tamlayanlar sorun yaratmıyor mu? "çepeçevre saçaklı bir yelpaze" olabilirdi, "değerli bir yelpaze" ve "her yanında saçak olan değerli bir yelpaze" de bana göre mümkündü, ama bu hali aksıyor gibi geliyor. belki de arada bir virgül de yetebilirdi. sorunun tam adını koyamıyorum, ama anlatabilmişimdir sanırım derdimi.

Senin önerdiğin "saçak olan" tanımlamasındansa öykünün çevirmenin kullandığı tamlama biraz uzun da olsa daha yerinde geldi bana.

""
3)çeviri ile ilgili değil ama, "ikide bir"in ayrı yazılması nasıl savunulabilir? baktığım kadarıyla tdk ve adam yazım kılavuzu bukonuda hemfikir ve ayrı yazıyor bu sözcüğü. ama tek tek anlamlarında uzaklaşıp yeni bir anlam kazanan sözcük grupları birleşik yazılmıyor mu? artık bu laf ile "her iki durumdan birinde" demekten öte "neredeyse her zaman" dediğimiz için tek tek anlamlarını yitirdiklerini söyleyemezmiyiz? fikrimi daha tutarlı hale getirecek ikinci bir örnek aklıma gelmedi şu anda, benzer durumda olup birleşik yazılan. ne dersiniz?

Good Güzel saptamalar.

""

4)"ruhunu okumaktadır" derken ise bariz biraz anlatım bozukluğu sözkonusu. "onu avucunun içi gibi bilmekte, onun ruhunu okumaktadır" denmesi gerek.

Yine bana garip gelmedi "ruhunu okumak" tanımı. Bizdeki tam karşılığı ise "ciğerini okumak". Bkz.: Ömer Asım Aksoy, Deyimler Sözlüğü, madde: 4305. Ama deyimin zaman içinde kazandığı argo ağız burada kullanılmasını engelliyor bana kalırsa.

""
5)"ya kuşkular, insanlara, kendine güvenememenin verdiği acılar" derken sıralanmış olan iki nedenden biri kendi içinde virgül ile ayrıldığında araya virgül değil noktalı virgül koymak gerekmiyor mu? "ya kuşkular; insanlara, kendine güvenememenin verdiği acılar" örneğindeki gibi...

Bu noktalı virgül ile virgül kullanımının karıştığı yerler çok tartışma konusudur zaten. Ancak senin yaptığın gibi de öykünün çevirmeninin kullandığı gibi de kullanılabiliyor. Bence önemli olan birinden diğerine atlayıp durmamak, yani dilsel tutarlılık.

""
6) "yazar kadının elini bileğinin üstünde tutup..." derken yazarımız bir anda kadın oluverdi sanırım. birini "yazar kadın" olarak betimlemek sık rastlanır bir durum değil ancak çehov'un böyle olası bir üslubu olabileceğini düşünürsek bir virgül ile bu olasılığı ortadan kaldırmak gerekiyor. "Ee, yazar adamın hali bir başka olur" denebilir diye düşünerek virgülün zorunlu olduğunu düşünüyorum. "yazar, kadının elini bileğinin üstünde tutup..."

Özneyi virgülle ayırıp ayırmamak da bir başka sorun. Bence her zaman şart değil. Burada virgülden ziyade kısa soluklarla işi çözüyoruz. Leyla Erbil'in dediği gibi virgülüin gerektirdiğinden daha kısa ya da uzun soluklarda konuşma dilinde. Bunu yazıya dökmek ise zor iş. Sonuçta tercihe kalıyor yani.

""
7) "zengin, ama yaşlı" derken virgüle gerek var mı? "zengin ama yaşlı" diye yazılır diye biliyorum.

""

"Ama", "ya da" kullanımlarında da benzer bir sorun var. Yaşı biraz daha büyük olan yazarlara (eskilere dememek için kasıldım bu kadar) bakınca çok rastlanıyor bu duruma. Artık senin dediğin gibi kullanıyoruz. Neredeyse yerleşti bu. Ancak eski alışkanlıklar farklı olabiliyor: "Ama"dan önce virgül kullanmamak ve "ya da"dan önce virgül kullanmak gibi örnekler pek çok sayıda gösterilebilir.

Cool "hakkını yememek gerekir, gençliğinde birçok savaşta kahramanca çarpışan yaşlı generalin iğrenç okşamalarına dayanamıyordum" cümlesinde bir anlam hatası ortaya çıkıyor. bunun nedeni sanırım rusçanın sözdiziminden türkçeye geçişteki bir sıkıntı. bu cümleye göre, "hakkını yemek istemediğim"iz şey, "iğrenç okşamalara dayanamamak" oluyor. "hakkını yemeyeyim, o iğrenç okşamalara dayanamıyordum" diyor burda kadın. oysa şu olmalıydı: ""hakkını yememek gerekir, gençliğinde birçok savaşta kahramanca çarpışmış, ama ben (yine de) yaşlı generalin iğrenç okşamalarına dayanamıyordum". sizce?

Good İsabetli bir değini. Katılıyorum.

""
Sonuç: Çehov öykülerinin çevirisi için tercih edilen belli bir yazar var mı? ataol behramoğlu'nun birkaç oyununu çevirdiğini gördüm, ama öyküleri için tavsiye edilen çevirmen kimdir?

Bu başlıkta belirtmiştik, öykü incelemelerinde kullandığımız çeviriler Mehmet Özgül'e ait. Türkçe'deki en başarılı Çehov çevirileri ona ait diye biliyorum ben. İletişim yayınlarından çıkan Bütün Öyküler'ini temel alıyoruz.

Dikkatli okuman için teşekkürler. Alkış


Re: Anlaşılmaz Bir Tip

Bir de kadın yerine "bayan" kullanımı var,daha doğrusu ikisi bir arada kullanılıyor. Bayan kelimesi, bilmem?