UzunHikâye Öykü, inceleme, eleştiri



Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

26 Haz 2011
eren

"Filmin hayatı boyunca Şişli'nin doğusuna geçmemiş bir ekip tarafından çekildiği o kadar belli oluyor ki, yapım ekibinin tamamının Amerikalı (ya da Marslı) olduğunu söyleseler hiç şaşırmazdım. Anadolu'yu koyun sürülerinden ibaret bir coğrafya sanıyorsunuz herhalde. Keşke başkalarına anlatmaya kalkmadan önce anlamayı deneseymişsiniz."

1. O şarkılar kayıp değil. Film boyunca dinlediğimiz şarkıların/ türkülerin çok büyük bölümü zaten bilinen, kendi ölçeklerinde popülerliğe ulaşmış eserler.

2. Olur olmaz her şarkının/ türkünün stüdyo müziğiyle desteklenmesi bir zorunluluk değildir. Pek çok şarkı/ türkü stüdyo müziğine karşı koyamadığı için arada ezilip kalmış.

3. Filmin hayatı boyunca Şişli'nin doğusuna geçmemiş bir ekip tarafından çekildiği o kadar belli oluyor ki, yapım ekibinin tamamının Amerikalı (ya da Marslı) olduğunu söyleseler hiç şaşırmazdım. Anadolu'yu koyun sürülerinden ibaret bir coğrafya sanıyorsunuz herhalde. Keşke başkalarına anlatmaya kalkmadan önce anlamayı deneseymişsiniz.

4. Görüntü yönetimine bir şey söyleyemem, ama keşke her gördüğünüz kuşu çekmeseymişsiniz. Müzik belgeseli mi izledim, kuş gözlem topluluğunun dönem gösterimine mi girdim, hâlâ emin değilim.

5. "Gezelim Görelim" programı sizin bu yaptığınızı yıllardır yapıyor. Önünüzde bu kadar örnek varken hâlâ nasıl bu kadar başarısız bir iş çıkardığınızı çok merak ediyorum.

6. "Bir iki enteresan görüntü, iki halk hikâyesi, bir kaç tane de halk oyunları ekini koyalım, üstüne de gaz müziği basarız, bizim millet çok sever," mantığınızın en kısa zamanda batıp sizi tüketmesini diliyorum.

7. Şunu yapmak için gerçekten 8 yıl uğraştıysanız zamanınızı bayağı boşa geçirmişsiniz. İletişim Fakültesi öğrencilerine mezuniyet projesi olarak verseniz iki ayda bunun altından kalkarlardı.

8. Umarım bir daha araştırma yapmadan böyle işlere girişip sinirimi bozmazsınız.

İmza: Erdener Abi

Kategori:

Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

Erdener Abi kimmiş merak ettim doğrusu. Smile


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

Erdener Abi Kaan Ertem'in mizahi bir karakteri olacaktı yanılmıyorsam.

Beni düşündüren, yazının dilindeki "küçümseyici" ton oldu. Anadolu'nun Kayıp Şarkılarını izleyip beğenen birisi olarak, beğenimin "bilmediğim bir zevksizlik" içerip içermediğini düşündüm.

Film olarak son yıllarda önümüze gelip de, tepeden tırnağa "pazarlama çabası-ucuzluk" kokan o kadar çok yapımla karşılaştım ki. En azından bu çalışmanın belgesel gibi, en az izlenen bir türde oluşu bile benim için yeteri bir izleme nedeniydi.

"...hayatı boyunca Şişli'nin doğusuna geçmemiş" olmak sanatsal değerleri olan bir şey yaratmak için nasıl bir "vahiy"sel önem taşıyor bilmiyorum, ama google earth'dan bakarak İstanbul'la ilgili roman yazan birisinin olduğunu biliyorum.

Her neyse. Filmdeki müzik parçalarının çeşitli eklentilerle-düzenlemelerle farklı bir tarza-değişik bir tınıya dönüştüğünü izleyenler fark etmişlerdir. Türk Halk Müziği'nin sadece bir bağlamayla, bir kavalla, bir meyle yapılabileceğine, yapılması gerektiğine inananlar olabilir. Bense tüm sanat dallarında olduğu gibi, müzikte de yeni arayışların gerekliliğine, kalıplaşmış yöntemlerle yapılacak sanatın gelişemeyeceğine inanırım.

Belgeseli izleyen arkadalşarın izlenimleri ne oldu acaba. Merak ettim. Ben beğendim. Bir "ucuz sanat" şişirilmiş bir bakış, sömürülen bir izleyici yaklaşımı göremedim.

Farklı düşünen var mı acaba?


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

Belgeselden kısa tanıtımlar izledim yalnızca, yanlış hatırlamıyorsam.


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

İzleyenler belki "Otel Odaları-Bir Valize Sığan Hayatlar" (Yöresellik bağlamında benzer izler taşıdığını düşünüyorum nedense iki çalışmanın, ama ince işlenmiş, özenli bir yapıt olarak kalmış aklımda bu belgesel) belgeseliyle karşılaştırarak kimi bilgiler aktarabilirler.


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

Filmi daha önce izlemiş başkalarının da olması ne güzel. "Keşke başkaları da izlese," diyeceğim, ama ona da dilim varmıyor. Mehmet Sürücü'nün yorumlarına kısaca yanıt vermeye çalışayım. Lâkin bu yanıtların sizin şahsınıza ya da beğeninize dönük olmadığını belirteyim. Bir filmi beğenenler olabileceği gibi ona sinirlenenler de olabilir Smile

Mehmet Sürücü dedi ki:
Beni düşündüren, yazının dilindeki "küçümseyici" ton oldu.

Küçümseyici olmaya çalışmamıştım. Fakat notlarımı tutarken filmi henüz izlemiş ve çok sinirlenmiştim. Belki benim öfkemi siz "küçümseme" olarak okudunuz, belki de ben hislerimi yeterince iyi aktaramadım. Öyleyse kusuruma bakmayın.

Açıkçası ben bu filmin de "tepeden tırnağa pazarlama" olduğunu düşünüyorum. Filmi izlerken bilmediğim o kadar az şeyle karşılaştım ki, "bunun neresi kayıp" diye defalarca sormadan edemedim. Zaten bilinen, hem de çoğu bayağı iyi bilinen şeyleri "kayıp" zannetmek de ancak film ekibinin eli yüzü düzgün bir araştırmaya yaslanmadığının göstergesi olabilir herhalde.

""
"...hayatı boyunca Şişli'nin doğusuna geçmemiş" olmak sanatsal değerleri olan bir şey yaratmak için nasıl bir "vahiy"sel önem taşıyor bilmiyorum, ama google earth'dan bakarak İstanbul'la ilgili roman yazan birisinin olduğunu biliyorum.

"Hayatı boyunca Şişli'nin doğusuna geçmemiş" olmak elbette sanatsal anlamda pek bir şey ifade etmiyor. Söylemek istediğim, Anadolu'ya dönük bu tepeden, yabancı bakışın, turist bakışının Anadolu'nun kayıp şarkılarını aramaya çıkmasının ancak böyle kof bir sonuç verebileceğiydi. "Belgesel" olma iddiasındaki böyle bir filmin hiç olmazsa "anlamak" gibi bir derdinin de olması gerektiğini düşünüyorum. Bu arkadaşlar, gördüklerini pazarlamaktan başka bir şey yapmıyorlar bence. Bu film, benim görüşüme göre, olsa olsa Turizm Bakanlığı'nın tanıtım filmi falan olur: "Bizde çok çeşitlilik var, beğen beğen al, ohoooo".

""
Filmdeki müzik parçalarının çeşitli eklentilerle-düzenlemelerle farklı bir tarza-değişik bir tınıya dönüştüğünü izleyenler fark etmişlerdir. Türk Halk Müziği'nin sadece bir bağlamayla, bir kavalla, bir meyle yapılabileceğine, yapılması gerektiğine inananlar olabilir. Bense tüm sanat dallarında olduğu gibi, müzikte de yeni arayışların gerekliliğine, kalıplaşmış yöntemlerle yapılacak sanatın gelişemeyeceğine inanırım.

Halk müziğinin tek sazla çalınması gerektiğine inananlardan değilim. Belirli bir yoruma bağlı kalınmasını da savunmam. Ama yönetmen belli ki kendi gitar sololarını bize "gösterdiği" yerel sanatçılardan fazla önemsemiş.

Bu film "Anadolu'nun Kayıp Şarkıları" başlığıyla değil de "Anadolu'ya Müzikal Bir Bakış" adıyla piyasaya sürülseydi yukarıda söylediklerimin çok büyük bölümünü sektirmeden geri alırdım. Çünkü o zaman vurgu "kayıp şarkılar"da değil "bir müzisyenin Anadolu müziğiyle hasbıhali"nde olurdu (ve bence filmi daha güzel nitelerdi). Başka bir deyişle, beni rahatsız eden, sunulan şeyin hiçbir araştırmaya dayanmadan hiç de kayıp olmayan şeyleri "kayıp" diye yutturmaya çalışması. Eğer öyle olmasaydı, bunu Anadolu ezgilerini yeniden yorumlayan bir müzisyenin ilgiye değer çabası olarak görebilirdim.


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

Otel Odaları-Bir Valize Sığan Hayatlar belgeseli hakkında bir iki şey söyleyecek olursam; her bölümü bence harika bir çalışmaydı. Bir otelde yaşamının son günlerini yaşayan, tüm varlığı bir bavula sığdırılmış insanlar. Çilekeş, yanlız insanlar. Arabeske uzak anlatımıyla, yürek burkucu öyküleri şiir ve müzikle harmanlayan bir belgeseldi.

""
"Bir filmi beğenenler olabileceği gibi ona sinirlenenler de olabilir"

Eren haklı tabi ki pek çok yanıyla. Ama bu biraz da beklentilerle ve olan arasındaki hayal kırıklıkları ile de ilgili galiba.

Uzanabildiğim üzümlerle biraz da.


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

Yapılan yorumları okuyunca bu akşamı Otel Odaları'nı izlemeye ayırdım. Yapım ekibinin, bu türden belgesellerde alışık olduğumuz "Savaş Ay tipi duygu sömürüsü"ne tevessül etmemiş olması ilk dikkatimi çeken şey oldu. Ana haber bültenleri "unutulmuş Yeşilçam oyuncusunun dramı"nı o kadar sömürmüş ki, artık o dramlara kulak asmaz olmuşuz. O nedenle Otel Odaları'ndaki mesafeli anlatımı beğendim. Barış'ın işaret ettiği "yerellik" açısından da Anadolu'nun Kayıp Şarkıları'na göre daha başarılı buldum. Çekim ekibi İstanbul'dan çıkmış yola, ama otellerde kalan insanların hayatları hakkında ahkâm kesmiyor, onların hayatını onlara anlatmaya kalkışmıyor. Yer yer "bedel ödediniz mi?", "bu arkadaş neden otellerde yalnız kalmış sizce?" gibi sorularla anlatımı yönlendirmeye çalışsalar da neticede hikâyenin sahibine sadık kalıyorlar.

""
Eren haklı tabi ki pek çok yanıyla. Ama bu biraz da beklentilerle ve olan arasındaki hayal kırıklıkları ile de ilgili galiba.

Herhalde ben "kayıp şarkılar" kısmına fazla takıldım Smile Şimdi okuyunca, bütün yazdıklarımın "kardeşim o şarkılar kayıp falan değil" biçiminde özetlenebileceğini düşünmeye başladım Smile Beşer.


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

İki gündür yazılanları severek okudum ve yazmak için bekledim. Sanırım zaman geldi:)

Eren'in, Anadolu'nun Kayıp Şarkıları için yaşadıklarının benzerini İki Dil Bir Bavul'da yaşamıştım. Herkesin muhteşem, herkes izlemeli dediği şey, bizim her gün yaşadığımız olağan ve "gerçek" bir şeydi ve film bana sıradan gelmişti. Sanırım Eren'in yaşadığı da bu. Oradaki şarkıları, yöreleri, hatta kişilerin bazılarını bile tanıyorduk ve belgeselin 8 yılda hazırlanmış olması bize tuhaf geldi.

Yönetmenin, belgesele tabir yerindeyse çok fazla dışarıdan baktığını sezdiği için Eren'i kutlarım. Zira bunu anlamak lazım. Ben belgeseldeki türkülerin düzenlemelerine ön yargılı değilim ama çoğunlukla, türküleri bastırdığını ve çok fazla öne çıktıklarını düşünüyorum.

Yine de karşı düşünceyi içimde saklıyorum. Belgesel, bilmediğimiz bir gerçeği bize gösterme, tanıtma, farkındalık yaratma amacıyla oluşturulan bir eserse eğer, yabancılar için amacına ulaşabileceğini düşünüyorum. Fatih Akın'ın İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmekbelgeselini hatırlıyorum da, yabancılar epey sevmişti.


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

Ne kadar tuhaf.
İzlediğimde coşmuşum. (şarap mı fazla kaçtıydı acaba?)

http://www.uzunhikaye.org/icerik/anadolunun-kayip-sarkilari


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

Benim hatam, daha önce gönderilip gönderilmediğini araştırmadan, ilk ben hakkında bir şeyler yazıyormuşum gibi davranmışım. Mehmet Sürücü'nün yorumunu da şimdi kendisi linki verince gördüm.


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

""
"Benim hatam"

Bence bu değini doğru değil. Çünkü ortada bir hata yok. Duygularımızı, bir şey karşısında(kitap-film-yaşam) hissettiklerimiz paylaşıyoruz. Bunların örtüşmesi de gerekmiyor hiçbir zaman. Biz sadece, ben tarafından bakıyoruz.
Bilmiyorum. Belki daha birkaç şey söylenebilir bu konuda.


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

Esasında "hata" dediğim görüşlerimizin çatışması/örtüşmemesi değil, daha önce Uzun Hikâye'de üzerine konuşulmuş bir konuda hiç konuşulmamış gibi davranmış olmamdı. Elbette haberdar olmadığım (ve o anda aramayı da akıl edemediğim) için böyle bir şey ortaya çıktı. Eğer arama yapsaydım, yazıda hiç olmazsa sizin yazdıklarınıza da sataşabilirdim. Hazır açık çek de vermişsiniz. Neler talep etsem diye düşünürdüm Smile


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

Haklısın.
Kesin karlı çıkardın.
Gerçi taleplerin hala geçerlidir. İste. Yapabildiğim beni mutlu eder.


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

Mehmet Sürücü dedi ki:
Gerçi taleplerin hala geçerlidir. İste. Yapabildiğim beni mutlu eder.

Yok, öyle haksızlık olur Smile Sizin önerinizle izlemedim ki filmi, şimdi talepte bulunayım Cool


Re: Anadolu'nun Kayıp Şarkıları

"Anadolu'nun Kayıp Şarkıları"nda "kayıp" sözcüğüne ve girişteki iddialı tanıtıma, eren'in sebepleriyle ben de itiraz ediyorum.